Hasta Hakları Yönetmeliği
Resmi Gazete 1 Ağustos 1998 - Sayı : 23420
İkinci Bölüm
SAÐLIK HİZMETLERİNDEN FAYDALANMA HAKKI
Madde 5 d- “Tıbbi zorunluluklar ve kanunlarda yazılı haller dışında rızası olmaksızın kişinin vücut bütünlüğüne ve diğer kişilik haklarına dokunulamaz” .
Adalet ve Hakkaniyete Uygun Olarak Faydalanma
Madde 6:
Hasta, adalet ve hakkaniyet ilkeleri çerçevesinde sağlıklı yaşamın teşvik edilmesine yönelik faaliyetler ve koruyucu sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere, sağlık hizmetlerinden ihtiyaçlarına uygun olarak faydalanma hakkına sahiptir. Bu hak, sağlık hizmeti veren bütün kurum ve kuruluşlar ile sağlık hizmetlerinde görev alan personelin adalet ve hakkaniyet ilkelerine uygun olarak hizmet verme yükümlülüklerini de içerir.
Bilgi İsteme
Madde 7:Hasta, sağlık hizmetlerinden nasıl faydalanacağı konusunda bilgi isteyebilir. Bu hak, hangi sağlık kuruluşundan hangi şartlara göre faydalanabileceğini, sağlık kurum ve kuruluşları tarafından verilen her türlü hizmet ve imkanın neler olduğunu ve müracat edilen kuruluşta verilen sağlık hizmetlerinden faydalanma usulünü öğrenme haklarını da kapsar.
Bütün sağlık kurum ve kuruluşları , hastayı birinci fıkra uyarınca bilgilendirmek için yeterli teknik donanımı haiz birimi oluşturmak; bu birimde , hastaya kesin ve yeterli bilgi verebilecek nitelik ve ehliyete sahip personeli daimi olarak isdihdam etmek ve hastanın ihtiyacı olan birimlere kolayca ulaşabilmesini temin etmek üzere, kuruluşun uygun yerlerinde bilgilendirici tabela, broşür ve işaretler bulundurmak gibi tedbirleri almak zorundadırlar
Sağlık Kuruluşunu Seçme ve Değiştirme
Madde 8:Hasta; tabi olduğu mevzuatın öngördüğü usül ve şartlara uyulmak kaydı ile, sağlık kurum ve kuruluşunu seçme ve seçtiği sağlık kuruluşunda verilen sağlık hizmetinden faydalanma hakkına sahiptir.
Mevzuat ile belirlenmiş sevk sistemine uygun olmak şarti ile hasta saglik kuruluşunu degiştirebilir. Ancak kuruluşu degiştirtmenin hayati tehlikeye yolaçip açmayacagi ve hastaliginin daha da agirlaşip agirlaşmayacagi hususlarinda hastanin tabib tarafindan aydinlatilmasi ve hayati tehlike bakimindan saglik kuruluşunun degiştirilmesinde tibben sakinca görülmemesi esastir.
Acil vak’alar dışında, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olup da mevzuatın öngördüğü sevk zincirine uymayanlar aradaki ücret farkını kendileri karşılar.
Hastanın sağlık kuruluşunda kalmasında tıbben fayda bulunmayan veya bir başka sağlık kuruluşuna nakli gerekli olan hallerde, durum hastaya veya 15 nci maddenin ikinci fıkrasında belirtilen kişilere açıklanır. Nakilden önce, gereken bilgiler nakil talebinde bulunan veya tıbben uygun görülen sağlık kuruluşuna, sevkeden kuruluş veya mevzuatla belirlenen yetkililerce verilir. Her iki durumda da hizmetin aksamadan ve kesintisiz olarak verilmesi esastır.
Personeli tanıma, seçme , değiştirme
Madde 9: Hastaya talebi halinde, kendisine sağlık hizmeti verecek veya vermekte olan tabiplerin ve diğer personelin kimlikleri, görev ve ünvanları hakkında bilgi verilir.
Mevzuat ile belirlenmiş usullere uyulmak şarti ile hastanin, kendisine saglik hizmeti verecek personeli serbestçe seçme, tedavisi ile ilgilenen tabibi degiştirme ve başka tabiplerin konsültasyonunu istemek hakki vardir.
