Atatürkçü Düşünce Derneği Kemer Şubesi tarafından Kemer’de bulunan TUREM’de düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan emekli Albay yazar Erdal Sarızeybek’e vatandaşlar büyük ilgi gösterdi. Konferans sonrası ayakta alkışlanan Sarızeybek’e vatandaşlar kitaplarını imzalattı.
Kemer’de bulunan Turizm Eğitim Merkezi’nde (TUREM) düzenlenen Erdal Sarızeybek Konferansı vatandaşların akınına uğradı. Salonun tamamen dolduğu organizasyonda, Sarızeybek’in konferansı sonrası katılımcılar, Sarızeybek’i uzun süre ayakta alkışladı.
Sarızeybek’e program sonrası kitaplarını imzalatmak isteyen vatandaşlar, birbirleri ile yarıştı.
Konuşmasına Türkiye’de yaşanan olaylarla ilgili herkesin taşıdığı bir endişe olduğuna vurgu yaparak başlayan Sarızeybek şöyle konuştu;
“HALKIMIZA ANLATALIM” DEDİM
“Ben hiçbir siyasi parti üyesi değilim. Hiçbir şahsi çıkarım yok. Hiçbir konferansımdan yada hiçbir televizyon programından para almıyorum. Emekli olup bir kenara çekilmek istiyordum. Emekli olduktan sonra baktık ki, her gün bir şehit haberi ve medyaya çıkan insanlar, bölgeyi bilmiyor. Vatan için çarpışan insanları, bizleri tanımıyorlar. Karakolda nöbet tutan askerin hangi şartlarda nöbet tuttuğunu bilmiyorlar ama bize ahkam kesiyorlar. Burada bir yanlış vardı. Yazmaya ardından da ekranlara çıkmaya başladım. Baktık ki, gidişat iyi değil, o zaman aldım elime çantayı, “halkımıza anlatalım” dedim.
Benim tek beklentim halkımızın sağ duyusu. Halkımız ülkemizde neler olduğunu gördüğü zaman, tehlikenin kaynağını yok edeceğine inanıyorum bu inançla anlatıyorum. Bu inançla il ve ilçe geziyorum. Bu inanç bizi ayakta tutuyor” dedi.
TERÖRÜN ARDINDAN YATAN GERÇEK
Terörün 30 yıldır sürdüğünü dile getiren Sarızeybek, bu süre içerisinde 6 bin 500 şehit verilirken, 7 bin 500 vatandaşın yaşamını kaybettiğini ve 32 bin teröristin ise öldürüldüğünü söyledi. Terör nedeni ile bugüne kadar 300 milyar dolarlık ulusal kaynağın da yok olduğunu vurgulayan Sarızeybek, “Şu anda hala dağlarda terörist var. Şu anda Irak’ta bulunan terörist sayısı 5 ile 7 bin arasında. Güçlü bir ordumuz var. Vatandaş da soruyor haklı olarak, “Neden bu terör bitmiyor?” diye. “Türkiye sadece PKK ile mi uğraşıyor yoksa PKK’nın arkasında başka güçler mi var?” Hepimizin bilmesi gereken şudur, “terörün arkasında küresel güçler dediğimiz, başta Amerika, Avrupa Birliği ve İsrail var” dedi.
Sarızeybek, bu projeleri Bizans Projesi, Büyük Ortadoğu Projesi ve Siyonist Proje olarak dile getirerek, projeler hakkında katılımcılara detaylı bilgiler verdi.
ETNİK KÖKEN VE DİNİ KÖKEN AYRIMI
“Ben öldükten sonra çocuklarıma nasıl bir ülke bırakacağım?” diye sorgulayın diyen Sarızeybek sözlerini şöyle sürdürdü; “Projelerin hayata geçirilmesi için, projelerin içerisinde yer alan ülkelerin, etnik köken ve dini mezhep farklılıkları temelinde parçalanması gerektiğini keşfettiler. Araştırdılar. Uzmanlar inceledi. Demişler ki, bu ülkelerde mezhep ve etnik köken farklıları var. Eğer, etnik köken ve dini mezhep farklılıklarını ayrıştırırsak onları parçalamak İsrail için daha kolay olur. Bugün Türkiye’de, her kim Türkiye’deki dini mezhep ve etnik köken farklılıkları üzerinden siyaset yapıyorsa, bu vatana değil İsrail’e hizmet ediyordur. Bu kadar açık” dedi.
