Bugünden kalan?
#181
Gönderim zamanı 02.05.2007 - 23:01
Ya Da Kendimi Bulduğumda Orda Mı Olmalıydın???
...
#182
Gönderim zamanı 02.05.2007 - 23:18
Tecrübe çok zalim bir öğretmendir. İnsanı önce sınavdan geçirir, sonra dersini öğretir. - Spuitems
#183
Gönderim zamanı 02.05.2007 - 23:18
#184
Gönderim zamanı 02.05.2007 - 23:24
Ya Da Kendimi Bulduğumda Orda Mı Olmalıydın???
...
#185
Gönderim zamanı 02.05.2007 - 23:28
( nihayet biri direk iğrençsin demedi. )
#186
Gönderim zamanı 03.05.2007 - 19:00
Denemek İstersen Başla Biyerden
Kanatlandı Ruhum Hep Uçmak İster
Konmayı Öğrenmezsen Düşmek Var Elbet..
#187
Gönderim zamanı 03.05.2007 - 19:11
yorgunluk ve yanlış ilaç kullanımı sonucunda tüm gün dönen ve zonklayan bir başla dolaşmak zorunda kalışım..
iki sınıfın birden dans şeysilerini çalıştırmak mahfetti bünyeyi...bi de bana uygun bişiy olsa yorgunluğa değer dersin...valsss! ne işim var benim kadınsı danslarla felam..
#188
Gönderim zamanı 06.05.2007 - 19:26
#189
Gönderim zamanı 07.05.2007 - 19:25
.
Sir degildi su gönlümün isleri,
Bir sen varsin bu sevdadan bi-haber.
Kirpigimde beledigim düsleri,
Gerçege naksedip saldim beraber.
Kabul et bendeni gönül gölgene,
Cana mihnet olmaz cananin yükü.
Belkiz’dan yadigâr hayâl ülkene,
Istersen çilemden bir kafes doku,
Gittigin her yerde pesindeyim yâr,
Ben seni gönlüme sila bilmisim.
Sensizlik çagini sorma ne olur
Senden ötesini çile bilmisim.
Basimi koysam da ayin dizine,
Içimden her lâhza bin hüzün geçer.
Güvenmem hicranin sessizligine,
Ya adin duyulur, ya sözün geçer.
Beyhude gönlümün çirpinislari;
Ahlat-i erba’da artik sevda yok.
Dönmesin basimda devlet kuslari;
Kaderden talihten bana fayda yok.
Gözlerin mi yikan hisarlarimi?
Kaç ordu tükettim kirpiklerinde?
Askin mucidinden miras varimi,
Tarumar eyledin ak ellerinde;
O gözler ki bir gün elin olursa,
Bir daha sinemi yakar mi söyle?
Bir bahti güzele gelin olursa,
Bana böyle mahzun bakar mi söyle?
Bana ne bülbülün güle askindan,
Tek gerçek biz idik gerisi yalan.
Bin güzel saklayan gönül köskünden,
Bir avuç kül oldu geriye kalan.
Yemin ettim Yemliha’nin sirrina,
Sahidi sirtimda yilan derisi.
Aldanma sen yücelerin karina,
Saçimdaki aklar yillarin isi;
Beyaz kelebekler kana konmadan,
Turnalar raks etsin sabaha kadar.
Zaman-mekân çiksin artik aradan,
Su daglarin arkasindan gel ey yâr;
Sir degildi su gönlümün isleri,
Bir sen varsin bu sevdadan bi-haber.
Kirpigimde beledigim düsleri,
Gerçege naksedip saldim beraber.
.
Yunus Kara
#191
Gönderim zamanı 07.05.2007 - 22:59
ertesi sabah
tekrar hayata
dönülebilen
ve her gün
tekrarlanabilen
bir intihar biçimidir.
Charles Bukowski
Piizan
#192
Gönderim zamanı 07.05.2007 - 23:11
ama bulanlar,
arayanlardır...
#193
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 19:44
Denemek İstersen Başla Biyerden
Kanatlandı Ruhum Hep Uçmak İster
Konmayı Öğrenmezsen Düşmek Var Elbet..
#194
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 20:17
ama bulanlar,
arayanlardır...
#195
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 20:36
-baş ağrısı
-bir de şimdilik huzur...
#196
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 20:44
............................şşşşt sessiz ol!.................................
