0
bencelerle gidecek bi yazı okuyacaksınız.yoksa yaşlanıp,ölüp,bi daha başka bi bedende dünyaya gelşmişliğim falan yok.istemişliğim var da gelmişliğim yok..
yaşlanmak.ömürden yaş almak..girdiğiniz yaşı belirten onlar basamağının yanına her yıl -bir- katmak...suratınızda beliren kırışıklık..tecrübelerle edinilmiş buruşukluk..her yeni yeşeren günle bedeninizi bi daha eskitmek..son sözlerinizi daha sık düşünür olmak...anımsamaya çalışmak sık sık..öleceğiniz anda,hangi şartlarda ne hissedeceğinizi ve son kalp atışınızın verdiği kuvvetle muhtemel,nasıl bi sevgi gösterisiyle,hayata,olana bitene veda edeceğinizi düşünmeye başlamak..yaşamın anlamını daha bi sık düşünür olmak..ve aynı hayatın ne denli uzakta olduğunu bildikçe bıraktığı anlamdan o oranda içinin burkulması insanın..düğüm atılan sözler yaşlılık..gönlün ağırlığını her geçen an hallice hissetmek..gücün sonsuz olmadığını yavaşdan idrak ederken imkansızı anlamak..birinin üzerinde oturduğunuz kanepeyi alıp onun yerine sandalye koyması ve gitgide daha da kötü olanıyla değiştirmesi..geçmişe dönülüp bakıldığında yaşanılan senelerle elde edilenlerin paralel olduğunu görmeyi istemek..histeri krizinden korkmak..yaşlanmak...doğduğunuz günün,sene devirlerinin epeycenaz birikmiş hali..
insanların,bahar geldiğinde coşmalarına rağmen -aman da aman yaz gelmiş hadi alemlere akalım- paniğine kapılmalarına rağmen,eğer siz gittikçe eve kapanıyor,bilmem kaç buçuk metre kare odanızın sınırlarını aşmadan bi hayat idame ettirmeye başlıyorsanız,sanırım size bişeyler oluyor..güzel, yaşlanıyorsunuz..
kabullenemiyorsunuz bunu anlıyorum..o halde pekala bi sürü hobi edinebilirsiniz..ani bi kararla arkadaş ortamınızı değiştirebilirsiniz,patenlere,kaykaylara,pamuk şekerlere ne bileyim yeni trend ne varsa ayak uydurmaya çalışabilirsiniz,aşk peşinde koşabilirsiniz mesela,ruhunuzu bi süre daha oyalayabilirsiniz bu şekilde,özgürsünüz..ama,yaşanmakta olanın,yaşanılanların,yaşanacakların hep aynı tonda olması aynı hisleri uyandırmasıyla,üzerinize hayatınızın nemi yapışacak ve galiba yaşlanıyorum-larla- kendinize gelmeye başlayacaksınız hafifden bi müddet sonra..
ben mesela,çocukken şu ankinden başka olarak anımsadığım iki şey var..ilki,kimsenin kaç yaşında olduğunu tahmin edememek..misal,40 larında bi adam,20 sinde genç ve güzel bi kadın vs. diyememek gibi..ikincisi ise asla yorulmamak..yeni yeni anlıyorum da,insanın bi başkasının yaşını tahmin edebilmesi için o bahsi geçen yaşlara yaşadığı kadar yıldan daha yakın olması gerekiyomuş.. mesela yaşlılar daha duygusal değilmiş,yalnızca ceplerinde özlenecek çok daha insan ve anı birikiyomuş...bi başka insanın değerini hakkatten anlayabilmek için yaşlanmak,yorgunluk nedir anlayabilmek içinde yorulması gerekiyomuş..insan ömürden yedikce,bazı şeyleri değiştirebilecek gücü kendinde bulamıyormuş..yaşlanıyormuş...her bi yılı bi öncekine yaslana yaslana seneler ilerleyip birikiyormuş..ömür listeniz hemen önünüzde duruyormuş ve kabarıkmış ve az bi hamle ile son butona basıyormuşsunuz panikleyerek.alarm.akabinde çekiyormuşsunuz butondan parmağınızı,kaderle kaplanıyormuş içiniz.. yavrunuz büyüyomuş gözünüzün önünde..ona dair hayallere dalıyormuşsunuz.. güzel anlardır bunlar. çocuğunuz büyür, bitirir okulunu, en hayırlı bir kısmetle baş göz olsa dersiniz bill gates'in dediği gibi.sonra torunlarınızı görmek istersiniz, bi değil, en az üç beş tane.sonra sonra farkedersiniz bu hayalde ki yerinizi, siz nerdesiniz? tüm bu hayalleriniz gerçekleşecek pek yakın bi zamanda ama siz neredesiniz?
kalem elinizde,sigara diğerinde..yak bi sigara daha...sonra bi daha... bi daha..öyle ya,seyredemediğiniz yığınla film,okuyamadığınız düzinelerce kitap var..gidemediğiniz yerler,yıllardır aramadığınız ahbablarınız var..kalp kırıklarınız var sonra..kapatılmamış hesaplar.yarım kalanlar.. yamalar..zaman geçiyo artık ve süre de kısalıyo... ha gayret derken tam da o esna,,keyfini alıp tadını çıkarabilirseniz çok cici bi durum oluyo .. dedik ya zamanla yaşlanıyorsunuz ve çocuklarınız oluyor ve biraz daha yaşlanıyorsunuz, torunlarınız oluyor..sonra bi durup bakıyorsunuz gerçekten yaşlanmışsınız..torun torbalarınız size nine, büyükanne, anane, babaanne derken siz onlara annelerinden gizli dondurma alıyosunuz..unutuyosunuz dürülmemiş hesaplarınızı, yettiremediğiniz yapacaklarınızı...eh biraz da deli doluysanız daha bi acayip oluyosunuz..
yani diyorum ki,hayat,bedeninizin posasını yavaş yavaş çıkartırken,ne gerekiyosa ertelemeden yaşayın ve çok da korkmayın..çünkü her zaman yaşlanmak,ölmekden daha iyi bişeydir..
