Atatürk'ün gizlenen eşi Fikriye'nin girmiş olduğu ve kaybettiği aşk mücadelesinin öyküsü
Fikriye, Latife ile giriştiği aşk mücadelesini kaybetmiş, köşkün kapısında kalakalmıştı.
'Hak etmedim ben bunu zengin kızı, ben bunu hiç hak etmedim. Alacağın olsun senin. Senin de bitecek saltanat günlerin! ' sözleri dili ile dişi arasından ıslık gibi çıkmıştı. Gözleri sanki bir ateş topuydu.'
Gün ışığına pek çıkarılmayan hayatı ve ölümü üzerindeki muammalar, Fikriye'yi yakın tarihimizin en ilgi çekici kadınlarından birisi yapmaktadır. Onu bu kadar ilginç ve özel kılan, hayatını hiçbir karşılık beklemeksizin Mustafa Kemal'e sunmasıydı belki; belki de tutkuyla bağlandığı insana duyduğu aşkın, onu ölüme götürmesiydi. İntihar söylentilerinin ötesinde, Mustafa Kemal'in uğruna atıldığı ve Latife'ye karşı ölümüne giriştiği aşk mücadelesinin kurbanıydı.
Hazin bir aşk hikayesi, tutkuyla aşka adanan kısacık bir ömür; gölgeler altındaki sırları tarihe bırakmayacak kadar duru bir güzelliğe sahip olan Fikriye... Onu bu kadar ihtiras ve vefa duygusu ile Gazi'nin peşinden sürükleyen neydi?
Sürgün ve yalnız bırakıldığı dünyasında güç aldığı aşkını savunan, mezarı bile hâlâ gizlenen Fikriye nasıl ve neden öldü?
Bu çalkantılı ve kısa hikaye, tutkusuna ve kişiliğine sahip çıkan, bunun için tüm varlığını ortaya koyan, ancak gölgede kalmaya mahkum olmuş tüm kadınlara adanmıştır.
Tarihte hiçbir şey gizli kalmasın diye...