bu konuya 215 yanıt verildi

[Eylül]

Yağmur,

Denize düştüğünde deniz,
Yeşile düştüğünde yeşil,
Toprağa düştüğünde toprak kokar...
Yağmur,
Saçına düştüğünde sevgi,
Eline düştüğünde özlem,
Göğsüne düştüğünde aşk kokar..
Hiç yağmuru,
Göğsüne düşürdün mü?
Ben düşürdüm …
Şimdi de beni hayata bağlayan yağmur damlamı bekliyor..

[Eylül]

Hayale yolculuk……

Bir GÜVERCİN olsam,
kanat çırpsam uzak ufuklara,
sevdiklerimle buluşsam…
Denizleri, ovaları aşabilsem içim içime sığmayarak,
yükselebilsem gökyüzüne,
çıkabilsem sarmaş dolaş olabilmek için ta bulutların üzerine…
Görebilsem kuşbakışı ormanları, ırmakları,
seyreylesem idealist insanları ve küçük hesaplı insancıkları……

RÜZGAR olsam,
esebilsem poyraz misali hırçınlığım üzerimde delidolu,
vurabilsem kendimi sahillere, yamaçlara,
lodos olup şefkatle okşayabilsem yaprakları, dalları,
sitem edebilsem, sarabilsem bedenlerine dokunarak ağaçları…
Koklayabilsem rengarenk çiçekleri, buse kondursam gül benizlerine
ve yayabilsem doyumsuz kokularını uzak illere..
İsyana sürüklesem, dalgalandırabilsem, coşturabilsem okyanusları,
heyecanlansalar korkuyla karışık açık denizlerin genç aşıkları
ve görebilsem sıcacık sarılışları….. gizemli buğulu bakışları…….

YAÐMUR olsam şöyle sağanak tarafından,
yağabilsem bardaktan boşanırcasına
ve iğne ucu kadar yağmadık yer bırakmamacasına…
Kurumuş topraklara, çorak kalplere hayat verebilsem,
umutlar yeşertebilsem gönüllerde ve hüzünleri silebilsem…
Temizleyebilsem yeryüzünü çamurdan tozdan,
gönülleri kirden ve onursuzları onursuzluktan….

GÜNEŞ olsam
doğabilsem gecelerin üzerine,
yarabilsem karanlıkları,
engin şafakları kızıla boyayabilsem
sabahlara çevirsem akşamları…
Aydınlatabilsem yaşama küsmüş köhne gönül kapılarını
ve silebilsem cehalettin izlerini zihinlerden,
kurutabilsem sırılsıklam olmuşları, bitmez tükenmez çilelerden…
Tebessüm olsam donuk çehrelere, sönük bakışlara,
gamze olsam gülücüklere ve dokunabilsem haykırışlara……..

[Eylül]

Ayrılığın ilanı
Gidiyor musun diye sorma bana.
Gönderen sensin.
Ne terk etmeyi istedim seni,
Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi.
Senin kadar öfkeliyim ben de.
Senin kadar endişeli...

Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana
Ama inandıramadım seni.
Sen, sorgularken beni kafanda
Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla.
Bir tek sözün bağlardı beni sana,
Oysa sen hep susmanın koynunda.

Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku,
Teslim alır bedenleri de.
Sütten çıkmış ak kaşık değildim
Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza.
O dünya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasında şekillendi.
Nasıl da güzeldi...
Zaten varsın diye her şey güzeldi ama
Sen buna inanmadın. Ah bu sorular...

Yaşamak varken sevdayı delice,
Niye boğarız sorularla?
Nasıl ikna edebilirdim seni?
Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin.
Ben, seninleyim dedikçe
Sen, hayır dedin.
Zaten az konuşan sen
Olumsuz ne kadar sözcük varsa
Bulup çıkardın ortaya.
Bense hiç bir şey diyemedim.

Ne kadar zarar vermişim sana meğer.
Nasıl değiştirmişim seni.
Oysa hiç böyle düşünmemiştim.
Kimseye zarar vermek istemem ben.
Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem.
Ama öyle oldu işte.
Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi.

Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı.
Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz.
Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık.
Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı.
Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan.

Biliyor musun bir tanem!
Gidişim yürekten değil, zorunluluktan.
Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım.
Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri
yalancı yüzlerde ararım.
Seni de götürürüm yüreğimde.
Her zaman yokluğunu taşırım.

Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim.
Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını.
Ne yazık ki, kalamadın bana.
Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde.
Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.

[Eylül]

MAVİ GÖZLÜ DEV, MİNNACIK KADIN VE HANIMELLERİ

O mavi gözlü bir devdi,
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan bir ev.

