bu konuya 14 yanıt verildi

[srtc06]

EMEKLİ Albay Erdal Sarızeybek, TBMM eski Başkanı Bülent Arınç'ı eleştirirken, "Bir milletin vekili çıkacak, kendi milletinin ordusunu aşağılamaya kalkacak, bu haddini bilmemektir. Arınç, Türk tarihini bilmiyor" dedi.

Karabük'teki bir alışveriş merkezinde bulunan kitapevinde imza gününe katılan Erdal Sarızeybek, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Sarızeybek, AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç'ın, `Ergenekon soruşturması' kapsamında gözaltına alınan emekli generallar ve İstiklal Marşı ile ilgili sözlerinin hatırlatılması üzerine, "Bir milletin vekili çıkacak, kendi milletinin ordusunu aşağılamaya kalkacak, bu haddini bilmemektir. Bu Arınç, Türk tarihini bilmiyor. Bu İstiklal Savaşı'nın, Türk tarihindeki önemini de bilmiyor. Bilse, bu sözleri söylemezdi. Bu kişi bundan 2 sene önce Nisan ayında `O albaya söyleyeceklerim var' demişti. Biz de kendine sürekli çağrı yaparak, `Bu albay burada. Ne söyleyeceksen söyle' demiştik. Daha hala bir şey söylediği yok. Biz Türk Milleti olarak Arınç'tan, Manisa'daki anasının evinde ne tür faaliyetler oluyordu onu açıklamasını istiyoruz. Önce bunu açıklasın, ondan sonra konuşsun" diye konuştu.

Emekli Aybay Erdal Sarızeybek, `Ergenekon'un, Türk milletinin tarihi destanının adı olduğunu, bu kutsal adın bir suç soruşturmasına isim olarak verilmesini doğru bulmadığını söyledi. Sarızeybek, şöyle devam etti:

"30 yıldır Türkiye'de, Türk Milleti'ne acı çektiren bir terör örgütü var. Onun adı da PKK'dır. Bugün Türkiye'yi yönetenler, İstanbul'daki soruşturmaya terör adına destek veriyorlarsa eğer, bize çıkıp açıklama yapsınlar. PKK terör örgüt elemanları, Irak'ta, Avrupa'da cirit atıyor. Bunu da hükümet sözcüsü söylüyor. Terör adına İstanbul'daki soruşturmaya destek verenler, önce cirit atan teröristlerin ayaklarını kırsınlar. O zaman bilelim ki onlar terör ile mücadele ediyorlar. Şu ana kadar terör örgütü diye bir şey gözükmedi. `Terör örgütü' dediler bir çok insanı gözaltına aldılar. Türkiye kendi enerjisini boşa harcamamalı, enerjisini iç ve dış sorunları halletmede harcamalı."

ABD Başkanı Obama'nın, yakında Türkiye'ye yapacağı ziyareti de değerlendiren Sarızeybek, kendisini `aydın' diye tanıtan kişilerin bu ziyaret nedeniyle zafer naraları attığını söyledi. Sarızeybek, "Obama geliyorsa bir derdi var. Onun için geliyor" derken, şöyle konuştu:

"Bu derdi de, Irak'taki birlikleri Türkiye üzerinden güvenli bir şekilde çekebilmektir. Çünkü dönüş askeri birliklerinin en zayıf anıdır. ABD, Irak'ta 1.5 milyon insanın ölümüne sebep olmuştur. Irak'ı parçalayarak bir Kürt devleti kurdu. Obama'nın bu ziyareti Barzani'nin, Irak'ın kuzeyinde kurduğu Kürt devletinin tanınmasını sağlamak. Bundan kimse bahsetmiyor. Obama, güya terör adına geliyor. `PKK'nın silah bırakmasını sağlayacak. Bu konuda girişimlerde bulunacak' gibi savsatalarla uğraşıyor. Türkiye'nin terörle mücadele etmek için ne ABD'ye, ne de Barzani'ye ihtiyacı yoktur. Türkiye'yi yönetenler eğer ABD ile ilişkilerini geliştirmek istiyorsa 2003 yılında Mehmetçiğin başına geçirilen çuvalın hesabı sorulmalı. Sorulmadan hiçbir ilişkiye girilmemelidir."