Personeli seçme, tabibi değiştirme ve konsültasyon isteme hakları kullanıldığında, mevzuat ile belirlenen ücret farkı, bu hakları kullanan hasta tarafından karşılanır.
Öncelik Sırasının Belirlenmesini İsteme
Madde 10: Sağlık kuruluşunun hizmet verme imkanlarının yetersiz veya sınırlı olması sebebiyle sağlık hizmeti talebi zamanında karşılanamayan hallerde , hastanın , öncelik hakkının tıbbi kriterlere dayalı ve objektif olarak belirlenmesini istemek hakkı vardır.
Acil ve adli vakalar ile yaşlilar ve özürlüler hakkinda öncelik sirasinin belirlenmesinde ilgili mevzuat uygulanir.
Tıbbi Gereklere Uygun Teşhis, Tedavi ve Bakım
Madde 11: Hasta, modern tıbbi bilgi ve teknolojinin gereklerine uygun olarak teşhisinin konulmasını, tedavisinin yapılmasını ve bakımını istemek hakkına sahiptir.
Tababetin ilkelerine ve tababet ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı veya aldatıcı mahiyette teşhis ve tedavi yapılamaz.
Tıbbi Gereklilikler Dışında Müdahale Yasağı
Madde 12: Tanı, tedavi veya korunma amacı olmaksızın ölüme veya hayati tehlikeye yol açabilecek veya vücut bütünlüğünü bozacak veya akli ve bedeni direnci azaltabilecek hiçbir müdahale yapılamaz ve talep edilemez.
Ötenazi Yasağı
Madde 13: Ötenazi yasaktır.
Tıbbi gereklerden bahisle veya her ne suretle olursa olsun, hayat hakkından vazgeçilemez. Kendisinin veya bir başkasının talebi olsa dahi, kimsenin hayatına son verilemez
Tıbbi Özen Gösterilmesi
Madde 14:Personel, hastanın durumunun gerektirdiği tıbbi özeni gösterir. Hastanın hayatını kurtarmak veya sağlığını korumak mümkün olmadığı taktirde dahi, ıstırabını azaltmaya veya dindirmeye çalışmak zorunludur.
Üçüncü Bölüm
SAÐLIK DURUMU İLE İLGİLİ BİLGİ ALMA HAKKI
Madde 15: Hasta; sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usülleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi istemek hakkına sahiptir
Sağlık durumu ile ilgili gereken bilgiyi, bizzat hasta veya hastanın küçük, temyiz kudretinden yoksun veya kısıtlı olması halinde velisi veya vasisi isteyebilir. Hasta sağlık durumu hakkında bilgi almak üzere bir başkasına da yetki verebilir. Gerek görülen hallerde yetkinin belgelendirilmesi istenilebilir.
Hasta, tedavisi ile ilgilenen tabip dışında bir başka tabipten de sağlık durumu hakkında bilgi alabilir.
Kayıtları İnceleme
Madde 16:Hasta, sağlık durumu ile ilgili bilgileri içeren dosya ve kayıtları doğrudan veya vekili veya kanuni temsilcisi vasıtası ile inceleyebilir ve bir suretini alabilir. Bu kayıtlar sadece hastanın tedavisi ile ilgili olanlar tarafından görülebilir.
Kayıtların Düzeltilmesini İsteme
Madde 17:Hasta; sağlık kurum ve kuruluşları nezninde bulunan kayıtlarında eksik, belirsiz ve hatalı tıbbi ve şahsi bilgilerin tanımlanmasını, açıklanmasını, düzeltilmesini ve nihai sağlık durumu ve şahsi durumuna uygun hale getirilmesin isteyebilir.
Bu hak hastanın sağlık durumu ile ilgili raporlara itiraz ve aynı veya başka kurum ve kuruluşlarda sağlık durumu hakkında yeni rapor düzenlenmesini isteme haklarını da kapsar.
Bilgi Vermenin Usulü
Madde 18: Bilgi gerektiğinde tercüman kullanılarak, hastanın anlayabileceği şekilde, tıbbi terimler mümkün olduğunca kullanılmadan, tereddüt ve şüpheye yer verilmeden ve hastanın ruhi durumuna uygun ve nazik bir ifade ile verilir.