#197
Gönderim zamanı 14.05.2007 - 13:25
#198
Gönderim zamanı 14.05.2007 - 20:57
azıcık kaygı.. biraz neşe.. biraz endişe.. bi parça hüzün.. kocaman mutluluk..
kaybettiklerimi geri alamamanın verdiği korku.. kazandıklarımı kaybetme korkusunun verdiği rahatsızlık hissi..
kasemde kalmış tuzlu fıstıklarım..
yıkanacak üç beş tabak..
atılacak çöpler..
dökülecek bi kaç damla göz yaşı..
Ya da bu Son;Bahar biter mi ?
#199
Gönderim zamanı 15.05.2007 - 02:10
sonra bolca yorgunluk...bütün gün dans çalıştırıp, fotoğraf çekimleriyle uğraşıp mesai sonrası da nüfus sayım görevi...çoookkk yoruldum...daha saymam gereken 28 bina, 3 sokak var...toygar hamzada oturan varsa her an kapınızı çalabilerim ona göre... pasta böreği çok yapın, kırmiim kafanızı...
öhö, nerde kalmıştık? bu sabah 2 haftadan beri devam eden kilo kaybıma 1 kilo daha eklendiğini farkettim...2 haftada 5 kilo! bu hızlı kilo kaybı artık beni korkutmaya başladı...çarşamba doktora gideceğim fırsat bulursam... ama iyi olmadığımı hissediyorum...ne sağlam bünyem vardı benim...oofff off...neyse, şükür diyelim...
#200
Gönderim zamanı 15.05.2007 - 11:08
Bir kadın bilir ki; kolay değildir yaşamak ve yazmak! Kimi ölünür yazarken, kimi ancak ölünürse yazılır. Velhâsıl, ölmek, olmak ve yanmak gerekmektedir.
Ve “kalbin üzerinde titreyen hüzün” olmadan olabilemez ölmek, olmak, yanmak ve yazmak!
“Sükût edenlerin gönüllerinde saklı her şeyi, her murâdı işiten ve bilen”in ezelde dilemesiyle ve kelamıyla mümkündür ya hissettiklerini hissettirebilmek… Aslında şiir gönüldedir; damlatabilmek için ölmek ve yanmak gerekmektedir… ki, hakikaten yazılabilsin.
Şiir gibi kadın makbul olsa da şair olanından ziyade… Bilir ki bir kadın, ferman makamınca yazıldıysa defterine şairlik, zamanı geldiğinde, bağrı yanık bir şair olacaktır. Perinin eteğinden tutmak gerekmektedir ve kimi zaman zannedildiğinden daha güçlüdür kadın… Dilerse o ve yazıldıysa kaderine yakalayıverir periyi. Yine bilir ki bir kadın, şair olamasa da münşid olabilir, eğer gönlü var edildiğinden beri bağrı yanık ise…
Söz; muhabbet kadar derin, dokunaklı ve sınırsızdır gönülde, ama çoğu zaman kifayetsizdir. Coşku doludur kelimeler kimi, ama her an, her yerde kullanmaması gerekmektedir. İstese kullanabilir, ama hazinesini her an ortaya çıkarmak istemez o. İster ki gönlündeki hazine hissedilebilsin.. hissederse hissedilebildiğini bir parça izin verir kelamına ve kalemine. Tamamıyla değil ama, saklar yine de en güzellerini… İmbiklerden geçirir de öyle damlatır testisinin içindekileri. Cömerttir, veluttur o, tahmin edildiğinden daha çok hem de. Lâkin diler ki en güzelleri kelamının sadece gönül eşine nasip olsun… Yani kelamların tümünün helal edildiği ân gelsin… Hem çoğu söze bile gerek kalmadan, gözleri şiir olsun, her hâli ve hayatı şiir olsun… Duası şiir olsun ve hayatını şiir eyleyebilsin sevdiceğinin. Aslında bu bir sır’dır; sır ifşa edilmemelidir her an, ama bu sırrın da bir kısmının ifşa edilebildiği anlar olur. İşte kadın, bundandır ki, çoğu şiir gibidir de şair değildir. Şairlik varsa serde sır’rın bir nebzecik ifşasıdır bu ve ancak damlayamaması imkansız hale geldiğinde izin verilir. Bu ise en büyük sır’dır, cevabı sınırlı dünyada verilemeyecek olan.