Ali Faik ATAY/ KARABÜK, (DHA)

http://haber.gazetev....?Newsid=228226

[Can Ka No Rey]

Ya Arınç neyi biliyor ki ?

Geçen gün de ''Her yerde İstiklal Marşı okumayla milli duygular artmaz'' diyordu.

Peki nasıl artıyormuş milli duygular ? Söylesin de bilelim bari ona göre hareket ederiz.

Mesela, Mete Han, Atatürk ve Tayyip Erdoğan'ın resimlerinin yan yana yer aldığı ''3 Türk büyüğü'' yazan pankart açsak artar mıymış milli duygularımız ?

Söylesin de bilelim yani...

[dokuzharf]

Vara yoğa İstiklal Marşı çalınmaz!

Başka biri söyleseydi haklı bulunacaktı da, Bülent Arınç söylediği için gene nefret kazanacak... Fakat hiç olmazsa bu konuda haklıdır.
İstiklal Marşı, milli bayramlarda, resmi törenlerde, milli maçlarda çalınır. Hacettepe-Kocaeli maçında, Denizli-Kayseri maçında çalınmaz. Sıradanlaştırılmaz. Ucuzlatılmaz.
Bu uygulama, 12 Eylül cuntası döneminde başlatılmıştır... Başka bir ülkede böyle bir uygulama yoktur.
Şimdi de, İstiklal Marşı, "bir an önce bitse de maça başlasak" havasında dinlenmektedir. Angarya olmuştur. "Geçiştirilmesi gereken kaçınılmaz bir formalite" durumuna düşürülmüştür. İnsanlar İstiklal Marşı'mızdan "sıkılmaya" başlamışlardır. Buna kimsenin hakkı yoktur!
Üstelik lig takımları milli takımlar olmadıklarından, bu takımlarda oynayan yabancı futbolcular da marş süresince aval aval sağa sola bakınmaktadırlar...
Halkımız milli marşımızı doğru dürüst söyleyemediğinden (hem halkta "kulak" ve ses yoktur hem de marşın "prozodisi" bozuktur), marş dış destekle yayınlanmakta, yalnızca müziği çalınmakla kalmamakta, bir de koro tarafından söylenmektedir, seyirciye "ayar verilmektedir", yani sonuçta bu iş de halka bırakılmamaktadır, ne olur ne olmaz...
Bu uygulamaya son vermeye de hiçbir babayiğidin cesareti yoktur! Bürokratlar, bürokrasinden korkuyorlar!
Milli marş özel toplantılarda da çalınmaktadır ve ayağa düşürülmektedir... Huzurevinde bile yaşlı ve yorgun insanlara zorla söyletilmektedir.
Biz de yatılı okulda her pazartesi bayrak töreni yapar, marş söyler, her cumartesi çıkmadan önce de bayrak töreni yapar, marş söylerdik...
Pazartesi sabahı aklımız o günkü fizik yazılısında ya da kimya sözlüsünde, cumartesi günü de elbette "Beyoğlu sinemalarında" olurdu... Tören, bir an önce bitmesi istenen, gereksiz bir abukluktu bizim gözümüzde. Külfetti.
Askeri okulda değil, sivil okulda okuyorduk. Ama devleti yöneten bürokratlar, bizim asker gibi yetişmemizi istemişlerdi...
1960/1961 ders yılı boyunca her sabah "Plevne Marşı'nı" da zorla söylettiler bize... Marşın o dağdağalı nisan ve mayıs aylarında CHP militanı ağabeylerimiz ve ablalarımız tarafından "tornistan" edilmiş şeklini tabii... Olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu? Körolası diktatörler, bu dünya size kalır mı?
Bacak kadar çocuklar, DP-CHP kavgasında taraf tutmaya zorlanıyorlardı.
Biz de ne yaptık? İçimizden, marşın "halk arasında" geçerli gırgır şeklini söyler olduk: Osman Paşa sıçtı taşa, taş yarıldı baştan başa!
Hiç de "bilinçlenmiş" sayılmazdık yani, 27 Mayıs cuntasının özlemleri doğrultusunda...
Bu tür zorla marş söyletme geleneği, totaliter ülkelerde vardı.
Almanya'da "Horst Wessel Lied", İtalya'da "Giovinezza" marşı gibi...
Çocuklara ve gençlere de marşlar eşliğinde spor gösterileri yaptırıyorlardı... Kızların elinde çember, oğlanların elinde sopa (simgelere bak simgelere!)... Bu, "militarist" eğitimdi... Bu alanda Bulgaristan o kadar ileri gitmişti ki, bizim 19 Mayıs gösterilerini düzenlemek için Bulgar uzman bile çağırdık!
Faşizm ve komünizm, yani "totalitarizm" öldü ve tarihe gömüldü. Ruhu burada niçin yaşıyor?
Aman aman, neme lazım, şimdi öküzün biri çıkar, "totaliter militarizm" eleştirisini "cumhuriyet düşmanlığı" şeklinde anlar, işin yoksa uğraş dur...


