Şimdi Ben Burda Kendi Kendime Bişeyler Karalayabilirim de mi..?
#101
Gönderim zamanı 03.03.2010 - 13:12
- şöyle düşünmeyi dene;inzivaya çekilmek,tamamiyle asosyal bir yaşantıyı uyguluyor olmak gibi
sıradışı şartlar hariç,hoşlanmadığı insanlarla iletişmek durumunda,zorunda kalmayan hiç-bir-insanoğlu-
yoktur..bu sana özel bir kötü kader falan değil yani.. : )
- bir yorumun altına yazmamayı tercih ettiğim bişey içimde kaldı,ben de karalamama yazıciim..neden
ilgili yere yazmadım,lüzumsuz geldi,işlemez..burdan hareketle..: herhangi bir ortamda sadece ve sadece
ajitasyon amacıyla bulunan tiplemelerin ellerine geçebilecek tek şey,benzerlerinin sempatisi ve desteğidir..
ama yani,benzerin sana büyük ihtimalle zaten sempati duyar,bu biraz da otomatik bişeydir,sağlamak için
pek bir emek sarfetmek gerekmez..tanımlanan tiplemede genellikle,yok bea;aslında çoğunlukla,espri
zekâsı yoktur,esprileri yavandır,düşük ayarlı,inceliksiz..dolayısıyla,bu yeteneğe sahip olmanın çoğu kişiye
kendiliğinden kazandırdığı doğal sempatiyi de uyandıramaz..veya da ne biliim,bende uyandırmıyor..
halbukisi,bitakım internet muhabbetleri sırasında,fikri fikrime benzemeyen,bana kıyasla daha tutucu,
muhafazakâr,dindar falan olan bikaç kişiye karşı ciddi saygı duymuşumdur,hâlâ da duyarım..az sayıdalar
ama,bunu hak etmişlerdir..bir tanesi mesela,benim kuşağımdandır,bir-iki tanesi benden çok genç..bu
hak edişin yaşla da direkt ilgisi yok yani,onu vurgulamak açısından..tabii ben,bazı konularda esas
itibariyle hiç de benzememize karşın saygı duymakla kendilerine bi şeref vermiş falan olmuyorum,demek
istediğim,öz itibariyle sana benzemeyende saygı sevgi uyandırabilmek bir vasıftır..tersi kolay,bu daha
zor;o bakımdan..
ilgili yere yazmadığım şey de aşaa-yukarı şuydu..: ' her yorum bir renktir aslında hayatta,hele ki
âdabıyla söylendiğinde,bayaa bi renktir..sana uymasa da bir renktir,beğenmezsin ama görmezden
gelmen veya küçümsemenle yok olmaz,bir varlıktır,sana pek bir değer ifade etmese de,mutlaka
birilerine eder..hoşlanmamak seçim meselesi,hiç bi tersliği yok,ama hoşlanmadığını göstermenin
bile;hoş şekilleri vardır..ateistlere de mesela,beyin verilmiş,ister istemez işliyor,hayır adam naapsın,
kullanmasın mı.. : p'
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#102
Gönderim zamanı 04.03.2010 - 01:54
45 yıl ve üç aydır yaşıyorum,onca şey değişti,patates kızartması hep zararlı,daima zararlı,ezeli ve ebedi
zararlı,bu ne bea.. ..insan,bi gönlünü almak açısından bi yerde de der ki şöyle sapsarı,ne yumuşacık
ne de çok gevrek bi kıvamda,üstüne tuz boca edilmiş,ketçap,mayonez ve hardaldan birine,veya ikisine veya
üçüne bandırılmış,veya hiç bişeye bandırılmamış da olabilir;patates kızartması iyi bişeydir,yeyiniz,yediriniz,
yarasın.. ..nerdeaa..
oysaki kim bilebilir serin bir sonbahar günüsünün akşamüstüsünde,hayatında bi kere de tıp bilimi tarafından
takdir edilmiş ve hatta üstüne uyduruktan da olsa bir şilt takdim edilmiş bir tabak kızamış patatesin o anda
neler hissedebileceğini,belki çok mutlu olacak..meteorolojik şartlar farklı da olabilir,mühim olan takdir görmek,
beğenilmek,bi kere olsun yahu,günahtır..
bütün homoseksüellerin,bisürü erkek çocuğu olup bir tane bile kız çocukları olmayan çok çocuklu ailelerin,
bu vesileyle kız gibi büyütülmüş,veya çocukluğunu bir sebeple anne,teyze,hala,büyükanne falan;çokluk
kadınlar arasında geçirmiş erkek çocukları olduğunu sanırdım,değilmiş..
bütün fahişelerin bu işi açlıktan,yoksulluktan dolayı yaptıklarını,başka çareleri olmadığını sanırdım,değilmiş..
ne biliim ben,sevişip de karşılığında bişey alacak olmak,karşılığında bişey almıycaksan sevişmemek,bunun
için pazarlık yapmak falan,başka bi sebeple içime sinmezdi,hatta bu sebeplerle bile sinmezdi de,bi anlayış
kapısı açılırdı fikrimde..neyse işte,bu da böyle değilmiş..
