İçerik değiştir



- - - - -

Su Faturasındaki İkaz! İçilmez.


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 8 yanıt verildi

#1 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 16.07.2008 - 17:51


Sağlık Bakanlığı, bor ve arsenik miktarı insan sağlığını tehdit eder boyutlarda olan İzmir suyu hakkında yeni bir rapor daha hazırladı. Faturalara içilmez yazılacak...

Musluktan akan suyun içilmemesi ve yemek yapımında kullanılmaması gerektiğinin altı çizildi. Belediyeyi 3 yıldan beri uyardıklarını belirten bakanlık, aradan geçen süre içinde herhangi bir düzelme yaşanmadığını kaydetti. Halkın sık kullandığı otobüs durakları ile sosyal ve kültürel alanlara 'suyun içilemeyeceği' yönünde afişler asılacak. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da geçtiğimiz günlerde şebeke suyunun içilemez olduğunu kabul etmişti. İzmir'de acilen arıtma tesisleri kurulması gerekiyor.

Sağlık Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne üçüncü kez 'arsenikli su' uyarısı yaptı. Bakanlığın uyarıları arasında belediyenin su faturalarına 'şebeke suyu içilmez' ibaresi konması da yer alıyor. Müsteşar Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu imzasıyla hazırlanan ihtar yazısında, İzmir suyunun halk sağlığı açısından kanser riski taşıdığına dikkat çekildi. Uyarıda, suyun içilebilir değerlere kavuşturulması için belediyeye verilen 3 yıllık sürede herhangi bir düzelme yaşanmadığına vurgu yapıldı. Belediyeye acilen alternatif su kaynakları temin etme çağrısında bulunan bakanlık, mevcut suyun bir an önce arıtılarak arsenik miktarının düşürülmesini istedi. Bu süre zarfında evlerdeki musluklardan su içilmemesi uyarısında bulunan bakanlık, belediyeden su faturalarına 'Şebeke suyu, içme ve yemek hazırlama amacıyla kullanılmamalıdır.' yazmasını istedi. İzmirlilerin sıkça kullandığı otobüs durakları gibi alanlara suyun içilemezliği yönünde afişler asılması talimatı verildi. Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, suyun içilemez olduğunu belirtmişti.

Suyun tüketime sunulduğu 50 noktadan numune alınarak yapılan analizler, İzmir suyunun içme ve yemek yapmada kullanılamayacağını ortaya koydu. Sudaki arsenik ve borun kanser yaptığına dikkat çeken bakanlık, belediyenin suyu arıtmak için istediği ikinci üç yıllık sürenin uygun olmadığı kararına vardı. Belediyeye sağlıksız suyun kullanımının sınırlandırılması görevi yüklendi.

Bakanlık, bu çerçevede yerel yönetimin 9 tedbir almasını istedi. Su faturalarına 'Şebeke suyu, içme ve yemek hazırlama amacıyla kullanılmamalıdır' uyarısının yazılması şartı getirildi. Faturalardaki yazıların dikkat çekici ve rahat okunabilir olmasını isteyen bakanlık, Konak Meydanı gibi kalabalık yerlere suyun içilemez olduğuna yönelik bilgiler asılması talimatı verdi. Ayrıca İzmir Büyükşehir Belediyesi acilen suyu içilebilir hale getirecek arıtma tesisleri kuracak. İnsan sağlığını tehdit eden su hakkında İl Sağlık Müdürlüğü'ne de görevler yüklendi. Haftada bir sudan numuneler alınıp değerler hakkında vatandaş bilgilendirilecek.


Arsenik düzeyinin yüksek olduğu yerler:

Çiğli, Karşıyaka, Bostanlı, Mavişehir, Egekent-2, Bayraklı, Bornova.

Bor düzeyinin yüksek olduğu yerler:

Güzelbahçe, Menderes, Narlıdere, şehir merkezi.

Değişiklikler Kaydedildi...

