Üzerine kitaplar yazılmış, etüdlerde bulunulmuş, nerdeyse bilimsel açılardan ele alınmış, dünyanın en estetik ve görsel şölenlerinden biri olan tango ile ilgili olarak müzik, dans, tıp, bilim ve sanat uzmanları ile uzman olmayan ancak sanat ve estetikten keyif alan adsız kişilerin görüş ve yorumlarını yorumsuz ve görüşsüz olarak sunuyorum...
Sunuşum elbetteki 'zinacı'lara değil...Anlayana !
* Klasik tanımlama:
"Tango, Buenos Aires, Arjantin ve Montevideo, Uruguay kökenli bir dans ve müzik türüdür. Dansla beraber gelişen müzik tarzı da aynı adla anılmaktadır. (Kökeni konusunda bugün Arjantinliler ile Uruguaylılar arasında hala bir tartışma sürmektedir.)
İlk yılların tangosu "tango criollo" veya "basit tango" olarak bilinmekle beraber, günümüzde Amerikan ve uluslararasi tango stilleri, Fin tangosu, Çin tangosu gibi çeşitli türler gelişmiştir. Ancak orijinal tango, doğduğu toprakların adıyla, "Arjantin tangosu" olarak anılmaktadır. Tangonun dramatik duygusu, dans sırasında cok zengin doğaçlama fırsatları yaratması, dansın özünde aşk ve melankoli tutkusunun yatmasından ileri gelmektedir.
İlk oluşmaya ve yapılmaya başlandığı zamanlarda cinsel temalara yer verildiği düşüncesiyle yasaklanmıştır.
Tango müziğinin temel çalgısı Alman icadı olan fakat ismini Arjantin Tango'su ile duyuran akordeonun akrabası bandoneon'dur.
Tarihçesi:
Tango sözcüğünün dilbiliminde kesin bir kökeni yoktur. Afrika dillerinde kullanılan bir yer adından veya Latince'deki tangere (dokunmak) fiilinden türemiş olma olasılığı büyüktür. Tango kelimesi aynı zamanda Latin Amerika'da çok geniş bir siyahi topluluk tarafından kullanılmaya başlandı.Önsevişmedir, arjantin pavyon ve genelevlerinden dünyaya yayılmıştır. Pavyonlarda erkekler ve konsomatris çiftleri olarak yapilmiş, dansi erkeğin yönlendirmesi bu yüzdendir. Önceleri pekçok dans çeşidinden biri olan tango, kısa sürede halk arasında çok popüler bir hale geldi. Tiyatrolar ve laternalar sayesinde varoşlardan yüzbinlerce Avrupalı göçmenin yaşadığı fakir işçi sınıfı mahallelerine hızla yayıldı. Kısa sürede sokaklar, barlar ve üst tabakanın buluştuğu mekanlarda tango dansı görülmeye başlandı. 20.yy.in ilk yıllarında, Buenos Aires'ten dansçılar ve orkestralar Avrupaya yolculuklara başladılar.
