İçerik değiştir



Sayı 62: Verem Haftası


  • Yanıtlamak için giriş yapın
Bu konuya yanıt verilmedi

#1 DKNH

DKNH

    εїз Black Mamba 24 km/h hız yapar..

  • Muhabirler
  • 9.404 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Yok ki benim bir yedeğim

Gönderim zamanı 07.01.2008 - 22:27


Verem Hastalığı (Tüberküloz), insanlık tarafından bilinen (en eski), dünyada her yıl milyonlarca insanı tehdit eden, acil hareket planı gerektiren, ölümcül ancak tedavi edilebilir bulaşıcı bir hastalıktır.

Verem, mycobacterium tuberculosis mikrobunun bulaşması ile oluşan, genellikle akciğerlere yerleşen ancak lenf bezleri, kemikler, böbrekler ve beyin zarlarında da görülebilen ve hava yoluyla yayılan öldürücü bir hastalıktır. Hastalığı, sadece akciğer veremi olan kişiler yayabilir. Hastanın öksürmesi, hapşırması ve tükürmesi ile saatlerce asılı kalabildikleri havaya atılan akciğerlerdeki basiller; hava yolu ile bulaşarak daha çok aile üyelerini ve çalışma arkadaşlarını tehdit eder. Çatal, kaşık gibi malzemelerle bulaşma olmaz.

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; halen dünya nüfusunun üçte birine verem mikrobunun bulaştığı ancak bu insanlardan sadece %5 ile %10’unun hasta olduğu tahmin edilmektedir. Öksürük, kilo kaybı, göğüs ağrısı, ateş ve gece terlemesi en belirgin ve bilinen belirtileridir. Öksürük haftalarca sürebilir ve kanlı balgam çıkartılabilir.

Verem hastalığında, kombine ilaç tedavisi uygulanmakta olup tedavi uzun (en az 6 ay) sürmektedir. Hastanın yapması gerekenler; ilaçları düzenli olarak kullanmak, şikayetler azalsa bile ilaç kullanmayı kesmemek ve yakın temasta olan insanlara mikrobun bulaşmasını önleyici tedbirleri almaktır. Tedavinin yarıda kesilmesi halinde, basiller direnç kazanmakta ve tedavi güçleşmektedir. Önerilen biçimde ilaçların kullanılması tedavi olma şansını %95 arttırmaktadır. Hastalığın gelişmesini; AIDS, şeker ve böbrek hastalığı, bazı kanser türleri, ilaç ve alkol bağımlılığı ve sigara kullanımı gibi direnç kırıcılar etkilemektedir.

Ayrıca verem hastalarının dinlenmeleri, özel beslenmeleri, uygun iklimde stresten uzak yaşamaları tedavinin seyrini olumlu etkileyen faktörlerdir.

Bulaşıcı bir verem hastasını tedavi etmek, hastalığın başkalarına yayılmasını önleyecek en iyi yoldur. Hastalığın iyileşmesinin sağlanması; toplum sağlığının korunması ve geliştirilmesi açısından son derece hassas ve önemli bir süreçtir.

Türkiye Verem Savaş Dernekleri Federasyonu Başkan Vekili Zeki Kılıçarslan, Verem Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada, yetersiz beslenme, ağır çalışma koşulları, işsizlik ve yoğun kalabalıkların, özellikle büyük kentlerin gecekondu bölgelerinde, veremin ciddi bir tehlike olarak ortaya çıktığını belirtti. Kılıçarslan, bir patlama yaşanmasa da ciddi bir sorun olarak verem hastalığının devam ettiğini söyledi. 'Sağlıkta dönüşüm programı' çerçevesinde uygulanan performans ölçümüne de değinen Zeki Kılıçarslan, 'Bu programda önemli olan hastanın hastanede az yatması ve hastaneye para kazandırması. Tüberküloz hastalarının ise uzun süre yatarak tedavi görmesi gerekiyor. Durum böyle olunca da tüberküloz hastaları da, hocaları da, asistanları da istenmiyor' diye konuştu. Önemli olanın hastanenin para kazanmasından öte hastanın topluma kazandırılması olduğunu belirten Özkara, bu alanın yeniden dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç.Dr. Şeref Özkara da, günümüzde önemli hastalıkların başında gelen veremde yeterli ve dengeli beslenmenin önemine değindi. Hastalıkla ilgili bilgi veren Özkara, ideal vücut kilosunun yüzde 10'un altına düşen her bireyin risk grubuna girdiğini belirtti. 'Verem hastalığı' ve 'verem enfeksiyonunun' farklı kavramlar olduğunu ve birçok kişinin bu enfeksiyonu taşıdığını belirten Özkara, verem enfeksiyonuna sahip olan kişiler nedeniyle uzun yıllar hastalığın devam edeceğini kaydetti. Son yıllarda Türkiye'de verem hastalığındaki artışın oldukça az olduğunu belirten Özkara, 'Önemli olan erken teşhistir' dedi. Hastanın ardından ailesi ve yakın çevresine de koruyucu tedavi yöntemlerinin uygulanmasının önemini vurgulayan Özkara, tedavinin de mutlaka bitirilmesi, yarım bırakılmaması gerektiğini ifade etti.
Öte yandan, Sağlık Bakanlığı'nın, "Türkiye'de Verem Savaşı 2007" raporuna göre, verem hastalığında belirgin bir artış yok. Yetkililer, görülen 'küçük artışların' nedeninin ise hastaların kayıt altına alınmaya başlaması olduğunu söylüyor.
2006 yılı verilerine göre, kayıt altında bulunan verem hastası sayısı 20 bin 526 oldu. Sağlık Bakanlığı, veremle savaşta birçok farklı yöntem uyguluyor. 'Doğrudan gözetimli tedavi' yöntemi ile verem hastasının tedavisi boyunca alacağı her doz, uzman kişi denetiminde içiriliyor ve kaydı tutuluyor.

Gönderilen Resim
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....





Benzer Konular Daralt

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli