Dünyanın en arzulanan kadınları melezler mi?
Dünya küçüldükçe insanlar kaynaşıyor. Kaynaştıkça etnik farklılıklar doğuyor. Amerikan rüyası bu işte, buradan güzel kadınlar doğuyor.
İşte Kimora Lee Simons, Japonen çekik bir yüz, afrikan sarı ırk karışımı bir ten. Africo-Amerikan bir vücudun bütün ihtişamı.
Kimora Lee Simons, hem güzel hem çekici, hem değişik hem de başarılı. O dünyanın en çekici kadınlarından birisiyken iş hayatının zirvelerine tırmandı. Çok genç yaşlarda parlak bir manken ve fotomodel oldu. Ünlü modacı Karl Lagerfeld onun için "O yirmi birinci yüzyılın kadını" diyor.
Kariyerinde şarkıcılıktan film oyunculuğuna moda tasarımcılığından ünlü hip-hop şarkıcısı ve eski kocası Russel Simons’la kurduğu Baby Pad markasına dek bir dizi başarı sığdırdı.
Kimora resmen elle yapılmış bir heykel gibi. Her bir noktası özenle şekillendirilmiş kusursuz bir güzellik. İnce yapılı ve narin. Tabi ki ince yapılı derken, çelimsiz bir görüntüden bahsetmiyoruz. Vücut kıvrımlarının her biri kusursuz bir şekilde olması gerektiği gibi ve olması gerektiği yerde konumlanmış. Kısaca Asya’nın Amazon güzelliğini, Amerika’nın ihtirasını ve de Afrika’nın melez tenini kendinde yeniden şekillendirmiş melez ötesi bir güzellik....
Kimora Lee doğuştan şanslı
‘Hayatım tam bir Hollywood hikayesi ama trajik yönü olmayan bir hikaye. Çok çılgın ve hep zirvede...
Kimora Lee 3 Mayıs 1975 doğumlu. Missouri, St. Louis’de doğan Lee’nin annesi Japon, babası da Afrikan- Amerikan. Çok genç yaşta modelliğe başlayan Kimora, 13 yaşında, ünlü modacı Karl Lagerfeld’in Chanel koleksiyonu defilesinde yer aldı. Bu defiledeki konumu için;
‘Sadece 13 yaşındaydım ve gösterinin en küçük yüzüydüm ama belki de en gösterişlisi...’ diyecek kadar cüretkar bir kadın.
‘Gerçekten defiledeki en farklı ve ilgi çekici yüz bendim. İlham perisi gibiyim...’
Sıradışı bakışlarıyla ’21. yüzyılın en güzel yüzü’ seçilen Kimora, Yves Saint Laurent gibi diğer ünlü modacıların da kısa sürede gözdesi haline geldi...
KAYNAK