TÜRKİYELİ DEÐİL TÜRK MİLLETİ VAR
Türkiyeli kavramının da kabullenilmesi için mücadele edildiğinin de altını çizen Sarızeybek, “Türkiye’de, Türkiyeli diye bir millet yok ki. Türkiye’yi kuran tek millet var. O milletin adı da Türk’tür. O projeler çerçevesinde baktığınız zaman, Türkiyeli demenin anlamı çıkıyor ortaya. Türk milletinin arkasında en aşağı 7 bin yıllık bir Türk tarihi var. Eğer ki, siz Türk olan bir millete, “Siz Türk değilsiniz, Türkiyelisiniz yada Anadolulusun” derseniz, o milletin ardında olan 7 binlik tarihle bağını ortadan kaldırıyorsunuzdur. Tarihle bağını ortadan kaldırıp, kimliğini değiştirirseniz, süreç içerisinde Müslümanlıktan Hristiyanlığa geçmesini sağlarsanız, yüz yıl sonra Anadolu’da bir tane Müslüman Türk bulamazsınız. Milletlerin tarihinde yüz yıl çok kısa bir süredir. Müslüman olan bir Türk devletini, kişiliksiz ve kimliksiz bir sürü halinde, Hristiyan yapmak istiyorsanız, yüz yıl ister. Yüz yıl sonra benim torunlarım ne olacak? Diye sorabilirseniz o zaman gerçeği görebilirsiniz. “Türkiyeli desinler ne olur?” diyebilirsiniz. Hatta “barış ve kardeşlik gelecek, Barzani Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kursa ne olur?” Veya “Ermenilerden özür dilersek ne olur?” diye düşünebilenler olabilir. O zaman çok şey olur. Sadece Ermeni sorununu kabullenmekle Avrupa’da bir mahkeme kurarlar. Türkler soykırım yapmış derler. Bizi yargılarlar. Mahkeme kararı çıkar. Ermenistan da mahkeme kararına istinaden doğuda toprak ister. Kuzey Irak’ta Kürt devletinden ne olur derseniz, PKK teröristtir ama Barzani terörist değildir. Irak’ta bir Kürt devletini kabul ettiğiniz zaman, Barzani’nin zaten Yahudi olduğuna dair bilgiler var. 500 bin tane de Yahudi Kürt var. İsrail’in yönetimindeki Barzani Ermenilerle iş birliğine gider, yarın o da Türkler Kürtlere soykırım yapmıştı der. Onlar da mahkemeye gider ve toprak talep eder. Batıya baktığımız zaman da tesisler, oteller, tarlalar hepsi elimizden gittiğinde geriye ne kalır? Onu düşünmek gerekir.
EN SOMUT ÖRNEK IRAK GERÇEÐİ
Tüm bu anlattıklarımın en somut delili Irak’tır. Arap ve Kürt diye parçaladılar. Şii ve Sunni diye parçaladılar. Şu anda Irak, Sişi, Sunni ve Küt diye üçe parçalanmış durumdadır. Kürt-Arap diye baktığınız zaman etnik kökendir. Şii-Sunni diye baktığınız zaman dini mezhep farklılığıdır. Neydi İsrail stratejisi, etnik köken ve dini mezhep farklılıklarıyla parçalamaktı. İşte size Irak’ın durumu. 1 milyon 500 bin Müslüman öldürüldü. 3 milyon Müslüman göç etmek durumunda kaldı. Demokrasi getireceğim diye gelen Amerika, Irak’ta Babil medeniyetini tarihten sildi. Kürt devletini de kurdular. Bir tek kabulü kaldı. Eğer ki, biz kabul edersek, karşımıza Ermeni – Kürt şeklinde bir tehdidi bulmuş olacağız.
KARDEŞİ KARDEŞE DÜŞMAN YAPIYORLAR
Bizim durumumuzun geleceğe doğru baktığınızda Irak’tan farkı yok. Bizim de üzerimizde şu anda Türk – Kürt diye Alevi – Sunni diye oynuyorlar. Allah şahidim olsun ki, bu ülkede 30 yılımı verip Türkiye’nin bir çok yerini dolaştım. Bizim ülkemizde etnik köken diye bir sorun yok. Bizim ülkemizde dini mezhep diye vatandaşlar arasında doğan bir sorun yok. İnanın yok. Hiç kimsenin ne etnik kökeninden ne de dini mezhebinden sorun yok. Ama bu sorunlar varmış gibi televizyon kanallarında bize propaganda yapıyorlar. Bunun üzerinden siyaset yapıyorlar. Neredeyse kardeşi kardeşe düşman yapıyorlar.
