Otoriter rejime davetiye
'Amaç devleti de ele geçirmek' Cumhurbaşkanının tarafsızlığı üzerinde çok durulduğunu, bunun her zaman istendiğini kaydeden Teziç, "Taraflı, partili birinin devlet başkanı makamına oturması Türkiye'de bütün sistemi altüst eder. Partili olmaya doğru giden bir istek var. Bugün parlamentodaki siyasi çoğunluk sadece siyasi iktidarı değil ama devlet iktidarını da ele geçirmek istiyor. Düzenleme budur'' değerlendirmesini yaptı.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - YÖK Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç , Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini öngören anayasa paketini eleştirerek " Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik yapılan düzenleme Türkiye'de otoriter rejime davetiye çıkarma sonucunu doğurur. Çok tehlikelidir... Krize çok açık rejimlerdir bunlar. Türkiye koşullarında hiç önerilmemesi gereken bir rejimdir hem başkanlık hem yarı başkanlık" dedi.
YÖK Genel Kurulu, dün Prof. Dr. Erdoğan Teziç başkanlığında toplandı. Toplantıya verilen arada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Teziç, "Anayasa değişikliği paketini nasıl değerlendiriyorsunuz'' sorusu üzerine, anayasa değişikliğini "çok aceleye getirilmiş, gayri ciddi bir çalışma'' olarak nitelendirdi. "Üzerinde uzun uzun tartışmalar yapılacak bir süreçten geçmesi gerekirdi en azından'' diyen Teziç, şöyle devam etti: "Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesine yönelik yapılan düzenleme Türkiye'de otoriter rejime davetiye çıkarma sonucunu doğurur. Çok tehlikelidir. Halk tarafından seçilmesi çok tehlikelidir. Çünkü, halk tarafından seçilecek izlenimi verdiği zaman adayları kim belirleyecek? Parti liderinin sunduğu aday seçilecek. Bu, demokratik bir seçim mi olacak? Bu çok ayrı bir sistemdir.
Darbeler kaçınılmaz oldu
Başkanlık sistemi yalnız ABD'de uygulanabilmektedir. Tarihi özellikleri vardır bu rejimin. Latin Amerika ülkeleri bu sisteme özendikleri bir dönemde askeri darbelerden başlarını alamamışlardır. ABD dışında uygulaması yoktur. Parlamenter rejimlerin ulusal özellikleri anayasaya yansır. Her ülkenin özelliği parlamenter rejimine yansır. Parlamenter rejimlerin özelliği de krizleri çözebilme konusunda pek çok anayasal fırsatı sunmuş olmasıdır. Yarı başkanlık sistemi Fransa'da uygulanan bir model olup, 10. yılında kriz yaşamış bir rejimdir. Krize çok açık rejimlerdir bunlar. Türkiye koşullarında hiç önerilmemesi gereken bir rejimdir hem başkanlık hem yarı başkanlık. Bu kadar kısa zamanda, 10-15 günlük bir kısa zaman diliminde bu kadar ciddi konular sonuçlandırılamaz. Sonraki sorunları yaşamamak için ben bir anayasacı olarak bu hatırlatmayı yapmak istiyorum.''
Değişiklik aceleye getirildi
Bir gazetecinin "Peki bu darbeye mi neden olur'' sorusu üzerine Teziç, "Darbe kelimesini kullanmak istemiyorum, rejim krizini tercih ediyorum'' dedi. Teziç, şöyle konuştu:
"Devlet başkanı yetkileri ayrı ele alınır, yasama organları yetkileri ayrı. Yargının bağımsızlığı başka bir biçimde gündeme getirilir. Yarı başkanlık diyorsanız onun da devlet başkanı yetkileri ayrıdır. Sonra halk tarafından seçildiği zaman devlet başkanı artık tarafsız bir devlet başkanı değildir. Partili bir devlet başkanı söz konusudur. Hakem rolünü oynayacak bir devlet başkanı yoktur ortada. ABD'de başkan bir partinin adamıdır. Ama ABD'de aday seçimi ön seçim yoluyla bir buçuk yıl öncesinden başlar. Parti üyesi olmayanların da katıldığı bir süreçte başkan adayı belirlenir. Çok değişik bir yapısı vardır bu sistemlerin. Bugün bize önerilen sistemin anayasa hukukunda bir adı yoktur. Bu aceleye getirilmiş bir yasak savmadır. Halk tarafından seçtirilerek güya demokratiklik sağlanmak isteniyor. Hayır, bu biçimiyle halk tarafından devlet başkanı seçilmesi aldatmacasına kimse girmesin.''
Teziç, "Tavsiyeniz ne olur'' sorusu üzerine ise "Bir an evvel bu süreci durdurup yürürlükteki sistemimizle seçimleri yapalım. Ondan sonra konu tartışılır'' yanıtını verdi.
Cumhuriyet 12.05.2007
Edited by babuna, 12.05.2007 - 03:37.