ah be
adı cıkmış heybeli de
martılara karşı
bi demli çay içmeli ..
hey bilader
benim ki iki şekerli.
sevdiğimin ki....
sevdiğimin ki mi?
o kim ki?
ben onu bi demli çay da
iki şekerde
bırakmışım...
martılara
savurduğum
cay sefalarında
yitirmişim..
sen getir usta,
iki şekerli
ince de beli olsun..
anlatayım martılara
en yorgun
en mevsimsiz çayı..
olmadı yine...
olmadı heybeli de,
çirkinleşen süslere
örtü..
hüngür hüngür aglayan
martılara deva değildi
çayım...
gel hadi otur şöle heybeli ye karsı..
ruhunu erit de
tütsün deniz...
renk
eda
hava
iklim...
bak
ay ıle gunes
ezelden buralı
sen gibi..
ben gibi..
bakma sen öle yorgun durduguna
minareler benim caresizliğimi
haykırmakda...
olsun
bazen yanlızlık da heybetli..
görmeli şimdi
iskeleden kalkan vapuru..
mavi sular ustunde
bembeyaz
kız gibi..
ah be!!
serin sabahına,
nasibine yagmurun,
suların süzülüşüne dudaklarıma,
öteden gelen vapur düdüğüne
ve
bakarken sema da martılarına
ne heybetlısın
heybeli...
hem bu ne heybet
bu ne hasmet ki?
sankı kubbelerin
yedi arşın ustunde...
bir de heybetli bırakmışsın bende
sevgiliyi..
kursun olup üzerine yagayım da
rengarenk olsun
kavusmamız...
hep gri
hep karanlık
gecemde..
gelsen ya sevgili
bi heybeli gecesinde ki
coşkunla ..
gelsen ya..
ah be!!
erguvandan lacıverde
göz kırpıyo bak yine
göğü...
senle birikmişti
o bende...
ince belii
bardagımda..
bir de
iki şekerim de..
al işte...
durdu yine
gözlerimin önüne hayalin..
yol vermedi..
vermedi ki gecıp gıdeyım ..
ilahi bi musıkiyi dinler gibi cezbeli..
ah be!!
bi küfüre değişir mi
duruşu..
sevgilinin gidişi...
selamı var sana heybeli nin
göz suzuyo uzakdan öle
muhtesemdir o mavısının
saltanatı..
ol da ,
iç şu iki şekerli cayını...
hadi...
heybeli de bi çay demleniyor...
biri aglıyor
bi kadın demleniyor
bi heybeli de aglıyor..
dedim ya bilader
benim ki iki şekerli
sevdiğimin ki...
sevdiğimin ki mi ?
o kim ki ?!
epru'