Her kadın; yâr, yâren, arkadaş, abla ya da kardeş ve anne, şairdir aslında. Kimi nakışı, dikişi, yemeği, ninnisi mısradır gönlünden; kimi bakışı, dokunuşu, gülümseyişi, ağlayışı ve sükûtu… Bir kadın hem yâr, hem yâren, hem de eş olabildiği zaman bile, hakikatli bir dost olabilir. Cevherinde gizlidir bu onun. Fakat hissedilebilmek ve hissettirebilmek esastır. Bir kadına göre paylaşmak en büyük hediyedir; acıyı, kederi, gamı, hüznü, hastalığı, sağlığı, sevinci, mutluluğu, başarıyı, tebessümü ve gözyaşlarını… yani ki, her ne var ise alemde. Kimi zaman hasını yaşar bir kadın acının, kimi zaman gölgesini; kimi zaman cesurdur, kimi ürkek; kimi şiirdir, kimi nesir.. tıpkı erkekler gibi.
Bir kadına göre “sıla aşktır”… kainatta her şey her dem aşktır, muhabbettir, şefkattir. Bir kadın yıldızlara bakabildiği zamanlarda bile aslında, “sensiz yıldızlara bakamadığımı bilmeni isterdim” der ve “bir kalb duracaksa o benim kalbim olsun” diye haykırır, sessizce…
“Şair” demek “duyduğunu söyleyen” demek;
Benimkisi yalnız duymak… içten inlemek. ( Halide Nusret)
İşte böyle, bir kadın içten duyar ve inler çoğu zaman… ama bu duyuş ve inleyişi her seferinde kelimeye dökmeyebilir. Belki, kelimeleri kullandığında, ân’lar için, şair olur, kullanmadığında ise şiir…
Bir kadın eğer yazıyorsa, yakarır genelde, ıssız yerlerde yahut kalabalıklar ortasında…
Ve bir kadın bilirse:
Bir sır ki âşikâre
Avcı yenik şikâre
Yalnız, yalnız sabırda
Çaresizliğe çare. (NFK) sükûtu tercih eder. Böyle anlarda, daha çok muhabbet ve daha çok dua olabilir.
Bir kadın dilerse, kalabalıklar ortasında kendi için ıssız bir evren olabilir.
Ve bir kadın bütün kalabalıkların derdini hissedip, acıyan kalbine tercüman olan gözyaşlarıyla hasbihale geçebilir.
Bir kadın sevdiği için sevdiklerinden vazgeçebilir, az ya da çok, küçük ya da büyük… eğer ferman makamınca yazıldıysa.
Hepsi tamam da peki bir kadın ıssız bir gecenin ortasında neden şiir okur?
Diyor ki içimdeki ben:
Bir kadın, hasretlik çekiyorsa.. özlüyorsa.. işte o zaman ıssız bir gecenin ortasında şiir okur. Şiir, ânları getirir önüne kor bir bir.. gönül aynasında seyrettirir kendi hasretini ve diğer bütün hasretlikleri. Hassaslığını daha da inceltir hasret kadının.. ve şiir. Şiirler “benim şiirim” olur kadın için ıssız gecelerde. Ve nice gönle ses olmak ister.. özlemenin de, insana verilmiş duygu donanımları içinde, aslında en hoş olanlardan biri olduğunu haykırmak ister.. hasretlik çeken nice hüzünlü gönle. Sevinç kadar, mutluluk kadar, sevgi kadar yakışır zira bir kadın sesine hüzün. Yakışır, zira yaşar hüznü…
Ve bilir ki, kadın:
“Cevâhir kadrini cevher-fürûşan olmayan bilmez!”
Ekif Konar
Sebep kâlp ağrıma, hem göz yaşıma
İstemedim belâ oldu başıma
Satamadım, satılmıyor, satamam.
Kalbime attı ah, aşkın közünü
Çevirdi başka gözlere gözünü
Bıraktığı tek hatıra, hüzünü
Atamadım, atılmıyor, atamam.
Ayrılık sızısı her an, bitmiyor
Hayali gözümden bir an gitmiyor
Şu gözleri onsuz uyku tutmuyor
Yatamadım, yatılmıyor, yatamam.
Gözden aşkı, dilden zehiri sundu
Kendini bıkmadan sevmemi umdu
Küstü birden başka bir güle kondu
Tutamadım, tutulmuyor, tutamam
20 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 20 ziyaretçi, 0 gizli