Selahattin PINAR (1902-1960)Türk Sanat Müziğinin en büyük bestecilerindendir.
1902 yılında Altunizade`de dünyaya geldi.
Babası Sadık Bey'in karşı çıkmasına rağmen 12 yaşında Udî Sami Bey'den ud dersleri alarak musikiye başladı.
Ayrıca dönemin önemli bestekârlarından da ders alan Selahattin Pınar ileriki yıllarda tambur sazına geçti.
İlk eseri sözleri adliyeci Senihî'nin olan Kürdilihicazkâr makamından bestelediği "Mülkün ne yaman şule-i ikbâli karardı" güfteli şarkısıdır.
İlk Türk ve Müslüman kadın tiyatrocu Afife Jale ile evlendi (1929).
Bu evliliğin Selahattin Pınar`ın sanat hayatına etkisi büyük oldu. Bu dönemde ve 1935 yılında boşandıktan sonra bestelediği parçalar genelde karşılıksız ve ümitsiz aşkları, ayrılık acılarını içerdi.
Bestelerindeki söz ve müzik uyumu ender görülen bir yapıdadır. Aynı zamanda kendine özgü bir uslûp ve boğuk sesi ile okuyan Pınar, en çok kürdilihicazkar makamını sevdiğini her fırsatta dile getirmişitir.
Afife Jale`den sonra ölene dek Seyyare Affet Pınar ile evli kaldı.
Çok temiz giyinen, zarif, efendi, güzel ve esprili konuşan besteci, gerek mûsıkî çevrelerinde ve gerekse dostları arasında sevilen, sayılan bir kişilikti.
Selahattin Pınar, 6 Şubat 1960'da yaşama veda etti.
1920 yılında kurulan ve daha sonra "Üsküdar Musıkî Cemiyeti" adını alacak olan "Darü'l-Feyz-i Mûsıkî"nin kurucuları arasında bulunan Pınar'ın Kürdilihicazkâr makamındaki "Gel gitme kadın" adlı bestesi, Sabiha Gökçen`in anlattığına göre Mustafa Kemal Atatürk`ün en sevdiği şarkılar arasında yer alır.
Atatürk`ün karşısında tambur çalan Selahattin Pınar`ın bestelediği eserleri Zeki Müren, Sabite Tur Gülerman gibi birçok önemli sanatçı okudu. 100`e yakın bestesi olduğu sanılmaktadır. Bunlardan, "Nereden sevdim o zalim kadını" ve "Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek" isimli şarkılarını Afife Jale için bestelediği söylenir.
(Soner YALÇIN'ın 'AFIFE JALE - SELAHADDIN PINAR' aşkına dair yazdığı bir metni aşağıda bulacaksınız...) - Bestelerinden:Anladım sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek (Hicaz)
Nereden sevdim o zalim kadını (Kürdîlihicâzkâr)
Aşkınla sürünsem, yine aşkınla delirsem (Hüzzam)
Bir bahar akşamı rastladım size (Hicaz)
Kalbim yine üzgün seni andım da derinden (Beyâtî)
Gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım (Hüzzam)
Aylar geçiyor sen bana hala geleceksin (Rast)
Bakışı çağırır beni uzaktan (Muhayyerkürdi)
Hala yaşıyor kalbimin en gizli yerinde (Nihavend)
Beni de alın ne olur koynunuza hatıralar (Hisarbuselik)
Söndü yâdımda akisler gibi aşkın seheri (Evcara)
Gel gitme kadın ruhumu hicranına yakma ( Kürdilihicazkâr)
(derleme)AFIFE JALE - SELAHADDIN PINAR
'NEREDEN SEVDİM O ZALİM KADINI'Afife,
İstanbul Kız Sanayi Mektebi'nde okuyordu.
Osmanlı'da Türk ve Müslüman kadınların
sahneye çıkması yasaktı.
O, yine de 1918 yılında
"Jale" adıyla Darulbedayi' ye başvurdu.
Kabul edildi.
Ailesi bunu duyunca sert tepki gösterdi.
Babası kızına "Fahişe mi olacaksın"
diye bağırınca evi terk etti.
Afife Jale,
Darulbedayi' de stajyer oyuncu
kadrosuna alındı.
Yeniden doğmuştu;
anne-babası,
artık kulis ve sahneydi.
1919'da Hüseyin Suat'ın
"Yamalar" adlı oyununda,
"Emel" rolünü oynayacak
Eliza Binemeciyan'in
Paris'e gitmesiyle şans ona güldü.
Böylelikle Afife Jale,
Kadıköy'deki Apollon Sineması'nda
sahneye çıkan ilk Müslüman Turk kadını oldu.
Ancak bir Türk kızının sahneye çıkması
ortalığı ayağa kaldırdı.
Afife Jale hep direndi.
Ama Darülbedayi yöneticileri
onu tiyatronun kadrosundan çıkarmak
zorunda kaldılar.
Uyuşturucuya BaşlıyorTiyatrosuz kalması Afife Jale'yi sarstı.
