başta belirtmek isterim ki bu şiirlerin hiç biri hislerimin büyüklüğünü anlatmaya yetmiyor...ayrıca hepsini anlatacak kadar da güçlü bir kalemim yok sadece bir kaç karalama
γαкαмσz'α
yalnızlık nöbeti
ansızın bir titreme alır bedeni
failindedir hep aklı,
kişi, hiç düşünmez kendini
ıssız bir köşededir sanki
ne geleni vardır ne de gideni
kendisini saklasa da saklayamaz bir şeyleri
hiç bir yer almaz olur artık kederini
ve mendiller naçar kalır silmeye gözlerini
her damlada ıslanır aşkın naşı hazini
saniye saniye titreme artırır şiddetini
artık en körü bile görür zamanın geldiğini
ama o, her şeye rağmen, bırakmaz elinden sebebinin resmini
sarılır resme öylece, ısıtırcasına donan bedenini
kişi ödemek üzeredir artık sevmenin bedelini
derken son atışta bırakır bîtap kalbini
ve son bulur böylece bu yalnızlık nöbeti…
sensizlik felaketim oluyor!
adın geçse gözüm doluyor
geceler geçiyor günler bitiyor
ama sensizliğim hiç bitmiyor
bak artık yakamoz bile görünmüyor
gözüm doluyor, yüreğim acıyor
sebebini kimsecikler bilmiyor
görenler bir garip adam diyor
herşeyi bir tek biliyorum: sensizlik felaketim oluyor!
kalemim ellerinde...
kaç soğuk yalnızlık günü, kapandım dizlerine
kaç kez yalvardı bu biçare, gideceğini bile bile
kaç kez inledi otogar, gitme deyişimle
sensiz kaç gecem son buldu, bir meyhane köşesinde
kaç intihar teşebbüsüm sonuçsuz kaldı, gelirsin ümidiyle
şimdi gidiyorsan şimdi söyle, öl de! ,
takatim yok artık beklemeye
bir harakete bakar hayatım, kalemim ellerinde...
gidiyor…
gidiyor
hatırımda yine buruk bir resim kalıyor
gökyüzünde bulutlar hüznümle ağlıyor
kimse bir şey anlamıyor…
yol kenarında iki duygu aynı anda yaşanıyor
sana sevinç ve bana yine acı kalıyor
adın bir türlü dudaklarımdan çıkmıyor
her an boğazıma düğümleniyor
söyleyecek olsam gözlerim doluyor
içim çok acıyor…
zamanda bana inat çabucak geçiyor
her şeye rağmen dilimden bir “git” çıkıyor
uzaktan otobüs görününce yüzün gülüyor
bende ise çıt çıkmıyor…
otobüs gelip tam önümüzde duruyor
bavullar ayrılık aracına yükleniyor,
ellerimiz veda için birbirine kavuşuyor…
ve aniden dudaklarımdan sözcükler dökülüyor:
yakamoz! gececi seni çok seviyor
sevincinin yerini ansızın bir şaşkınlık alıyor
gecemi bitiyor ne yakamoz kayboluyor
ve ayrılık aracı yavaş yavaş hareket ediyor
gidiyor ulan, ömrümün sebebi gidiyor.
artık sana “selametle gitmek”, bana “hoşça kalmak” düşüyor
sensiz “hoşça kalmak”(?)
sebep...
söyle bilmediğin şeyler hakkında fikir yürütür gibi
hangi çılgın sever benim kadar seni,
bütün benliğimle hissederken sana dair her seyi ,
bana aldırmaman
çıldırmam için değil mi?
şimdilik bu kadar yorumlarınızı bekliyorum
Bu mesaj BucuK tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 01.05.2007 - 23:00