Kendimce var şiir yazarım arada düz yazı derken geçiyor işte, pc de arşivim var orda yazıklarını paylaşıyorum burada...Edebiyata yatkınlığın var mı? Bu anlatım çok iyi de.
Ysf sen de bittin olum lightsın olum
#21
Gönderim zamanı 26.08.2007 - 20:44
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#22
Gönderim zamanı 26.08.2007 - 20:47
İşte ilk sevgili de bunlar vardır.Yıllar geçer, onlarca kişi gelir geçer ama o ilk heyecanları, ilk kalp çarpmalarını yaşatan kişi hiç unutulmaz.Yapılan ilk programlar, saatlerce yapılan “ne giysem acaba”lar, ilk randevu, sinemada elini tutmak için yapılan her türlü hareketler, mideye giren kramplar, romantik şarkıları dinlemeler,ilk öpücük hatta ilk kavga, ilk hayal kırıklığı, ilk ayrılık vs. bu kadar ilkten sonra kim unutabilir ki o tatlı heyecanları, biraz da çocukluğun verdiği o masumiyeti, henüz maddi ve manevi öğelerin kirletemediği o güzel günleri…
İlk sevgili aslında güzel bir mazidir, bir erkeğin ve bir kadının her zaman kalbinde yaşattığı en güzel, en özel anıdır.
İlk sevgili ilk dersi de verir ayrıca.İlk kazığı, ilk ayrılığı, ilk ağlamalar ve sızlanmaları getirir / getirmiştir peşi sıra.Uzun bir eğitim ve öğrenim hayatının ilk dersidir ilk sevgili.
Ama ne olursa olsun gözlerinizi bu dünyaya ilk açtığınız kişidir.Yıllar geçip gitse de unutulmayandır. her şeyin başlangıcıdır, kendinizi tanımaya başladığınız, bir ilişkiyi, sorumluluk yüklenmeyi öğrendiğiniz, güçlerinizi, elinizden geleni gelmeyeni görüpte anladığınız ve bunları ilk elden anlatan ve ilk dersi veren ilk hocadır ilk sevgili.
Öyle ya da böyle özeldir, başlangıçtır, geçmişin tatlı bir hatırasıdır, unutulmazdır, Unutulmayandır, kalpte ve akıllarda yer edendir.Uzun lafın kısası “ilk”tir.
Onun yanında başka hiç bir şey düşünülmez, hiç bir şeyden korkulmaz, endişe ve üzüntü o kadar uzak gelir ki insana, ölümsüzsünüzdür artık, en azından bir süreliğine.Onu düşünürken telefonun titremesi ve “napıyosun bitanem?” yazısını görmek, akabinde saatlerce mutluluktan salak salak sırıtmak, sürekli onu düşünmek,sarılıp hasret giderirken “özledim..” diyişini duymak, mutluluktan içinizin titremesi…
bunlar nasıl unutulabilir ki?
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#23
Gönderim zamanı 26.08.2007 - 20:52
Belki sevebileceğim kadar sevemedim ve belki davranabileceğim kadar iyi davranamadım... eğer seni "ikinci en iyi"gibi hissettirdiysem, özür dilerim, kördüm... sen hep aklımdaydın.. ve belki bütün o yalnız zamanlarda sana sarılmadım.. sanırım aklımda olduğun için ne kadar mutlu olduğumu asla söylemedim.. küçük şeyler söylemeli, yapmalıydım.. zamanı asla geri alamam ama sen hep aklımdaydın... söyle bana, bu tatlı aşkının ölmediğini ve seni mutlu etmem için bana bir şans daha ver.. sen hep aklımdaydın, hep aklımdaydın..
diğerleri bana ait.
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#25
Gönderim zamanı 26.08.2007 - 21:31
Vuslata 5 kala Noktası geçmiş aşkın,kalan çarpılarına ve silgi dokunduramadığım kara lekelerine bir şiirle şekil verdim,unutulamayanın anısına.
Düşlerin gerçeğe dönüştüğü an;
Sallanan sandalyesinde dalıp giden hayatın,
Sana dönüp gülümsemesi zamanıdır.
Ve armağınıdır tanrının.
Sen ve aşkın dakikasıdır.
Sen ki !
Hediyelerin en güzeli,
Dokunuşların en masumu,Yaşanmamışların en mükemmeli.
Soğuk gecelerin sıcak kolları,
Sevmediğim sabahların sevdiren güneşiydin.
