Sabaha karşı 3'te eve geldiğinde, uyumamış karısının "Neredeydin bu
saate kadar?" sorusuyla karşılanan çapkın koca yalanları...
* "Ben sana dedim bilmediğimiz şeyi kullanmayalım diye. Ne işimiz olur
bizim geciktirici spreyle falan. Al sıktık şu hale bak. Ben evine bu
kadar geç gelecek adam mıyım? Bu kadar gecikilir mi? Kullanmayacaktık o
mereti kullanmayacaktıııık! Neden sana uydum bilmem ki!!"
* "Şirket olarak kadın parfümü ve ruj işine girme kararı aldık. Piyasa
araştırması yapıyoruz. Ne kadar marka kadın parfümü ve ruj varsa satın
aldık. Sürünüp birbirimize sarıldık, öptük yanımızdakini. Bizim
'Satınalma'dan Kenan beyi tanıyorsun, hayta işi iyice abarttı; öpe öpe
bu hale getirdi beni..."
* "İçtim. Aslında içtim dediysem çok değil ama bende yalan yok. Akşam
iş çıkışı arkadaşlarla iki tek attıktan sonra ben eve gitmek üzere
onlardan ayrıldım. O sırada sen tut uzaylılar beni kaçır! Ağzım az da
olsa alkol kokuyordu tabii. Bu onlara çok geldi. Beni uzay gemileriyle
iki dakika dolaştırıp evin önüne bıraktılar. İki dakika tabii onların
saatiyle. Bizim saatle 5 saat falan oluyor galiba. Neyse yalan olmasın..."
* "Saatlerdir bizim evi dışarıdan gözlüyorum. Bir sor niye böyle
yapıyorum? Çünkü o adi o aşağılık hırsızlar hep bu saatlerde evlere
giriyorlarmış. İyi ki de öyle yapmışım. Bir tanesini tam iş üstünde
yakalamak üzereydim kaçtı hergele... Ama daha duuuur... Arada bir bu
hırsız mesailerine devam edicem. Yakalıycam o şerefsizleri sen merak
etme hayatım."
* "Hayret, uyurgezerlik gibi bir hastalığım varmış. Daha da tuhafı,
üstümü başımı değiştirip böyle şık şıkıdım geziyorum. Hangi ara eve
geldim? Hangi ara uyudum? Sen görmeden nasıl evden çıktım? Allah
düşmanımın başına vermesin. Ne dertler var. Evlerden ırak!"
* "Sorma bugün başıma neler geldi? İnanamazsın... Pişmiş tavuğun başına
gelenler halt etsin benim başıma gelenlerin yanında... Şimdi yatalım.
Çok yorgunum. Sabah salim kafa anlatırım..."
* "Köprüde takıldım diyeceğim inanmayacaksın ama yalanım varsa şuradan
şuraya gitmek nasip olmasın... Bu saatte köprü bomboş aslında. Basmışım
geliyorum. Evime, güzel karıma kavuşmak için can atıyorum. Tam
gişelerden geçerken bir de ne göreyim, gişe görevlisi ilkokul arkadaşım
Salim değil mi? O da beni tanıdı tabii. Eee bunca yılın hasreti.
>Anılar, anılar derken iş uzadı. Eh bizim Salim de oldum olası gevezenin
>tekiydi zaten. İnsan 7'sinde neyse 37'sinde de o tabii. 'Salim bırak,
>karım bekler' diyorum yok. Susmuyor. Görsen bir muhabbet bir muhabbet.
>Allahtan arkadan bir araba geldi de..."
* "Şimdi de kadın kapkaççılar türemiş. İki tanesi bu gece iş çıkışı
Etiler'de üstüme atlayıp çantamı almak istediler. Aramızda bayağı
boğuşma geçti. Bu arada beni öpücük manyağı yapıp 'bu sapık adam bize
tecavüz etmek istedi' süsü vermek istediler. İşte bu ruj lekeleri o
süsler... Ama yer mi Anadolu çocuğu? Karakolda senin resmini gösterdim,
dedim 'ihtiyacım olabilir mi benim böyle şeylere, dünya güzeli karım
var' dedim memur beylere... Doğal olarak serbest bıraktılar..."
* "Sen değil miydin dün gece yatakta "bir kere de geç gelsen n'olur be
adam?!" diyen hayatım? İşte seni kırmamak için geç geldim. Gecikeyim
diye saatlerdir caddelerde boş boş yürüyorum. Sıkıldım bir süre sonra
eve geldim. Yoksa sen geç gel derken başka bir şey mi demek istedin?!
Ben yanlış anladım o zamaaaan. Tüh!!"
* "Ben dolaştıran taksici gördüm ama bu kadarına pes vallahi. İş çıkışı
eve bir an önce geleyim diye taksiye bindim. Koca günün yorgunluğu,
hafif gözüm kapanmış. Bir ara gözümü bir araladım Gebze'deyiz. Az daha
uyusam şoför beni İzmit'e götürecek. Neyse ki zamanında uyanmışım.
Taksimetreye bir baktım kimlik numaram gibi olmuş vallahi. 'Ben bu parayı
vermem'
dedim. Taksici 'yazdıysa taksimetre ben alırım' dedi. Karakolluk olduk.
Bu durumda biraz geciktim tabii."