Bilgi Verilmesi Caiz Olmayan ve Tedbir Alınması Gereken Haller
Madde 19:Hastanın manevi yapısı üzerinde fena tesir yapmak suretiyle hastalığın artması ihtimalinin bulunması ve hastalığın seyrinin ve sonucunun vahim görülmesi hallerinde, teşhisin saklanması caizdir.
Hastaya ve yakınlarına, hastanın sağlık durumu hakkında bilgi verilip verilmemesi, yukarıdaki fıkrada belirtilen şartlar çerçevesinde tabibinin takdirine bağlıdır.
Tedavisi olmayan bir teşhis, ancak bir tabip tarafindan ve tam bir ihtiyat içinde hastaya hissettirilebilir veya bildirilebilir. Hastanin aksi yönde bir talebinin bulunmamasi veya açiklanacagi şahsin önceden belirlenmemesi halinde, böyle bir teşhis ailesine bildirilir.
Bilgi Verilmesini Yasaklama
Madde 20:İlgili mevzuat hükümlerine ve hastalığın mahiyetine göre yetkili mercilerce alınacak tedbirlerin gerektirdiği haller dışında; hasta sağlık durumu hakkında kendisine veya ailesine veya yakınlarına bilgi verilmemesini isteyebilir.
Dördüncü Bölüm
MAHREMİYETE SAYGI GÖSTERİLMESİ
Madde 21: Hastanın, mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Hasta mahremiyetinin korunmasını açıkça talep de edebilir. Her türlü tıbbi müdahale, hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle icra edilir.
Mahremiyete saygı gösterilmesi ve bunu istemek hakkı;
a )Hastanın, sağlık durumu ile ilgili tıbbi değerlendirmelerin gizlilik içerisinde yürütülmesini
b )Muayenesinin, teşhisin, tedavinin ve hasta ile dogrudan temasi gerektiren diger işlemlerin makul bir gizlilik ortaminda gerçekleştirilmesini,
c )Tıbben sakınca olmayan hallerde yanında bir yakınının bulunmasına izin verilmesini,
d )Tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin, tıbbi müdahale sırasında bulunmamasını
e )Hastalığın mahiyeti gerektirmedikçe hastanın şahsi ve ailevi hayatına müdahale edilmemesini
f )Sağlık harcamalarının kaynağının gizli tutulmasını
kapsar,
Ölüm olayı mahremiyetin bozulması hakkını vermez.
Eğitim verilen sağlık kurum ve kuruluşlarında, hastanın tedavisi ile doğrudan ilgili olmayanların tıbbi müdahale sırasında bulunması gerekli ise; önceden veya tedavi sırasında bunun için hastanın ayrıca rızası alınır.
Rıza Olmaksızın Tıbbi Ameliyeye Tabi Tutulması
Madde 22: Kanunda gösterilen istisnalar hariç olmak üzere, kimse, rızası olmaksızın ve verdiği rızaya uygun olmayan bir şekilde tıbbi ameliyeye tabi tutulamaz.
Bir suç işledigi veya buna iştirak ettigi şüphesi altinda bulunan kişinin işledigi suçun muhtemel delillerinin, kendisinin veya magdurun vücudunda oldugu düşünülen hallerde; bu delillerin ortaya çikarilmasi için sanigin veya magdurun tibbi ameliyeye tabi tutulmasi, hakimin kararina baglidir.
Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde bu ameliye, Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine yapılabilir.
Bilgilerin Gizli Tutulması
Madde 23:Sağlık hizmetinin verilmesi sebebiyle edinilen bilgiler, kanun ile müsaade edilen haller dışında , hiçbir şekilde açıklanamaz.
Kişinin rizasina dayansa bile, kişilik haklarindan bütünüyle vazgeçilmesi, bu haklarin başkalarina devri veya aşiri şekilde sinirlanmasi neticesini doguran hallerde bilginin açiklanmasi, bunlari açiklayanin hukuki sorumlulugunu kaldirmaz.
Hukuki ve ahlaki yönden geçerli ve haklı bir sebebe dayanmaksızın hastaya zara verme ihtimali bulunan bilginin ifşa edilmesi, personelin ve diğer kimselerin hukuki ve cezai sorumluluğunu da gerektirir.