Bir Anlamdın bir cevaptın bana.
Sevdiğim,tapdığımdın...
Şimdi Buruşmuş ellerim,Uzamış sakallarım.
Yarısında söndürdüğüm sigaram,rakım.
Yanmayan şöminem,rutubetli odam,
Kahrolası karanlık,
Lanet olası akşamlarda yanlızlığım ve ben,
İçim acıyor...
Ve Şuan sensiz bir nefes daha aldım hayattan.
Zulum veren bir nefes daha
Ve birdaha...
ALINTIDIR.
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#26
Gönderim zamanı 27.08.2007 - 13:19
Call Me When You're Sober
Don't cry to me.
If you loved me,
You would be here with me.
You want me,
Come find me.
Make up your mind.
Should I let you fall?
Lose it all?
So maybe you can remember yourself.
Can't keep believing,
We're only deceiving ourselves .
And I'm sick of the lie,
And you're too late.
Don't cry to me.
If you loved me,
You would be here with me.
You want me,
Come find me.
Make up your mind.
Couldn't take the blame.
Sick with shame.
Must be exhausting to lose your own game.
Selfishly hated,
No wonder you're jaded.
You can't play the victim this time,
And you're too late.
Don't cry to me.
If you loved me,
You would be here with me.
You want me,
Come find me.
Make up your mind.
You never call me when you're sober.
You only want it cause it's over,
It's over.
How could I have burned paradise?
How could I - you were never mine.
So don't cry to me.
If you loved me,
You would be here with me.
Don't lie to me,
Just get your things.
I've made up your mind.
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#27
Gönderim zamanı 27.08.2007 - 13:30
Can yakıyor hayat bazen... Acıtıyor. Hiç yılmadan çalışıyorsun ve bunları bedeli olarak aldığın şey kocaman bi hiç oluyor ya hani, işte en çok o zaman yanıyor insanın canı. Oysa senin yanındayken hayat canımı yakmıyor benim, aksine gülümsüyor bana. Zaman duruyor seninleyken, saniyeler geçmiyor, dakikalar atmıyor. Büyük bi mutluluk sarıyor dünyayı... Sevgin umutsuzlara bile umut ışığı oluyor. Sen varsın ya, güneşte gülüyor bana, ayda, dünyada...
Seni sevmek o kadar güzel ki...
Yağmur olup aşkını yağdırıyorsun üzerime, güneş olup ısıtıyorsun içimi, dünya olup dönüyorsun etrafımda...
Beni mutlu edebilmek için yürüdüğün yolda kar demedin, yağmur demedin, soluksuz kaldın ama durmadın, yorgunluktan ağlamadın. Çünkü çok sevdin beni, bende seni...
Bir roman yazdın benim için...
Herkes bizim aşk romnımızı okurken bakışlarımda kaybolmak, derinlerde uzun bi yolculuğa dalmak yetti sana. İşte bu yüzden çok sevdim seni. Bu yüzden sana duyduğum aşk yıllardır hiç eksilmedi; her gün, her dakika, her saniye biraz daha arttı.
Riyakarları sokmadın hayatımıza, kırgınlıkları almadın yanımıza...
Sadece beni aldın yanına, bende seni...
Kelimelerden biri...
"Sevgi..."
Onun tuzağındyım şimdi.
Bu dünyada bir tek sana yenildim ben.
Seni sevdim.
Şimdilerde mantığım çok uzaklarda...
Gerçekse benden kopmuş gibi...
Yaşattığın bütün güzellikler için teşekkür ederim sana.
İyi ki varsın!!!
İyi ki aşksın!!!
Alıntıdır
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#28
Gönderim zamanı 27.08.2007 - 13:38
Yüreğini sarsın duygular
Uzat elini aşka uzan
Dayanamaz aşka korkular
Yüzüne bakınca gözlerin herşeyi anlatıyor
Yanında olunca herşey nasılda güzel oluyor
Ne olur kalbim durma aşkla yan
Geceleri uykular yalan
Her yeni güne aşkla uyan sende
Sevmeye engel mi var
Onunlayken zaman dursun
Herşeyi unutursun
Mutlusun düşünmeden
O an yeter
Alıntıdır.
