bu konuya 658 yanıt verildi

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Başlamak mı? durmak mı? bir fasılda kendini bulup deniz kıyısındaki taşlar gibi kıyıya terk edilmek mi? yoksa mutluluktan sevince boğulmak mı? Çok soru var aklımda yazılan çizilen veya söylenecek cevap ama en güzel sadece içimden mutlu olup içimden neşemş yaşamak...

Yaz kış geldi geçti çok şey gösterdi bana 11 ay evet 11 ay biliyorum senede 12 ay var ama ben o 1 ayı konuşmak istemiyorum sadece varlığını biliyorum ve güzelce anıyorum...

Güneş her gün batıyor ve sonra yeniden doğuyor denizlerlede hergün sahile dalga şeklinde kendini bırakıyor neden kimse onlara siz neden bunları hep yapıyorsunuz neden farklı şeyler yapmıyorsunuz demiyor? neden düşün yusuf bakalım neden?

Çok güzel şeyler düşünüyordum belkide hayata geçirecektim ki iyi ki yapmamışım bazen yanıldığını öğrenmek çok güzel hata yapmamak sonucunda bir şey olmamasını bilmek çok güzel.

Bir fasılın son mezesinde ele alınan susuz rakının, arka fonda çalan müzikle kadehini kaldırıp efkarlanmak gibi bir şey yusuf seninkisi...

Çok şey aldı bu şehir benden
Götürdü sevdiğimi uzaklara
Sonkez elini tutmak istediğimde
Tersledi beni o güzelimsi

Şimdi ona nasıl söylerim sevdiğimi
Gönül kırılmış bir çıta gibi
Eğildi yüreğim aşkın önünde
Onun aşkından aldım kendime düşeni

Artık kimse için değildi bitişim
İçimdeki sevgi ve nefret büyüdü
Senin için oldum ben bir deli
Divaneler sardı küçük bedenimi

Saksıda ki kuruyan aşk gibi
Bekledim toprağı ve seni
Sustum veya susturuldum
Söyleyemedim seni çok sevdiğimi ...

Batan güneş, ince saz ve kalpde söylenemeyen o güzel beste şimdi susmak sadece sonsuzlara dalmak için yola çık ysfe efendi...

Ah yusuf ah kimse bilmez neden dertli...

Söyleyecek sözün yoksa eğer sakın kendin için dert eyleme beni...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.05.2008 - 00:57

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Bugün aşkı yazmak istiyorum.Düşünüyorum sevmekten ne kadar vazgeçebilirim ? Yada neden birini sevmeliyim...

Söylemelimiyim kendime aşkın olmadığını yoksa deli gibi aşık olup bir anda seviyorum mu ? demeliyim,şansım var mı? yoksa susup sonsuza kadar yalnız mı kalmalıyım.

Aşk neleri getirir neleri götürür?
Büyülü düş içinde aşkı görmek mi? sevmektir...
Uykusuz kalınan her an aklına onu getirip mutlu olmak mı?
Hayallerine onunla başlayıp sonsuza kadar onunla gitmek mi?
Yoksa bir nefes alıp geri verdiğinde onu düşünmemek mi?
Aşk neden böyle ki neden hep soru işareti ile dolu...

Artık yapacak bir şey yok bu şarkı her şeyi anlatıyor...



Bir daha saracak tüm bedenimi aşk ve sımsıkı sarılacak bana..

Biliyorum evet evet biliyorum deli gibi sevecem...

Şarkıda ki gibi Sevmekten usanma...

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Nasıl derlerse öyle bilirlermiş,söylenirmiş sözler ve cümlelere yerleşirmiş sonunda herkes gibi hayat devam edermiş...

Gün geçiyor zaman bitoyr yaşam sonlanıyor hayat yinede güzel.

Sevmek sevilmek sonu acıda olsa hayat yine güzel...