HALKIMIZIN TELEVİZYON KANALINA DEÐİL İŞE İHTİYACI VAR
“Avrupa Birliği” dediler, altı yıldır yasalar değişiyor. Kürtlere kültürel haklar deniyor. Şırnak’ta ki Kerem’e soralım. “Kürtçe televizyonu kurduk. Kürtlere kültürel haklar dedik. Nasıl sen memnun musun?” diye. “Benim gerçek sorunum bu değil ki, benim vatanımdan bir derdim yok ki, ben açım, işsizim, okulum yok. Öğretmenim yok. Sen bunları getir” diyecek. Kendisini Türk milletinin bir parçası olarak gören bir halka şimdi televizyon kanallarından biz diyoruz ki, “Sen Türk değilsin Kürtsün. Al sana Kürtçe televizyon” bu İsrail stratejisine geliyor. Etnik kökenden parçalarsan, parçalayıp yönetmek daha kolay. Gidişat budur.
İhanet öyle bir şey ki, bir zincir gibi. Bu zincirin halkaları var. Bu zincirde, bir yanda Amerika var. Bir yanda uyuşturucu ve silah kaçakçılığı var. PKK var. Çetecileri var. İsrail’i var. Avrupa Birliği var. Siyaset var. Para var. Bunların hepsini birleştireceksiniz ki, o ihanet zinciri ortaya çıksın. Ama gördüğünüz zamanda bizim gibi o zincir boynunuza dolanıyor. Nefes alamaz hale geliyorsunuz. Şu an izlenen siyaseti gördüğünüz zaman gelecekte çocuklarımızın tehlikeye düştüğünü görüyorsunuz. Kürdistan projesi Avrupa’nın projesi. Nasıl oluyor da bizi yönetenler, otuz yıldır izlenen siyaset sonucunda, Irak’ın parçalanmasına yol açıyorlar. Eğer Türkiye izin vermemiş olsa, Amerika Irak’ı parçalayıp Kürt devletini kurabilir mi? İzlenen siyaset Amerika doğrultusunda bir siyaset olunca karşınıza böyle bir tablo çıkıyor.
GURURUMUZU İNCİTTİLER
12 Nisan 2007 tarihinde Genelkurmay Başkanımız televizyonlara çıkıp Türk milletine hitaben bir basın açıklaması yaptı. Bunlar internet sitelerinde de mevcut. Anlattıklarımı özetle anlattı. Genel Kurmay Başkanı, “Irak parçalanmıştır. Irak’ın kuzeyinde bir Kürt devleti kurulmuştur. PKK terör örgütü silahlanmış ve siyasallaşmıştır. Bu Türk devletine bir tehdittir. Bu tehdidin yok edilmesi için Irak’a harekat yapılması şarttır” dedi. Yapmadılar. Meclisten karar çıkarmadılar. Yetkiyi orduya vermediler ve Irak’a harekat yaptırmadılar. Ne oldu sonra? Eylül 2007’de yaklaşık altı ay sonra Şırnak’ta teröristler bir Komando birliğimizi pusuya düşürdü. 12 şehit verdik. Şırnak’ta bir köy minibüsünü teröristler taradı 14 vatandaşımızı kurşuna dizdi. Halk sokağa döküldü ve bu teröristlerden hesap sorulsun. Irak’a girilecekse girilsin. Amerika’ya savaş açılacaksa açılsın. Çünkü, Amerika ile savaşsaydık bu kadar şehit vermezdik. Meclisi topladılar. 17 Ekim 2007 günü TBMM’den Irak’a savaş tezkeresi çıktı. Meclisin Türk milleti adına hükümete verdiği tezkereyi orduya vermediler. Harekat yaptırmadılar. 21 ekim tarihinde ne oldu? Dağlıca piyade taburunu teröristler bastı. Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türk bayrağı dalgalanan topraklarına, Irak’tan silahlı bir eşkıya gurubu geliyor. Sayıları 500. Bu vatanda topraklarına tecavüz ediyor ve Türk devletinin bir piyade taburuna saldırıyor. 12 asker şehit ediliyor. 