Araştirma ve egitim amaciyla yapilan faaliyetlerde de hastanin kimlik belgeleri, rizasi olmaksizin açiklanamaz.
Beşinci Bölüm
TIBBİ MÜDAHALEDE HASTANIN RIZASI
Hastanın Rızası ve İzin
Madde 24:Tıbbi müdahalelerde hastanın rızası gerekir. Hasta küçük veya mahcur (kısıtlı) ise velisinin veya vasisinden izin alınır. Hastanın, velisinin ya da vasisinin olmadığı veya hazır bulunamadığı veya hastanın ifade gücünün olmadığı hallerde bu şart aranmaz.
Kanuni temsilci tarafından muvafakat verilmeyen hallerde müdahalede bulunmak tıbben gerekli ise, velayet ve vesayet atındaki hastaya tıbbi müdahalede bulunabilmesi; Türk Medeni Kanununun 272 nci ve 431 nci maddeleri uyarınca mahkeme kararına bağlıdır.
Kanuni temsilciden veya mahkemeden izin alınması zaman gerektirecek ve hastaya derhal müdahale edilmediği taktirde hayatı veya hayati organlarından birisi tehdit altına girecek ise, izin şartı aranmaz.
Üçüncü fıkrada belirtilen ve hayatı veya hayati organlardan birisini tehdit eden acil haller haricinde, rızanın her zaman geri alınması mümkündür. Rızanın geri alınması, hastanın tedaviyi reddetmesi anlamına gelir.
Rızanın müdahale başladıktan sonra geri alınması, ancak tıbbi yönden sakınca bulunmaması şartına bağlıdır.
Tedaviyi Reddetme ve Durdurma
Madde 25: Kanunen zorunlu haller dışında ve doğabilecek olumsuz sonuçların sorumluluğu hastaya ait olmak üzere hasta, kendisine uygulanması planlanan veya uygulanmakta olan tedaviyi reddetmek veya durdurulmasını istemek hakkına sahiptir. Bu halde , tedavinin uygulanmamasından doğacak sonuçların hastaya veya kanuni temsilcilerine veyahut yakınlarına anlatılması ve bunu gösteren yazılı belge alınması gerekir.
Bu hakkın kullanılması, hastanın sağlık kuruluşuna tekrar müracatında hasta aleyhine kullanılamaz.
Küçük veya mahcurun tıbbi müdahaleye katılımı
Madde 26:Kanuni temsilcinin muvafakatinin gerektiği ve yeterli olduğu hallerde dahi, mümkün olduğu ölçüde küçük veya mahcur olan hastanın dinlenmek suretiyle tıbbi müdahaleye iştiraki sağlanır.
Alışılmış Olmayan Tedavi Usullerinin Uygulanması
Madde 27- Klinik veya lâboratuar muayeneleri sonucunda bilinen klasık tedavi metotlarının hastaya fayda vermeyeceğinin sabit olması ve daha evvel deney hayvanları üzerinde kafi derecede tecrübe edilmek suretiyle faydalı tesirlerinin anlaşılması ve hastanın rızasının bulunması şartları birlikte mevcut olduğunda, bilinen klasık tedavi metodları yerine başka bir tedavi usûlü uygulanabilir. Ayrıca, bilinen klasık tedavi metodu dışındaki bir metodun uygulanabilmesi için, hastaya faydalı olacağının ve bu tedavinin bilinen klasık tedavi usûllerinden daha elverişsiz sonuç vermeyeceğinin muhtemel olması da şarttır.
Evvelce tecrübe edilmemiş bir tibbî tedavi ve müdahale usulü, ancak zarar vermeyeceginin ve hastayi kurtaracaginin mutlak olarak öngörülmesi halinde yapilabilir.
Altıncı Bölüm' de yer alan hükümler saklıdır.
Rızanın Şekli ve Geçerliliği
Madde 28- Mevzuatın öngördüğü istisnalar dışında, nza herhangi bir şekle bağlı değildir.
Hukuka ve ahlâka aykırı olarak alınan rıza hükümsüzdür ve bu şekilde alınan rızaya dayanılarak müdahalede bulunulamaz.