Şimdi bende olumsuzlukları unutsam güzel olmaz mı ?
nasıl olur ?
Olmaz de mi?
Neden olmasın ?
neden olsun ki ?
Bir elle tutulur neden bir olumlu bitişe gebeymiş sözüne inmak ne kadar doğrudur ki
İnsanlar çok nankör ve çok iki yüzlü buna inanmak güzel bir şey mi? yoksa hayatın gerçeğine üzülmek mi?
Peki bile bile yapanlara ne demeli nasıl bakacaklar yüzüne nasıl gülecekler bilmiyorum ama onlar yinede güler...
Onların için sadece kendileri ve kendi gibileri var işte insanlık bu değil...

Boşverdim ama artık giden ömürden oluyor aynı bu yazının yarın eskiyeceği gibi...

Yusuf sadece denize düşmüş balık değil o denizde ki can kurtaran olmuş

vay be hayat nelere gebe

şimdi hangi yüzünü göstereceksin bana...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 08.05.2008 - 20:54

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Düşündüm de insanlarla benim bir sorunum yok hayatlada bir sorunum yok

peki ne sorunun var yusuf ?

Baktım ki benim hiç bir sorunum yok belkide benimle sorunu olanlar vardır bana söyleyemedikleri vardır diye halbu ki kötüde olsa herkesi dinlerim kimsei kırmak istemem bakalım belkide hiç bir sorunum yok kendime sorun arıyor olabilirim..

Bugün cuma güzel bir gün saatler ilerliyor bugünlerde çok yoruluyorum haftaya geçecek bu yorgunluğum...

Hayat bir rüzgar olsada esse ne olur ki herkes bir gün anlasa sonu var bu hayatın neden kin neden öfke neden kavga...

Küsmek nereye kadar gider ki elbet özler insan bazı şeyleri bakalım sonunda insanlar anlayacak dediklerimi o zaman iş içten geçmiş olacak mı olmayacak mı görecez...

Kadehleri dzdim masaya tek tek döküyor dudaklarıma nedense dudaklarım ıslanmıyor nedense yüreğim yanmıyor demek ki yüreğimde kalbim gibi temizmiş...

Biliyorum bu yazımda kendimi çok övdüm böyle mi acaba diyenlere sesleniyorum tanımadan yanlış düşünmeyin

Gece yine yazacam bu sefer şiir de olacak...

Şimdilik kısa bir mola...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.05.2008 - 13:00

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Hım den ve dan derken ve ederken gelmişle geçmişi görür gibi oldu gözlerim...
Belkide oyunun en basit kuralını ben kendimce yok ettim yok yok bu oyun basit oyun değil mi?Şimdi bir kart çekiyorsun olmadı mı bir tane daha çekiyorsun o kesin ölüyor eski çektiğin kartı at çöpe gitsin destede ona benzer çok var sen yenisiyle ilgilen...

Gerçekten öyleymiş artık kağıtların bile hayalini kurmayacam.
Güzel çirkin hoş veya yakışıklı kartlar böyle değil ki ya attığın kart her şeyi kazandırıyor yada seni harcıyor...

Şimdi 2 kart var elimde biri sağlam diğeride fena değil tüh bende bak kartları ayırdım yok yok bende hepsi bir fark etmez sonuçta kağıt onlar...

Peki sende kaç kağıt var ?
Bugün olan kağıt yarın nerede olacak ?
Neden mi soruyorum kağıtları çok çabuk harcıyorsun yada tiyatroyu çok seviyorsun.

Dikkat etmek gerek çekirge aynı yerde 2 defa sekmez...
Neyse geceye sakla kendini yusuf şimdi kağıtları izle belki en güçlü kağıdı görürsün...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.05.2008 - 19:26

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Hüzünden neşeye derken yine mutlulukla baş başa kaldık nedense beni özlemiş bende onu özlemişim öyle bir konuştuk ve neden bu kadar süre ayrı kaldığımızı konuştuk tam o sıra her şey güzelce yerine oturdu ve artık ayrılmamaya karar verdik...

Mutluluk artık eskisi gibi benimle bu sever yanında acı ve umutsuzluk getirmemiş sabah kalktığımda yatağımda az biraz düşünme fırsatı buldum neler olabilir diye neler yapabilirim diye şimdilik bekleme kararı aldım her şeyi akışına ve bana doğru gelmesini bekleyecem.