#2 Who am I

Who am I

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.041 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:ça test egale
  • İlgi Alanları:naie pas peur de moi

Gönderim zamanı 16.07.2008 - 19:49

ankara nolucak acaba herkes farklı konuşuyor.İzmir halkıda bu sıcakta baya zorluk yaşıyacaktır artık damacana sularla idare edecekler
Doğa yıllardır bize herşeyi veriyor , peki biz doğaya ne verdik ? Sigara paketine 5 tl yada 7 tl veriyoruz , peki açan olanı görüyormuyuz ? bir hayvan öldürüldüğünde günlerce protesto ediyoruz ,peki bir şehit verdiğimizde kaç gün şehitlerimizi anıyoruz ? dizi yada şarkı sözlerini ezberliyoruz peki , kaç kişi Atatürk ilke ve inkilaplarını biliyor ? Müslümanız diyorsunuz , ama islamın şartlarını yada kurallarını bilmiyorsunuz bu nasıl müslümanlık ? herkes kendini imam sanıp konuşuyor , açın kuranı okuyun ne yazıyor acaba diye,insanları eleştiriyoruz peki kaçımız kendimizi eleştirmeye cesaret buluyor

#3 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 16.07.2008 - 20:16

Bu nasıl bir rezillik?İçilir duruma getirmek seçilenlerin görevleri arasında değil mi?Hemde her şeyden öncelikli; Su bu
hayatın kaynağı....
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#4 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 16.07.2008 - 20:56

Ve "içilmez" damgası yiyen bu su için para ödüyoruz İzmirliler olarak..

Değişiklikler Kaydedildi...

#5 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 17.07.2008 - 08:54

Millet Melih Gökçek'e yükleniyodu...Herif bi kılçık attı ortaya.. Gerçek çıktı..

#6 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 17.07.2008 - 09:13

Melih Gökçek aslında ''Yoktur birbirimizden farkımız '' demiştir. Haklıda çıktı. Seçilmişler adam gibi adam olup, halka ve hakka hizmet etmeyi kendilerine düstur edinmedikçe bu çirkeflikler devam eder durur.

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#7 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 18.07.2008 - 18:24

Sağlık Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi içme suyu şebekesinin değişik noktalarından alınan örneklerin İzmir Hıfzıssıhha Bölge Müdürlüğü ve Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı laboratuvarlarında analiz edildiğini ve bazı bölgelerde arsenik düzeyindeki yüksekliğin halen devam ettiğinin görüldüğünü bildirdi. Bakanlıktan yapılan açıklamada, ''İzmir Büyükşehir Belediyesinin yapacağı çalışmalarla sorunu mümkün olan en kısa sürede çözüme kavuşturmasını beklediğimizi kamuoyumuzun bilgisine sunuyoruz'' denildi.

Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, belediyelerin görevinin halka sağlıklı ve güvenli içme-kullanma suyu ulaştırmak, bakanlığın görevinin ise standartlar çerçevesinde halkın tüketimine sunulan içme-kullanma sularının sağlıklı ve güvenli olup olmadığını denetlemek olduğu vurgulandı.

Açıklamada, ''İnsani Tüketim Amaçlı Sular Yönetmeliği''ne göre, belediyeler ve ilgili kurumlara verdiği 3 yıllık geçiş süresinin 17 Şubat 2008 tarihinde sona erdiği hatırlatılan açıklamada şunlar kaydedildi:

''Geçiş süresinin sona ermesinden önce, 10 Ekim 2007'de 81 il belediyesi uyarılarak gerekli tetkikleri yaptırmaları ve sonuçları Bakanlığımıza göndermeleri istenmiştir. Bilgilerin Aralık 2007'de toplanmasından sonra bazı illerimizde arsenik değerlerinin yönetmelik sınır değeri olan 10 mikrogram/litre'nin üzerinde olduğu anlaşılmıştır. Bu iller Bakanlığımızca uyarılmış ve gereken çalışmaların acilen yapılması istenilmiştir.

