İçerik değiştir



- - - - -

Türk Sanat Müziği Bestecileri


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 74 yanıt verildi

#61 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.09.2009 - 04:12

Gönderilen Resim

Sedat ÖZTOPRAK (1890 - 1947)

İstanbul'da doğdu.
Annesi Kadriye Hanım, babası Şakir Bey'dir.

Çok küçük yaşta olmasına rağmen musikiye karşı olan eğilimi, Mevlevî dergâhı musiki hocalarının dikkatini çekti.
Onlardan ud dersleri aldı, kısa zamanda virtuozluğa ulaştı.

Galatasaray Lisesi'nde okudu.
Fakat müzik sevgisi Oonu okuldan kopardı.
Yıllarca konservatuar işlevini yapan Dâr-ül Elhan'a girdi; çok kısa süre sonra da burada hocalığa yükseldi.

1915-1923 yılları arasında sanatının zirvesine ulaştı; şehnaz-bûselik, şehnaz, evc, sûz-i dil saz semâîlerini bu dönemde besteledi.
Birçok esere imza atarken, bir yandan da öğrenci yetiştirdi.

Maddiyata önem vermeden musikiye hizmet eden Sedat Öztoprak son dönemlerini sıkıntılar içerisinde geçirdi.
8 Ekim1947 günü Dâr-ül Aceze'de yaşama veda etti.

Bestecinin 1500 civarında eseri olduğu tahmin edilmektedir.
Eserlerinin tamamı pek az sanatçıda bulunan tarz ve üsluptadır. Değişmeli ve atlamalı seslerle ve çok kısa ölçülerle çeşitli makam ve usul değişiklikleri olan ve bilhassa üçüncü hanedeki tiz sesleri ile icracıları güç duruma düşürmüştür. Böylece eserleri özellikle udîler için metod mahiyeti taşımaktadır.

- Bestelerinden:
Sesinde hicrandan dalgalar coşar (Hüseyni)
Bir kır çiçeğinden daha inceydi hayalin (Hüzzam)
Maziyi unuttunsa eğer halimi anla (Bestenigar)
Duyarım nağmeni bazan onu bülbül sanırım (Kürdilihicazkâr)
Senin nazlı hayalinle dem a dem (Ruhnevaz)
Derdimin bir fıkrasın açsam sana hicran olur (Şedaraban)

(turkmusiki.com)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 18.09.2009 - 11:18


#62 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 23.09.2009 - 18:53

Gönderilen Resim

Rüştü ŞARDAÐ (1916 -1994)
(Fotoğrafta : oturan)

Türk Sanat Müziği bestecisi, yazar, şair, siyasetçi.

Babası Mehmet Âtıf Bey'in alay kâtibi olarak görev yaptığı sırada 1916 yılında Halep'te doğdu. Annesi Melek Hanım'dır.
Ailesi İstanbul'un Beylerbeyi semtine yerleştiği sıralarda bir yaşında idi. İlk öğrenimini Beylerbeyi Nümune ve Altunizâde ilk mekteplerinde tamamladıktan sonra Üsküdar Ortaokulunu bitirdi.

Babasının teşviki ile erken yaşlarında mûsikî çalışmalarına başladı. İlk derslerini babasından aldı. Bir süre Lem'i Atlı'dan yararlandı. Üsküdar Mûsikî Cemiyeti'ne devam etti.

Trabzon, Balıkesir, İstanbul öğretmen okullarından sonra Gazi Eğitim Enstitüsü edebiyat bölümüne devam etti. Buradan mezun olduktan sonra 1960'da Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsü İdarecilik Bilimleri Fakültesinde fonetik ve diksiyon ihtisası yaptı. Çeşitli okullarda edebiyat dersleri verdi.

1950 yılında İzmir Belediyesi yazı işleri müdürü, 1967 yılında teftiş kurulu başkanı oldu. Belediye başkan yardımcılığına kadar yükseldikten sonra belediyeden emekli oldu.