8 asker kaçırılıyor. Hükümetin elinde savaş tezkeresi var. Orduya vermediler. Sonra, DTP araya girip PKK ile anlaşma yaptı. Bu durum bizim gururumuzu incitti. Şimdi biz Aktütün’de ki, o Şehitlerimizin yüzüne nasıl bakacağız? Ne dediler? “5 Kasım’da ABD ile görüşmemiz var. Başkan Bush’la konuşacağız ona soracağız” Biraz insaf. Biraz vicdan. Madem ki, demokrasilerde halk hesap sorar. Soruyoruz işte. Eğer ki siz, Türk milletinin iradesi ile ülkeyi yönetiyorsanız yönetmiş olduğunuz insanların evlatlarını yalnız bırakmazsınız. Askerinizin peşinden gidersiniz. Harekatı yapardınız. Eğer ki, siz Türk milletinin istediği şekilde harekat yapsaydınız biz arkanızdaydık. Ama bize sormadılar. ABD’ye sordular. O zaman biz de şunu söyleriz. Siz bizim değil, ABD’nin iradesini temsil ediyorsunuz” deriz. Bunu söylemekte hakkımızdır”
PKK’NIN HESAP NUMARASINI BANA SORUYORLAR
Biz bu dağlardaki PKK’yı bitirirsek, Türk halkı evlerinde rahat uyur diye elimizden gelen her şeyi yaptık. Ama aradan zaman geçti. 16 sene geçmiş. Terör hala devam ediyor. Başaramamışız neden? Terör sadece dağdaki terörist değilmiş. Bu örgütün başı var. İmralı’da yatıyor. Yattığı yerden örgütü idare ediyor. Adalet Bakanı var. Bu adam 46 bin kişinin katili. Nasıl oluyor da, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilmiş, yattığı yerden örgütü idare ediyor. Gazetelerde talimatlarını görüyoruz. Örgüt başının örgütü idare etmesini engelemezseniz, nasıl terörü bitireceksiniz? Sözde lider kadro 300 kişi. Fazla da değil, 300 kişi. 150 tanesi Irak’ta, 150’si Avrupa’da. 30 yıllık süreçte 32 bin terörist öldürmüşüz. O 300 kişiden ölen bir tane yok. Devlet Bakanı Cemil Çiçek çıkıyor, diyor ki, “Teröristler Avrupa’da ve Irak’ta cirit atıyor” Ben söyleyince de bana kızıyor. Bu cirit atan teröristin ayağını kıracak olan sen değil misin? Bir de danışmanı beni arıyor, “Albayım sizi biz televizyonlarda izledik. İsviçre’de teröristlerin para kasası varmış. Biz İsviçre Bakanına sorduk. Bulamamış bu kasayı, siz o kasanın hesap numarasını biliyorsanız söyleyin. Biz de ortaya çıkaralım” Böyle bir şey olur mu? Ülkeyi yönetenler olarak, Avrupa’da cirit atan teröristin ayağını kıracak olan sizsiniz. Kıracağınız yerde televizyona çıkıp, “Teröristler Avrupa’da cirit atıyor” peki ne yapacağız? İsrail’den yada Amerika’dan Bakan’mı getireceğiz? Bunlar engellensin diye. İmralı’da bölücü başı var. Yattığı yerden ülkeyi idare ediyor. 300 kişilik lider kadro 30 yıldır yaşıyor. Hiç birine bir şey olmuyor. Hala örgütü idare ediyor. Avrupa’da İsviçre’de banka hesaplarında 1 milyar dolarlık kara paraları var. O kara paraya da silah ve cephane alıyorlar. Kimse o kara paraya dokunmuyor. Avrupa’da, büroları, dernekler, federasyonları, konfederasyonları, televizyon kanalları var. Hepsi çalışıyor, kimse bir şey yapmıyor. Kamplarında hala teröristler yaşıyor. Biz dağdaki teröristlerle uğraşıyoruz. Siz Avrupa’daki desteği kesmezseniz. Irak’ta ki kamplarını yok etmezseniz. Lider kadroyu etkisiz hale getirmezseniz. Kara paralarına el koymazsanız, dağdaki teröristi öldürmek sonuç getirmiyor ki. Bakın işte 32 bin terörist öldürdük hala dağda terörist var.
DTP’YE NEDEN HESAP SORMUYORUZ?