Avrupanın ilk tango çılgınlığı Paris'te başladı ve bunu Londra, Berlin ve diğer başkentler takip etti. 1913'lerin sonralına doğru, bu dans New York'u ve Finlandiya'yı da etkisi altına aldı. Türkiye'de de Cumhuriyetin ilanı ile oluşan çok sesli müzik gelişimi ile, Tango sevilmiş ve yayılmıştır. Necip Celal, Fehmi Ege ve Necdet Koyutürk pek çok tango besteleyerek Tango'nun Türkiye'de sevilmesi ve yayılmasını sağlamışlardır. Tangonun bu ithal versiyonları daha az vücut teması esasına dayalıydı (Ballroom Tango) ama bununla beraber pek çokları için hala şok edici idi." (tr.wikipedia.org)
* Saptama, görüş ve yorumlar:
- "Tango, dört ayrı fakat birbiriyle ilişkili sanat olan müzik, dans, şiirsel şarkı ve yorumdan oluşur. Buenos Aires'de bir asırdan fazla bir zamandır yaklaşık sekiz kuşak boyunca devam edegelen sanatçıların eseri olarak tango, tanınmış evlerin avlularında, genelevlerde, kenar mahalle barlarında oluşan karakterini ve orijinalliğini tamamen korumuştur. Bu nedenle de tango bugüne kadar, gizliliğin hoşluğunu ve çekiciliğini koruyabilmiştir. Buenos Aires'de gece hayatı bohemdir, şarabın arkadaşıdır ve tango özgürlüğe bağlılığıyla yaşamını sürdürmüştür. Canlı ve süregelen bir sanat olarak 30 binden fazla sahnede sunulmuş eserler ve 50 bini aşan plak ve bant kayıtlarındaki yorumlarla Buenos Aires'in bir ayini gibidir. Tango'yu çalan, söyleyen ve dans edenler tangonun başka bir hayatı değil, kendi yaşamlarını dile getirdiğini anlatırlar. Tango yaşanır da. Her olay yeni bir tangodur..." (Horacio Ferrer)
- "Birçok kimsenin gözünde tango, erkeğin dizginleri elinde tuttuğu bir tutku dansıdır; eşler pist boyunca birlikte süzülürken, erkek dramatik hareketlerle kıvırıp büktüğü ve döndürdüğü kadına yön verir. Oysa tango her zaman böyle yapılmadığı gibi, yeni biçimler de gelişmeye devam ediyor. Tangonun oluşum yılları olan 19. yüzyıl sonlarında, Afrika-Arjantin tango partnerleri kucak kucağa değil, daha çok ayrı dans ederlerdi. Kaldı ki kadınlar dans sırasında dizginleri partnerlerine bırakmaya her zaman razı gelmezler. Hatta bazı kadınlar yol gösterici konumun partnerler arasında sürekli el değiştirdiği bir tango biçimini uygulama noktasına vardırmışlardır işi; bu dans üslubu kimi zaman karşılıklı yol gösterme olarak anılır.
Karşılıklı yol gösterme yeni bir adımlar dizisinden çok, tango partnerleri arasındailetişimde farklı bir perspektifin benimsenmesiyle, iletişimin ön plana çıkmasıylailgilidir. Kadınların tangoda dizginleri ele alması yeni bir şey değildir, amabu uygulama çoğu kez sessizce geçiştirilir. Karşılıklı yol göstermenin temelipartnerler arasında gelişen kişisel davranış tarzında, bedensel diyalogda yatar;böylece kadın bazen dansın hangi yönde ilerlemesi gerektiğini önerme yolunu bulur.Kadınların yol göstericiliğe katılması fikrine birçok geleneksel tango dansçısınınsıcak bakmamasına karşın, bazıları bu fikri irdelemeye ve geliştirmeye çalışıyor.
New York'ta karşılıklı yol göstericilik dersleri veren Arjantin asıllı VirginiaKelly, ?Tango hâlâ evrim içinde ve sürekli değişiyor; karşılıklı yol göstericilikdansçıların hareket alanını ve repertuarını genişleten bir şey" diyor. Bununtangoda erkeklerin ve kadınların rollerini tersine çevirmeyle, kadınların süreklidizginleri elde tutmasını sağlamayla ilgisi olmadığını, daha çok eşler arasındakidiyaloga odaklanmaya yönelik olduğunu açıklıyor. Kadın karşısındaki partnerleetkileşime girmede özgür davranır ve kabul edip etmeme kararını erkeğe bırakanbir öneride bulunur. Tıpkı bir sohbette olduğu gibi, yol gösterici konumun eldeğiştirdiği bir alışveriş söz konusudur burada. İşin pratiğine bakılırsa, tangodazamanının büyük bölümünü geriye doğru yürümekle geçiren kadının yol göstericiliğiüstlenmesini sağlayacak birçok fırsat çıkar; ama yol göstericilik alışverişisadece bir çifti daha yakın bir iletişim içine çekmekle kalmaz, yeni adımlarıve üslupları yaratma olanağının da önünü açar." (Heidi Schultz, National Geographic)
- "Endülüs ve İtalyan folklorundan izler taşıyan tango, 19. yüzyılın sonlarında Arjantin?de ortaya çıkmıştır. Kasvetli ve tutkulu görüntüsüyle diğer danslardan ayrılır. Müziği ve kökeni Latin danslarından çok farklıdır. Arjantin'de doğmuş, çok uzun süre keşfedilememiş hakettiği yeri bütün dünyanın onu farketmesiyle almıştırHer zaman kaba, hırçın bir tarzda olup, hareketli ve canlı ritminin yanısıra, son derece hüzünlü ve mutsuzdur. Büyük kentte düş kırıklığına uğrayan göçmenlerin kırılan umutları, sıkıntıları, başkaldırıları bu dansla dışa vurulmuştur. O dönemde tango, kapalı küçük çevrelerin ayıplanan ve hor görülen dansıdır.