Organ ve Doku Alınmasında Rıza
Madde 29- 18 yaşindan küçük ve mümeyyiz olmayanlardan organ ve doku alinamaz. Bu şartlari tamam olanlardan teşhis tedavi ve bilimsel amaçlar ile organ veya doku alinmasi, 2238 sayili Organ ve Doku Alinmasi, Saklanmasi ve Nakli Hakkinda Kanun' un 6 nci maddesinde öngörülen yazili şekil şartina tâbidir.
Ölüden organ ve doku alınma şartı ve cesetlerin bilimsel araştırma için muhafazası hususunda 2238 sayılı Kanun un 14 üncü maddesi hükümleri saklıdır.
Aile Planlaması Hizmetleri ve Gebeliğin Sona Erdirilmesi
Madde 30- İlgilinin rızası mevcut olsun veya olmasın, Bakanlık tarafından tespit edilmiş olanlar dışındaki ilâç ve araçlar aile plânlaması hizmetlerinde kullanılamaz.
Gebeliğin sona erdirilmesi, 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile öngörülen şartlara tâbidir.
Sterilizasyon ve gebeliğin sona erdirilmesi hallerinde, hastanın rızası ile evli ise eşinin de rızası gereklidir.
.
Rızanın Kapsamı
Madde 31- Rıza alınırken hastanın veya kanunî temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçlan hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır.
Hastanın, uygulanacak tıbbî müdahale için verdiği rıza, bu müdahalenin gerektirdiği sair tıbbî işlemleri de kapsar. Ancak, tıbbî işlemleri:n uygulanmasında, bu Yönetmelik' te ve diğer mevzuatta belirlenen hakların ihlal edilmemesi için azamî ihtimam gösterilir .
Altıncı Bölüm
TIBBİ ARAŞTIRMALAR
Tıbbî Araştırmalarda Rıza
Madde 32- Hiç kimse; Bakanlığın izni ve kendi nzası bulunmaksızın, tecrübe, araştırma veya eğitim amaçlı hiçbir tıbbi müdahale konusu yapılamaz.
Tıbbî araştırmalardan beklenen tıbbî fayda ve toplum menfaati, üzerinde araştırma yapılmasına rıza gösteren gönüllünün hayatından ve vücut bütünlüğünün korunmasından üstün tutulamaz.
Tıbbi araştırmalar, sadece, mevzuata göre araştırmada bulunmaya yetkili ve yeterli
tıbbî bilgi ve tecrübeyi haiz olan personel tarafından, mevzuat ile belirlenmiş bulunan yerlerde yürütülür.
Gönüllünün tıbbî araştırmaya rıza göstermiş olması, bu araştırmada görev alan personelin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Gönüllünün Korunması ve Bilgilendirilmesi
Madde 33- Araştirmalarda. gönüllünün sagligina ve diger kişilik haklarina zarar verilmemesi için gereken bütün tedbirler alinir. Araştirmanin gönüllüye verecegi muhtemel zararlar önceden tespit edilemedigi takdirde; gönüllü. rizâsi bulunsa dahi, araştirma konusu yapilamaz.
Gönüllü; araştirmanin maksadi, usulü, muhtemel faydalan ve zararlari ve araştirmaya iştirak etmekten vazgeçebilecegi ve araştirmanin her safhasinda başlangiçta verdigi rizayi geri alabilecegi hususlannda, önceden yeterince bilgilendirilir.
Rıza Alınmasının Usulü ve Şekli
Madde 34- Tıbbî araştırma hakkında yeterince bilgilendirilmiş olan gönüllünün rızasının maddî veya manevî hiçbir baskı altında olmaksızın, tamamen serbest iradesine dayanılarak alınmasına azamî ihtimam gösterilir.
Tıbbî araştırmalarda rıza yazılı şekil şartına tâbidir.
Küçüklerin ve Mümeyyiz Olmayanların Durumu
Madde 35- Reşit ve mümeyyiz olmayanlara, kendilerine faydasi olmadan, sirf tibbî araştirma amaci güden tibbi müdahaleler hiçbir surette tatbik edilemez. Faydalan bulunmasi şarti ile reşit ve mümeyyiz olmayanlar üzerinde tibbî araştirma yapilmasi, velilerinin veya vasilerinin rizasina baglidir. Kanunî temsilci tarafindan muvafakat verilmeyen hallerde, 24 üncü maddenin ikinci fikrasi hükmü uygulanir.