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#29
Gönderim zamanı 27.08.2007 - 14:00
baktım hepsi sensin
yazdığım şiirlerin her hecesi
üzüldüğüm tüm şarkılar
yıpranmamıs hayatlar
büyük hüzünler bekler
her işte bir hayır
bu işte hepsi sensin
simdi senden vaz mı gecmeli
masal olup yola devammı etmeli
ben kalpten sorumlu
aşka sorunluydum
anladım hersey sensin
Bu şarkıda ki gibiydi sende benim herşeyimdin ama ne oldun küllendin, alevlendin kayboldun... bana korkarsın dedin aşk için sadece eğleniyorsun dedin ve sen kendin gittin.
Dönme tamam mı ? dönme ve sevme artık gitsende hecelere dökülmez aşkım.
Yinede gidemedim senden
Sevemedim başka teni başkı kişiyi
Ağlarsın gözlerin dolar ama sevemezsin
Sende benden gidemezsin
Aşk kadar olmadı gülüşüm
Bakardın her daim süzerdin yıldızları
Şimdi sen benden de çok uzakta bir yıldızsın
Ben ise sadece güneşi sana getirecek bir düşüm
Ne kadaR güzeldi yusuf demen
Sadece mektupda yazdığın o söz
Aşkım bilki seversem yine seni severim diyişin
Hoşcakal demeden o an gidişin
Bende bilmiyorum artık aşkı bende istemiyorum
Sevemiyorum, oyalıyorum ama artık seni istemiyorum
Beni şaİR yaptın gönlüme sadece bir güzel acı çaktın
Hadi yeter artık sadece bir masum gülüş gönder bana
SENİ ÇOK SEVSEMDE İSTESEMDE ARTIK SEVMİYORUM UNUTACAM İÇİMDEKİLERİ DÖKECEM VE BİR GÜN BAŞKASINI SEVECEM.
Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.08.2007 - 14:11
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#30
Gönderim zamanı 27.08.2007 - 14:03
Gerçekleri sende biliyorsun bende
Seninle göz göze geldiğimizde o bakışını unutmak mı asla
Her gecenin için de masum göz yaşıydın sen
Ben senden gelecek bir haberle aşk çoçuğu olurum
Demek ki bazen sensizliği tadmak gerekmiş
Seni düşündüğümde özleyen bir hırçın dalgayım ben
Beni nereye itersen senin rüzgarınla çöllerde savrulurum
Güzel her bir dakikaydın sen, kum saatinde ki saniye ise ben
Kayıp giderken her severinde elimi tutan bir umuttun
Seni anlatmak mı gerçekten işte bu zor
Sadece beni sana vücudumda ki küçük kalp anlatır prensesim
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#31
Gönderim zamanı 27.08.2007 - 14:04
Başlarken şiire seni unuttuğumu hissettim
Sen kurşun kalem gibiydin seni yazınca silmesi kolay
Gönlümün her noktasından sildim ki seni
Geri dönsen de artık yazamazsın kalbime adını
Bi tanem kelimesini her duyduğum da
Senin o masum gülüşün geldi
Beni çok üzdün sen belki de beni sevmedin
Ben ise bu aşka her şeyimle kilit vurdum
Şimdi deseler ki geri dönse elini tutsa
Düşünmeden hayır derim acıdı kalbim soldu gülüşlerim
Sensizde olmaz derim
Gittiğin de en son sözün hep aklımda
Solan güneş gibi yapa yalnız kaldı kalbim
Artık dönsen de açmaz aşk için yüreğim
Bana yazık etmedin ki sen
Kendi neşeni kendi hüznünü ve benim küçük kalbimi kaybettin
Artık sen olmayacaksın aşk olmayacak
En güzeli de senin kalbinde ben olmayacam
Günlerin beni düşünmekle geçmeyecek
Artık canımı acıtamayacaksın
Ben sevdamı da bildim ağlama mı da
Sen ise bana hep güldün bana zamansız sevdirdin kendini
Şimdi ne oldu söyle anlamsız bir bitiş
Aşk demek değil giderken gülmek
Sen şimdi bu aşkı unutsan da
Sana son sözüm doğan güneş kadar
İçimi ısıtacak seninle olan aşkım
Bittiğinde ise ay gibi ışıldatmayacak
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#32
Gönderim zamanı 27.08.2007 - 17:19
Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa görüyordu takımda.. Hoşlandığını, fena halde hoşlandığını hissetti. Az sonra bir şeyi daha hissetti. Uzun zamandan beri maçı değil, o güzel kızı izlediğini.. Kız servis atarken hemen önünden geçti. Göz göze geldiler.. Kız gülümsedi..