Fransızca, Farsça, biraz Arapça bilen Şardağ, çeşitli dergi ve gazetelerde san'at ve edebiyatla ilgili yazılar yayınladı.
Türk Ansiklopedisi yayın kurulu danışmanlığında bulundu.

1950'de hizmete giren İzmir Radyosu'nun kurucularındandır.
Kurulduğu yıllarda iki yıl kadar ücretsiz hizmet görmüş, aynı kuruluşta sonradan yönetici olmuştur.

1983'te İzmir milletvekili seçildi.

Bir süre Kültür Bakanlığı İzmir Devlet Korosu'nda sanat danışmanlığı yaptı.

"Edebiyatımızda Vatan Duygusu" , "Klasik Şiirimiz" , "Şirazlı Hafız'dan Gazeller" , "Bütün Yönleriyle Ömer Hayyam" gibi kitapları bulunan ve birçok şiiri gerek kendisi ve gerekse diğer besteciler tarafından notalara dökülen Rüştü Şardağ 28 Kasım 1994 günü İzmir'de yaşama etti.

- Bestelerinden:
Bahçende safa hükmediyorken solayım (Rast)
Apansız uyanırsan gecenin bir yerinde (Hicaz)
Bu kadar yürekten çağırma beni( Rast)
Uzun yıllar ötesinden hatırını sorayım mı (Hüzzam)
İntizarın bana bildirmedi bir dem rahatı (Rast)

(musikimeclisi.com)

#63 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 30.09.2009 - 05:00

Müzehher GÜYER (1923 - 1998)
(Fotoğrafı bulunamadı)

Türk Sanat Müziği bestecisi ve ses sanatçısı.

1923 (bir diğer kaynağa göre ise 1927) yılında İstanbul'da doğdu.
Annesi İclal Özerinç, babası Rıfat Özerinç’ tir.

İlk ve Orta tahsilini İstanbul’da tamamladı.

Llk müzik derslerini de babası Rifat Özerinç’ten alan Müzehher Güyer, 1943 yılında açılan imtihanı kazanarak radyoya girdi. Burada Mesut Cemil, Fahri Kopuz, Ruşen Kam gibi sanatçılardan usul, makam ve aruz dersleri aldı.

1944 yılında kendisi gibi Türk Sanat Müziği ses sanatçısı ve besteci olan Ekrem Güyer’le evlendi.
Bu evlilikten, ileride yine Türk Sanat Müziği alanında ad yapacak olan Metin Güyer dünyaya geldi.

Az sayıda ama nitelikli besteleri olan Müzehher Güyer'in en bilinen eseri Hicaz makamında bestelediği "Baharım, ilk aşkım, son ümidimdin benim" adlı şarkısıdır.

Besteciliğinin yanısıra birçok şarkıya da güfte yazdı.
1954 yılında çok genç yaşta yitirdiği eşinin ardından duyduğu özlemi dile getiren ve "Unutmadım seni ben her zaman kalbimdesin" dizesiyle başlayan şiiri besteci Şekip Ayhan Özışık tarafından Karcığar makamında bestelendi.

Bestesi Ali Erköse'ye ait Hüzzam makamındaki "Ümitsiz bir bekleyiş hasreti var içimde" adlı şarkısı ile bestesi Erol Sayan'a ait Nihâvend makamındaki "Şu gönlümü yaralayan, bu bahtımı karalayan, Beni dertten derde koyan sizden biri, sizden biri" şarkısının sözleri de Güyer'e aittir.

Radyodan emekli olduktan sonra Ankara'ya yerleşen Müzehher Güyer, 4 Nisan 1998 yılında bu kentte yaşama veda etti.

- Bestelerinden:
Baharım ilk aşkım, son ümidimdin benim (Hicaz)
Ağlama dertli gönül sevgilin dönmez geri (Kürdilihicazkar)
Titremeden seyredemem seni billah şaheser (Kürdilihicazkar)
Gam çekti gönül, talihi yar olmadı gitti (Kürdilihicazkar)

(diskografi.gen.tr, inleyennagmeler.com)

#64 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.10.2009 - 05:47

Nuri Halil POYRAZ (1885-1956)
(Fotoğraf bulunamadı)

Türk Sanat Müziği bestecisi ve yöneticisi.

