Vatan Gazetesi yazarı olarak tanıtılan Tuğçe Baran'ın nasıl biri olduğunu hiç düşündünüz mü? Veya neden hiçbir talkshow'a veya tartışma programına katılmadığını?
Görüntüsünü bırakın, herhangi bir radyo veya televizyon programına telefonla bağlantı yaptığına tanık oldunuz mu?
Ben Vatan Gazetesi'ni herhalde ilk çıktığı günden beri okuyorum ve o günden beri söylediğim birşey var, o da şu:
"Tuğçe Baran diye biri yok!"
Bunu söylememin nedeni yalnızca, Vatan Gazetesi'nde bu 'hâyâli' insan için ayrılan köşede yer alan fotoğraftı ki bu fotoğraf hâlâ kullanılıyor. Her ne hikmetse, ona ait başka bir fotoğraf da yok.
Tuğçe Baran'ın varolmadığını artık kanıtlayabiliyorum. Nasıl mı?
Geçici bir süre için Axa Oyak'ın bir acentesinde çalışıyorum ve Axa Oyak'ın Gelirler Genel Müdürlüğü ile anlaşması sonucu, Türkiye'de vergi numarası almış herkesi, acentelere ait bir programda, sadece isim aratarak bulabiliyoruz.
Misal kendi ismimi arattığımda, dünya üzerinde tek olduğum için tek bir sonuç olarak kendimi görebiliyorum.
Ben bunu Recep Tayyip Erdoğan, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel için de arattım ve hepsinde sonuç çıktı tabii ki..
Fakat nedense Tuğçe Baran'ı arattığımda herhangi bir sonuca rastlayamadım! Şimdi bunun iki olası nedeni var:
Ya Tuğçe Baran diye biri yok ya da Vatan Gazetesi, sigortasız işçi çalıştırıyor..
Ben tabii ki ikincisine imkân vermediğim için, baştan beri inanmadığım birşeyin ispatını almanın huzuruyla Vatan Gazetesi'ni 'bazı şeyleri' açıklamaya davet ediyorum. Yoksa annem veya abim bu tezime inanmamaya devam edecek..
Gazetemi seviyorum, ama artık milletle dalga geçilmesin derim..