hayatımın en önemli kilit taşlarından biri benim için almanya yaşantımdı 2 seneye yakın yollarını arşınladım...vay be
ilk gidişim ürkütücüydü,heyecan,korku,ümit...kıl tüy...frankfurt havaalanı'na inişimle beynimde çakan şimşekler 'nerdeyim la ben' seslerinin yankısı(baya şiirsel gidiyorum dimi) bavulları beklerken 'aha kesin bavul kayboldu' korkusu sardıkça 'ulan bokmu vardı oturaydınya evinde' serzenişleri de artmaya başlamıştı (ki benim gibi bir adam böyle laflar edecek normalde pöh ),allahtan ilk aşamayı başarıyla geçmiştim,neyse bir de 30-35 dakika pasaport kontrol gişelerini arayışım var,bakıyorum tabelaları okuyorum ama beyin dönmüş sudan çıkmış balık gibi ne yaptığımı bilmiyorum,en sonunda buldum ama...kalbim çıkıyor yerinden ulen birde bişey olursa almazlarsa vizede yamuk olursa halbuki herşey temiz korkacak bişey yok ama işte dedim ya beyin dönmüş...hiçbirşey olmadı geçtim,aha bitti aha çıkış kapısı aha 'exit' derken schuldigung(şuldigung) sorry pardon şeklinde üç dilde ''afedersiniz'' konçertosu beynimden aşağıya kaynar sular dökülmesine sebep oldu...'bittin(pire oldun) olm bittin,havayı koklayamadan geri dönüyosun,şansıma sıçayım' paranoya dağlarında keklik avlıyorum kendi kendime hayıflanıyorum ama nafile arkamı döndüm sarışın bi lavuk daha doğrusu ayıdan bozma bir alman beni çağırıyordu 'onca adam var şurdan çıkan bi benimi buldun şerefsiz' diye baya bi yüksek sesle söylenmişim ki elemana yanımdan geçen Türk olduğu her halinden belli bir aile bana gülümsemişti...gittim adamın yanına bekliyorum kusura bakmayın tipinizi beğenmedik sizi alamıyoruz gibi laflar ama adam bana çantanızı açın dedi, bavulu açmaya çalışırken yo o değil diğer küçük çantayı dedi lavuk 'ne oldu' diye sordum o da 'kontrol' dedi,bu sefer aklım çantamdaki dede yadigarı çakıya gitti görürse alır diye kurmaya başladım,içimde rahattı en azından sınırdışı etmeyecekler diye,biraz olsun rahatlamıştım...çantayı açmaya hazırlanırken eleman 'ilk kez mi geldiniz(çok belli etmişim demek ki)' , 'evet' , 'alkol getirdiniz mi?' dedi bende 'evet bir şişe' dedim 'ne var dedi votka viski' bende diyorum bu herif rakıyı bilir mi diye nasıl diyecem rakıyı derken o bana sordu'yoksa RAKi mi? ...ağlayacak gibi oldum utanmasam herifi öpecektim 'evet raki raki' diyebildim...kısa ve özdü ''okey okey'' dedi eleman attım sırtıma çantayı ''pooaah allahım sana şükürler olsun'' nasıl rahatlamıştım anlatamam...ve yüzümü yeni bir yaşantıya doğru çevirmiştim kapı açıldı dışarı çıktım ama hesaplar tutmadı yine geri döndüm...to be continued