0
Şimdi burada oturup da size Neyzen Tevfik’in hayatını, eserlerini falan anlatsam çok da ırgalamaz sizi. Ama onun yerine size Neyzen Tevfik’ten inciler, anılar ve şiirler yazsam hem hoşunuza gider hem de hayatını, eserlerini falan da çaktırmadan aktarıvermiş olurum. Çünkü onun söylediği bir sözdedir dünya görüşü, hayat hikayesi ve eserlerinde anlatmak istediği.
.…..
Bakırköy Akıl Hastanesi’nin ünlü uzmanı Mazhar Osman’la karşılaşır.
- İçmeye devam ediyor musun Neyzen?
- Niye sordunuz? Tedavi mi edeceksiniz, yemeğe mi çağıracaksınız?
……..
Basında tanınan bir hanım:
- Aşk olsun! Benim için “aşüfte” diyormuşsunuz.
- Hanım! Sen beni tanımıyorsun! Ben herkesin bildiği şeyleri söylemem!
…......
Sarhoş, evine dönerken yolu şaşırmış:
- Bekçi baba! Neyzen Tevfik buralarda bir yerde oturuyormuş, evini biliyor musun?
- Neyzen Tevfik sensin ya beyim!
- Ben sana ben kimim diye sordum mu? Neyzen Tevfik’in evi neresi diye sordum!
……...
Arkadaşlarıyla izlediği bir yabancı film sonrası suratı düşer.
- Ne o beğenmedin mi?
- Beğendim de, onlarda da böyle olmasına şaştım.
- Film bu, her yerde aynı.
- Yok! Ben filmin sonunu diyorum. Herif kızı kurtardı, sonra da becerdi. Ben sadece ‘biz’de olur sanmıştım.
……...
Taksiye binmiş ama şoför çok hızlı kullanıyor.
- Oğlum! Yavaş!
- Merak etme baba! Biz bu arabayla gelin bile taşıyoruz.
- Haa, desene bizi de s*kecekler!
………
Bir arkadaşına dert yanıyor.
- Ben önüme gelene sövüyorum.
- Söversin.
- Bana bir şey yapmıyorlar!
- Ne yapacaklar?
- Ulan! Yoksa bunlar beni adam yerine mi koymuyorlar?
……….
Sarhoşun biri ensesine bir tokat yapıştırır.
- Tokadı yedin. Ne karşılık verdin, ne sesin soluğun çıktı!
- Seni de eşek tepseydi ne yapardın?
……….
Bir dostu Neyzen’e yardım etmek istiyor. Cebinden büyükçe bir para çıkarıyor:
- Üstad, bu sizin cebinizden düştü.
- O düşen sizin altın kalbinizdir.
……….
Geçimsiz bir komşusuyla karşılaşır.
- Bugün hanımı dişçiye götüreceğim, ön dişleri çürümüş.
- Yalancı!
- Ne demek o?
- Seninle yaşayanın yüzü güler mi hiç?
……….
Sormuşlar Neyzen’e:
- Çalarken mi neşelenirsin, neşeliyken mi çalarsın?
- Bakan değilim ki, çalarken neşeleneyim!
……….
Anladınız değil mi, kimdir Neyzen Tevfik? Var mı anlatmaya gerek, uzun uzun hayat hikayesini? Yaşadıkları nasıl da belli ediyor her şeyi. Kim istemez ki onun gibi olmayı ve ana avrat sövmeyi, yaşarken gördüklerine! Ama ne mümkün! Traşlanıyoruz değil mi yaşarken? Kirleniyoruz değil mi yaşarken? Değişiyoruz değil mi yaşarken, ne kadar aksini iddia etsek bile! Yok oluyoruz değil mi kendimizi her var etmeye çalıştığımızda ya da var ettiğimizi zannederek kendimizi kandırdığımızda! Kendimize yalanlar söyleyerek yaşamaya devam ediyoruz değil mi?
E kolay değil Neyzen Tevfik olmak!
Onun üflediği neyden çıkan sesler düşmanını bile ona aşık edermiş!
Bizse sadece üflüyoruz herkese, her şeyi bildiğimizi zannederek!
Vah bize!
Sistem o zaman da varmış ama sözünü sakınmamış değil mi Neyzen?
Ama bizler birer zavallı olarak, kıyıda köşede, söyleyeceğini korkuyla söyleyen, ”bir kızan olur mu, patron kızmasın, aman bir keleğe gelmeyelim, ama ödün de vermeyelim, hay Allah nasıl olacak” bunalımıyla yaşayan insanlara döndük değil mi?
Vah bize!
Neyzen Tevfik ölümsüz! Çünkü o susmadı, sövdü! Bizse ölümlüyüz, çünkü susuyoruz. Bu bir seçim. Neyzen Tevfik ölümsüz olmayı seçti, bizse ölümlü olmayı. Neyzen Tevfik dün vardı, bugün var, yarın da var olacak. Ama biz öldüğümüz gün yok olacağız. Çünkü ölüler konuşamaz.
Vah bize!
Eh madem susmaya ve uzlaşmaya devam edeceğiz, susalım! Ama susmayan Neyzen konuşmaya devam etsin hiç değilse:
“Feleğin uğradımsa vartasına
Sı*ayım ağzının ta ortasına
Bunu yazsın cihan da hartasına
Kıta’at ü biharını …keyim.”
Aydoğan Temel
Alıntıdır...
Bu mesaj inan tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.12.2005 - 22:38
