Gidişinin ardından herkes yıkıldı.
İnanamadık, inanamadılar.
Ta’ki seni toprağa koyana dek.
Aylar sonra öğrendi Nesim Abi senin gittiğini. O sürekli gülen, hiçbir zaman suratının asık olduğunu görmediğimiz adamın ağladığını görsen eminim sende şaşırırdın.
İzzettin dayım o gün zor ayakta duruyordu. Annemin yanına gidip bir şeyler söylemeye çalıştığını gördüm ve bi anda yere yığıldı. Torununun hasta olması, senin vefat ettiğini duyması birde kendi hastalığı üst üste gelmiş olmalı ki daha fazla dayanamadı. En çok seni severdi biliyorsun. Ne zaman eve gelse ilk senin odana gelir , seni öper koklar sonra bizlerle konuşurdu. Senden bir ay sonra onu da kaybettik. Tüm aile senin gidişine inanamazken bir de dayımın gidişi eklendi ve halimizi düşün..
Dayımın Hanımı Fikriye Yengem ara ara eve gelip senin odanda oturur tek başına. Odadan çıktığında ağlamaklı gözlerini silmeye çalışsa da onun o hali bizi de üzer. Hem seni hem de yıllardır aynı yastığa baş koyduğu kocasını kaybetmesi fena halde üzdü onu. En son geldiğinde Galatasaray forması alıp gelmiş. Odana astık onu. Benden hediye olsun oğluma dedi yengem..
Sen gittikten sonra Annemin halini görmek bile istemezsin. Kadıncağız yerden yere vurdu kendini. İnsanın kendi çocuğunu kaybetmesi kadar kötü bir durum olamaz sanırım. Yokluğuna alışması da zaman alıyor. Hala odana gelip sana bakıyor su veya yemek istiyor mu diye sormak için.. Televizyonda senin sevdiğin Kemal Sunal filmleri çıksa “oğlum olsaydı da o da izleseydi” deyip üzülüveriyor , başlıyor ağlamaya. Babamda onun o haline üzülüp çıkıyor odadan. Seni özlüyoruz geri gelmeyeceğini bilerek…
Babamdan hiç bahsetmeyelim.. O koskoca adamın o halde olduğunu görmek tüm aileyi fazlasıyla üzüyor. Hala senin sevdiğin bisküviden alıyor , sabahları odana gidip üstün açılmış mı diye bakıyor. Televizyonda Galatasaray’ın maçı olsa tamamını izliyor. Sonuç iyiyse deme keyfine , kötü bir sonuç aldılarsa sinirinden küfredip yatmaya gidiyor. Gittiğinin birinci haftasında yanına gelip tekrar ziyaret etmiş seni. Annem anlattı , “Oğlum sen gitmeseydin , benim canımı alsaydı Allah, kalk ordan ben durayım senin yerine” diye söylemiş. Ondan sonra bırakmadık senin yanına tek başına gelmesi için. Ne zaman beraber toplanıp yanına gelsek Babam içten içe ağlıyor da bize belli etmiyor..
Sen gittikten sonra ev çok sessizleşti. Gülüp eğlenebileceğimiz , kavgalar edebileceğimiz kimse yok artık, kız kardeşimizle yaptığımız kavgalar bile tatsız tutsuz.. Onunla kavga ettiğimizde sen bana kızar bağırır , tekmeler atardın , şimdi ne zaman kavga durumu olsa senin gelip bana kızmanı , tekmeler atmanı bekliyoruz. Bakıyoruz ki yoksun sen, yüzümüzde bi hüzün çekiliyoruz odalarımıza.
Yeğenin Kaan hep seni soruyor. Diyemiyoruz vefat etti diye. "Uzaklara gitti" diyoruz, çok uzaklara" , niye diye soruyor da cevap veremiyoruz..
Yazın hava alman için 3. kata çıkarırdık seni , hem yoldan gelen geçenlere bakar dışarıyı görürdün, hem de rahat ederdin orada... Açardık Kral Fm’i dinlerdin akşama kadar. İbrahim Tatlıses çıktığında bağıra bağıra eşlik ederdin ona , en sevdiğin sanatçıydı o. Annem Babam müptelası olmuşlardı İbrahim Tatlısesin programının , hiç kaçırmazlardı. Sen gittikten sonra hiç düzenlenmedi orası , radyo hala orada durur. Senin gittiğin günün akşamında gelen giden evde kaldı diye yer yoktu ve beni 3. kata gönderdiler yatmam için, o gece hiç gözümü kırpmadım , hep yatağına baktım durdum. Ha geldi , ha geleceksin diye.. O gün son duruşumdu orada , senden sonra bir daha hiç çıkmadım 3. kata. Sözde ben evlenince orada yatıp kalkacaktım. Ne zaman 3. kata çıkmaya yeltensem ayaklarım geri adım atıyor. Senin orada olmadığını bilsem de…
Özlüyoruz seni Abi..
Sana dair anılar geliyor gözümüzün önüne,
Üzülüyoruz.
Sensizlik çok zor Abi.
Çok zor…
Kelimeler toplanamıyor yanyana...