Delikanlı, çok popülerdi o yıllarda.. Kız onu tanımış olmalıydı. Kim bilir, belki kız da ondan hoşlanmıştı.. Belki de delikanlı öyle olmasını istediği için ona öyle gelmişti.. Set değişip, takım karşıya gidince, delikanlı da yerini değiştirdi, o da karşıya gitti.. Üçüncü sette tekrar eski yerine döndü.. Kız da gidiş gelişleri fark etmişti galiba.. Bir defa daha gülümsedi. Manidar.."anladım" der gibi bir gülümseyişti bu...
Delikanlı o hafta boyu hep bu dünyalar şirini kızı düşündü.. Pazar günü, sabahın köründe kalktı, erkenden oynanacak maçı, ne maçı canım, o dünyalar şirini kızı görmek için..
Delikanlı artık kızın hiçbir maçını kaçırmıyordu.. Dahası.. Ankara Koleji'nin her dağılış saatinde, okul civarında oluyordu, onu bir kez daha görmek için.. Karşılaştıklarında, hafif çok hafif bir gülümseme, çok minik bir baş eğmesi ile selamlaşır olmuşlardı.. Bir defasında, yaptığına sonra kendisi de günlerce güldü.. O gün gene tesadüfmüş gibi, okul dağılışı kızın karşısına çıkmış, gülümseyerek selamlamış, sonra arka sokaklara dalıp, yıldırım gibi koşarak, bir blok ötede gene karşısına çıkmıştı. Kız bu defa, iyice gülmüştü.. Karşısında, sözüm ona ağır ağır yürüyen, ama nefes nefese delikanlıyı görünce..
Delikanlı, voleybol takımının kaptanını iyi tanıyordu. Arkadaştılar. Sonunda bütün cesaretini topladı, kaptana açıldı.. O kızdan fena halde hoşlanıyordu. Galiba kız da ona karşı boş değildi. Bir yerde, bir şekilde tanışmaları gerekiyordu.. O zamanlar, bu işler böyle oluyordu çünkü.. Kaptan "tabi" dedi.. "bu hafta sonu güzel bir konser var. Biz onunla gitmeye karar vermiştik zaten. Sen de gel. Hem konseri birlikte izleriz, hem de tanışırsınız.."
"Mutluluk işte bu olmalı" diye düşündü delikanlı.. "Mutluluk işte bu!.."
Ve konser gününe kadar geceleri hiç uyuyamadı.. Konser gününü de hiç ama hiç unutmadı.. O ne heyecandı öyle.. Konserin verildiği sinemanın kapısında tanıştılar.. El sıkıştılar.. O güzel ele dokunduğu anı da hiç unutmadı delikanlı.. Kaptan, salona girdiklerinde, ustaca bir manevra daha yaptı. Delikanlı ile dünyalar şirini kız yanyana düştüler.İnanamıyordu delikanlı.. Onunla nihayet yanyana oturduğuna, onun sıcaklığını hissettiğine, onun nefesini duyduğuna inanamıyordu.. Biraz önce tanışırken tuttuğu el, bir karış ötesinde öylesine duruyor, delikanlı, sahnede dünyanın en romantik şarkısı söylenirken –o an dünyanın bütün şarkıları dünyanın en romantik şarkısıydı ya- o eli tutmak için öylesine büyük bir arzu duyuyordu ki içinde.. Ama uzatamıyordu işte elini.. Her şey böyle iyi giderken, yanlış bir hareketle, onu ürkütebileceğinden, incitebileceğinden öylesine korkuyordu ki..
Sonunda dayanamadı, sanki kolu uyuşmuş gibi, uzandı..Kolunu kızın koltuğunun arkasına koydu.. Kızın omzuna değil.. Koltuğun üzerine.. Sonra kız arkaya yaslandı..
Bir kaç saç teli, delikanlının elinin üzerine dokundu.. Kalbi yerinden fırlayacak gibi atıyordu artık genç adamın.. Dünyalar şirini kızın saçları eline dokunuyordu çünkü.. Konserden çıkarken, kız, şakalaştı.. "Sizi her maçımızda görüyoruz. Alıştık nerdeyse.. Yarın Adana'da da maçımız var.. Gözlerimiz sizi arayacak.."