Güncel olaylara bakarsanız. Barzani, Emeni meselesi, sözde Kürt meselesi, Meclis’te Kürtçe konuşma gibi olayların, inanıyorum ki çok daha gerçekçi bir analizini yapabileceksiniz. PKK’nın silahlı eylem dönemi 21 Ekim’de Dağlıca baskını olacağı zaman, ABD’den bir mesaj geldi. “Dediler ki, PKK ortak düşman. Anlık istihbarat paylaşımı yapılacak” Amerika PKK’ya, “Silahlı eylem dönemin bitti. Artık, siyasi eylem dönemin başladı. Siyasi idarenin lideri Barzani’dir” dedi. Bugün Amerika’nın Irak’taki stratejik müttefiki Barzani’dir. Bizans’ın çocuklarının bize yapmış olduğu büyük Kürdistan projenin lideri Barzani’dir. Neden? Barzani terörist değildir. PKK teröristtir. Eğer ki, doğuda yaşayan halkımız PKK terör örgütünü kendisi yaratmış olsaydı. Etnik kökeninden gerçekten bir problemi olsaydı halkın karşısında kimse duramazdı. Bugün Türkiye’nin durumu çok daha kötü olurdu. Halkımız hiçbir zaman PKK terör örgütüne destek vermemiştir. Teröristler 3 bin 200 çocuğu kaçırdı. Köyleri koruyamadık. O çocukların hepsi terörist oldu. Yapan o 300 kişilik lider kadro. Demokratik Toplum Partisi ve önceki parti teşkilatları. Bunların yaptıkları propagandalarla çoluk çocuk kandırıldı. Dağa çıkarıldı. Biz dağdaki teröristi öldürdük. Ama Demokratik Toplum Partisi’ne hiç hesap sormadık. Bugün de sormuyoruz. Neden? İzlenen siyasetten.
KİMİN ELİ KANLI, KİMİN ELİ KANSIZ?
Bugün karşımıza ne diye çıkacaklar? “Akan kanlar dursun. Kardeşlik, barış. PKK silah bıraksın”. Zaten bırakacak. Peki neden Amerika bize Irak’ın kuzeyini bombalatıyor? Direnen PKK’lılar için. PKK’nın o 30 yıldır ölmeyen lider kadrosu, “30 yıldır o kadar insan öldürdüm” diyor. Sözde büyük Kürdistan yönetiminde kendileri lider olmak için. Şimdi, onlar diyor ki, “Bizi bir kenara atıyorsunuz. Barzani’yi lider yapıyorsun” kabul etmiyor. Kabul etmediği için verilen koordinatları bombalıyoruz. Neden? Dirençlerini kırmak için. Genel Kurmay Başkanlığı internet sitesinde ne diyor? “Yapılan hava harekatında kaçan teröristler Barzani bölgesine kaçmıştır” siyasete bakıyorsunuz. Ses yok. Yani Barzani bölgesine girerse terörist olmuyor mu? Yine terörist. O zaman PKK’ya verilen mesaj ne? Dağdaysan terörist, Barzani’de isen Peşmergesin. Şu an Barzani’nin elinde yaklaşık 5 bin kişilik, PKK gücü var. Siyasetten ses yok. Peki Barzani’den 2 bin PKK’lıyı bize teslim edeceklermiş. Eli kana bulanmamış olanları serbest bırakacaklarmış. Kimin eli kanlı kimin eli kansız biliniyor mu?
FAİLİ MEÇHUL ŞEHİTLERİMİZ VAR
Şimdi asit kuyuları diyerek doğudaki yerleri kazıyorlar. Faili meçhul cinayetleri çözeceklermiş. Ben açık açık söylüyorum. Bugün Türkiye’de 14 bin tane faili meçhul cinayet var. Kim onlar? Askerlerimiz. Şehitlerimiz. Şehitlerimizin katillerinin kim olduğunu biliyor muyuz? Karakol bastılar. Askerleri şehit edip kaçıp gittiler. Kim vurdu askerlerimizi PKK’lılar. Hangi PKK’lılar. Adı ne bunların? Bilmiyoruz. Şimdi o beş bin teröristi bize verecekler. Habur’dan alalım mahkemeye çıkaralım. Ne diyecek mahkemede, “Ben örgütte yemek yaptım. Bulaşık yıkadım. Kimseyi öldürmedim” ne yapacağız? Serbest bırakacağız. Serbest bıraktın. Bunlar işsiz. İşleri adam öldürmek. Zaten Türkiye’de işsizlik sorunu var. Nasıl iş bulacaksın bunlara? Nereye gidecek bunlar? DTP’ye. DTP’ye bize iş verin diyecek. Onlar da verecek. O zaman biz katil ordusunu Irak’tan alıp DTP’nin emrine silahsız güç olarak veriyoruz. Yarın Nevruz olacak. O gücü kime karşı kullanacaklar? Bize karşı.
