Masumiyet Müzesi ve Sabıkalı Bekçisi
Orhan Pamuk'un son kitabı "Masumiyet Müzesi" Bebek'teki rahlesinden denize indi.. "Bir gemi yaptım ayrık otuyla.. Mısır tanesinden hesapsız güllesi.." tarzında takdim edildi.. Toplumun haberi yok ama okur yazar takımı fena gerildi..
Dünyada benzeri yoktur.. Elin adamının "Nobel" ödülü verdiği bir yazarın memleketinde "okunması eziyetli yazarlar" listesinde bir numara olmasını hiçbir akıl açıklayamaz..
Yeni Hayat mıydı yoksa ben mi öyle hatırlıyorum? Üzerinden belki on yıldan fazla zaman geçti.. Aynı gürültüyle pazarlanmıştı..
Hepimiz şartlanmıştık.. Okumazsak bir yanlarımız şişecek gibi gelmişti bize..
Okuyamadık.. Kısmet olmadığından değil.. Kitabın okunmaz olmasından..
Kadınların yaptığı ağda şekeri gibi yapıştığı yerden sökülemeyen betimlemeler.. Sonuna kadar gittiğinde başını unuttuğun, hatırlamak için başa döndüğünde dibini kaybettiğin cümleler..
Hayatla ilgisi olmayan zorlama bir kurgu..
Şuradan buradan toplanmış tarihi ayrıntıların, subjelere dair şaşırtıcı malumatın tıkıştırıldığı paragraflar..
Ancak okumuşların hak ettiği türden bir ıstıraptı.. Bu tür zulmü ise ancak okumuş takımı kendine yapardı..
***
Orhan Pamuk'un edebiyat çevrelerine verdiği zarardan kurtulabilenler ise kendilerine "entel" süsü verenler oldu..
Onlar okumadıkları, okurmuş gibi yaptıkları için romanın bünyede yapabileceği tahribattan kurtuldular..
O yazın plajlarında bir sayım yapılsaydı, kızların işgâl ettiği şezlonglarda Orhan Pamuk yüzde elli ile çoğunluğu sağlardı..
İki şezlongda bir yani..
Ne var ki en çok satan sorulduğunda "Bayıldık.. Harika.. Eksantrik.." cevapları alınan kitabın tamamını okuyabilen yoktu..
İnsanoğlunun edebiyat yoluyla kendine zulüm yapması doğasına aykırı olduğundan kimseyi suçlayamıyorum..
Selahattin Duman-Vatan Gazetesi
Bu mesaj atlantisli tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.10.2008 - 13:42