Her ne kadar tango bugün ışıltılı dans salonlarında yapılsa da, aslen Buenos Aires'in kenar mahallelerinde ve genelevlerinde ortaya çıkmıştır. 19. yüzyılın sonunda Buenos Aires, Avrupa ve Afrika'dan gelen, bir çoğu bu yeni ülkede kendini yalnız hisseden göçmenlerle ve sürgünlerle dolmuştu. Bunlar geçici arkadaşlıklarda, içkide ve kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlayacak herhangi bir eğlencede avuntu buluyorlardı. Bu göçler sonunda aradıklarını bulamamışlar ve büyük bir ümitsizliğe düşmüşlerdir.Kendilerini bu ülkede yabancı gibi hissetmişler ve hiçbir yere ait olmama duygusundan kurtulmaya çalışmışlardır. Bu koşullar altında , bu baskı altındaki kültür yeni bir müziğin doğmasına yol açmıştır.. Sosyal baskılar nedeniyle duygularını ifade etmekten kaçınmışlar , bunun yerine kendilerini tangoyla özetlemişlerdir.
Zamanla Buenos Aires?in eğlence ve kültür merkezi olan Calle Coriente?ye ulaşan tango, önemli değişimler geçirerek bir eğlence müziği ve salon dansına dönüşmüştür. 1907?lerde tangonun yıldızı hızla yükselmiş, Arjantin?li müzisyenler tarafından önce Paris?e, oradan da tüm Avrupa?ya ve hatta Uzakdoğu?ya kadar yayılmıştır. Arjantin Tangosu gerek müzik, gerekse dans olarak her ülkede o ülkenin ulusal kimliğine bürünmüştür.
Dünyada 3 farklı şekilde yapılır (Arjantin stili, Amerikan stili ve uluslararası stil).
Bugün Arjantin?de tangonun tarihsel gelişimini araştıran bir ?Tango Akademisi? bulunmaktadır. Tangonun tarihsel sürecini beş dönemde özetlemek mümkündür.
Tango çeşitli kültürlerin karışımıdır,; Afrika vuruşları, Kızılderili ritmi ve Latin etkisi Arjantin pampalarının müziğiyle birleşti. Tango adının Afrika tamtamlarının çıkardığı 'tan-go' seslerinden, ya da Latince dokunmak anlamına gelen 'tangere' fiilinden türediği sanılmaktadır. Tango adı nereden gelmişse olursa olsun, tango müziği tango dansına da can verdi. Hayal kırıklığına uğrayan milyonlarca insan duygularını müziğe de yansıtmıştır -ki bunlar öfke, hüzün, vatan hasreti ve düşkırıklığı olmuştur.
Başlangıçta tango, kapalı ve küçük çevrelerin ayıplanan ve hor görülen müziğidir. ..aile babaları bu müziğe kuşku ile bakmakta ve bırakın dansetmeyi, sabah fabrikaya çalışmaya giden kız çocuklarının kulakları tango sözlerini ve bandeneo'nun baştan çıkarıcı ezgilerini duymamasi için pamukla tıkanmaktadır İlk tangolar Arjantin aristokrasisinin 'aşağı' bulduğu bir davranış idi. Bunu nedeni şöyle açıklanabilir: Tango, daha çok genelev dünyasında rağbet görmekteydi. Muhabbet tellalları cafishio veya cafio'lar, çoğunlukla fakir Doğu Avrupa'dan gelen sermaye kadınlar ve kaçamak yapan maceraperestlerin bu yeni ve erotik dansı rahatlıkla yapabilecekleri yer ancak batakhanelerdi... O günlerdeki tangoların adları bu gerçeği yansıtır.