PKK’NIN İSTEKLERİ YERİNE GELİYOR
Türkiye’yi parçalama projesi içerisinde iki isim çıkıyor karşımıza. Biri Barzani, biri de İmralı’da yatan hain. Peki silahlı eylem bitti bu iş silahla yapılacak denildiği zaman ne ortaya çıkacak? Yarın bir tane Barzani yönetiminde bir siyasi parti çıkacak. Onun yönetimi Barzani’de olacak. Bu DTP kalkacak ortadan bir DTP daha çıkacak. Onun yönetimi de İmralı’da yatan hainin elinde olacak. Onların ikisi birleşecek. Ondan sonra halkı sokağa dökecek. Neden halkı sokağa dökecek? Çünkü, teröristi terörist yapan, o feodal yapı, işsizlik, açlık, ortadan kaldırılmadığı için aynı sorunlar temelinde siyaset yapıp halkı sokağa dökecekler. Sonrasında ne? Anayasa değişikliği diyorlar. Anayasa değişikliğine ne koyacaklar? Kürtçe dil eğitimi. Yerel yönetimlere özerklik düzeyinde yetki. Kürtçe ikinci bir dil yazışma. Korucu teşkilatının kaldırılması. Sizlerin vicdanlarınıza sesleniyorum. Evlatlarımız şehit oldu. Vatandaşlarımızı kurşuna dizdiler. Şimdi, İmralı’da yatan haini çıkıp Başbakan yapsak, ne yapar? Zaten daha önce bunları açıkladı. “Türkçe ikinci dil olsun. Yerel yönetimlere özerklik verilsin. Korucu teşkilatı kaldırılsın. Kürtçe televizyonlar ve sinema salonları kurulsun” ne farkı kaldı? O zaman evlatlarımız neden şehit oldu? Götürdükleri siyaset bu. Bu siyaset siyaset değil. Bunları yaparlarsa, bunlar zaten PKK’nın istekleri. Büyük Kürdistan projesinin temeli bu. Siz bu temeli atarsanız, kime hizmet etmiş olursunuz? Siz kime hizmet ediyorsunuz?
TOPRAÐIMIZA, BAYRAÐIMIZA, İNSANIMIZA SAHİP ÇIKALIM
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, diyor ki, Kalkınmak için, illa Avrupa’dan nasihat almana gerek yok. Onların nasihati ile diyor, tarihte yükselen bir millet var mı? Diyor. Yok. Biz kendi gücümüzü kendimizde arayacağız. Başkalarında değil. Gece uyurken bile zorluk çekiyorum. Çocuklarımıza nasıl bir gelecek bırakacağız. Bizim nesil her şeyi biliyor. 1970-1980 oyunlarını, terörle mücadeleyi, araziyi biliyor. Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu biliyor. Bu vatanı kuranların Türk milleti olduğunu biliyor bu nesil. Bu nesil evlatlarına sahip çıkmazsa, yabancıların üzerimizde oynadıkları tarihsiz, kimliksiz ve kişiliksiz bir toplum haline dönüştürürlerse, o zaman mezarımızda bile inanın rahat uyuyamayız. Biz bu toprakları parayla satın almadık. Sadece Çanakkale’de 250 bin şehit var. Bu toprakları bize emanet eden. Milyonlarca Anadolu evladı bu topraklarda şehit olmuş yatıyor. Ne için, bizlere vatan olsun diye. Dünyanın en güzel topraklarında yaşıyoruz. Bizi bölmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Bizi tankla tüfekle yıkamazlar. Ancak, birbirimize düşürürlerse yıkarlar. İşte onun için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunu asla kabul etmememiz gerekiyor. Toprağımıza, bayrağımıza, insanımıza sahip çıkalım”
Saffet YENİGÜN
Haber Yayınlanma Tarihi 02-03-2009
http://www.kemergozc....y&haberid=5756