İlâç ve Tertiplerin Araştırma Amacıyla Kullanımı
Madde 36- Özel mevzuatına göre izin veya ruhsat alınmış olsa dahi, sırf tıbbi araştıra amacı ile hasta üzerinde kendi rızası ve Bakanlığın izni bulunmaksızın hiçbir ilâç ve terkip kullanılamaz.
İlâç ve terkiplerin tıbbî araştırmada kullanımı 29/11/1993 tarihli ve 21480 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlanan İlâç Araştırmaları Hakkında Yönetmelik hükümlerine tâbidir.
Yedinci Bölüm
DİÐER HAKLAR
Güvenliğin Sağlanması
Madde 37- Herkesin, sağlık kurum ve kuruluşlarında güvenlik içinde olmayı bekleme ve bunu istemek haklan vardır.
Bütün sağlık kurum ve kuruluşları , hastaların ve ziyaretçi ve refakatçi gibi yakınlarının can ve mal güvenliklerinin korunması ve sağlanması için gerekli tedbirleri almak zorundadırlar.
Tutuklu ve hükümlülerin sağlık kurum ve kuruluşlarında muhafazaları ile ilgili özel mevzuat hükümleri saklıdır.
Dini Vecibeleri Yerine Getirebilme ve Dini Hizmetlerden Faydalanma
Madde 38- Sağlık kurum ve kuruluşlarının imkânları ölçüsünde hastalara dinî vecibelerini serbestçe yerine getirebilmeleri için gereken tedbirler alınır.
Kurum hizmetlerinde aksamalara sebebiyet verilmemek, başkalarini rahatsiz etmemek ve personelce düzenlenip yürütülen tibbî tedaviye hiç bir şekilde müdahalede bulunulmamak şarti ile hastalara dini telkinde bulunmak ve onlari manevî yönden desteklemek üzere talepleri halinde, dinî inançlarina uygun olan din. görevlisi davet edilir. Bunun için, saglik kurum ve kuruluşlannda uygun zaman ve mekân belirlenir.
İfadeye muktedir olmayıp da dinî inancı bilinen ve kimsesiz olan agoni halindeki hastalar için de, taJep şartı aranmaksızın, dinî inançlarıa uygun olan din görevlisi çağrılır.
Bu hakların nasıl ve ne zaman kullanılacağı ve bu konuda alınacak tedbirler, sağlık kuruluşunun çalışma usûl ve esaslarını gösteren mevzuatta ayrınca düzenlenir.
İnsanî Değerlere Saygı Gösterilmesi ve Ziyaret
Madde 39- Hasta, kişilik degerlerine uygun bir şekilde ve ortamda saglik hizmetlerinden faydalanma hakkina sahiptir.
Sağlık hizmetlerinde görev alan bütün personel; hastalara, yakınlarına ve ziyaretçilere güler yüzlü, nazik, şefkatli ve sağlık hizmetleri ile ilgili mevzuat ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde davranmak zorundadır.
Sağlık hizmetlerinin her safhasında, hastalara, onların bedenî ve ruhi durumları dikkate alınarak, hangi işlemin neden ve nasıl yapıldığı, yapılacağı ve bekletilmeleri söz konusu ise, bekletilmenin sebepleri hususunda gerekli ve yeterli bilgi verilir.
Sağlık kurum ve kuruluşlarında, insan haysiyetine yakışır gereken her türlü hijyenik şartların sağlanması, gürültünün ve rahatsız edici diğer bütün etkenlerin bertaraf edilmesi esastır. Gerektiğinde, bu hususlar hasta tarafından talep konusu yapılabilir.
Hasta ziyaretçilerinin kabul edilmesi, kurum veya kuruluşça belirlenen usul ve esaslara uygun olarak ve hastalarin huzur ve sükunlarini bozacak fiil ve tutumlara sebebiyet vermeyecek şekilde gerçekleştirilir ve bu konuda gereken tedbirler alinir.
