genelinde, gereğinden çok daha çabuk geçen zaman diliminden bahsedeyim istedim bu hafta..bilirsiniz, çalışan yahut okuyanlar için sosyalleşme günleridir hafta sonları..ingilizce kursuna gidilir, olmadı gitar olur bu, daha da olmadı sineme filan yapılır. ama çalışmayan yahut okumayanlar içinse, hafta içinden pek bi farkı olmayan sıradan iki sevimsiz gündür. zaten ingilizce öğrenecek olsalar, okulu bitirirlerdi
çalışan bilir bu iki özel iki memnu günün hayatta ki yerini:) deliler gibi çalışılan beş uzun günün sonunda, acaip bi değeri, tarzı duruşu, önemi olur .iki ayagınızı bi pabuca sokmak bile müthiş degere biner:) ki hatta yoğun çalışılan bi haftanın akabinde, evde bi başınıza heba edip depresif olma nedeniniz olsa bile ayrı bi güzeldir o:)
ama daha da güzeli çocuklugumuzun hafta sonudur..inelim bakalım çocuklugumuza, değil tabi ki,çocukluğumuzun hafta sonuna:)
efenim,haftanın son güzide günü cuma nın bitişine yakın,okuldan fırladıktan sonra dönme dolap için koşmanızın ardından, aslında gayet boş bi hafta sonuna başlanılmıştır bile.. o son okul çıkışı ciddi bi kurtulma hazzı ile gerçekleşir.ertesi gün okula gitmeyecek olmak, ve bu fikri sürekli hatırlamak, gezegenin en rahatlatıcı hislerinden bi tanesidir, velediken
ki o akşam da bi başka güzeldir..bi kere erken yatma diktesi yoktur. anne çemkiriki , baba mızırtısı , pekmezli süt de yoktur..iltimaslısınızdır o gün.dokunmaz kimse size..hafta içi okuldan sebeb erken yatıor olmak, o gece sizde - sabaha değin hatta pazar a kadar aralıksız tv izleyeceğim laayn - isyanını fitiller.. ama yine de haftanın bücük bünyeniz de bıraktıgı yorgunluktan mıdır bilinmez, en sevdiğiniz programın karşısında, elleriniz yanağınız da uyuyakalırsınız:)
konsept değişmez, anneniz hafta içi oldugu gibi yine gelir, alır sizi kucağına ve yatagınıza götürür, yarı uykulu haldeyken yattığınız o yatak, bi garip serinlik verir birden:) sanki hafta içinden daha rahattır o yatak.ve sanki yarın erken kalkma zorunlulugunu fesh ettiğiniz günün gecesidir.işte tam da bu ruh haliyle yatagınızda paşalar gibi dönüp durmak istersiniz ama çok geçmez sızar kalırsınız:)
ve cuma nın bitip cumartesi nin ilerlediği sabah..keyfin dibidir adeta.mayıştıgınız yatagınız da , -azıcık daha lütfen- kadar uyumaya devam edersiniz. ama soora , şirinler için,heidi için,red kit için, okula gittiğiniz sabahtan bile erken kalkarsınız o gün:)
nefis kahvaltınız siz daha ayılmadan yabılır..akabinde birden o günün -oyun oynama- günü olduğu hatırlarsınız. ve dişinizin arasında kalan son kırıntı ile beraber dışarı fırlarsınız..anneniz pencereden, -kapının önünden bi yere ayrılma çocugum- diorken, siz ekibi hazır etmişssinizdir bile. her türlü oyun için hazır ve isteklisinizdir.akşam ezanına kadar aralıksız oynanan oyun öle bi leziz öle bi başkadır ki..ama ezan okunduğunda olası cümle birikintisi siz daha ip atlarken yakanıza yapışır,- ezan okunuor bak hadi eve çabuk yavrum- beş dakikalarla savarsınız düşmanı menzilinizden,- sabahtan beri oynuorsun doymadın mı daha aa aaaa- cephaneliğiyle artık daha da güçlenmiş bi düşman vardır karsınızda sanki, -anne nolur azcık daha bitsin hemen geliorum- ları devreye sokup bildiğiniz bütün ajitasyonları ugulamaya baslarsınız ve bilindik son ; evdesiniz:)
ve sonra ki sabah. pazar..burukdur biraz.. o mayhoşluk, o sabahı elinizden alıp gider die ürkersiniz bi bel boyu ..anneniz her pazar oldugu gibi,temizliğe çoktan başlamıştır, tüm pencereler açılmış, ev havalanıor olur.. güneşin gözünüze inatla ilişmesi, pencereden koynunuza dolan esinti ile isteksiz uyanılır o sabah..ve anneye çemkirilir -temizlik yabmasan olmaz mı ya - , sanki önlüklerin pazar sabahı yıkanıp, akşam televizyon manzaralı ütülendiği geleneğinden bi habermiş gibi:)
koynunuza dolan pencereden sızma serinlik, şakır şakır yağan yağmur ve burnunuzun dibinde ki toprak kokusu.. o koku..bi garip heyecandır o an yasadıgınız..
ve şakırdayan yagmurun altında sokaga çıkamayacagınızı gayet ıyı bılırsınız..bu yasaktır.anne ile babanın ortak aldıgı karardır.. uyarsınız, ve bu uyum esnasında kalan ödevlerinizin telası ile pazarı bile akşam edersiniz:)
sonra bi bakarsınız ,huzursuzluk oturur içinize löp die. zira (lanet olsun ki) yarın okul vardır..şoku atlatıp akşama konsantre olursunuz , ve o akşamın en ciddi olayları; bizimkiler dizisi ve banyodur
ypılan banyo sonrası pofuduk gibi uykuya hazır olan bedeninize ,iki günlük tatilin ardından erken yatma kuralı evin iç işleri bakanı tarafından yürülüğe konuluverir yeniden:)
ezsatır, çocuklugumuzun hafta sonları tv ye paralel salya sumuk iç geçirip uyuyakalmakla geçmiş..ne menem bişimiş şu tv.hani bazen düşünüorum da , günümüz yavrucakları ,büyüdüklerinde - ne menem bişimiş şu pc- filan mı diyecekler..sanmıorum, sanmış olsam bile biz kadar hassas duygusal ve naif yaklasamayacaklar hafta sonu anılarına;
- uuff olum var ya ,sabahlara kadar GTA oynardım ben
- o da bişi mi? ben cuma need for speed de gaza bi basardım, pazar aksamına kadar, pehey
gibi..
e şimdi nerde bizim o ağlamaklı, pekmezli sütü ezip geçip , isyanımızı deklara edip, paşa oldugumuz hafta sonları? nerede akşam ezanına kadar deliler gibi oynanan kral kim? dokuz taş? sek sek? laleli birler nerede ?
afedersiniz de , çocuklugumuzunn hafta sonları nerede?
epru' ideal eğlence parkı gurur yapmadan sundu.