İnebolu’da doğdu.

Küçük yaşta İstanbul’a gitti.
Müzik öğrenimini Mızıka-yı Hümayun’da tamamladı.
Bu toplulukta binbaşı rütbesine dek yükseldi.

Ankara ve İstanbul radyolarında icracı olarak çalıştı.
İstanbul Radyosu Kadınlar topluluğunu yönetti.
İstanbul Belediye Konservatuvarı Tasnif Heyeti üyeliğinde bulundu.
Türk Sanat Müziği alanında birçok sanatçı yetiştirdi.

Nuri Halil Poyraz 8 şubat 1956 günü yaşama veda etti.

- Bestelerinden:
Çamlıca yolunda aşığı kolunda (Nihâvend)
Kına mı yaktın eline Emine (Hüseyni)
Hicranla tutuş bağrını yak gözyaşın aksın(Nihavend)
Sevda elinin bülbülü uçmuş (Sûzidil)
Sorma bana söylemem kalbimin feryadını (Nihavend)
Artık yetişir şimdi yeminlerle de kanmam (Hüseyni)
Gittin gideli ben deli divaneye döndüm (Mahur)
Bir neşe umdu gönül serâpa keder oldu (Nihavend)

(privatesozluk.com)

#65 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 19.10.2009 - 16:25

Gönderilen Resim

Suphi Ziya ÖZBEKKAN (1887-1966)

İstanbul'da doğdu.

Annesi Ayşe Behiye Hanım, babası devlet adamı ve ünlü mûsıkîşinaslarımızdan Ziya Paşa 'dır.

Türk Mûsıkîsi'ni babasının konağındaki sanat atmosferini teneffüs ederek tanıdı.
Kemençeci Vasil'den Kemençe dersleri almağa başladı ve bu dersler dört yıl sürdü. Hacı Kirami Efendi ile Leon Hancıyan'dan makam ve usûl öğrendi.

1943-1945 yılları arasında Ankara Radyosu Müdürlüğü'nde bulundu. 1952 yılında emekli oldu. Bundan sonra aynı yerde sanat danışmanı, üslûb hocası olarak 1962 yılına kadar çalıştı. Günümüzde halen kayıtları yapılıp özellikle TRT Radyolarında yayınlanmakta olan "Küçük Koro" nun da kurucusudur.

Bestekârlığa kırk iki yaşında, Hüzzam makamında bir İlâhi denemesi ile başladı. İlk din dışı bestesi, sözleri Fazıl Ahmed Aykaç'a ait olan "Neden hiç durmadan sevmiş" güfteli Uşşak makamındaki şarkısıdır. Bunu "Gücendi biraz sözlerime biraz münfail oldu" ve sözleri büyükbabası Sami Paşa'ya ait olan "Semt-i dildare bu demler güzerin var mı sabâ" şarkıları izledi.

"Titrer yüreğim her ne zaman yâdıma gelsen" güfteli Muhayyer şarkısını Viyana'da ölen kızı Hümeyra için besteledi.

Her beste formunu çok iyi yorumlamış,bestekârlık tekniğini,usûl ve makamların melodik yapısını içine sindirerek buna göre beste yapmıştır. Eserlerinde eşsiz bir duygu zenginliği ve ifade gücü dikkati çeker. "Makam-güfte","Güfte-Melodi" uygunluğu en üst düzeydedir. Geçki zarafeti ve zenginliği dikkat çekicidir.

Lemi Atlı'dan sonra gelenekçi Türk Sanat Mûsıkîsi Bestekârlarının son halkası sayılan
Suphi Ziya Özbekkan 19 Temmuz 1966 Salı günü Ankara'da yaşama veda etti.