Refakatçi Bulundurma
Madde 40- Muayene ve tedavi sırasında hastaya yardımcı olmak üzere; mevzuatın ve kurum imkânlarının elverdiği ve hastanın sağlık durumunun gerektirdiği ölçüde, tedaviden sorumla olan tabibin uygun görmesine bağlı olarak, refakatçi bulundurulması istenebilir.
Bu hakkın nasıl ve ne zaman kullanılacağı ve bu konuda alınacak tedbirler, sağlık kurum ve kuruluşunun çalışma usûl ve esaslannı gösteren mevzuatla ayrıca düzenlenir.
Hizmetin Sağlık Kurum ve Kuruluşu Dışında Verilmesi
Madde 41- Hastalar, aşagidaki hallerde saglik hizmetlerinden bulunduklari yerlerde de faydalanabilirler
a ) Koruyucu sağlık hizmetlerinin verilmesinde,
b ) Tıbbi sebeplerden dolayı sağlık kuruluşuna bizzat gidilemeyen veya götürülemeyen hallerde,
c ) Tabii âfetler gibi olağanüstü hallerde.
Hizmetin sağlık kuruluşu dışında verilmesi ile ilgili usul ve esaslar, Bakanlık tarafından ayrıca düzenlenir.
Sekizinci Bölüm
SORUMLULUK VE HUKUKİ KORUNMA YOLLARI
Müracaat, Şikâyet ve Dâvâ Hakki
Madde 42- Hastanın ve hasta ile ilgili bulunanların, hasta haklarının ihlâli halinde, mevzuat çerçevesinde her türlü müracaat, şikâyet ve dava hakları vardır.
Sağlık Kurum ve Kuruluşlarının Sorumluluğu
Madde 43- Hasta haklarının ihlâli halinde, personeli istihdam eden kurum ve kuruluş aleyhine maddî veya manevi veyahut hem maddî ve hem de manevî tazminat davası açılabilir.
Ancak, aleyhine dava açılacak merciin kamu kurum ve kuruluşu olması halinde;
a ) 2577 sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunu' nun 12 nci maddesine göre; hakkın bir idarî işlem dolayısı ile ihlâl edilmesi halinde ilgililer, doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine dava açma süresi içerisinde tam yargı davası açabilirler.
b ) Aynı Kanun'un 13 üncü maddesi uyarınca, zarar verici eylemin öğrenildiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde maddî ve manevî tazminat olarak istenilen tazminat miktarı ayrı ayrı gösterilerek idareye müracaat edilmesi ve talebin açıkca veya zımnen reddi halinde kanunî süresi içinde idarî yargı mercilerinde dava açılması gerekir.
Devlet Memuru veya Diğer Kamu Görevlisi Personelin Sorumluluğu
Madde 44- Bu Yönetmelik'te gösterilmiş olan hasta haklarinin fiilen kullanilmasina mâni olan veya bu haklan başka şekilde ihlâl eden personelin, cezaî, malî ve inzibati sorumluluklarinin tamami veya bunlardan bir kismi dogabilir.
Birinci fıkrada belirtilen sorumluluklar haricinde, ihlâlin durumuna göre, personeli istihdam eden kurum ve kuruluş tarafından personel hakkında uygulanacak idarî tedbir ve müeyyideler saklıdır.
Kamu Personelinin Sorumluluğunu Tesbit Usûlü
Madde 45- Kamu kurum ve kuruluşlarinda görevli personelin, hasta haklarini ihlâl eden fiil ve halleri, şikâyei halinde veya idarece kendiliginden tespit edildiginde, hadisenin takibi, soruşturulmasi ve gerekir ise müeyyideye baglanmasi için dogrudan valiliklerce veyahut Bakanlik veya personelin görevli oldugu kurumlar tarafindan müfettiş veya muhakkik görevlendirilir.
Kamu Personeli Hakkındaki Müeyyideler .