Bir dev gibi seviyordu dev,
Ve elleri öyle büyük işler için
hazırlanmıştı ki devin,
yapamazdı yapısını,
çalamazdı kapısını
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan evin.

O mavi gözlü bir devdi,
Minnacık bir kadın sevdi.
Mini minnacıktı kadın.
Rahata acıktı kadın
yoruldu devin büyük yolunda.
Ve elveda! deyip mavi gözlü deve,
girdi zengin bir cücenin kolunda
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan eve.

Şimdi anlıyor ki mavi gözlü dev,
Dev gibi sevgilere mezar bile olamaz:
bahçesinde ebruliii
hanımeli
açan ev...

Nazım Hikmet.

Bu şiiri ben yazmadım ama okuyunca kendim yazmış gibi oldum duygularımı anlatıyor

[kılıç]

Bu duygularla ne yapacagız biz...Allah yokluklarını göstermesin ve duygu yoksunu etmesin...

[Eylül]

[kılıç]

Buğulu camdaki kalp güzel...Azmı çizerdik...

[Eylül]

[kılıç]

Açarken güller, öter bülbüller,böyle bir kaside vardı ama?

[Eylül]

BAÐIŞLA



Ya zamanından çok erken gelirim..
Dünya'ya geldiğim gibi,
Ya zamanından çok geç,
Seni bu yaşta sevdiğim gibi....

Mutluluğa hep geç kalırım.
Hep erken giderim mutsuzluğa..
Ya herşey bitmiştir çoktan,
Ya hiçbirşey başlamamış...

Öyle bir zamanında geldim ki yaşamın,
Ölüme erken,sevgiye geç..
Yine gecikmişim bağışla sevgilim..
Sevgiye on kala,ölüme beş......

[Eylül]

BİRİSİ

Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki

Gülüşerek başlıyoruz söze
Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek

Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda
Senin gözlerinde ışıldıyor
Benim dilimin ucunda

Nahit Ulvi AKGÜN

[deryadeniz]

Gül şiirlerin çok güzell tşşklerr

[Eylül]

Pembe düşlerim.
Rengarenk cumbuş içinde,
Pembeyi seçtim.
Sen benim pembe rengim,
Gözlerine baktım kahve rengi ,
Pembeye dönüştü.
Ellerimi tuttun herşey pembe oldu
Baharım yazım pembe çiceğim.
Hayatımın vazgeçilmezi
Bana en güzel meyveleri verdim
Sevdiceğim yazım pembe rengim.

[Eylül]

YARALI YÜREK...


Beyaz bir gül gibi girdin hayatıma,
Yaşanası bir umuttun benim için,
Açmamış bir gonca güldün dalında,
Tomurcuk gibi tazecik…
Hatırlarmısın sevdiğim ilk tanışmamızı?
Bana öyle güzel bakmıştın ki;
Aşk tomurcukları saçmıştın yüreğime,
Gözlerim gözlerine öylece dalıvermişti,
Yeni ufuklara yelken açmış gibi
Biraz ürkek biraz masum biraz çekingen,
Ama heyecanlı…
Sana her bakmamda yüzlerim kızarır,
Kalp çarpıntılarım artar,
Kan dolaşımım hızlanır…
Bunun adı sevgimi aşk mı nedir?
Nedir be sevdiğim sen karar ver?
Sen ALLAH gibi taptığım,
Ama adını koyamadığımsın be gülüm,
Sevdim seni çok sevdim…
Bir kuşun dala konup cıvıltaması gibi,
Kurumuş toprağın suya hasreti gibi,
Annenin yavrusunu sevmesi gibi,
Martının denize olan aşkı gibi,
Sevdim seni çok sevdim…
Anlamadılar;dinlemediler beni;
Sevmediler sevdiğimi,
Göremediler sevgimi,
Ayırdılar yüreğimden,söktüler kalbimden,
Beni sana vermediler…Beni sana vermediler…
Ben gitsem yüreğim gitmez senden…
Sen unutsan ben unutmam seni..
Ben unutmam seni…unutmam seni…

[GökceN]

elıne yureğıne sağlık ne guzel şıirler benım içiden geçenleri anlatıyor.allah gonlune gore versın.

[Eylül]

[kılıç]

Bak bu güzelmiş ellerinize sağlık...

[Eylül]

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

[Eylül]

Ben çok sevdim resimli şiiri

[kılıç]

Allah, tüm sevenleri sevindirsin...Kavuşma burda olmasa da,orda olur...Neden olmasın ki...