İzmir Büyükşehir Belediyesi uyarılara rağmen bu sürede arsenik sonuçlarını Bakanlığımıza göndermediği gibi içme sularında arsenik yüksekliği olmadığını da iddia etmiştir. Bu durum göz önüne alınarak Bakanlığımızca İzmir'de şebekenin değişik noktalardan su numuneleri alınmış, analizler eş zamanlı olarak hem İzmir Hıfzıssıhha Bölge Müdürlüğü hem de Ankara Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Laboratuvarlarında yaptırılmıştır. Sonuçların uyumlu olduğu görülmüştür. Her iki laboratuvar da yetkinlikleri bilinen laboratuvarlardır.

26 Haziran, 2 ve 9 Temmuz 2008 tarihlerinde alınan su numunelerinin analizlerinde bazı bölgelerde arsenik düzeyindeki yüksekliğin halen devam ettiği görülmüştür. İl Sağlık Müdürlüğünce haftalık olarak içme-kullanma sularının kimyasal yönden denetimleri devam edecektir.''

-''BOR DA YÜKSEK''-

''Arsenik yüksekliğinde olduğu gibi bor düzeyinin yüksekliğinin de İzmir Büyükşehir Belediyesince kabullenilmediğinin'' ifade edildiği açıklamada, İzmir'in içme kullanma sularında daha önceki bor değerinin normal sınırlarda olduğu ancak 22 Haziran 2008'de alınan numunelerde yükseklik tespit edildiği belirtildi. Bor değerinin yükselme sebebinin arseniğin kimyasal metotlarla düşürülmesi çalışmaları olabileceği gibi, yeraltı sularındaki geçici değişimden de kaynaklanabileceği dile getirildi ve ''Konu Bakanlığımızın takibindedir. Bor değerlerinde tekrar düşme olması ise sevindiricidir'' denildi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığınca talep edilen muafiyetin, İzmir'in içme-kullanma suyunda arsenik üst limitinin, 3 yıl öncesindeki gibi litrede 50 mikrogram olarak kabul edilmesine yönelik olduğu vurgulanan açıklamada, ''Bu taleple ilgili olarak Bakanlığımızın, Yönetmelikte bulunan 'hiçbir muafiyetin insan sağlığına yönelik potansiyel bir tehlike oluşturmaması esastır' hükmünden taviz vermesi düşünülemez'' ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının ve ilgili tüm belediyelerin Sağlık Bakanlığı tarafından ''gerektiği şekilde uyarıldığı'' belirtilerek şunlar kaydedildi:

''İzmir'in diğer illerden farkı; arsenik sonuçlarını uyarılara rağmen Bakanlığımıza göndermemesi, başlangıçta kamuoyuna sonuçların normal olduğunu açıklamaları ve Bakanlığımız ile işbirliği yapmamalarıdır. Oysa uyarılan diğer il belediyeleri işbirliğine açık bir tutum sergilemişler ve yaptıkları çalışmaları Bakanlığımızla zamanında paylaşmışlardır. Bakanlığımızın öncelikli görevi halk sağlığını korumaktır. Bu görevimizi yerine getirirken hiçbir belediyemize farklı uygulamalar yapmamız söz konusu olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.

İzmir Büyükşehir Belediyesinin yapacağı çalışmalarla sorunu mümkün olan en kısa sürede çözüme kavuşturmasını beklediğimizi kamuoyumuzun bilgisine sunuyoruz.
''

Değişiklikler Kaydedildi...

#8 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 18.07.2008 - 21:12

Böyle bir konuyu tartışmak?Seçilenleri için büyük ayıp....
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#9 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 25.07.2008 - 08:46

Bakanlara göre bu 'su' içilir
Üç bakan ''Şehir Şebeke Suları'' konulu ortak basın toplantısı düzenledi.

CHP İstanbul İl Örgütü'nün "Melen Çayı'na lağım akıyor. Bu su da İstanbullulara içiriliyor" iddialarına en üst düzeyden yanıt geldi. AKP'li üç bakan, basın toplantısı düzenledi. Bakanlar, "Sadece İzmir'in suyunda sorun var" dedi.