Şimdi gün gelecek belki de geçti kotuma taktığım kemer gibi mutluluğu sıkacam...

Her yolu denedim o yol çıkmazmış peki başka yolu yok mu var evet bu sefer var sonuna kadar gidecem...

Şimdi bir başlangıcın en başında bir mutluluğun en sonunda aşkın tam ortasında sevgiye çok yakın acılara çok uzağım film senaryosu gibi oldum

Dizelere yazacam kendime başıda ben olacam sonuda çünkü beni benden başkası uzaklara götüremez kendimin ilacı kendim olup diğer faktörleri ben mutlu edecem...

Bekle beni aşk,sevgi ,sonsuzluk artık mutlu yusuf var karşında...

Şimdilik ben mutlulukla beraber mutluyum...

Az kaldı face to face yapacam mutlulukla bekle beni mutluluk...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.05.2008 - 09:14

[Arjantin Cad.-ANKARA]

İşte bir gün ve yine bir sabah ve ben...
Sanki beraber doğmuşuz bensiz yapamıyorlar bende onlarsız geçiyorum karşılarına gelmeyin peşimden diyorum bana dedikleri sana ne oluyor peki diyorum uzaktan takip edin korkarım ben diyorum...

Şimdi neler yazsam neler yazam derken şarkının sözünde kayboldum Bir sevdasın içimde çığ gibi büyüyen hasret oldun gözümde hiç durmadan tüten...

Merhaba bile demeden yanlış anladın...

İşte böyle bir yanlışlar ordusu geldi gidiyor doğrular ve gerçeklerde geliyor az kaldı savaş başlayacak ve iyi olan kazanacak...

Dün eskilerden birini gördüm aynı ortam aynı masa ama değişen çok şey vardı yüzüme bakmadı derken aslında bakamıyormuş sonradan öğrendim karışılıklı özlem varmış...

Yalnızım ben suda bile yalnız havaya yakın bulutlar gibi yokum hüzünlensemde içimde kalır her şey neşenin son ateşlendiği yerdeyim aynı açmadan solan çiçek gibi...

Çok mutluyum
Mutluyum çünkü bu akşam güzel şeyler olacak güzel şeyler yaşanacak hayırlısı olsun...


Sabah sabah geldim yine yazdım buraya ama uzun zamandır yazmamışım sadece bakıp geçiyordum bir uğrayım derken nelerde yazmışım öyle...

Tamam şımarma ben yazarım ben silerim ama karalamam

Mutlu insanların mutlu yaşamlarında ki gibiyim...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.05.2008 - 10:00

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Haydi başla artık çek kürekleri denizin sonuna gelmek lazım dalgalar bile yokken karşıya geçip yüzleşmek lazım...

Şehirin içinde girdaplar oluşmuş sanki hepsi yusuf gel gel çözüm var diyor sanırım ölüm olan yer çözüm gibi...

Ateş ve rüzgar yan yana olur mu olmaz biri yanarken diğeri söndürür o yüzden bende artık yusufla yanyana olamam o rüzgar ben ateş...

Şiir yazmaya ara verdim ama içimden geliyor dörtlükler yaz yaz diye
Yazmak istemiyorum belkide yazmak için neden bulamıyorum bugünlerde yaşam sevincim yine düştü sıkıcı bir hayatın ortasına girdim sanki uzaklarda mutluluk sanki uzaklarda sevinçlerim...

Bir fasılın ortasına atacam kendimi sonra izleyecem feleğe inat yapıp sonuna gidecem sonsuzluğu bulacam durmadan koşacam...

Şimdilik hayat sen kazandın ama bugünlerde geçecek...

Heycan kaldığı yerden tekrardan başlayacak inanıyorum inanmak istiyorum ve inandım...

Bu şehirde olacaksa her şey olacak olmayacaksa da olmayacak olumsuzluklardan öteye köy yok...