Sabah Gazetesi Yazarı Engin Ardıç'ın bugünkü köşe yazısıdır.

[kılıç]

Sayın Sarızeybek de yakında siyasete atılırsa şaşmamak lazım...

[antiqa]

Erdan Sarızeybek çarpıtmış ama.
Bülent Arınç ne demişti konuşmasında bir ses kaydından bahsetmişti.
hani 28 şubat döneminde hükümete nasıl baskı yaptığından filan.
Darbecilerden bahsetmişti yani.

Bu da ayrı bi propaganda.
Darbecilere yapılan eleştiriyi sanki orduya hakaret gibi göster bak keyfine. (Tanıdık geldi bu laf ama )

Bu mesaj AnTiQa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.03.2009 - 21:21

[Can Ka No Rey]

Ne darbesi ya ? Kim darbe yapmış ?

Hem yapsa bile hırsızın hiç mi suçu yok ?

Atatürk'e, devlete, rejime sövüyorlar diye madalya mı takacaklardı ? Ne çabuk unuttular Gül'ün, Erbakan'ın, Erdoğan'ın konuşmalarını ?

Yıllardır rejime ve Atatürk'e küfrettiler, şimdi utanmadan Atatürk'ün getirdiği rejimin nimetlerinden yararlanıyorlar. İnsanda biraz utanma arlanma olur. Hadi bunlar da o yüz yok, peki şakşakçılarında da mı yok ?

İnsan ziyanlıkları.

[atlantisli]

Bir erdal sarızeybek komedyası

[Can Ka No Rey]

Yakında bunu da alırlar Ergenekoncu diye. Çok konuşuyor.

[antiqa]

hem ne darbesi diyon hem de hırsızın suçu yok mu diyon.
Gerçi ben bir şey de dememiştim.
Ben de hükümete baskı yaptılar Bülent Arınç da onu söyledi dedimdi.
Hem 28 şubata darbe diyen ilk kişi ben değilim ki.
Kendileri uydurdu post modern darbe, demokrasiye balans ayarı laflarını.
Bülent Arınç’ın bahsettiği kasette “mesut yılmaz’a altın tepside başbakanlık” verdiğini söylüor.
Bu mudur senin rejimi ve Atatürk’e küfretmeyen adamların… Altın tepside mesut Yılmaz’a başbakanlık veren adamlar..
Ne oldu peki Mesut Yılmaz’a altın tepside iktidar verildi de.

o dönemden sonra hortumlanan bankalardan sana para mı verildi ki hala o adamları halk önderi gibi savunuyorsun laf söyletmiyorsun. 28 şubat’ın generalleri Cavit çağlar’ın, korkmaz Yiğit’in, Dinç Bilgin’in batan bankalarına danışman oldular yönetim kurulu üyesi oldular da hani.
İyi para var demek ki darbede
Hala savunuyorlar. Hala o günleri bize yaşatanlara yapılan eleştiriyi Atatürk’e ve rejime küfür edilmiş gibi gösteriyorlar…

28 şubatta hiç bi şey olmadıysa bile o dönemler yüzünden (ya da sayesinde ) tayyip başbakan oldu bi türlü de gitmiyo daha ne olacak işte...

[pac]

arınç ın muhatabı olamaz ki bu. bence televoleci


inşallah arınç muhatap alıpta yanıt vermez

[dokuzharf]

Sayın Sarızeybek de yakında siyasete atılırsa şaşmamak lazım...