Dönemin tangocu tipini temsil eden guapo veya compadre'ler özel giysiler giyen, kıskanç, kavgacı, bıçak taşıyan, sık sık da hapse giren yarı köylü, yarı şehirli kabadayılardır. Meslekleri çoğunlukla arabacılık, at bakıcılığı ve kasaplıktır. Kendi aralarında 'compadraje' adlı kurallar geçerlidir.
1912'de Arjantin'de alt sınıfa seçme hakkı verilmesi,bu sınıfın kültürel özelliklerini daha üst sınıfların tanımasına olanak sağladı.Böylece tango halk arasına karıştı. Durum bir süre sonra değişti, 'aile'nin gidebildiği açık hava eğlence gazinolarında 'edepli' tangolar yapılmaya başlandı.
Yüksek sosyeteye göre tango ,kabul edilemeyecek kadar kaba ve müstehcendi.Fakat birinci Dünya Savaşı'ndan çok kısa bir süre sonra tango Fransa'ya taşındı.Fransız sosyetesi tangoyu bağrına bastı.Fakat Avrupa'da yaygınlaşmaya başlayan tango biraz değime uğramıştı.Tangonun Fransız versiyonu orjinaline göre daha duygusal,daha melankolik ve daha az ihtiraslıdır.
Tangonun Paris'teki bu büyük başarısından sonra Arjantin'de halka açık yerlerde tango yapılmaya başlandı.1940'lar tangonun altın çağı olarak ifade edilir.Fakat 1950'lerde çeşitli nedenlerden ötürü tango tekrar yeraltına dönmeye başladı.Rock'n Roll'un yayılması ile birlikte eşli danslar popülaritesini yitirdi.1950 1980 yılları arasında Arjantin birsürü diktatör tarafından yönetildi.Dansetmek yasaklandı. Şuanda özgürlükle birlikte tango bütün ihtişamıyla birlikte geri döndü
Türkiye'nin tango ile tanışması Cumhuriyet'in kabulünden hemen sonraya rastlar.Medeni hayatta batıya yönelik yenilemelerin arasında dans da gelmektedir. Fakat Arjantin tango uzun yıllar Türk insanı tarafından benimsenmedi. Bunun en önemli nedeni dans stilinin fazla müstehcen bulunmasıydı.Avrupa'da değişime uğramış stili benimsenmeye başlandı ama yine de bay ve bayan hiçbirzaman gerektiği gibi yakın dansetmediler. Tango ve Türkiye ile ilgili asıl inanılmaz olan, Türkiye'nin dünyada tangonun ulusal bir marş gibi söylendiği tek ülke olması.Ama yine de Türkiye Avrupa Dans Federasyonuna üye olmayan tek Avrupa ülkesi.Ulusal marş gibi söylenen şarkı , ' La Cumparsita ' Türkiye'de her düğünün açılış şarkısıdır. Tango sadece bir dans değildir. Tango bir yaşam stilidir.Tango çoğu şairin şu kelimelerle belitmeye çalıştığı direkt, duyguların dışa vurumudur: ' bir kavganın, kutlamaya dönüşebilme inancı'..
Arjantin Tangosu
Son yüzyılda Arjantin' in Buenos Aires şehrinde ortaya cıkmış, halkın sosyal yaşantısını tam olarak yansıtan bir danstır. Gerçek bir yönlendirme ve yönelme dansıdır. Dramatik bir müziğe sahip olan Arjantin Tangosu keskin ayak ve bacak oyunlarına sahiptir. (ankararehberi.com)
* Derleme görüş ve yorumlar:
"- Aşkın ve tutkunun dansı,
- Fiziksel hakimiyet ve akıcılık skillerinin yüksek olmasını gerektiren dans modeli,
- Acıyı, nefreti, hüznü ve daha birçok duyguyu barındıran dünyanın en zor wve zewkli danslarından biri,
- Ten uyumunun belirleyici olduğu tek dans türü,
- Ruhu okşayıcı büyü,
- Bir kadın ve bir erkeğe en çok yakışan,en soylu dans,
- Ne kadınları etkileme arzusu, ne zevk alma dürtüsü, sadece hayat bulma isteğidir tango,
- Nezakette son noktadır...bir insanda saplantı haline gelebilecek tek dans türüdür...iki kelimelik tanımı ile "bulutların üstü"dür,
- Partnerinizle uyumunuz iyi ise, bedenlerinizle şarkı söylemektir,
- "Bir kadın ve bir erkek bedenin teması hem arzulu hem saygılı, hem benliğinden uzak hemde bakışmalardan daha dürüst olabilirmiş" dedirten dans
- Ne söylenirse söylensin tamamlanamayacak bir tutku. bir hastalık. Yaşam biçimi. Ağlayan,coşkulu,neşeli,hüzünlü bedenin birbirini kovalayan, tamamlayan,takip eden devinimi. Bir aşk. Yokluğunda acı çekmek. Bir sığınak.