- Bestelerinden:
Neden hiç durmadan sevmiş bu gönlüm (Uşşak)
Dün gece yes ile kendimden geçtim (Hicaz)
Durmadan aksın eğer isterse her gün gözyaşı (Mahur)
Aklımı başımdan alan gözlerin (Uşşak)
Gülü sevdiyse gönül hüsnüne benzer diyedir (Hüzzam)
Titrer yüreğim her ne zaman yâdıma gelsen (Muhayyer)

(Tâhir AYDOÐDU / turkmusikisi.com)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 01.11.2009 - 07:48


#66 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 25.10.2009 - 22:51

Gönderilen Resim

Kemani Serkis EFENDİ

Ermeni asıllı Türk Sanat Müziği bestecisi.

1885 yılında İstanbul'da doğdu.

Babası Üsküdar'lı Kemençeci Onnik Efendi'dir.

İlk Türk Musikisi bilgisini babasından aldı. Daha sonra Kemani Ağa Aleksan'dan keman dersleri alarak musiki bilgisini ilerletti. Fasıllara katılarak kendisine önemli bir çevre edinen Serkis Efendi'nin elimizde 30 kadar bestesi vardır. En tanınmış bestesi, "Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime" dizesiyle başlayan Nihavend makamındaki şarkıdır.

1930 yılında ailesi birlikte Paris'e yerleşerek yaşamını sürdüren Kemani Serkis Efendi 12 Aralık 1944 günü orada yaşama veda etti.

- Bestelerinden:
Bir günâh ettimse sevdim ben seni (Sabâ)
Bir gün olacak ben gibi nâ-çâr olacaksın (Hüzzâm)
Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime (Nihavend)
Arâm edemem yâre nigâh eylemedikçe (Uşşak)
Hoş ola bu nev-bahar ey gül sana (Buselik)

(Bülent DİZDAR / wowturkey.com)

#67 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.11.2009 - 03:57

Gönderilen Resim

Gavsi BAYKARA (1902 - 1967)

Türk neyzen ve bestekârı.

İstanbul'da doğdu.
Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Abdülbaki Dede'nin büyük oğludur.

Okuduğu Galatasaray Davutpaşa Sultanisi'nden ve Dar-ul Hılafe medresesinden mezun olamadı.
1941 yılında Hüseyin Sadettin Arel tarafından Konservatuar İcra Heyetine dahil edildi.
Musikisini, hocaları Rauf Yekta Bey ve Ahmed Irsoy'dan aldığı eğitim ile geliştiren besteci, Mustafa Sunar'dan sonra ikinci kez Eyüp Mûsıkî Derneği'nin hocalığını ve kuruculuğunu üstlendi. Onun zamanında da dernek önceki gibi bir çok kişinin mûsıkî yuvası oldu, Neyzen Aka Gündüz Kutbay gibi pek çok sanatçının yetişmesinde önemli bir etken oldu.

İki çocuk babası olan, bohem bir yaşam sürdüren ve son yıllarını felçli geçiren Gavsi Baykara 15 Kasım 1967 günü yaşama veda etti.

Altmış kadar bestesinden en bilineni "Dokunma kalbime zira çok incedir kırılır" dizeleriyle başlayan Suzinak makamındaki şarkısıdır.

- Bestelerinden:
Saz Semaisi (Nihavend)
Saz Semaisi (Sazkar)
Saz Semaisi (Arazbârbûselik)
Sensiz bu hayat olsa da cennet yine tatsız (Kürdîlihicazkâr)
Dokunma kalbime zira çok incedir kırılır ( Suzinak)

(derleme)

#68 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 11.11.2009 - 04:27

Dilhayat Kalfa (1710-1780)

Sarayın en ünlü kadın bestecisidir.
Sarayda kalfa (üstad) rütbesi kazanacak görevde bulunmuştur.
Musikiyi Harem'de öğrenmiştir ve iyi bir tanburîdir.
Eserlerini ömrünün son yıllarında bestelemiştir.
Bestelerinde mükemmel bir teknik ve üstün bir estetik göze çarpar.
Özellikle Evcara Peşrev ve Saz Semaîsi mükemmeldir.