Hayır, aramayacaktı. Delikanlı o anda kararını vermişti çünkü.. Cebinde onu otobüsle Adana'ya götürüp getirecek, hatta öğle yemeğinde bir de Adana kebap yedirecek kadar para vardı.. Gece yarısı kalkan otobüse bindi.. Sabah erkenden Adana'ya indi. Maç saatine kadar başı boş dolaştı. Salona erkenden girdi, en ön sıraya tam servis köşesine en yakın yere oturdu.. Takımlar sahaya çıkarken, salondaki en heyecanlı seyirci oydu. Maç falan değildi sebep tabii.. İlk sette kız farkında bile değildi onun.. Nerden olsundu ki.. İkinci sette öbür tarafa gittiler.. Döndüklerinde, ügüncü sette kız fark etti delikanlıyı..Yüzünde çok ama çok şaşkın bir ifade, biraz mutluluk, biraz da gurur vardı sanki.. Ankara'nın hele Kolejde çok popüler bu delikanlısının onun için ta oralara geldiğini bilmenin gururu..
Maç bitti. Kız soyunma odasına, delikanlı garaja gitti. Tek kelime konuşmadan.. Konuşmaya gelmemişti ki.. Kız "keşke orada olsaydın" demişti. O da olmuştu işte.. Hepsi o..
Ona o kadar çok şey söylemek istiyordu ki aslında..
Bir gün üniversite kantininde gazete okurken, iç sayfalarda bir şiire rastladı. Daha doğrusu bir şiirden alınmış bir dörtlüğe.. Söylemek istediği her şey bu dört satırda vardı sanki.. Bembeyaz bir karta yazdı o dört satırı.. Öğleden sonrayı zor etti, Kolejin önüne gitmek için.. Kızın karşıdan geldiğini gördü. Koşarak yanına gitti. "Bu sana" diye kartı eline tutuşturdu ve kayboldu ortadan.. Kız, Necip Fazıl'ın dört satırını okurken..
"Ne hasta bekler sabahı
Ne taze ölüyü mezar...
Ne de şeytan bir günahı
Seni beklediğim kadar!.."
Ertesi gün öğleden sonra, tarif edilemez heyecanlar içinde Kolejin önündeydi gene.. Kız karşıdan geliyordu.. Bu defa yanında arkadaşları yoktu. Yalnızdı.. Yaklaştığında işaret etti delikanlıya.. Gözlerine inanamadı genç adam.. Onu yanına mı çağırıyordu yoksa.. Evet, çağırıyordu işte.. Kalbinin duracağını sandı yaklaşırken.. "Sana bir şeyler söylemek istiyorum" dedi kız.. O da heyecanlıydı, belli.. "Bak iyi dinle.. Dünkü satırlar için çok teşekkürler.. Herhalde hissettin, ben de senden hoşlanıyorum. Ama senden evvel tanıdığım birisi daha var. Ondan da hoşlanıyorum ve henüz karar veremedim, hanginizden daha çok hoşlandığıma.. Ve de şu anda, onu terk etmem için bir sebep yok.."
"O zaman karar verdiğinde ve de eğer seçtiğin ben olursam, hayatında başka kimse olmazsa, ara beni!" dedi, delikanlı ikiletmeden.. Ayrıldı kızın yanından.. Bir daha voleybol maçına gitmeden, bir daha okul yolunda önüne çıkmadan.. Bir daha onu hiç görmeden..
Yıllarca sonra Levent Yüksel'in söyleyeceği şarkıdaki Sezen Aksu'nun sözlerini o zaman biliyordu sanki. Aşk "onurlu" olmalıydı.. Günlerce, haftalarca, aylarca bekledi.. Tıpkı, kıza verdiği o dörtlükteki gibi bekledi.. Hastanın sabahı, şeytanın günahı beklediği gibi bekledi.. Heyecanla bekledi. Hırsla, arzuyla bekledi. Umutla, umutsuzlukla bekledi. Bazen öfkeyle bekledi.. Ama bekledi.. Başka hiç kimseye bakmadan, başka hiç kimseyi bulmadan bekledi. Bir gün bir şiir antolojisinde şiirin tamamını buldu.. İki dörtlüktü şiir.. İlki kıza verdiğiydi.. Bir ikinci dörtlük daha vardı orada.. O dörtlüğü de bir kartın arkasına dikkatle yazdı.. Cebine koydu..
Bekleyiş sürüyor, sürüyordu.. Okullar kapandı, açıldı.. Aylar, aylar geçti..Bir gün delikanlı kızı aniden karşısında gördü.. "Günlerdir seni arıyorum" dedi kız. "Günlerdir seni arıyorum. İşte sana haber.. Artık hayatımda hiç kimse yok!.."