- Hüzünlü yüzlerin, neşeli bedenlerin dansı,
- Mucizevi güzellikte ve olağanüstü ateşli dans,
- Hayatın en berbat döneminde dahi yaşamak için neden oluşturan müzik ve dans,
- Dinlediğiniz her şarkıda, peş peşe sigara yakma ve dumanını gözünüze kaçırma isteği uyandıran, sonra sigarayı tutan ellerinize kaydıran bakışlarınızı... parmaklarınızın, kemikli ve damarlarınızın belirgin olmasını arzulama duygusu... sonra gözleriniz... hangi rotaya çevirseniz, size inat, boşluktaki bir noktada asılı kalan bakışlarla bakan gözleriniz... belinizin daha daha ince, ayak bileğinizin daha daha zarif, memelerinizin daha daha küçük, boynunuzun daha daha uzun olmasına çılgınca gereksinim duyduğunuz anlar... tremolo sesli şarkıcıların sizi bir goucho'da kıstırdığı, iç çekişlerinizin notalara eşlik ettiği ve ayaklarınızın kırmızı dans pabuçları giydirilmiş gibi kontrolunuz dışında hareketlendiği müzik... sert ve net,
- Önsevişmedir. Bir çeşit ilan-ı aşktır. Çetin, komplike ancak bir o kadar da tutkulu ve bağımlılık yapıcı özelikleri vardır,
- Tango aslında bir müziktir. Müziği severseniz Tango yapmak cennette olmak gibidir." ((sozluk.sourtimes.org, uludagsozluk.com):
* Tango hüzündür, coşkudur, sevinçtir, aşktır...(alsancakE24)
"Özlem ve acıyla tango
Müzik, şampanya, güzel kadınlar, göz kamaştıran erkekler, bir şarkı gibi havaya yayılan parfüm, parfüm gibi zihne takılıp kalan şarkılar. Tek vücut olmuş iki bedenin birliği mi? Tam teslimiyet mi? Benim Humphrey Bogart'ım mı? Tango derslerine yazılmanın tam zamanı olduğuna karar veriyorum.
Bir, iki, üç, dört, BEŞ; kadınlar açısından tangonun temel sekiz adımını başarıylaçözmenin sırrı, ?beşinci adımda? sol ayağı çapraz olarak, dizleri bükmeden sağ ayağın yanına getirme becerisinde yatıyor. Aynı zamanda sağ omzunuzu aşağıda,sağ dirseğinizi yukarıda, partnerinizin sırtında duran sol elinizi gevşek (?bu şehvetli bir kucaklaşma? diyor kenarda duranlardan biri), gövdenizi tam karşıya bakar durumda, bacaklarınızı gergin ve düz tutmaya yoğunlaşmak zorunda değilseniz bu oldukça kolay bir iş. ?Zıplamamaya dikkat edin? diyor öğretmenim Luis Lencioni kibarca. Dik duruşa geçiyor ve onun önce sağ sonra da sol ayağına takılıp düşecek gibi oluyorum.
?Olur böyle şeyler? diyor göz kırparak. ?Yere bakmamaya gayret edin? diye de ekliyor, beni pistte sürüklerken. ?Adım atarken ayağınızı yerden öyle kaldırmayın. Kayarcasına hareket etmeye çalışın.?