Kaçışı haplarda ve uyuşturucuda aramaya başladı.
Hap, esrar, zamanla yerini eroine bıraktı.
Bu arada sahneye çıkmak için
elinden gelen çabayı gösterdi.
Adını değiştirdi.
Çeşitli kumpanyalar ile Anadolu'ya gitti.
Karşısına zorluklar çıkarıldı.
Kurtuluşu hep uyuşturucuda aradı.
1923'ten sonra Türk kadınları
Atatürk'ün emriyle sahneye çıkmaya başladı.
Afife Jale mutluydu.
Artık kötü günlerin
geride kaldığını düşünüyordu.
Ama o uyuşturucuyu bırakmak istiyor;
bu kez uyuşturucu onu bırakmıyordu!
Sağlığı bozuldu.
Sahnede ayakta duramıyordu.
Tiyatroya veda etmek zorunda kaldı.
İşte o zor günlerinde
Kuşdili Çayırı'nda,
Hafız Burhan'ın konserinde
sanatçıya tamburuyla eşlik eden
Selahattin Pınar'la karşılaştı.
Çalgıcı Değil SanatkarSelahattin Pınar,
babası Denizli Milletvekili Sadık Bey'in
iyi bir öğrenim görmesi için
gönderdiği İtalyan Ticaret Okulu'nu
yarıda bırakmıştı.
12 yaşında ut,
17 yaşında tambur çalmayı
öğrenmişti.
Babasının sürekli
"Benim oğlum çalgıcı olacak" şeklindeki
"asağılamalarına" dayanamayıp bir gün,
"Hayır sanatkar olacak" deyince
evde kavga çıkmış ve babasının
üzerine yürümesi sonucu evi terk etmişti.
Yeni evi; daha sonra
"Üsküdar Musiki Cemiyeti" adını alacak olan
"Darü'l-Feyz- i Mûsiki"ydi.
Onun da artık anne-babası musikiydi.
Musiki üstatlarindan dersler aldı.
Bestekar oldu.
Ünlü sanatçıların kadrolarında
yer almaya başladı.
İlk Görüşte AşkAfife Jale,
"Türk Müziğinin aristokrati"
Selahattin Pınar' ın naifliğinden,
kibarlığından, temiz giyiminden,
güzel ve esprili konuşmasından etkilendi.
Duygulari karşılıksız değildi.
1929 yılında evlendiler.
Fatih Camii'nin karşısındaki
bir apartman dairesine yerleştiler.
27 yaşındaydiıar ama çocuk gibiydiler.
Evde saklambaç oynuyorlardı.
Ut, tambur tınısı, şarkılar,şiirler
evlerinden hiç eksik olmuyordu.
Fakat, mutluluk kısa sürdü.
Çünkü...
Afife Jale bazen odasna kapanıyor,
saatlerce çıkmıyordu.
Selahattin Pınar, bir gün
kapının anahtar deliğinden içeriye baktı.
Afife Jale koluna eroin şırınga ediyordu!
Uyuşturucu bulmak icin
bir eczacıyla da ilişki kurmuştu!
Selahattin Pınar karısına aşıktı.
Her tutkulu insan gibi kendini aldattı.
Afife Jale'yi kurtarmak isterken
uyuşturucu bataklığına saplandı.
Afife Jale,
eşinin daha kötü bir hale gelmemesi için
ona yalvardı:
"Ne olur boşa beni, terk et beni."
Selahattin Pınar hiç yanaşmadı ayrılığa.
Afiie Jale hep zorladı.
Ve 1935'te boşandılar.
Selahattin Pınar aşkını hiç unutamadı.
Karşılıksız aşkı ve ayrılık acısını anlatan
unutulmaz bestelerini bu dönemde yaptı:
"Nereden sevdim o zalim kadını";
"Anladim sevmeyeceksin beni sen nazlı çiçek";
"Huysuz ve tatlı kadın"...
Ve ÖlümKorkusuz kadın Afife Jale,
sokaklarda beş parasız
intihar etmek ister gibi yaşadı.
Darülbedayi' deki dostlarının
yardımıyla, Bakırköy Akıl Hastanesi'ne
yatırıldı.
1941 yılının 24 Temmuz günü Öldü.
Cenazesinde dört kişi vardı;
onlar da tabutu taşımak için gelmişlerdi.
Zamanla mezar yeri bile kayboldu.
Ama o silinmedi.
Efsane oldu.
Artık biliniyor ki;
o, Türk kadınının
sahneye çıkması için
kendi hayatını feda etmişti.
Selahattin Pınar,
Afife Jale'nin ölümüyle yıkıldı.
Daha da içine kapandı.
Ardı ardına besteler yaptı.
"Gecenin matemini aşkıma örtüp sarayım"...
6 Şubat 1960'ta
Todori'nin Meyhanesi'nde
ölene kadar
Afife Jale'yi unutamadı
Soner YALÇIN
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 23.07.2009 - 22:05