İroni politikasına geçiş...
Kalk uyan, altın sarısı deniz, sıcak rüzgâr, güneş eriyormuş ufukta, tatildeymişim Ege sahillerinde, martılar fışkırıyormuş adalardan, pul pul olmuş gözlerim, unutmuşum günü zamanı, kürek çekiyormuşum bir kayıkta, spor olsun kollarım açılsın diye, sessiz mutlu soluklanırken kara bir bulut yumaklanmış başımda, sürpriz bulutu! üst düzey aile içi zorbalık, arkamdan iş çevirip seçime sokmuşlar beni, aday filan olmamışım kendim, eniştemle halam doldurmuş başvuru kağıtlarını...
Dip dalgası vurmuş ansızın, küreklerimi yutmuş deniz, özgürlük kayığım alabora olmuş, bölge jandarmasına aratıyorlarmış beni, sahil güvenliği devreye sokmuşlar, iskelelerde ayağa kalkmış insanlar, el edip bağırıyorlarmış kıyıdan, kumsalda gazeteci ordusu, alkış kıyamet...
Doktora mahzunu, eğitim masumu olarak dönmüşüm yurda, ticaret hukuku, siyaset bilimi, işletme, psikiyatri, ekonomi... Değişim çar-pıcıymış ülkede, havasına girememişim insanların, bakışlarım boşluğa dikilmiş, bilememe boyutuna sıçramış zihnim, yaban hayata atılma arzusu uyanmış içimde, soyu tükenmekte olan orman kedileri için bir proje başlatmışım, reddetmişim şirketlerimizin yükünü omuzlamayı, iş çevrelerinde adım holding şizofrenine çıkmış, mahkeme kararıyla yatıma el koydurmuş ablam, burjuva tarzı boyun eğdirme, kumpas...
Düşünecek çok zamanım olmuş, umursadı-ğım yokmuş servetlerini, doğduğum gün Alman dadılara verilmişim, Amerika, İngiltere, Fransa kampus esareti yaşatmışlar bana, vatan duygum törpülenir mi, unutur muyum dilimi acaba, din değiştirmeye kalkar mıyım...
Bir omuz nefesi alıp hınçla, nefretle dalıyor-muşum derine, yatılı rahibe okullarına gönderilmişim, burulup bükülmüş ruhum, ince çatallı bölünme, püskül püskül hırçınlık sermayeye karşı, hüsrana uğramaları kaçınılmazmış, davranış halim mükemmel romantik, marjinal terbiyeli duruş, ben eğitim kapanıklığı yaşarken, açılıp saçılmış ülke, stil değiştirerek yüzüyormuş karaya doğru, kurbağalama, kelebek, sandıktan adım çıkmış, bağımsızXbağımsız, işte Türkiye...
Ankara defterine kaydımı yaptırmışlar, halam almış mazbatamı, ablam gazetelere konuşmuş, medya cümlesini kurup imajımı oluşturmuş ben denizdeyken, 'Güzellik yarışmasına girer gibi meclise girdi, orman kedileri için ayda bir milyon dolar harcıyor.' Elveda Akdeniz! pembe çakıl taşları, Ege'nin dantelimsi koyları, batan güneş...
Kumların üstüne diz çöküp doğadan çığlıklarla koparılışımı protesto ediyormuşum, kafe-lerin garsonları havlu tutuşturuyormuş elime, turistler fotoğrafımı çekiyormuş, sırılsıklam iki parça mayoyla dalgaların koynundan meclis şantiyesine, cumhuriyet tarihinde bir ilk...
Dokunulmazlık zırhına bürünür bürünmez, imaj yenilemesine gidecekmişim, köktenci bağımsız uyuşmaz... Ülkenin en zengin delisi, çıl-gınıymışım, ailenin uçlarda dolaşan yalnızıymışım, Paris'te zenci bir ressama aşık olmuşum, Marksizm'le tanıştırmış o beni, bir çağıltı kopmuş ruhumda, hastalanıp ölmüş sevgilim, biricik aşkım, on dokuz yaşındaymışım, harçlığımı kesmişler, ferrarimi almışlar altımdan...
Sahne değişiyormuş rüyamda, bir ceylan sa-tıcısıyla pazarlığa tutuşmuşum coşkuyla, helikopterle inmişim köyün düzlüğüne, meclis iç tüzüğünü defalarca okuyup stratejimi belirlemişim, ceylanın yanı sıra oklu kirpi, tilki yavrusu, kaya yılanı satın alacakmışım, gerginlik beklentisini gülünçleştirecek bir panik havası yaratacakmışım parlamentoda, şok, apansız gevşeme...
Ayda bir milyon dolar, artı milletvekili maaşı, Meclis'in kadın üyeleri için milyarlarca fare alabilirmişim, çuvalla örümcek, kurbağa, sülük, partilerinden birer, ikişer kopup kıldan vıcıktan korkma grubu kurabilirlermiş, ironi politikasına geçiş; kullanılmazlık bağlamında yaratıcı kaynaşma, çığlık diline sıçratmak niyetindey-mişim cinsdaşlarımı, bir sonraki adımım olacakmış bu.
Uzayıp kısalabilen iç içe geçmeli, cepte taşınır bir mızrak yaptırmışım kendime, kürsüye ilk çıkışımda uzatıp sivriltecekmişim, Masaice yemin edecekmişim, tayyörümü çıkarıp erkek nişaneleriyle süslü şaman kostümümle, hem ilkel, hem çağdaş travesti duruşuyla dikilecekmişim karşılarında...
Planımda daha da bir soyunmak varmış, reddi miras edecekmişim, hisse, maaş, aile, ülke inkârı, ruhunun dibine kadar vahşi, kimsesiz
bir yoksul görecekmiş meclis, kararlıymışım, yapacakmışım bunu...
Pılık pırtık, kalk doğrul, kimseye anlatma rüyamı, niye bu kadar kederlenip kahırlandıysam...
İçimizden birilerini seçip ayırıyoruz, üzüleceklerine mutlu oluyorlar diye, bilmiyor değilim, buna anlam veremediğim için, yollanmış-lık sevinci fışkırıyor gözlerinden, gönderilip tıkılmışlar bir salona, görmek için alın gözü gerekmiyor, durum o merkezde, seçilmekten geri kaçar insan benim hissiyatım, kaçamazsa mazbatasını almaz dönüp gelir aramıza karışır...
Yollandımlık yudumunda bitiyor iş, solduruyor ümidi o sevinçleşme, sonsuz uzaklık...
Yabansı, yırtıcı gülsünler, ince uyanık olsun bağımsızlarımız...
Latife Tekin