bu konuya 21 yanıt verildi

[Denio]

-biz tutunamayanlar.biz olarak tutunamamışlığımızı kabul ediyoruz.. bunu seviyoruz.. asla hiç bir yerde hiç bir platformda tutunamadım ben gibisinden saçma haraketlerde bulunmuyoruz.... biz burada bir tutanak aramıyoruz... bir tutanak haline dönüşmesine de asla izin vermemek gibi bir niyetimiz var...

-alkolü sigarayı gözyaşını seviyoruz..bize arabesksiniz diyenleri muhatap almıyoruz... almayacağız..arabeskiz icabında diyoruz..entelijansiyanızda kokan testesterondan sıkıldık.. hiç bir yazımıza isim koymuyoruz biz ismimizi içtiğimiz alkol şişelerine koymayı tercih ediyoruz..

-hiç bir tüzel.. yasal.. legal.. illegal.. kimliği üstümüze yapıştırmıyoruz...yağmurda şemsiye açmıyoruz..yağmurda şemsiye açan.. güvenlik hissiyatında boğulan kişilerden tiksiniyoruz...

-yalnızlığımızdan asla ve asla gocunmuyoruz...kelimenin onu anlatacağına dair olan inancımızı yitireli çok oldu..biz biliyoruz ki yazılmış bütün kelimelerin toplamından ibarettir yalnızlığımız....bir büyük rakı şişesi.. kavun.. beyaz peynir.. haydarinin.. yalnızlığımızı her kelimeden her insandan daha iyi anlıyacağını biliyoruz...

-elbete ki kendi içimizde tutarsızız..elbette ki istemediğimiz şeyleri yapıyoruz ve elbette ki reddetsekte tutanaklarımız var...isterseniz oğuz atay sömürücüsü diyin.. isterseniz ucuz hissiyat pazarlayıcıları..biz tribündeki,meyhanedeki,veliefendi'deki iç sesiyle olan kavgasında yenik düşmüş insanların, bu coğrafyanın gerçek ruhu olduğunu biliyoruz...ve onların bizi anlamasını istiyoruz...

[Poseidon]

Karl Denio Marx..

Helalim var uzun... bu yollar sana dar gelir anam... Kayızla piizleri, dibini görmeyen kaynanasını görsün...

[Gölge]

sadece anlıyorum..
Karl Denio Marx

[WaLe]

Kayboluşlarımızı seviyoruz bulmuşken kafamızı, Hiç olmadık anda sorgusuz terkedişlerimize aşığız diyarı. Atmosferinde kayboluşlarımızı seviyoruz anason kokan salaş meyhanelerin. Her dublede biraz daha biz olmayı ve bizden olanları seviyoruz. Ne olduğu ve ne olacağı belli olmayan bir kültürün çocuklarıyız biz. Bu yüzden açık tutuyoruz herkişiye kapımızı.

Tellerine kuşlar konan telgrafın meltemde çıkardığı hüzzam uğultunun meze, namelerinde inleyen notaların rakı olup dökülmesini seviyoruz kadehlerimize.

[Denio]

-Ayakkabılarımızın arkasına basıyoruz...her an için çıkartılmaya hazır bir şekilde çünkü toprağa çıplak ayak basmayı seviyoruz...toprağı özümüz biliyor...aramıza yapay engeller koymayı reddediyoruz...tabanlarımıza batan dikenleri bir uzvumuz görüyor...hayatın bu dikenlerden daha fazla acılarla dolu olduğunu her sohbetimizde dile getiriyoruz...

-güneşi seviyoruz...salt gökyüzünde olduğu için değil...yağmur sonraları çıktığı için,gecelerin son durağı olduğu için değil, umutlarımızı çağrıştırdığı için...çünkü biz umutlarımızla yaşıyoruz ...bu yüzden de güneş gözlüklerini reddediyoruz...karaltıların ardına saklanmaktan hazzetmiyoruz

-şehirlerin yalan kokulu kalabalıklarına girmekten tiksiniyoruz...dağların,denizlerin,ormanların halimizi en iyi anlayan dostlar olduğunu düşünüyoruz...ve bu yüzden de doğayı koruyoruz,çiçekleri özlerinden ayırmadan, hep dalında kokluyoruz...dostumuza kalleşlik etmemek için...

-şekilden doğan müptezel görünümü lugatımıza sokmuyoruz...inanıyoruz ki saygınlık insan beyninden kaynaklı yegane hazinedir...bunları giyimle kuşamla yaşam tarzıyla bağdaştırmak illaki beyinsizliktir addediyoruz...velhasılı kelam biz beyine,düşünceye önem veriyoruz...

-saatleri,dakikaları,saniyeleri müteakip bütün kavramları reddediyoruz...soluk alışlarımızı,kalp atışlarımızı zaman dilimleriyle paylaşmayacak kadar bencil yaşıyoruz...bütün zaman kavramları dahilinde en çok fecr nöbetlerini seviyoruz...günün en bakir zamanını her gün keşfetmekten bıkmıyoruz...

