bazı yaşananların, ki cidden zordu; onların bir şekilde sona ermiş olmasının,
bu sona erişin ardından yeni bir hayat şekline alışmak gerekliliğinin böyle bi
daralmaları olacak elbet. ve eski daraltılar da üstüne daha bir gelecek insanın,
inadına.şerefsizler... =( /
yazın fazlasıyla çalışmak fırsatı çıkmasının ne büyük bir nimet olduğunun da
farkındayım, belki bin kere şükretmişimdir . o hızlı tempoda bir sürü şeyi
düşünmediğimin, düşüncelere gömülmeye fırsat ve zaman bulamadığımın
farkındayım, şimdi daha çok boş zamanım olduğu içindir ki bazı düşüncelerin
daha bir bastırdığının da...
şunun da farkındayım ki düşüncelerle, onlar senin düşmanlarınmış gibi bir
havayla mücadele etmeye çalışmak işini zorlaştırır, kafanda durmadan
'bunu düşünmemeliyim, onu ve şunu da düşünmemeliyim, böyle düşünmemeliyim,
öyle ve şöyle de düşünmemeliyim' şeysiyle dolaşmak yanlıştır, 'şunu düşünmemeliyim'
diye bastırdığı her anda 'şunu' daha da şiddetle düşünüyordur insan -bir bakıma-.
elden gelecek şey, bu iç cızlatıcı, can sıkıcı, bunaltıcı, pasifize edici düşüncelere
karşın günlük aktivitelerden kopmamak, ve mümkünse bunlara aktivite eklemek;
benim açımdan yani, bana iyi gelecek olan budur sanki, bu olabilir.
evde olduğum günlerde de çalışırım ben, öyle gerekiyor, zira tezgahın bir kısmı
el yapımı takıyla dönüyor ve kışın, bunların satışı düştüğünde bile çalışmak,
hazırlamak gerekir zira yazın illa ki artıyor ve hatta yetiştirmek bayaa zorlaşabiliyor
bile; 3-4 ay kadar bir süre için.
ama şu anda bu da yeterli değil bana. yetmeyecek gibi...
okumaya gömülebilirim biraz, ya da 'ingilizce tekrarlıycam biraz, hiç değilse lise
ingilizcem kaybolmasın' şeysine girişebilirim, ki girişicem de; ama o da yetmeyecek.
sanırım hareketli birşeyler yapmam gerekiyor.
parama kıyıp bir kaç aylığına bir spor salonuna yazılmaya 1-2 saat kadar önce
-nerdeyse- karar verdim, muhtemelen önümüzdeki hafta da uygulamaya geçerim.
biraz fazlaca hareket etmenin, bedeni çalıştırmanın faydasına bayaa inanıyorum,
bilmemney taşından takınıp sinirle sıkıntıyla başedebileceğime inandığımdan daha
çok; bu sezon bu konulara takılan çok kişi gözledim, müşteriler arasında.
bilmem, belki şu taş işinin de bir mantığı vardır ama o, taşın kendisinden çok
kişinin inancıyla ilgilidir gibi geliyor bana, iyi bir ağrı kesici olduğuna inandığın
zaman bayram şekerinin de baş ağrını dindirebilecek olması gibi.
ben koluma taşı takıp bu sıkıntıyı alıp alamayacağını beklemektense, ki pek de
ciddiye alamıyorum, öyle de bi dezavantajım var, fazlaca ticari bir hal aldı bu taş
işleri sanki. öyleyse ben dee....
daha fazla hareket edicem, evet yaa... spor yapiim ben...=)
Bu mesaj hüfyaa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 10.10.2011 - 20:08