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Başlıyorum sevgilime mektup yazmaya ama her satırın başında duruyorum yazıyı beğenmiyorum girişi beğenmiyorum sonuna bakıyorum ben mektup yazmasını sevmiyorum.

Belki aşkı sevmiyorumdur bilmiyorum ki sıcaklar başladı yine yazılmıyor çizilmiyor hiç bir şey.

Şimdi bu son yaşadıklarım gerçek mi rüya mı anlamadım gitti sonuç nedir mutlu olmalıyım ama olacakmıyım hayır olmayacağım çünkü ben mutluluğu şuan hak etmiyorum ama temuzun sonunda hak edecem o zaman mutlu olacağım hemde çok mutlu olacağım gelsin o günler diyorumda acelesi yok geçer bu zamanlarda.

Geceler sıcak ve rüyalarla dolu sabahlar sıcak sorunlarla dolu öğleden sonra serin acılarla dolu akşam ise soğuk gibi lezzetlerle dolu.

Yusuf artık her şeye alıştı tek bir şey hariç onada alışacak az kaldı yüzleşmesi gerek gerçeklerle ne zaman gerçekler gerçeği söylerse bende o zaman alışacağım onlara.

Ysf der ki sakın bildiğin basit oyunları zorlaştırarak oynama oyunun sonu zor olur dikkat et yoksa üzülen sen olursun.

Yaşamın kıyısında sona gelinmiş bir nefesin tam ortasında kaldım yüzüyorum kıyıya her şey gerçek gibiymiş gibi...

son üç nokta ...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 26.05.2008 - 20:02

[Arjantin Cad.-ANKARA]

İşte klasik yaz geldi ve klasik yazın planı şimdiden oluştu önce Ankaradan başlıyorum

7 Haziran Ankaradayım 2 gün
21 Haziran Ankaradayım 2 gün
3 Temmuzda İstanbuldayım 2 gün
5 Temmuzda sidedeyim 12 Temmuza kadar
25 Temmuzdan sonra Rizedeyim
Tarih belli değil ama İzmirede gideceğim kuzenimin tayini oraya çıkmış gidip görmek gerek
Bu program böyle bakalım daha nerelere gideceğim aslında güzel gibi dursada benim için zor geçecek tatilden çok stressli olacağım eylül gelene kadar sitresim bitmez.

Neyse bir yolunu bulacaz yapacak bir şey yok şimdi sabah uyandım aklıma bir dörtlük geldi

Sensiz geçti günüm
Bu yazdır onsuz düğünüm
Söylemedi giderken sevdiğini
Neden bekleyim onu ve neşesini...

Şimdi bu dörtlük neden böyle aklıma geldi birazda saçma bir dörtlük sanırım hayatımda karar veremediğim iki şey var sonuçta vermemem gerekli ama nedense veremiyorum her yer rüzgar her yer yağmur beni kurtaracak ise kar ve fırtına gibi görünüyor.

Unutmadan haberim var o düşüncelerin sonucunda yaşanan hüzün dolu saatlerin sonunda suçlanan şahısların haklı olduğunu şimdi sormak isterdim neden böyle oldu diyede sormayacağım üstünü çizdiğim bir şeyi silip yeniden yazmam yazamam

silinen ve karalanan her şey bitmiştir biten için konuşmak bana yakışmaz bende bana yakışmayanı yapmam o yüzden yolları açık olsun...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.05.2008 - 11:53

[umit kartal]

istanbula yolun düştüğünde haber verde gidip beşiktaşın seksi meyhanelerinden birinde rakı içelim

[Arjantin Cad.-ANKARA]

3 temmuzda ordayım haberleşir buluşur içeriz.

rakı keyfini çok severim.