Lencioni'yle tek vücut olmaktan çok onun kolları arasında hayli iri bir devekuşuna dönüşmekte olduğumu hissediyorum. İlk gençlik yıllarımın büyük bölümü modern dans stüdyolarında, profesyonel bir dansçı olmak üzere eğitim alarak geçti; ancak onca yıllık çabanın karşılığını burada alamıyorum. Duruyoruz ve Lencioni duruşumu yeniden ayarlıyor. Tangoda kadın bedeni her koşulda, tümüyle erkeğe odaklanmış olarak ileri bakar. Kalçalar dönebilir, ancak asla salsada olduğu gibi iki yana sallanmaz; bunun yerine, bedenin alt yarısının tamamı bir bütün halinde sola ya da sağa kıvrılır ve dans pistinde, Mısır mezar resimlerindeki figürler gibi, bu şekilde hareket edilir.
?Hep böyle midir?? diye soruyorum Lencioni'ye kuşkuyla.
?Hep böyledir.?
Çok geçmeden bir kez daha tökezliyorum. Lencioni beni rahatlatıyor ve ben müzikle aramda bir bağ, adımlara karşı belirgin bir teslimiyet, partnerimle birlikte pistte süzülmenin verdiği rahatlatıcı bir duygu hissetmeye başlayıncaya dek dans etmeyi sürdürüyor. Lencioni beni bir anda durdurup, ?Olaya biraz ruh katın!? diye azarlıyor. ?Kendinizi benim dansımdan zevk almaya bırakıp dalgın dalgın dönmeyin!?
Diğer bir deyişle, teknik beceriksizlik affedilebilir ancak duygusal vurdumduymazlık asla. Çünkü duygu ?güçlü, yoğun, odaklanmış duygu? tangonun özüdür. Bir sonraki tangoda daha iyisini yapmaya söz veriyorum, ancak önceki dansın tüm o dönüşleri yüzünden sırtımda oluşan ağrı dayanılır gibi değil." (Alma Guiller Moprieto, National Geographic)
Bu kadar çeneden sonra bir dansı hakkettiğimi düşünüyorum...
Ehe, öhö..Bu dansı bana lütfeder misiniz dost Rabbit?
*****
Papatya / Şecaettin Tanyerli (1948)
(Söz ve Müzik: Necdet Koyutürk, 1943)
Papatya gibisin beyaz ve ince
Eziliyor ruhum seni görünce
İsmin dudaklarımı yakıyor neden
Nedir bu çektiğim senin elinden
Yalvarırım sana gel üzme beni
İnan bana çok seviyorum seni
Gel kollarıma artık bekliyorum
Papatyam seni özlüyorum
Neden sanki öyle dudak büküyorsun
Yoksa açık söyle hiç mi sevmiyorsun
Sana soruyorum neden susuyorsun
Bana bu sevgiyi çok mu görüyorsun
Bilsem söyler miydim gizli hislerimi
Keske görmeseydim gülen gözlerini
Biliyorum fakat sen de seviyorsun
Anladım çapkınca naz ediyorsun
*****
La Cumparsita (Si Supieras) / Julio Iglesias (1998)
(Müzik: Gerardo Hernán Mattos Rodríguez, 1916)
(Söz: Pascual Contursi ve Enrique P. Maroni, 1924)
Si Supieras, Que Aún Dentro De Mi Alma
conservo Aquél Cariño
que Tuve Para Ti...
quién Sabe Si Supieras
que Nunca Te He Olvidado,
volviendo A Tu Pasado
te Acordarás De Mi...
los Amigos Ya No Vienen
ni Siquiera A Visitarme,
nadie Quiere Consolarme
en Mi Aflicción...
desde El Día Que Te Fuiste
siento Angustias En Mi Pecho,
decí, Percanta, ¿qué Has Hecho
de Mi Pobre Corazón?
si Supieras, Que Aún Dentro De Mi Alma,
conservo Aquél Cariño
que Tuve Para Ti...
quién Sabe Si Supieras
que Nunca Te He Olvidado,
volviendo A Tu Pasado
te Acordarás De Mi...
*****
Tango'yla ilgili birkaç link:
Tango ITU
tangojean
okotango
tangoencuentro