Yaşamı hakkında ne yazık ki fazla bilgi yoktur.
Bir kadın olması, yetişmiş olduğu çağ ve çağın toplumsal anlayışı göz önünde tutulursa günümüzde bile ses sanatımızda müstesna bir yer alması, sanat içerisinde deha çizgisine yaklaşmasından ileri gelir.

- Bestelerinden:
Evcara peşrev
Yek-be-yek gerçi ırmrad-ı dili takrir ettim (Saba)
Nev-hıramım sana meyleyledi can bir, dil iki (Rast)
Ta-be-key-sînemde ca etmek cefa vü kîneye (Mahur)
Çok mu figanım ol gül-i ziba hıram için (Eviç)
Evcara saz semaîsi

(turkmusikisi.com)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 11.11.2009 - 04:28


#69 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 14.11.2009 - 14:35

Gönderilen Resim

Tanburi Cemil BEY (1873 -1916)

Türk Sanat Müziği bestecisi; tambur, yaylı tambur, klasik kemençe, alto kemençe, viyolonsel ve lavta ustası.

İstanbul'da doğdu.

İlk müzik bilgilerini, orta okul sıralarında ağabeyi Ahmet Bey ve Kemani Aleksan'dan aldı.

Enstrüman çalmaya karşı ilgisi on yaşlarında keman ve kanun ile başlayan Cemil Bey, daha sonra başladığı ve ismi ile bütünleşen tambur sazı ile virtüozluk derecesine ulaştı. Tanburdan başka, kemençe, lavta ve viyolonsel gibi sazları aynı ustalıkla icra ederek başlıbaşına bir ekol sahibi oldu.

Enstrüman çalmakta neredeyse erişilmez mertebeye yükselen Cemil Bey, aynı zamanda iyi bir bestekardı. Yaptığı eserlerle, Türk Müziği saz icrasına yepyeni ve modern bir tarz, değişik bir yorum getirerek icracılığın mükemmelleşmesinde en büyük rolü oynadı.. Özellikle, taş plaklara yaptığı taksim kayıtları, makam, uslüp ve tavır açısından bir ders niteliği taşımaktadır.

Sözlü eserlerin yanında birçok saz eseri besteledi. Ayrıca taksimlerinin yanında pek çok eserini de taş plaklara çaldı.

Tanburi Cemil Bey 29 Temmuz 1916 günü İstanbul'da yaşama veda etti.

- Bestelerinden:
Çeçen Kızı (Oyun Havası)* (Hüseyni)
Feryat ki feryadıma imdat edecek yok (Şehnaz)
Def-i nalis eylerim hep seyri ruhsarınla ben (Kürdilihicazkar)
Görmek ister gözlerim her dem seni (Hüseyni)
Var iken zâtında böyle hüsn-ü an (Mahur)

* "Çeçen Kızı" , Yunanistanın Midilli adasında Taxila adı ile oyun havası olarak çalınmaktadır.

#70 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 20.11.2009 - 00:08

Gönderilen Resim


Santuri Ethem EFENDİ (1855 - 1926)

İstanbul'da doğdu.
Büyük İbrahim olarak da bilinir.

Müzik yeteneği sezilerek 13 yaşında Enderun'a alındı.

Soğukçeşme Askerî Rüştiyesi'ni bitirdi.
Bir süre memurluk yaptı.

Büyük oğlunun Diyale Savaşı'nda ölmesi üzerine felç geçirdi (1913).
O tarihten sonra çalışamadı.

14 Eylül 1926 günü yaşama veda etti.

Santuru en iyi çalan sazende olarak ün yaptı.
Bestelerinde 49 makam kullandı.Hicazkarbuselik, diğeri Ciharağazin makamlarını yarattı.
Nota yazıcılığı ile de tanındı. 350'nin üstünde bestesi vardır.
En tanınmış eseri Şehnaz longadır.

- Bestelerinden:
Şehnaz longa
Nedir bu çektiğim canan elinden (Hicaz)
Düştü gönlüm sen gibi bir zalime (Dügah)
Güller açmış bülbül olmuş bikarar (Sultaniyegah)
Seyredip dün gece bir mehpeykeri (Dügah)
Bu gülzarın yine bir nevbaharı (Sultaniyegah)

(derleme)

#71 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 26.11.2009 - 16:46

Gönderilen Resim

Kemal Emin BARA (1876 - 1957)

Udi besteci.