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.05.2008 - 11:58

[umit kartal]

beşiktaşta bir başka güzel olur

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Geldim yine bu tarafa yazmadan olmaz belkide yazmak her şeyi çözüyor belkide sonsuza itiyor geçen zamanda cabası neyse ben nediyorum ki siz okuyunca anlamayacaksınız bu dert başka bir dert ne çizgisi var nede kişisi her şeyi karışık uzakdan uzak yakından daha yakın bir dert bu söylenmeden içine bir ömür atılacak dert

Gelde çık işin içinden çıkmayı denesen bir türlü denemesen bir türlü direk ölüm kurtarır bence bu dertden ama yaşamak kadar güzel bir şey varken neden ölüm çözüm görülsün biliyorum şeytanın dediği gibi yaşayan ölüsün sen evet yaşan ölüde olmak güzel bazen bir umut beklemek sonuna kadar gitmek ve yolun sonundan "u" dönüşün yasak olduğunu anlamak...

Çok zor hemde çok zor dertler bitsin istemiyorum bitmesin daha da artsınderdi veren allah dermanınıda verin önemli değil gerisi şimdi sadece zamana yayıp gün geçtikçe kurtulma şansı aramak bu dertden ama nasıl aranırkin kıyıya vurş bir gemin içinde olan bir aşkı nasıl kuratabilirsin ki

Sakalı kesersin yeni çıkar otu kesersin yenisi çıkar buda öyle tam bitti dersin tak aynı seviyeden aynı can alıcı şekilde gelir önüne

Elbet bunun bir çözümü elbet bunun bir püf noktası olmalı...

Neyse azda olsa içidekileri döktüm belki gelir biri toplar burayı...

Bana beni anlatacak birini arıyorum bakalım neler anlatacak bana neler söyleyecek ?

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.05.2008 - 19:24

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Kısa bir ayrılık belkide sonrasında uzun bir görüşememe belkide hepsinişn hayal olacağı bir yazı bilmiyorum sabah kalktım yine bir sıcaklık yine bir neşe ve sonsuz bir mutluluk hissi demek ki biraz değişik oluyormuş hayatın tadını anlamak eskiden sabah kalk yüzünü yıka sakala bak uzunsa kes sonrasında kahvaltı modu derken güne asılmaya başla...

Biraz dinlenmek gerek biraz dinlemek biraz yoktan var etmek gerek yoksa sonuçlarına çok kötü katlanacağım günler gelecek...

Pembe boyalı bir ev mis kokan sümbül birde sen varsın akşam sefası işte böyle bir şey arıyorum sıkmayacak üzmeyecek acıtsada sonrasında tatlandıracak...

Dün çok uğraştım ama yine olmadı yine yapamadım bu teknoloji çok kötü bir şey benim o en sevdiğim şeyi yapmama izin vermedi ama görüşecez yapacam bir gün hemde en güzeli...

Bazen hayatın durduğunu ve sonrasında her şeyin yeniden başladığını düşünüyorum yada bu hayatın formatı yok mu atsak sıfırdan başlasak demek ne kadar basit ama öyle değil yaşanan her an yaşanan her şey çok güzel iyide olsa kötüde olsa insan kendisi yaşıyor kendisi çekiyor sonu...

Ben biraz maceralara dalayım bakalım yüzleşecekmiyiz o an geldiğinde bazı şeylerle yoksa hiç yüzleşmeden rahatça anlatacak mıyız? zaman gösterecek ama az kaldı o kadar uzun bir zamanda yok...

Artık dinlen biraz ...

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Kısadan hisseye doğru çıktım yola vefanın ne olduğunu düşünürken kendmin vefasız olduğunu anladım ne yapsam nedesem bilmiyorum belkide zaman bırakmalıyım bazı şeyleri...

Zaman çok güzel bir şey istediğinde zamana bırak istemediğinde zamanı geçtide kestirip at...

Kendimi verdimartık türkülere şiir yazmayıda asrın defterine yolladım.

Kör olasın suzan suzi...
Sulara kardı bizi

Gelde bu türküde neşelenme gelde hüzne boğulma aldı beni götürdü eskilere aldı götürdü beni aşka çok şeye götürdü...

Köprü altı kapkara suzan gel beni ara, saçlarıma kumlar doldu, kumlar dolu tarak getir sen tara...

Var mı böyle bir şey yok tabi o yüzden verdim kendimi Türkülere verdim kendimi Adana gerçeğine bu şehirde olacak her şey ailem yaşamım her şeyim bu şehirde başlayacak bu şehirde bitecek uzatmadan gidecekse gidecek duracaksada bu şehirde olacak.