"Yaa" dedi delikanlı.. "Yaa" dedi sadece.. Kalbi heyecandan ölesiye çarparken, aylardır ölesiye beklediği an gelip çatmışken, ağzından sadece bu ses çıkmıştı: "Yaaa!.."
Cebindeki artık iyice eskimiş kartı uzattı kıza.. "Sana bir şiirin ilk dörtlüğünü vermiştim ya bir gün.." dedi. "Bu da sonu onun..."
Sonra yürüdü gitti, arkasına bile bakmadan.. Kız ikinci dörtlüğü oracıkta okurken..
"Geçti istemem gelmeni
Yokluğunda buldum seni.
Bırak vehmimde gölgeni
Gelme artık neye yarar!.."
Aradan yıllar, çok ama çok uzun yıllar geçti. Delikanlı bugün hala düşünüyor.. O uzun, çok uzun bekleyiş mi öldürmüştü aşkını? Ya da beklerken, ölesiye beklerken hayalinde öylesine bir sevgili yaratmıştı ki, artık yaşayan hiç kimse bu hayali dolduramazdı.. O sevgilinin kendisi bile.. Hayalindekini canlı tutmak için mi, canlısını silmişti yani?.. Ya da.. Ya da.. Bir şiirin romantizmine mi kapılmış, bir delikanlılık jesti uğruna, mutluluğunun üzerinden öylece yürüyüp mü gitmişti acaba?
Delikanlı bu soruların cevabını bugün hala bilmiyor.. Bilmediğini de en iyi ben biliyorum.. Çünkü, o delikanlı, bendim!...
ALINTIDIR.
Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.08.2007 - 17:25
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#34
Gönderim zamanı 28.08.2007 - 01:18
Artık göz yaşlarımı silmem gülsemde ağlarım sevsemde yanmam,aşk diye bir şey yok sadece nefret ve kin var içimde....
Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 28.08.2007 - 01:20
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#35
Gönderim zamanı 28.08.2007 - 12:04
Bu video her şeyi anlatıyor...yazılmışsa kader bundan ibaret...
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#36
Gönderim zamanı 28.08.2007 - 21:28
Başkasının acısına rağmane çok sevmek değil ki aşkkkkkkkkkkkkk
offffffffffffff
offfffffffffff
Sevdim gidiyorum de olmasın yalan.....
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#37
Gönderim zamanı 04.09.2007 - 21:43
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#38
Gönderim zamanı 05.09.2007 - 00:14
Gidiyorduk arkadaşla bana dedi lastikte sorun var bende indim baktım geri bindim motora bişe yok sonra açtım radyo dinliyorum yol da süper bir gezi oluyordu tam o şarkı çıkana kadar o şarkıyı dinlerken birde baktım ki yerdeyim dötüm ağrıyor hala ama olan fındığıma oldu yine aynası kırıldı yarın ona yeni ayna almak gerek ,aramızda kalsın fındığı satacam iyi para veren olursa ama nasıl satacam bilemiyorum çok özleyecem onu
Off bu işler zor işler birde kendini muhattap aldığımı sanan biri var ama sallamıyorum onu hakkını kaybetti ben ona her zaman iyi yaklaştım o bir gün iyi bir gün kötü davranıyor anlaşılan az hava da var kendilerinde bakacaz artık allah büyük o her şeyin adaletlisini verir diyorum...
Not: sen bakma herkes baksın
Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 05.09.2007 - 00:15
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#39
Gönderim zamanı 05.09.2007 - 09:20
Aşkın tuzağına düştüm ben peki kim düşürdü nasıl düşürdü şimdi nerede off çok soru var cevaplanacak cee ee çık ortaya birden nerelere saklandın sen sömelerim affetmem söbelerim görmezsem
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
#40
Gönderim zamanı 05.09.2007 - 10:45
Yazacak bir şey yok her şey orta da
Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Cnnturk.com'dan bir ilk daha! Sen sor KORONA BOT cevaplasın |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Leopar Desenli Pilili Etek |
Kadın Modası | hüfyaa |
|
|
|
Kilim Desenli Balıkçı Yaka Lacivert Erkek Kazak |
Erkek Modası | hüfyaa |
|
|
|
Şal Desenli Gri - Siyah Uzun Elbise (Mango 2019) |
Kadın Modası | hüfyaa |
|
|
|
Şikayetçiyim: Giuseppe di Matteo'nun Ölümü |
Şikayetim Var! | hüfyaa |
|
|
29 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 29 ziyaretçi, 0 gizli