[...den sonrası]/geride kalmak
En son içinden "Tanrı mı gider?" dedi genç adam, "Tanrı en son mu gider". Cevaplayamadı boş gözlerle bakan adam. Doğruldu yutkundu ama cevaplayamadı... Uzun süren sessizliğin ardından "Hayır; Tanrıdır kalan" diyebildi ve boş gözlerle kimsenin olmadığı tarafa doğru bakmayı sürdürdü...
Devam etti; "Tanrı sadece seyirci ve oyunun içerisinde rol yok Tanrıya, yazarda biziz, oyuncularda Tanrı filmi izlemekten vazgeçmez, gitmez" dedi... "O zaman herkes gittikten sonra olmadık bir anda içimi acıtan neydi?" diye sordu küçük olan gözlerinde yaşlarla. "Kendinden gidişindi, aslında acıtan kendinden gitmektir" dedi büyük olan boş gözlerle bakmayı sürdürerek... Ve devam etti, "hadi gidip seni bulalım önce, sonra ne kadar karanlık varsa toplayıp ateşe verelim ve SENİ BENİ alıp yanımıza gidelim burdan, "bir tek" ışık kalsın ardımızda, bir-"tek" ışık"...
"Gelmiyorum" dedi, küçük olan "korkuyorum. Aslında Tanrı oyunda baş aktör ve bizler piyon bile değiliz, izlenmeyişimiz Tanrının gidişinden" dedi elleriyle toprağı sıkarak. Dilini ısırdı, yutkundu, nemli gözleriyle baktı ve sustu... O kadar çok sustular ki bir gelen olacak mı diye "Tanrı bile" izledi tüm bu olanları...
Hayat dedi büyük olan Hayat bazen içimizdeki kanı dahada yutmamızı ister veya hiç hatırlamamayı kanayan yanlarımızın var olduğunu; bazen koşmamızı bekler haklılığımızı ispatlamak için, bazen ellerimizle suya çizmemizi haklılığımızı; yılmadan, doğru yanlış, haklı haksız kaygısı gütmeden bir nehre boşaltmamızı bekler içimizdeki tüm her şeyi ve başarabilirsek Tanrının seyrine doyamayacağı bir filme çevrilir hayat. Aslında mutluluk var diye devam etti. Tanrı çok gizli bir yerlerde sakladı ancak bulabiliriz ve hatta bizim olabilir. Yeter ki içimizdeki her şeyi doğru yanlış, haklı haksız kaygısı gütmeden bir nehre boşaltabilelim...
El ele tutuşup gittiler... Az önce, siz gelmeden hemen önce, "an"dan kısa bir zaman önce gelseydiniz görebilirdiniz hatta...
-Tanrı orda inanmazsanız sorun!
Edited by _RomantizmA_, 30.11.2011 - 23:00.