[WaLe]

Kayboluşlarımızı seviyoruz bulmuşken kafamızı, Hiç olmadık anda sorgusuz terkedişlerimize aşığız diyarı. Atmosferinde kayboluşlarımızı seviyoruz anason kokan salaş meyhanelerin. Her dublede biraz daha biz olmayı ve bizden olanları seviyoruz. Ne olduğu ve ne olacağı belli olmayan bir kültürün çocuklarıyız biz. Bu yüzden açık tutuyoruz herkişiye kapımızı.

Tellerine kuşlar konan telgrafın meltemde çıkardığı hüzzam uğultunun meze, namelerinde inleyen notaların rakı olup dökülmesini seviyoruz kadehlerimize.

Uğutularını seviyoruz akşamdan kalma şişmiş başımızı kuşatan kulaklarımızın ve bulunmayı seviyoruz kaybolmuşluğumuzda, devirdiğimiz 100 lüklerin dibinde.

Bir akşamlık keyif için kelle kıymasından yapılma bir porsiyon lahmacunu üç kişi ve 500 liralık dondurmayı üç dille paylaşmanın bonkörlüğü ile doyduğumuz zamanları hatırladığımız da geçmişe karşı takındığımız alaycı ama bir o kadar hüzünlü bakışımızı seviyoruz.

Bize gelene beş gidip, geri kalan üç adımı üçle çarpıp bizden kaçanları da seviyoruz biz. Her meclisin adamı ama her adama meclis kurmayan tavrımızın aynı mutavazilikte köşe başı, kaldırım kenarı, köprü altı takıntılarında çınlaması yüreklerimizden gelen kadehlerimizin dibini görme keyfininin çok kimseye nasip olmayacak gururunu yaşamayı seviyoruz..

Biz biz olmayı ve bizimle biz olanları seviyoruz uzun cümlelerin kısası...

[Denio]

Bir akşamlık keyif için kelle kıymasından yapılma bir porsiyon lahmacunu üç kişi ve 500 liralık dondurmayı üç dille paylaşmanın bonkörlüğü ile doyduğumuz zamanları hatırladığımız da geçmişe karşı takındığımız alaycı ama bir o kadar hüzünlü bakışımızı seviyoruz.

o günden beri her lahmacunun üstünde o kelle kıymalı,dandik lahmacunun tadını arayarak geçmişe özlemle ama övünerek bakıyoruz

[attalia]

bu güzel ritmi bozmak istemediğim için kenardan, iç dünyamızın güzel kokularını içime çekerekten ve de yüzümdeki dalgın, hoş tebessümlerle sizleri dinliyorum dostlar. güzelliğimize...

[Canan]

...

[kılıç]

[WaLe]

Alimlerin Gölgesinde feyz alırken çilingir denilen doyumsuz ritüellerde, içki olarak ittirildiğine inanıp yumuşak diye karaladığımız efelerin tokadında Dank etmesini seviyoruz dalgası olmayacağının kutsal içeceğin ve Edgar Allan Poe Siirindeki gibi “Sevdalı değil karasevdalıydık” muhabbetine meclisimizin. Bu uğurda kaybedilen zaman ve maddede önemsizdi bizim için çünkü birbirimizle geçirdiğimiz dakikaların kıymetlendirilemeceğinin farkında olup bir sonraki toplaşma ihtimalimizin Ümidini seviyorduk biz. WaLe : )

[Denio]

eee ben buna içerim işte

[DaaAnnK]

Şerefine sağlık Wale'cim döktürmüşsün ne diyim

[Gölge]

Bunun daha uzununu yazdırcam len sana inat eddim

[Melih]

[DaaAnnK]

yazık yaw foundır kıskandı.

Cevap kıskansın tabii bir gün olsun p.posunu kaldırıp geldi bizle içmeye hep laf hep laf.

[DaaAnnK]

Sabah erken uyanmıştı Alimlerin efendisi olarakta bilinen Gölge şehirinin büyük prensi. O gün çok büyük bir film sözleşmesi yapacaktı. İlerki yıllarda kendi biyografisini sinema severlerin hizmetine sunacaktı.Yönetmene özellikle trica etmişti bir Denioluk yapmamasını ve kendi yerine oynayacak aktör olarak mutlaka Mel.Gibson ile anlaşmasını özellikle belirtmişti. Filimin konusu birazcık mitolojik olacaktı onun için Zeus, Hades ve Poseidon rolllerinide diğer oyunculara paylaştırdı. Herşey mükemmel gidiyor iken O KARA gün bütün planları altüst etti. Kendini kumara ve içkiye vermiş idi. Bu gidişler fazla yaşamaz diyorlardı. Son bir oyun ve son bir kadeh içindi oysa bütün çırpınışları her seferinde full yakalıyordu ama o kare yapmak için 2 kart daha istedi hiç mi sevmez di onu kupa Walesi hiç mi gelmezdi de restliyemezdi ömrünü. En sonunda Daaannk etti kafasına eninde sonunda gömüleceği bir Acacia ağacının dibi olacaktı.

amma kastım beee

[Gölge]

Süper olmuş nan afferin
Senlen kitap yazıcam önümüzdeki 35 yıl içinde unutturma

[WaLe]

: ) süper olmuş.. Olmuşsun sen olmuş. : )

[DaaAnnK]

reverans reverans