İstanbul Şehzadebaşı'nda doğdu.
Bahri­ye Nazırı Mehmet Emin Paşa'nın oğludur.

Beyrut’ta öğrenim gördü.
Uzun süre Yemen ve Lübnan’da kaldı.
İyi derecede Fransızca, Arapça, Farsça öğrendi
Fransızca'dan bir çok eseri dilimize çevirdi.

Çok yönlü bir sanatçı olan Bara, besteciliğinin yanısıra resim dahil güzel sanatların hemen bütün dallarıyla ilgilendi. Tiyatro ve sinema oyunculuğu yaptı. Yeni Sahne Tiyatrosu'nda oyun yönetti.

Ayrıca Temaşa dergisinde yazdı.

15 kadar şarkı, türkü ve fantezide imzası vardır.

- Bestelerinden :
Peşrev (Sultaniyegah)
Bağ-ı hüsnün o güzel gülleri soldu (Uşşak)
İki gözüm sensiz lutf et de söyle (Mahur)
Bu neş'eden sana ey dil kelâl gelmedi mi (Müstear)

(wowturkey.com)

#72 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.12.2009 - 22:54

Gönderilen Resim




Sadi HOŞSES

1908 yılında Halep'te doğdu.
Babasının görevi nedeniyle ailece bütün Anadolu'yu dolaştılar.
Daha sonra babasının Alanya'da ölümünün ardından İstanbul'a yerleştiler.

Ticaret Lisesi mezunu olan Sadi Hoşses ticaret yaparken bir yandan da Radyoda çalıştı.
Hafız Burhan, Hafız Kemal ve Sadettin Kaynak 'ın aralarında bulunduğu hafızlarla "mevlütan" lık da yaptı. Musiki bilgisini kendi çabası ile geliştirdi.

1929 yılında güftesini de kendisinin yazdığı "Ela gözlüm sana billah can mı dayanır" şarkısını Rast makamında besteleyerek bestekarlık hayatına başladı.

İstanbul ve Ankara Radyosu'nda 30 yıl çalıştı. Ankara Radyosu'nda ses sanatkarı,
şef yardımcısı, koro şefi, repertuar hocalığı ve 1987 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi Klasik Türk Müziği Korosu'nda koro şefliği yaptı.

Türk Sanat Müziği'ne unutulmaz besteler kazandıran Sadi Hoşses 3 Temmuz 1994 günü İstanbul'da yaşama veda etti.

- Bestelerinden:
Hicran açmıştır sinede yare (Mahur)
Hem seversin hem yanarsın (Karcığar)
Gülmedi şu bahtım, gülmedi gitti (Hicaz)
Şarap mahzende yıllanır (Kürdilihicazkar)
Seni sesini gözlerinin rengini unutabilsem (Hüzzam)
Yıldızlı semalardaki haşmet ne güzel şey (Kürdilihicazkar)
Ağlamakla inlemekle ömrüm gelip geçiyor (Nihavent)
Bir gün gelecek sende beni anlayacaksın (Karcığar)
Ela gözlüm sana billah can mı dayanır (Rast)

(Bülent DİZDAR / wowturkey.com)

Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 01.12.2009 - 22:55


#73 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 06.12.2009 - 00:14

Gönderilen Resim


Gündoğdu DURAN

1937 yılında Karaman’ın Taşkale köyünde doğdu.

İlkokulu Beyşehir’de, Ortaokul ve Liseyi Konya Lisesi’nde okudu. 1961 yılında Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nin tarih bölümünü bitirdi. Fakültede askeri öğrenci olduğu için, 1961-62 ders yılından itibaren, sırası ile Mersin, Konya, Çankırı Astsubay okullarında tarih öğretmenliği yaptı. 1980 yılında yarbay iken Kuleli Askeri Lisesi’nden kendi isteği ile emekli oldu

Gündoğdu Duran'nın aileden müziğe yakınlığı vardı.
Anne tarafı ud ve keman çalan musikisever bir aile idi. Babası öğretmen Mustafa Duran güzel ud çalardı.Dayısı Ahmet Yazıcı ud, keman ve kanun'u çalmakta usta idi. Duran'nın müziğe ilgisi böyle başladı.

