Fanusta gibiyiz..Fanus canlıları olarak birbirimizi kolay anlarız,ortak bir dilimiz var çünkü..Oysa dışarıda bizi anlamamayı ya da yanlış anlamayı bekleyen çok fazla insan var..
Fanustan dışarıyı nasıl görüyorsan,dışarısı da fanusu öyle görür..aslında hepsi "şaşı bak şaşır" gibi..
Yaptığım bi çok şeyin amacında bi hata var. Yanlış bişeylerin üstüne kuruyorum temellerini yaptıklarımın.
Sonra bi yerden patlak veriyor, sonra da içimi sıkıyor, canımı acıtıyor inceden..
Bişeyleri gerçekten istediğim için yaptığımdan...
Özlediğim bazı anlar var. Sanki kokuları, mekandaki ışığı bile anımsıyorum. O anda üzerimde olan ceketin kadifesini hissediyorum. Düşününce, hayal edince bu kadar yakın. Oysa asla geri dönmeyecek uzak zamanlar... Sadece yapmaktan mutlu olduğum basit bir şeyi yaptığım zamanları özlüyorum, mesela bir kahve içmeyi arkadaşlarla (ama illa o sevdiğim kafede)......
İstanbul uyuyordu dizlerimde.
Sen susuyordun.
Öyle güzel bakıyordu ki martılar sana.
Ben "Bak bana bakıyor işte." deyişlerinde yakıyorum ardımda bıraktığım her bir hüznü.
Yakıyordun seninle olamadığıma kızdığım her bir zamanı. Öyle güzel bakıyordun ki martılara,
Sen onlara koşuşturdukca telaşını
Ben sana koşuyordum, susam susam.
Tutma şu...
İzin verirseniz, şuracıkta, kendi kendime düş görmek istiyorum...
Belki de mutluluk sadece kovalayabildiğimiz birşeydir, Belki de onu asla yakalayamayacağız.
İnsanları genelde yalan söylediklerinde dinlemeyi severim, olmak istedikleri ama olamadıkları insanı anlatırlar
"Onlar senden neden nefret ederler biliyor musun, çünkü sana her baktıklarında ne kadar sıradan olduklarını anlarlar..."
"Çaya şeker attın, kafi dedin bıraktın. Tatlandırmadın..."
Sensiz geçen zaman-ı hayatın kazası yok...
... Üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü Karşısında önüm açık gezerdim...
İbrahim Tenekeci
Kimseyi kıramam ben kendimden başka Dümen bile kıramam incinir diye rota
Ve fırtınayı severim sizden iyi olmasın ...Götürür çünkü beni o ateşin girdabına Hangi çocuk üstlenir bir girdabın suçunu Çığ düşüyor başıma, biraz kar yağsa Karşılıksız çıkıyor gülmenin tüm çekleri Titriyorum, dağa nişan alan bir çocuk gibi Ya bir vuruşta devrilmez, yürürse üzerime Evet, inanasım gelmiyor gözümün gördüğüne Nasıl her şey kilitliyse açık denizde Nasıl korkarak büyüyorsa astım çiçeği Bir mermer gibi eriyorum hayatın kapısında Hüzün bandıralı bir gemi cansuyumda Seyretmeye doymuyor, öpüyor sonra beni
Ey gitmek denen serseri Gelinlik kuşlar gibi Sekip durma göğsümde Yağmuru bıçakladım ben Bıçaklarım seni de...