Şimdiden hazırlanıyor zaten siyasete.
Milletvekili seçimlerinde onun adını görürsem şaşırmam.

[Can Ka No Rey]

hem ne darbesi diyon hem de hırsızın suçu yok mu diyon.
Gerçi ben bir şey de dememiştim.
Ben de hükümete baskı yaptılar Bülent Arınç da onu söyledi dedimdi.
Hem 28 şubata darbe diyen ilk kişi ben değilim ki.
Kendileri uydurdu post modern darbe, demokrasiye balans ayarı laflarını.
Bülent Arınç’ın bahsettiği kasette “mesut yılmaz’a altın tepside başbakanlık” verdiğini söylüor.
Bu mudur senin rejimi ve Atatürk’e küfretmeyen adamların… Altın tepside mesut Yılmaz’a başbakanlık veren adamlar..
Ne oldu peki Mesut Yılmaz’a altın tepside iktidar verildi de.

o dönemden sonra hortumlanan bankalardan sana para mı verildi ki hala o adamları halk önderi gibi savunuyorsun laf söyletmiyorsun. 28 şubat’ın generalleri Cavit çağlar’ın, korkmaz Yiğit’in, Dinç Bilgin’in batan bankalarına danışman oldular yönetim kurulu üyesi oldular da hani.
İyi para var demek ki darbede
Hala savunuyorlar. Hala o günleri bize yaşatanlara yapılan eleştiriyi Atatürk’e ve rejime küfür edilmiş gibi gösteriyorlar…

28 şubatta hiç bi şey olmadıysa bile o dönemler yüzünden (ya da sayesinde ) tayyip başbakan oldu bi türlü de gitmiyo daha ne olacak işte...

Ya dostum ben sana bir şey demiyorum. Çünkü senin görüşlerin kendi içerisinde tutarlı, doğru da söylüyorsun. Benim kızdığım nokta(gerçi neden kızıyorum bunu da anlamıyorum) bu adamların sanki hiç bir suçu günahı yokmuş gibi davranıp, bir darbe algısı oluşturarak halkı orduya karşı kışkırtmalarıdır. He diyeceksin ki, ''Ordu çok mu masum ?'' Tabii ki değil. Fakat bunlar orduya karşı öyle bir cephe almışlar ki, sanki ordu Türk ordusu değil de Yunan ordusu. Orduya saldırarak kendilerini aklamaya çalışıyorlar. Bu karşıtlık da toplumdaki gerilimi arttırıyor.

arınç ın muhatabı olamaz ki bu. bence televoleci
inşallah arınç muhatap alıpta yanıt vermez

Senin Başbakanın o ''televoleci'' kadar hizmet etmiş midir ülkeye ?

Senin o televoleci dediğin adam, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde bölücü terör örgütü pkk'ya karşı savaşmış, yanında silah arkadaşlarını Şehit vermiş bir Türk subayıdır. O yüzden haddim olmadan seni saygılı olmaya davet ediyorum.

[pac]

orda saygısızlık mı var bilader

arınç ta yüce mecliste başkanlık yapmıştırki bilirsin protokolde 2 numaradır..


ayrıca hatırlatimki her topluımsal olay televolecilerini yaratmıştır.

depremde olsun ilahiyatta olsun

hem bu hakartet değilki bu bir deyim arkadaşım

[Can Ka No Rey]

Tamam bilader, ben yanlış anlamışım.

[kılıç]

İnsanların siyasete atılmalarında,alt yapı oluşturabilmek için yaptıkları şeylerin başında gündemdeki siyasetçilere sert eleştiriler var...Tabi ki bu olabilir,siyasetçi eleştiriler de açık olmalı;Beni üzen taraf bu kimselerin siyasete atıldıktan sonra oy için gerektiğinde kınadıkları insanların durumuma düşmekden çekinmemeleri...Bu yazdıklarım şu anda siyasetin içinde ki ve atılmayı düşünen bütün siyasetçilerle ilgili.Aslında birbirlerinden hiç bir farkları olmayan siyasiler için biz buralarda kendimizi paralıyoruz...