1949 yılında ortaokul müzik öğretmeni Ârif Şahap Öktem'den keman dersleri almaya başladı ve bir yıl batı müziği metotlarıyla çalıştı. 1958 yılında Batı Müziği'ni bırakarak Klasik Türk Müziği'ne yöneldi ve çalışmaya başladı.

1958 yılında ilk eserini; "Pembe küçük dudağın söyledi şarkımızı" dizesiyle başlayan, " Ankara Rüzgârı" olarak tanınan ve çok bilinen şarkısını Muhayyerkürdi makamında besteledi.

1959 yılında ise “Kara Sevda” adıyla bilinen ve "Ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın" dizesiyle başlayan şarkısını yine Muhayyerkürdî makamında besteledi

Neyzen Burhanettin Ökte, Neyzen Ulvi Erguner, Neyzen Aka Gündüz Kutbay, Kemanî Cahit Peksayar’dan faydalandı. Beste, güfte ve şiir alanında Bekir Sıtkı Erdoğan’dan destek gördü.

Seniha Duran ile evli olan besteci, halen kendi kişisel web sitesinden musiki dünyasına katkılarını sürdürmektedir.

- Bestelerinden:
Gözleri aşka gülen tâze söğüt dalısın (Nihavent)
Kaybolan hayallerim gözlerinde her gece (Mahur)
Haber bekliyorum bak yine ben pembe şafaktan (Hicaz)
Ne çıkar bahtımızda ayrılık varsa yarın (Muhayyerkürdi)
Pembe küçük dudağın söyledi şarkımızı (Muhayyerkürdi)
Saçların ömrüme doldurur günahı (Kürdilihicazkâr)
Ben varım gözyaşında saçlarında tel benim ( Rast)
Rüzgâr gibi gel fırtınalar gönlümü sarsın (Hüseyni)

(musikiklavuzu.com)

#74 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 16.12.2009 - 21:09

Gönderilen Resim

Şevki BEY (1860 - 1891)

İstanbul'da doğdu.
Babası tarakçı Ahmed Efendi'dir.

İlk öğrenimini tamamlayıp Rüştiye'ye kaydoldu ve buradan mezun oldu.
Bu sırada mûsikî yeteneği ve sesinin güzelliğini farkeden hocalarının ısrarı ile Mızıka-yı Hümayun 'a devama başladı. O yıllarda Mızıka-i Humayûn'da öğretmenlik yapmakta olan şarkı formunun en büyük bestekârı Hacı Arif Bey 'den yararlanarak Türk mûsikîsinin teorik olduğu kadar pratik yönüne ait de geniş bilgi elde etti. Bilhassa Uşşak makamında bestelediği eserleri ile dikkati çekti ve otuziki yıllık kısa ömrüne unutulmaz birçok eseri kattı.

Son yüz senenin yetiştirdiği en büyük bestecilerden birisi olan Şevki Bey, hocası Hacı Ârif Bey'in açtığı çığırı genişletti, tamamladı ve bunu erişilmez yüksekliğe ulaştırdı. Çeşitli makamlarda yaptığı bestelerinde görülen ses, usûl, geçki gibi ses mimarimize ait husûsiyetler onun yaratıcılığının kanıtıdırlar. Sayısı binin üzerinde olan bestelerinden ikiyüz kadarı günümüze gelebildi.

Rindane gönüllü Şevki Bey,18 Temmuz 1891 günü, otuziki yaşında iken İstanbul'da yaşama veda etti.