CHP İstanbul Örgütü'nün başlattığı "su savaşı" yeni bir evreye girdi. CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin'in geride bıraktığımız hafta ortaya koyduğu "Su kirli" iddiası üzerine, önce Başkan Kadir Topbaş, ardından ise İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural yanıt verdi. Ancak Topbaş ile Vural'ın söylemlerinin toplumu ikna etmediği düşünüldüğü için AKP bu kez bakanları devreye soktu. Eroğlu, Atalay ve Akdağ, su sorunu üzerine geniş açıklamalar yaptı.

ŞEHİR SULARI KONUŞULDU

İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ve Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, ''Şehir Şebeke Suları'' konulu ortak basın toplantısı düzenledi.

Bakan Atalay, İçişleri Bakanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantının açılışında yaptığı konuşmada, AK Parti olarak ''su'' konusuna çok büyük önem verdiklerini belirterek, bütçede kaliteli içme suyu için ciddi kaynak ayırdıklarını söyledi.

Suyun kalitesinin insan sağlığını etkilediğini ifade eden Atalay, ''Şakaya gelir tarafı yok. Suyla ilgili temel sorunlar, suyun getirilmesi, sağlıklı ve güvenli suyun sağlanması yerel yönetimlerin görevidir. Bakanlık olarak denetim ve yaptırımlarımızı artıracağız'' dedi.

Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
AKP'li bakanlar, Melen Çayı'na akan lağımı görmezden geldi.

Yerel yönetimlerin vatandaşa sağlıklı, kaliteli ve kesintisiz su verme konusunda gerekli önlemleri almak zorunda olduğunu bildiren Atalay, ''Biz bugün bunu hatırlatıyoruz. Yaptırımlar konusunda hiç taviz vermiyoruz. Her türlü hukuki ve cezai işlem, hiç bir parti ayırımı yapmadan uygulanacaktır'' dedi. Atalay, belediyelerin yaz döneminde gelirlerinin yüzde 44 döneminde arttırdıklarını anımsatarak, ''4 ay belediyelerden kesinti yapmıyoruz. Lütfen bu gelir artışlarını vatandaşa öncelikle sağlıklı su getirilmesini sağlayacak yatırımlarda kullansınlar'' diye konuştu.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Ankara ve İzmir'de ''İçme sularında insan sağlığını tehdit eden bulgular olduğu'' yönündeki iddialar üzerine, ''81 ilin 12'sinde geçtiğimiz Kasım ayında arsenik seviyesi yüksekti. Bugün, İzmir'in dışında, şebeke suyunda arsenik oranının yüksek olduğu başka il yok'' dedi.

Sağlık Bakanlığı tarafından, düzenli olarak illerdeki şebeke sularının sağlık açısından güvenilirliğinin tespiti için numuneler alınarak kontroller yapıldığını belirten Akdağ, Türkiye genelinde 81 ilde içme sularındaki arsenik seviyelerinin tekrar kontrol edildiğini ve kontrollerin devam edeceğini bildirdi.

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da belediyelerin 'festival' gibi etkinlikler düzenlemek yerine şebeke suyuna ilişkin alt yapı yatırımlarına öncelik vermeleri gerektiğini ifade ederek, ''Klorlama ve dezenfeksiyon çok önemlidir. Belediyelere bu anlamda eğitim konularında her türlü desteği vermeye hazırız'' dedi.

Eroğlu, ayrıca, Ankara ve İstanbul'un şebeke suyunun son derece sağlıklı olduğnu bildirerek, İzmir'in bazı bölgelerinde ise sudaki arsenik oranının yüksek çıktığını söyledi.


Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
AKP'li bakanlara göre, İstanbul'a gelen bu su temiz. Sorun sadece CHP'li İzmir Belediyesi'nde yaşanıyor.
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, yerel yönetimlerden titizlikle, içme suyunun sağlıklı, kaliteli ve aksamadan verilmesi konusunda görevlerini yerine getirmelerini beklediklerini belirterek, ''Hukuki olarak tüm denetim ve uyarılarımızı yapacağız'' dedi.

Atalay, yerel yönetimlerin, içme suyu ihtiyacını karşılaması ve arıtma tesisi yapması gerektiğini, KÖYDES projesi kapsamında su ve yol çalışmalarını çok önem verdiklerini söyledi. KÖYDES için 2005-2008 yılları arasında 4.7 milyar YTL ayırdıklarını bildiren Atalay, bu çerçevede 24 bin 33 köye hizmet götürdüklerini belirtti. Şebeke suyu olmayan köyün kalmayacağını belirten Atalay, şehirlerde de su kesintisinin olmaması için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini söyledi.

