film 25. saat
baba oğlunu cezaevine arabasıyla götürken birden
baba : istersen burdan sola dönebilirim
oğul : sola nereye
baba: george washingon köprüsünden batıya yaralarına baktırır yola devam ederiz küçük bir kasaba buluruz yolda chicago ya uğrar .. maçına gideriz çocukluğundan beri ... sahasını görmek istersin
oğul : babaaa
baba : eğer istiyorsan dedim eğer istediğin buysa yaparım oğlum
oğul : hayır barını alırlar
baba : barım kahrolası bar onu istediğ kadar alabilirler sence o bar senden tek çocuğumdan daha mı değerli sanıyorsun sen yeterki iste gideriz kaçarız
oğul : beni bulurlar eninde sonunda bulurlar
baba : insaları nasıl bukuyorlar biliyormusun ? evlerine döndüklerinde kaçan insanlar şu ya da bu şekilde evlerine döner ve yakalanır kaçacaksan bir daha dönmeyeceksin. evine asla dönmeyceksin
gideceğiz sürekli gideceğiz tanrının bile unuttuğu yerlere yolun bizi götürdüğü yerlere hiç philedelphia dan batıya gitmedin değil mi çok güzel yerlerdir monty çok güzel topraklar farklı bir dünya gibidir dağlar tepeler sığırlar çiftlikler bembeyeaz kiliseler
bir keresinden annenle batıya gitmiştik sen daha doğmamıştın brooklyn den passific e 3 günde gitmiştik ancak benzin sandiviç ve kahveye yetecek paramız vardı ama başardık her erkek kadın ve çocuk ölmeden önce çölü bir kez görmelidir kilometrelerce çevrende hiç bişey olmaz sadece kum kayalar kaktüsler ve de masmavi gökyüzü tek bir canlı göremezsin sirenler çalmaz araba alarmları da. kimse sana korna çalmaz sokaklara işiyen küfreden insanlar yoktur çölde sessizlik vardır çölde huzur vardır çölde tanrı vardır.
batıya gideriz küçük güzel bir kasaba buluncaya kadar batıya gideriz çöldeki kasabalar o kasabalar neden çöldedir biliyormusun ?
insanlar başka bir yerlerden uzaklaşmak istediği için. çöl yeni bir başlangıçtır bir bar bulur ve içki ısmarlarız iki yıldır hiç içki içmedim ama seninle bir tek atarım oğlum oğlumla son bir viski içerim içkinin keyfini çıkarırsın arpasının tadını çıkararak içersin sonra da giderim.
bana hiç yazmamanı söylerim hiç ziyaret gelmemeni. bu hayatta olmasa da günün birinde annen ve seninle cennette bir araya geleceğimize inanmanı söylerim.
bir yerde bir iş bulursun nakit ücret ödeyen bir iş soru sormayan patronun olur kendine yeni bir hayat kurar ve asla dönmezsin
monty insanlar seni seviyor bu bir armağandır gittiğin her yerde arkadaş edinebilirsin çok ama çok çalışırsın başını öne eğer dikkat çekmez çeneni kapalı tutarsın çölde kendine yeni bir yaşam yeni bir dünya kurarsın
sen bir new york lusun bu asla değişmeyecek new york senin kanında var artık hayatının kalanını batrıda geçirebilirsin ama sen yine de new york lusun arkadaşlarını köpeğini özleyeceksin ama sen güçlüsündür sende annenin metaneti var çünkü sen de onun gibi güçlüsün.
doğru insanları bulur ve yeni belgeler hazırlatırsın bir sürücü ehliyeti.
eski hayatını unutacaksın çünkü dönemesin arayamazsın yazamazsın vgeçmişi unutmalısın kendine yeni bir yaşam kurmalı ve onu yaşamalısın beni anladın mı
belkide belki bu biraz tehlikeli ama bir kaç yıl sonra naturel (sevgilisi) i yanına çağırabilirsin
bir aile kurar ve kendi çocuklarını yetiştirirsin duyuyormusun onlara iyi bir hayat sağlar ihtiyaçları olan sevgiyi verirsin bir oğlun olur belki de ismini james koyarsın güzel güçlü bir isimdir hatta belki bir gün bundan yıllar sonra ben ölüp biricik annenin yanına gittikten çok sonra aileni karşına alır ve onlara bütün gerçeği anlatırsın kim olduğunu ve nerden geldiğini olşan biten herşeyi anlatırsın sonra onlara ne kadar şanslı olduklarını biliyorlar mı diye sorarsın
NERDEYSE HİÇ GERÇEKLEŞMEYECEKTİ BU YAŞAM NERDEYSE HİÇ GERÇEKLEŞMEYECEKTİ...
çok uğraştım yazmak için ama değdi
Edited by Hammurabi, 11.02.2009 - 18:40.