Sevmem uzun uzun yazmayı bilirsin günlük ancak yazasım geldi işte gazdayım yani anlıcan.
Hiç sevmediğim ve benide hiç sevmediğini bildiğim o şehre sabahın ilk ışıkları ile hareket ettim günlük. Beni iyi karşılamayacağını sıfatıma bile bakmayacağını çok iyi bildiğim o kasfetli, kendini beğenmiş ve oksijeni bile beni irrite eden o şehre yine de ayaklarım götürdü beni.
Eskişehir yolundan ilk girişte söğütözü tabelasını gördüğümde yanmaya başladı ciğerim ve hatıralara döndü birden zihnim.
Sakarya, kızılay, karanfil, bahçeli, opera yı görmeyi yemedi ondan gözüm.
Tam cesaret buldum derken AŞTİ tabelasına ilişti gözüm ve sonrasında "müsait bir yerde inecek var" cümlesini istemsiz olarak dile getirdi dilim.
Kaçıyordum günlük kendimden, geçmişten, bu kasfetli şehirden kaçıyordum ve ben bile engelleyemiyordum beni.
Sonrasında burdayım işte yine geride bırakılan pişmanlıklar. Sonrası gelirmi bilmiyorum günlük şimdilik bu kadar.