Kazanlı bir Tatar Türk'üdür.
1917 Bolşevik devriminin Lenin,Stalin ve Troçki ile dört büyüklerinden biri olan Sultan Galiyev İlk eğitimini öğretmen olan babasından aldıktan sonra Kazan'daki Tatar Pedagoji Enstitüsü'ne girdi. Sultan Galiyev bu okulu bitirdikten sonra bir süre öğretmenlik yaptı ve daha sonra Ufa Belediye Kütüphanesi'nde çalışmaya başladı. Buradan ayrılan Galiyev çeşitli gazetelerde çalıştıktan sonra 1915'te öğretmenlik mesleğine geri döndü. Bu sırada Bakü'de bulunan Galiyev Azerbaycan Ulusal Hareketine katıldı.
Sultan Galiyev, 1917 yılında Rus Komünist Partisi'ne de girdi. Komünist Parti hiyerarşisi içinde en yüksek dereceli Müslüman haline geldi. 1918 yılında Molla Nur Vahitov'un Çek lejyonerleri tarafından öldürülmesi önünün açılmasına sebep olmuştu.Fakat Vahitov'un öldürülmesi Galiyev'in mücadelede yalnız kalmasına da sebep oldu.Galiyev Komünist Parti içerisinde daha ziyade Müslümanlarla ilgili görevleri üstlenmiştir. Bunlar Merkezi Müslüman Komiserliği üyesi, Müslüman Askeri Kollegiyumu başkanı, Narkomats'ın resmi yayın organı Jizn Natsionalnostey'in editörlüğü idi. Dolayı|sıyla Komünist Parti içinde sağlam bir yere sahipti ve devrimde en önlerde yer almıştı. 1923'te ilk defa tutuklandığında devrime yaptığı bu hizmetler nedeniyle serbest bırakıldı.
1917 Ekim Devrim ortamında Orta Asya Türk Müslüman halkların içinden çıkan ilk komünist liderlerden birisiydi. Ancak onu asıl önemli yapan Dünya devrimine getirdiği özgün yaklaşımdır. Rus Devriminin tahlilinde, kurtulşu batı proleteryasından bekleyen cağdaşlarının tesine, GaIiyev, devrimin 1918'den itibaren tıkandığını ve çıkış yolunun başta Doğu Halkları olmak üzere, "Sömürgeler Enternasyonali' ne bağlı olduğunu vugulayan ilk liderdir. İktidara gelse bile,Batı proleteryasının elindekilerden Dünya Devrimi adına vazgeçmeyeceğini; aynı şekilde batı, proleteryasından umut bekleyen Rus Komünistlerinin umutlarını yitirdikleri anda, tıpkı batidaki "yoldaşları" gibi Çarlık Rusyasının esir halklarına sırtını döneceğini, "ayakta kalmak "adına yapılacak her uygulamanın, Doğu Halklarına baskı ve sömürgelerin anti-emperyalist savaşına ihanet olarak sonuçlanacağını ısrarla vurgulayan da odur. 0, ezilen ulusların ayrı, özerk,farklı bir yoldan bağımsızlıklarını koruyarak, emperyalizme karşı birleşmeIerinin önemini vurguluyor, ancak bu şekilde Doğu Uluslarının sosyalizme yaklaşacağını doğal kaynaklarını Emperyalist talana kapatarak, Batı, emekçilerini devrime zorlayabileceğini görüyordu. O bu öngörülerinde, dünya doğal kaynaklarının % 65 i Üzerinde oturan - Dil,kültür ,tarih ve coğrafya birliği olan- Türk Dünyası'nın Dünya Devrimi açısından stratejik öneminin farkındaydı. Çin,Hindistan,Afganistan,Ukrayna ve Balkanlar, Rus Çarlığının ,İngiliz,Fransız Emperyalizminin doğrudan hedefleri olarak, tek başlarına bağımsızlıklarını elde etmekten uzaktılar . Devrimin itici gücünün Doğuda olduğunu haykırdı ve görüşlerinin bedelini hayatıyla ödedi. Onun kanında ellerini yıkayanlar tarihten silinerek gittiler. Yarım kalan umutları tazelemek ona kaldı