5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15. maddesinde belediyelerin su konusundaki görevlerinin belirtildiğini anımsatan Atalay, ''Yerel yönetimler su havzalarında koruyucu, önleyici tesisler kurmak, içme suyunun kaliteli sağlanması, kanalizasyon ve altyapı sorunlarının çözülmesi, kesintisiz su temin etmek zorundadır. Yerel yönetimlerin bu konularda titiz davranması ve gerekli önlemleri almak zorundadır'' dedi. Tüm bunların sağlanmasında ''gelir'' durumunun bahane olarak gösterilmeyeceğini ifade eden Atalay, AK Parti olarak hiçbir parti ayrımı yapmadan, yerel yönetimlerin gelirlerini artırdıklarını söyledi.

Mülki idare amirlerinin de önemli sorumlulukları olduğuna dikkat çeken Atalay, vali ve kaymakamlara da içme suyunun sağlıklı, kaliteli ve aksamadan verilmesi konusundaki görevlerini kendilerine hatırlattıklarını bildirdi. Atalay, yerel yönetimlerden titizlikle, içme suyunun sağlıklı, kaliteli ve aksamadan verilmesi konusunda görevlerini yerine getirmelerini beklediklerini belirterek, ''Hukuki olarak tüm denetim ve uyarılarımızı yapacağız'' diye konuştu.

Atalay, belediyelerin, su şebekesine yönelik yatırımlara ödenek ayırmasını ve sık sık tahlilleri yaptırmasını gerektiğini belirterek, klorlama ve su depolarının temizliğine de önem verilmesini istedi.

Beşir Atalay, belediyeleri, uyarma, denetimi artırma ve teftiş gönderme şeklinde su konusunda denetleyeceklerini sözlerine ekledi.

SAÐLIK BAKANI AKDAÐ

Sağlık Bakanı Recep Akdağ da Türkiye'nin Sağlıkta Dönüşüm Programı ile son 5 sene içerisinde sağlık hizmetleri açısından ''birinci lige'' yükseldiğini söyledi.

Koruyucu sağlık hizmetleri ile bulaşıcı hastalıkların görülme sıklığının çok azaldığını belirten Akdağ, ''Bulaşıcı hastalıklar açısından durum böyle. Ama artık birinci ligin üstlerine çıkmamız lazım'' dedi.

Türkiye'de kızamıklı çocuk sayısının 2001 yılında 30 bin, 2007'de ise sadece 3 olduğunu; tifo ile dizanterinin ise görülme sıklığının 50 binli rakamlardan 10 binlere düştüğünü belirten Akdağ, bu rakamların daha da düşürülmesi gerektiğini söyledi. Tifo ve dizanterinin, su ile bulaşan hastalıkların başında geldiğini ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabildiğini belirten Akdağ, bu nedenle kullanılan suların temizliğinin ihmal edilmemesi gerektiğini kaydetti.

''BELEDİYELERLE İŞ BİRLİÐİ İÇİNDE ÇALIŞIYORUZ''

Akdağ, Türkiye'de içme sularının temin edilmesi ve vatandaşa ulaştırılmasında belediyelerin sorumlu olduğunu ifade ederek, Sağlık Bakanlığı olarak suyun temizliği, kaliteli ve temiz içme suyu olması için denetleme görevi yaptıklarını kaydetti.

Bu denetlemeler sırasında tespit edilen aksaklıklar konusunda belediyelere rehberlik yaptıklarını da anlatan Akdağ, belediyelerle iş birliği içinde çalıştıklarını söyledi. Akdağ, ''Şehirde salgın çıktığında biz alarma geçiyoruz, tedbirleri alıyoruz. Ama sonuçlarla uğraşır oluyoruz. Çünkü, o belediyenin halkı temiz içme suyu içseydi, hiç kimse hastalanmayacaktı. Bu nedenle belediyelerin, işbirliği içinde çalışması gerekiyor. Birçok belediyemiz bu hususta iyi niyetli bir çabanın içerisindeyken üzülerek ifade etmek istiyorum ki zaman zaman belediyelerimizin bu hususta ihmalleri de oluyor'' diye konuştu.