Sanırım ben çok seviyorum bu yöreyi evet seviyorum bu şehirde beni seviyor her şeyimle...

"Bir bitişti her şeyin başı sonunda gerçekti gözlerimin içi" bu cümlede her harfin manası var benim için her harfin ayrı bir sevgisi var ikimiz için bana bu cümleyi kurmuştu çok zaman önceleriydi şimdi geldi geçti her şey...


Bu şarkı bugünlük anlatır her şeyi...

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Artık kimseye şans yok kimseye hakkından fazla değer vermek yok hayat 24 saat bu zamanda ne yaşarsam yaşarım kimsa için 25 saat yapmam günü gününde yaşarım.

Bu kadar değişilmez bu kadar düşüncelerin bir anda çocuklaşılmaz hadi dedim bazı şeyler oldu belki böyle yapıyor ama gün geçtikçe yaptıklarının sayısı daha da artı daha da sıkıcı hale geldi aslında bana ne ki kendini düşürdüğü duruma üzülüyorum yaşının vereceği olgunluğun yerine daha da basit düşünen daha çocuksu şeylere yöneldi hayat bu hayat işte öyle bir şey.

Artık sildiklerimi hayatıma geri sokmam ağzım kapalı kulaklarım sağır gözlerim kördür onlar için o yüzden eskide kalsın her şey biz böyle iyi olalım kafamıza göre takılalım çünkü olayların boyutu ve cismi çok değişiyor...

Boşa zaman harcamışım boşa düşünmüşüm ve boşa yaşamışım bazı şeyleri
Boşa geçmiş kısacası ne yapalım artık daha dikkat edeceğim yaşayacaklarıma...

O yüzden ben böyle iyiyim her şey çok güzel olacak.

Çok mutluyum...

İçimdeki her şeyi silerim yeter ki isteyeyim şimdi bazılarını sildim çünkü istedim o yüzden çok güzel olacak hayatım...

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Kalbim aşk için atıyor gün sayıyorum belkide gelecek beni bulacak diye evet Adanada görüşeceğiz konuşacağız ve karar vereceğiz her şey bu şehirde olacak her şey burada yaşanacak ve biz çok mutlu olacağız.

Neyse bu bir arkadaşımın bana attığı mailden alıntıydi gelelim günün anlam ve önemini belirten yazıya.

Öncelikle güzel arkadaşlığın dostluğa dönüştü diye her yere yazanlar şimdi ise her şeyi bir anda değiştirdiler dün ne konuşuluyorsa değiştirerek yansıttılar bence her şeyin suçlusu oydu beni bu ilişkide bu hale o düşürdü beni değil pardon bizi...

Şimdi neden çocuksuna taktım ben bugün yazılanlar hiç aklı başında okumasını yazmasını oturmasını kalkmasını bilen biri yapar mı olayı bu kadar büyütmek ne kadar doğru neden bu tip oyunlar yapılıyor neden?

Çok şeyi bitirdiniz karşılıklı konuşup çözecektik her şeyi ama tren çoktan kalktı evet siz kaybettiniz çünkü ben kendime güveniyorum ne konuştuysam arkasındayım o günler ne dediysem bugünde aynısı değişmedim tamam yusuf olmaz öyle bir şey derken hemen değiştiniz ve hala değişim devam ediyor...

Çok kızdım sinirliyim ama artık bunları bile hak etmiyorsunuz...
İnsan değer verdiklerine bunları yapmalı siz benim için artık hiç bir anlam ifade etmeiyorsunuz ve etmeyeceksiniz...

Bu iş burda bitti son nokta daha öncesinde üç nokta koymuştum ama artık son noktayı koydum ve bitti.

Ysf kestrip attı sizde öyle yapın diyeceğimde siz çoktan yapmışsınızdır değil mi ?
Güleyim durun beraber gülelim sahte yüzlerde sahte gülücükler güzel değil mi?

