Bak ne diyorum! Buluta bak, buluta. İlk cemre düştü bugün havaya! Saklan bir kuytuda, sevin gizlice, çırpıştır ellerini, kimse görmesin:
“Yaşşassın!”
Göğe bak, göğe. Gözün kıvış kıvış kamaşsın. Amman, Hakkı Devrim bugünlük bizi uydurmasyon laflarımız için bağışlasın. Çünkü bu, “Yeni Cemre Lügati”; gözden geçirilmemiş ilk basım!
Karnının hemen üzerinde bir yer var. Hafifçe koy elini oraya. Şimdi oradan bir kuş çıkarsa, bir fiyakalı kurbağa, hiç şaşırma. Çünkü bugün ilk cemre düştü havaya. Aç bir düğmeni daha, içine cemreli hava kaçsın.
Biraz geç gidiver işe, nasılsa, komik bile olsa, bir yalan uydurursun. Sana o akıl neden verildi sanıyorsun? Cemre gibi mühim olayları kaçıranları, Tanrı bağışlasın!
Git bir ağaca elini daya. Ağacın gürültüsünden avuçların kaşınsın. Kimse yoksa ortalarda, sen o ağaca büsbütün sarılabilirsin bile. Yanağını daya gövdeye. Su gibi bir serinliği, yüzünden gözünden içine akıtabilirsin. Fena mı olur? Bütün gün çıpır çıpır, yeşil bir esintiyle, yanağında bir ağaçla gezersin.
Kollarını aça aça yürü bugün. Bırak, bugün gövden neşeyle komikleşsin. İllâ sorarlarsa, cemreye bakmaya gittiğini söylersin. Ne olacak? Bugün de dünyanın en komiği sen oluveresin. Israr edip canını sıkarlarsa, bir bulutu gösterip, “İşte! İşte! Cemre orada!” deyiverirsin. Onlar göğe bakarken sen hızla kaçıverirsin.
Köpeklere reverans yap bugün, kedilere yol ver, kuşları ürkütmeyecek güzergâhlar seç ve çocuklara ciddiyetle yaklaş. Yollarda müzik çalan yerlerin önünden ağır yürü. Şarkı bitmemişse dön dolaş yine aynı yerden geç. Utanma. Sakın utanma! Çünkü bugün ilk cemre düştü havaya.
Camlara bak, camlara. Bulutlar binlerce kez çoğalıyor orada. Havada bulamazsan, cemreyi orada ara. Eğer şüpheli biri sanırlarsa seni… Karakolda iyi bir hikâye uydurursun nasılsa. Belki polislerden biri de kanmıştır o gün havaya. Çabalıyordur belki, üniformanın altındaki fiyakalı kurbağasını yatıştırmaya.
Nereden bileceksin? “Benden başka biri kanmamıştır ki cemreye?” derken, iyi düşüneceksin. Hiç belli olmaz böyle şeyler. Yoldan geçenlerin gözlerini –kim kanmış, kim kanmamış- iyice tetkik edeceksin. Biri huylanıp üzerine gelirse… Artık onu da bir şekilde halledeceksin. Hiç olmadı, bütün ciddiyetini takınıp, “Cemre Tahkikat Komisyonu için çalışıyorum” deyip, kaçıvereceksin.
Kim bilir? Belki bakarken bakarken, birine tutulursun. Değil mi ya? Bugün cemre düştü havaya. İlk cemrenin de o kadar hatırı oluversin. Cemre sebebinden gidip birine tutulmuşsan, rahat ol, bahar katında sorgusuz sualsiz affedilirsin. De ki, bahar geçti gitti, sen hâlâ ona tutuksun… Artık orasını da bir şekilde halledersin.
İlk cemre düştü havaya. Buluta bak, buluta! Bugün, hava kararmadan kendine açık havada bir çay ısmarla. Amman! Dikkat et, eğ başını! Cemre takılacak saçına!
Ece Temelkuran