Belediyelere bilgilendirme, eğitim ve teknik açıdan her türlü desteği vermeye devam edeceklerini dile getiren Akdağ, ''2008 yılı içerisinde bazı illerde salgınlar oldu. Bunları önlemek belediyelerimizin elindedir. Biz de hür türlü yardıma, desteğe hazırız'' dedi.

''BİREYSEL ÖNLEM OLARAK EL YIKANMALI''

İçme suyu ile bulaşan hastalıkların aynı zamanda ellerle de bir başkasına ya da bulaşın olduğu bir yere dokunulduktan sonra doğrudan kişinin kendisine geçebildiğine dikkati çeken Akdağ, el yıkanmasının, bu tür hastalıklardan korunmada çok önemli bir tedbir olduğunu söyledi.

Akdağ, ellerin, iyi sabunlanarak, bol köpürtülerek ve iyi durulanarak yıkanması gerektiğini anlatarak, şunları kaydetti:

''El yıkanması, özellikle nörovirüslerin oluşturduğu ishaller açısından çok önemli bir tedbirdir ve bireysel önlem olarak el yıkanmalıdır.

Aksaray'daki ishal salgınında 20 binin üstünde vatandaşımız etkilendi ve etkeninde nörovirüs olduğu belirlenmişti. Bu virüsün, su, yiyecek, vücut dışında da 2-3 saat yaşayabiliyorlar. Yani, sizden önce bu virüsü taşıyan herhangi biri kapının kolunu tutmuşsa, siz de elinizi oraya dokundurmuş ve sonrasında elinizi ağzınıza götürmüşseniz virüsü kendinize bulaştırmış oluyorsunuz. Bu nedenle, bireysel önlemler ihmal edilmemeli.''

''İZMİR DIŞINDA ARSENİK ORANININ YÜKSEK OLDUÐU BAŞKA İL YOK''

Bir gazetecinin, ''Ankara ve İzmir'de içme sularında insan sağlığını tehdit eden bulgular olduğu yönündeki iddiaları nasıl değerlendiriyorsunuz?'' şeklindeki sorusu üzerine Akdağ, ''Haziran ayında Türkiye genelinde tüm illerde şebeke sularının incelenmesi için başlatılan çalışma sonuçlandırıldı. 81 ilin 12'sinde geçtiğimiz Kasım ayında arsenik seviyesi yüksekti. Bugün, İzmir'in dışında, şebeke suyunda arsenik oranının yüksek olduğu başka il yok'' dedi.

Sağlık Bakanlığı tarafından, düzenli olarak illerdeki şebeke sularının sağlık açısından güvenilirliğinin tespiti için numuneler alınarak kontroller yapıldığını belirten Akdağ, Türkiye genelinde 81 ilde içme sularındaki arsenik seviyelerinin tekrar kontrol edildiğini ve kontrollerin devam edeceğini bildirdi.

Arsenik oranı yüksek tespit edilen 12 ilden 5'inde arsenik sorunu hiç kalmadığını ifade eden Akdağ, şöyle devam etti:

''Örneğin, Manisa gerekli iş birliğine girdi, arıtma tesisini yaparak sorunu çözdü. Buna benzer diğer illerde de gerekli çalışmalar yapılmaya başlandı. Bunlardan da bir kısmı problemlerini çözdü, bir kısmı da çözmek üzere. Afyon'daki sorun da ağustos ayında çözülüyor. Diğer illerde ise bir ilin yarısını içine alacak bir biçimde arsenik yüksekliği olan ilimiz yok. Yer yer bir ilde bazı semtlerde yüksek olan yerler var.''

Gönderilen Resim
Gönderilen Resim
Melen'in etrafında hiçbir koruma bandı yok. AKP'li bakanlar için bu önemli değil.