Neyse yazmıyorum o kadar yedik içtik saygı duymak düşer efendi olana...

Bu yol çıkmaz yol
Sen kaybettin beni
Veda etttiğimde son bir şansın vardı
Sen sildin o anları

Şimdi sakın benden af dileme
Al bedenini git o kendini bilene
Sana versin güzel bir akıl
Gecelerde onunla takıl

Üstünü çizdiğim hiç bir şeyi yazmam
Karaladıklarımıda kafama takmam
O yüzden yalanlarına kanmam
Oyunlarına asla aldanmam...


Hadi bakalım hayırlısı olsun.Çok mutluyum...

Bu mesaj Ysf tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 03.06.2008 - 15:52

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Bugün güneşin koktuğunu hissettim küçük bir kız çocuğu gibiydi sanki çok şirindi acısız hayatın başlangıcında yaşıyordu...

Bir dize yazmak istiyorum sonra vazgeçiyorum onu bir hikaye döndürüyorum o da olmuyor roman yazmak istiyorum o işte beni aşıyor bakalım ufaktan bir şeyler yapmayı düşünüyorum...

Kendimi attım düşüncelerin içine çıkartıyorum hepsini tek tek kimi acı geliyor kimi huzur veriyor nadirende mutlu ediyor ellerimde her şey sım sıkı sarıyorum özlüyorum her şeyi her şey derken değerli olan her şeyi...

Aşk istiyorum
Aşık oluyorum
aşk da bana aşık oluyor
Adını yazmıyorum
O da yazmıyor
bakalım sonumuz ne olacak...

Haftaya görüşeceğiz yüz yüze o zaman karar vereceğiz tabi eski günleri unuta bilirsek 3 sene geçmiş görüşmeyeli ama gelip beni araması görüşmek istemesi beni çok mutlu etti bakalım nasıl geçecek...

Yaz çiz parçala geçiyor zaman Haziran sonu ysf az yok tatile gidecek ama arada gelip bakmaya çalışacak özleyecek buraları...

Bir klasik şarkı gibi her gün gel yaz buraya sonra dön oku içinden neler geçmiş bu konuyu ilk açtığım mesajla şimdiki düşüncelerim çok değişmiş sadece geçmişse biraz yaklaşıyorum yeniden sanki beyaz sayfa gibi...

Yusuf bu hayatın noktasında virgül gibi her aman yeniden açıyordu her şeyi ama yusuf artık son nokta koymayı sevdi...

Yazısına şimdi yaptığı gibi hayatına çok sık artık nokta koyacak.

Bu türkü hala süper geliyor

Köprü altı kap kara suzan gel beni ara saçlarıma kumlar doldu tarak getir sen tara...
Kör olasın suzan suzi sulara kardı bizi...

Neyse suzan diye diye hayatıma suzan diye biri girecek .

[Arjantin Cad.-ANKARA]

Biraz uzak kalacağız çünkü ben bu gece Ankaraya gidiyorum sevmediğim o şehire yine gidiyorum sonra yine gideceğim ve en sonunda hiç gitmeyeceğim böyle gelip geçecek...

Bugün çok yorgunum ama nedenini bende bilmiyorum belkide az uyuyorum belkde uykumu alamıyorum neyse yolda uyurum gözlerimi açtım mı Aştideyim sonrasında biraz daha yolum var sonra güzel bir uyku devamını yazmıyorum özele giriyor ondan sonrası...

Ben bu türküden vazgeçemiyorum kör olasın suzan suzi çok sevdim içinde kayboluyorum...

Dün gece ve bugün olanlar güzeldi daha da güzellik istemiyorum fazlası zaarlı geliyor bana hayatımda her şey normal her şey çok güzel...

Yüzme havuzu gibi ne uzunlukta ne derinlikte olduğu belli aynı ben gibi o yüzden kimse fazal bir şey istemesin her şey ortada...

Deniz dalgası gibi kıyıdayım sahile adımı yazdım kimse silemez...

Meyse Ankaradanda yazmaya çalışacağım yazamazsam artık pazartesi Adanadan yazarım...