Madde 46- Hasta haklarının Devlet memuru veya diğer kamu görevlisi personel tarafindan ve görevleri sırasında herhangi bir şeldlde ihlâli halinde uygulanacak müeyyideler aşağıda gösterilmiştir:
a ) Kamu görevlisi olan personelin fıilinin niteliğine göre, soruşturmacı tarafından hakkında disiplin cezası teklif edilmiş ise, mevzuatın öngördüğü disiplin cezalan yetkili âmir veya kurullarca usulüne göre takdir edilir.
b ) Hak ihlâli aynı zamanda ceza hukukuna göre suç teşkil ettiği takdirde memur olan personel hakkında, Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkat hükümlerine göre yapılan soruşturma sonucunda Iüzûm-u muhakeme karan verilir ise, dosya cumhuriyet başsavcılığı'na gönderilerek ceza davası açılması ve böylece personel hakkında fıiline uygun bulunan cezaî müeyyidenin tatbiki sağlanır.
c ) Anayasa'nın 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, 129 uncu maddesinin beşinci fıkrası ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 13 üncü maddesi ve ilgili diğer mevzuat uyarınca, memurların ve diğer kamu görevlilerinin hukuki sorumluluğu doğrudan doğruya memur aleyhine açılacak dava yolu ile gerçekleştirilemez. Dava, 43 üncü maddede gösterilen usûle göre, ancak idare aleyhine açılabilir. Bu personelin hukukî sorumluluğunun doğması, idare aleyhine açılacak dava neticesinde tazmin kararı verilmesine bağlıdır.
Kamu görevlisi personelin verdiği zarar, mahkeme karan üzerine idare tarafından tazmin edildikten sonra, müsebbibi olan sorumlu personele rücû edılir.
d ) Kamu görevlisi personelin mesleklerini resmi görevleri dışında serbest olarak icra etmekte iken işledikleri fiillerden dolayı haklarında 47 nci maddeye göre işlem yapılır.
Kamu Görevlisi Olmayan Personelin Sorumluluğu
Madde 47- Hasta haklarının Devlet memuru veya diğer kamu görevlisi olmayan personel tarafından herhangi bir şekilde ihlâli halinde uygulanacak müeyyideler aşağıda gösterilmiştir:
a ) Kamu görevlisi olmayan personel; haklan ihlâl edilen hastanın doğrudan vâki olacak şikâyeti üzerine veya bu fiillerin başka şekilde tespiti halinde Bakanlık veya başka kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan bildirim üzerine, bunların özel kanunlara göre kurulmuş olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları haysiyet divanlannca disiplin cezalan ile cezalandırılabilir.
b ) Kamu görevlisi olmayan personelin hasta haklarını ihlâllerinden doğan hukukî sorumlulukları genel hükümlere göre doğrudan doğruya kendilerine veya bunları çalıştıran kurum ve kuruluşlara karşı veya hem kendilerine ve hem de çalıştıranlara karşı birlikte dava açarak ileri sürülebilir.
c ) Kamu görevlisi olmayan personel hakkında, ceza hukukuna göre suç teşkil eden fiilleri sebebiyle cezaî müeyyideler tatbik edilmesi, genel hükümlere göre doğrudan doğruya Cumhuriyet Savcılıklanna yapılacak ihbar veya şikâyet yoluyla gerçekleştirilebilir.
Dokuzuncu Bölüm
SON HÜKÜMLER
Kurum ve Kuruluş Yetkililerinin Görevi
Madde 48- Sağlık kurum ve kuruluşlarının yetkilileri; bu Yönetmelik'te ve diğer mevzuatta belirtilen hasta haklarının lâfzına ve ruhuna uygun olarak kullanılabilmesine yardımcı olmak amacı ile bu Yönetmelik'te gösterilen "hasta haklan"nı bir liste, tabelâ veya broşür haline getirerek, bunları sağlık kurum ve kuruluşunun, hastalar, personel ve ziyaretçiler tarafından kolayca ulaşılıp okunabilecek uygun yerlerinde bulundurmak da dahil olmak üzere, gereken bütün tedbirleri almakla mükellef ve yetkilidir.
Saklı Olan Hükümler
Madde 49- Millî güvenliğin, kamu düzeninin, kamu yararının, genel ahlâkın ve genel sağlığın korunması maksatları ve kanun hükümleri ile getirilen özel düzenlemeler ve sınırlamalar saklıdır.
Yürürlük
Madde 50- Bu Yönetmelik, yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
Madde 51- Bu Yönetmelik hükümlerini Sağlık Bakanı yürütür