-Bestelerinden:
Ateş–ı firkatla sinem dağlayım (Uşşak)
Ülfet etsem yar ile ağyare ne (Hicaz)
Küşade talihim hem bahtım uygun (Hüzzam)
Dil yaresini andıracak yare bulunmaz (Uzzal)
Hicran oku sinem deler (Hüseyni)
Hayalin gitmiyor cana gözümden (Nihavend)
Bir goncaya bir hare nigah eyledi bülbül ( Rast)

(turkmusikisi.com)

#75 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.849 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 20.12.2009 - 13:33

Gönderilen Resim

Erol SAYAN

1936 yılında Kastamonu'nun Araç ilçesinde doğdu.

Endüstri Meslek Lisesi'ni bitirdi.

1961 yılında Ankara Radyosu sanatçı sınavını kazandı.
Recai Özdil'den almış olduğu armoni bilgisini eserlerine uyguladı ve bu konuda derinlemesine araştırmalar yaptı. Hocası İsmail Baha Sürelsan'ın evindeki akademik müzik çalışmalarına katıldı. Müziğimizde çoksesliliğin, yine müziğimizde var olan "niseb-i şerifeler" (şerefli oranlar) yoluyla geliştirilecek teknikle olabileceğini buldu ve geliştirdi.

1963 Yılında Türkiye ve Ortadoğu Amme Hizmetleri İdaresi Yüksek İdarecilik Kursunu tamamladı. 1954'te başladığı müzik çalışmalarında edindiği bilgileri,

1964 yılına kadar Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu'ndaki öğrencilere teorik olarak verdi ve daha sonra temel bilgiler yanında koro çalışmaları da sürdürdü.

1967'de Ankara'nın ilk, Türkiye'nin ikinci üniversite korosunu Orta Doğu Teknik Üniversitesinde kurdu. Konserler yanı sıra bilgisayar eşliğinde Ulusal Müziğimizin perde ve frekans hesaplarıyla ilgili bilimsel çalışmalar yaptı. Ulusal Müziğimizin ses sistemi, makamların oluşmasında kullanılan elemanların ve makamların anlatımı, usûl şifresi, vuruşlarda disiplin ve perde adlarının kolay anlaşılır hale getirilmesi çalışmalarına bu yıllarda başlamıştır.

1983-84 eğitim yılında İTÜ Türk Müziği Konservatuarında repertuar dersleri vermek üzere göreve başladı. Halen sürdürdüğü bu göreve paralel olarak ODTÜ'den aldığı davet üzerine 2002-2003 eğitim ders yılında ODTÜ'de Türk Müziği dersi vermektedir.

Değişik formlarda 3OO'ün üzerinde, TRT repertuarında ise 156 eseri vardır. Çeşitli kurum ve kuruluşların düzenlediği beste yarışmalarında çok sayıda birincilik almış, 1985 yılında TRT'nin düzenlediği yarışmada "Ömrümüzün Baharı Birlikte Geçsin" adlı eseri ile birincilik kazanarak Asiavision şarkı yarışmasında ülkemizi temsil etmiştir. Dernek, fakülte ve üniversite korolarıyla 23O konser vermiştir.

Erol Sayan, evli ve iki çocuk babasıdır.

- Bestelerinden:
Kalbe dolan o ilk bakış unutulmaz unutulmaz (Nihavend)
Yoksun diye bahçemde çiçekler açmıyor bak ( Rast)
Bana bir aşk masalından şarkılar söyle ( Bûselik)
Bir dünya yarattım yalnız ikimiz için (Hicaz)
Dertli ne ağlayıp gezersin burda ( Gülizar)
Mevsimler yas tutup çöller ağlasın (Uşşak)
Her hâlinle her şeyinle güzelsin (Muhayyer)
Yine yakmış yar mektubun ucunu (Hüzzam)
Güle sorma o bilmez aşkı, sevdâyı, neş'eyi ( Saba)
Geçsin günler haftalar aylar mevsimler yıllar ( Rast)
Seni ne çok sevdiğimi söylesem de bilemezsin ( Beyati)
Kadehinde zehir olsa ben içerim bana getir (Muhayyerkürdi)

(turkmusikisi.com)





Benzer Konular Daralt

30 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 30 ziyaretçi, 0 gizli