İstanbul, Ankara ve İstanbul'un içme suyu ile ilgili açıklamada bulunan Akdağ, ''Biz, kendi dönemimizde, bu 3 şehir de suyun kirliliği açısından hiçbir problem görmedik. İzlemelerimizi de devam ettireceğiz'' dedi.

Kimi şehirlerdeki şebeke sularında arsenik oranın yüksek olduğu yönündeki iddialarda değerlendiren Akdağ, şunları söyledi:

''İzmir'in özellikle kuzey bölgelerindeki ilçelerinde arsenik miktarı yüksektir. Bunu da İzmir Belediyesi'ne yazdık. Yapması gerekenleri de yazdık. İzmir Belediyesi iş birliği içinde bu sorunu çözmelidir. Bunu polemik konusu yapmak da yanlıştır. Şu anda İzmir'in kuzey bölgelerindeki içme suları kullanılabilir ama arsenik açısında içilebilir durumda değildir.

Diğer, büyük şehirlerimizde ise sularla ilgili bir sorun tespit etmiş değiliz.''

Aksaray ve Manisa'da arıtma tesisleri ve su şebekeleri ile ilgili önemli bir sorunu olmadığını ifade eden Akdağ, ''Buralardaki sorunlar, altyapı çalışmaları sırasındaki ihmallerden kaynaklanmıştır. Bu işlemler sırasında belediye uyanık olmalı ve suyu kirletmemelidir'' dedi.

ÇEVRE VE ORMAN BAKANI EROÐLU

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu da 2023-2040 yıllarını kapsayan ''Su Eylem Planı'' hazırladıklarını belirterek, içme suyu açısından Türkiye'nin bir sıkıntısı olmadığını bildirdi.

Belediyelerin su konusunda yatırım eksiklerinin bulunduğunu ifade eden Eroğlu, arıtma tesislerine gereken önemin verilmesi ve iyi bir şekilde işletilmesi gerektiğini kaydetti.

Sağlıklı suyun ve klorlamanın bulaşıcı hastalıkların önlenmesi açısından çok büyük önemi olduğuna dikkat çeken Eroğlu, ''Bu konuda belediyelere hiçbir parti ayırımı yapmadan her türlü desteği ve eğitimi vermeye hazırız. Ancak ne yazık ki bazı belediyeler bu eğitimi almak için bize başvurmuyor. Vatandaşlar da depolarının temizliğine dikkat etsinler'' diye konuştu.

Hiç kimsenin vatandaşın sağlığı ile oynamaya hakkı bulunmadığını bildiren Eroğlu, belediyelerin şebekeleri yenilemesi ve kayıp-kaçak oranını azaltacak önlemler alması gerektiğini söyledi.

Eroğlu, bir soru üzerine, İstanbul'un suyunun Avrupa'da pek çok kentin suyundan daha kaliteli ve rahat içilebilir olduğunu belirterek, ''İstanbul suyu son derece sağlıklıdır. Melen'le ilgili yanlış yazılan ve söylenenlere itibar etmeyin. Melen'de suyu verdiğimiz sulama kanalında sorun yok. Suyumuz sağlıklıdır'' dedi.

Ankara'ya Kesikköprü'den getirilen suda da sorun olmadığını ifade eden Eroğlu, ''İvedik Arıtma tesisleri'nde Kızılırmak suyu arıtılıyor. Ankara şebeke suyu da son derece kaliteli sudur. Aksini iddia eden varsa gelsin. İzmir'de de bazı kesimlerinde bazı kuyularda arsenik oranı yüksek çıktı. 50 mg/litre olan oran 10'a indirildi. Çalışmalar yapılıyor'' diye konuştu.


Kaynak


Bu kadarına da pes doğrusu. Kendi partilerindne olan belediyellerin önünde AK olunca bunlar kendilerini temiz sayıyorlar. Seçim yaklaşsın bak görün Eskişehir suyuna da ne iftiralarda bulunacaklar.
Bunlardan korkulur.

Bu mesaj AtamÇepni tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 25.07.2008 - 08:58


AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

6 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 6 ziyaretçi, 0 gizli