Çocukluğumdan kalma anılar yıkadı yüzümü;
Yüzdükçe çıktığım sularda, üşüdüm…
Sene doksandı;
Dokuz faklı kanatla uçardım,
Gökyüzünden çalınmış yedi farklı rengim vardı…
Gökyüzü alabildiğine maviydi, yüreğimde öyle.
Güneş ısıtırdı her nasıl oluyorduysa…
Çamurdan evlerim vardı; yağmur ertesi yıkılan, fırtına sonrası güçlenen
Yüreğimde, bir gün sonraki mahalle maçının heyecanıyla uyurdum;
Uykularım vardı…
Sene bilmediğim birkaç sayının yanına iliştirilmiş doksandı…
Sene doksandı;
Komşu kızıyla küsüp barışmalarım vardı
Adına aşk derdim;
-Niyeyse?…
Umut çoktu yarında, her yanımda umut çoktu;
Yaralar az, az olabilecek bir kavramdı.
Sene doksandı;
Bir annem vardı…
Sene bilmediğim birkaç sayının yanına iliştirilmiş doksandı;
En beyazlarım bir tek yağmur sonrası, toprak yollarda, kararırdı…
Ne büyük günah vardı, nede büyük bir korku
Korku adına mahalle kavgalarım vardı;
-en fazla bacaklarım yanardı
Ve en günah komşu bahçesindeki erik ağaçlarında asılmaktaydı
Yorumda yoktu,
Yorumsuzlukta…
Sene doksandı…
Sene doksandı;
Mutluluk babam veya annemle birlikte olmaktı.
Leğende yapılan banyo sonrası
Kirletmeye kıyamadığım “pantolonumun cebindeydi mutluluk”!
Ellerim vardı küçücük, mutluluk avuçlarımdan fazlaydı.
(Daha sonrası hiç bilemedim
Ellerimin mi büyüdüğünü, mutluluğumun mu küçüldüğünü)
Kaynağını bilmediğim gözelerde ferahlardı ruhum;
İçtikçe beyaza yaklaşırdım,
İçerisine girdikçe Allah’a…
Sene doksandı;
Dokuz yaşıma henüz daha vardı…
Sene doksandı;
Ne ayrılık vardı nede gece
Ayrılık saat yedide babamın evden çıkmasıydı,
-çabuk geçerdi.
Gece bilmediğim bir gerçekti,
-uyurdum hissetmezdim böylece…
En büyük tasam hayat bilgisi dersinde öğrenemediğim “zaman kavramı”ydı
Komşu kızının yanında elime vurulan cetvel düşmanımdı bir tek
Tek bir yok yoktu geçmeyecek
Sene bilmem birkaç sayının yanına iliştirilmiş doksandı
Gün tam olarak dokuz saat dokuz saniye kokuz andı
Sene doksandı…
Çocukluğumdan kalma anılar yıkadı yüzümü
Yürüdükçe çıktığım sularda üşüdüm…
08.04.2008-23:02