kocasından dayak yiyen bütün kadınların içinde dayak olan bütün o evleri ve dahi hayatları,bir an bile
düşünmeden terk etmelerinin en ve tek doğru tutum olduğunu sanırdım..sonra sonra,başka çareleri var
gibi görünenlerin bu konudaki tahammülünü hâlâ pek anlamamış olmakla beraber,bazılarının gidecek
daha iyi bi yerleri olmayabileceğini gördüm,öğrendim,hatta anladım..bu da;değilmiş..
aklımda fikrimde kimbilir daha,neler değişti..neler değişecek..
ama patates kızartmasının kolesterol neyin yapıcı,şişmanlatıcı falan filan,muzur,tukaka bi besin maddesi
olduğu şeysi hiç değişmedi,değişecek gibi de durmuyor..ayıp ama..
ben yine de yerim,o ayrı..
fakat geçenlerde şöyle böyle yetmiş yaşında bir bayana,doktorun onu,bunu,şunu,ötekini,berikini,diğerini
ve tabii patates kızartmasını da;yasakladığını dinledim sağlıksal nedenlerle..
+ mantıyı da mı?
- evet..
+ kaymaklı ekmek kadayıfını?
- evet..
+ iskender porsiyon ,soslu makarna ,fıstıklı ev baklavası ,vs..vs..vs..?
- evet..
bir gün herkesin başına gelebilir..hüff..efkâr bastı..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#103
Gönderim zamanı 04.03.2010 - 15:03
telefonu açtığımda bazı arkadaşlara söylediğim 'aloo ne var,bok mu var..aloo,kimim..aloo,ben miyim..'
vb. zırvalar arasında 'aloo, buyrun, ben miyim..'e ayrı bi sempatim var ne yalan söyleyeyim..
Bu mesaj hüfyaa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.03.2010 - 15:04
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#104
Gönderim zamanı 05.03.2010 - 01:22
ne kadar çok insanı kendilerinden pek de hoşlanmadan,işte,idare ediyoruz;yaşarken..
ne kadar çok insan da bizi aynı şekilde idare ediyor olabilir,o da var..
politikaya ve politikacılara hakkaten inanmıyorum..hüküm sürdükleri sırada dünyanın genel düzeni
neye doğruysa,ne şekildeyse ona hizmet etmek dışında bir işlevleri olduğunu sanmıyorum..tabii
bunun ince dengeleri,hassas ayarları falan var o ayrı..ama aynı zincirin farklı halkaları olduklarını
zannediyorum,herhangi birinin insan hayatlarının daha iyiye gidişine dair bir idealizmi olmadığını
düşünüyorum..
beni mesela,kesseler,üst düzey bi politikacı olmak falan istemem..varlığına inandığım o zincirin
bağımlı bir halkası olmak istemem..insanlar için,dünya için,içinde yaşadığım toplum için isteyeceğim
şeyler,bir politikacının yapmak durumunda olduğu şeylere kıyasla son derecede çocukça,safça,aptalca
falan duracaktır,biliyom.. : )
anlamayı reddediyorum,mesela,şu devrede,bisürü şeyin üstüne gidiliyor,bitakım perdeler falan
açılıyor,bitakım eteklerdeki bitakım taşların dökülmesine dönük operasyonlar var hesapta..bunu
şuna bağlamak istiyorum,onca şeyi şu ya da bu niyetle,şu kadarı gerçek;bu kadarı şişirme,
öğrenebiliyor,açık edebiliyorsun da,şu memleketteki hemen bütün işyerlerinde var olan,insanların
sigortalarının yapılmaması,ya da geç yapılması veya eksik ödenmesi;durumunun,bütünüyle üstüne
gidemiyorsun,bunu açık et..mi..yor..sun..yapamıyorsun,edemiyorsun değil;olabilemez,yapmıyorsun,
etmiyorsun..politika da budur işte galiba,insanların bunu sindirebilmesini,bir nevi kader olarak
şeyttirmelerini sağlayabilme..neysi..dengesi..yeteneği..sinsiliği..bulamıyom..
bazı insanlar,yüz sene çalışmakla sahip olunamayacak şeylere,üç sene çalışmakla sahip olabiliyorlar
mesela,âlem biliyor bunda bir ketenpere olduğunu,ne bileyim yolsuzluk olduğunu,rüşvet olduğunu,
illegal bişeylerin ticareti olduğunu,şu olduğunu,bu olduğunu..politika hem de,budur galiba,hepimiz
biliyoruz,ama olsun,minik gemiciklerimiz yürüsün de,fazla tökezlemeden yaşayıp gidebilelim de,
böyle şeyler;olsun varsın..
neyse yani işte,ben politikacı olamam,zira böyle politik olarak saçmasalak sayılabilecek şeyler
dönüyor sorun niyetine kafamda..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#105
Gönderim zamanı 06.03.2010 - 01:29
politik olarak saçmasalak evet,ama aslında öyle değil,hayır efendim,niye saçmasalak olsun,
ne münasebet..
alışılmış,'böyle gelmiş böyle gider,pekala da idare eder..' şeklinde kabul edilen şeylerin hemen
tamamının aslında sorun niteliği var,sadece;yüksek politika gibi bişey için bunlar artık aşağılık,
lüzumsuz mevzularmış gibi durduğundan saçmasalak sayıyor insan,elinde olmadan..
bir hastam olduğu için hastanede geçirdiğim bir süreç vardı,sabahın kör karanlığında kahvaltı
servisi yapılıyordu,sadece çay alırdım,bahçeye çıkıp sigarayla içerdim..saat altı dolayları,bahçede
bayaa bi kuyruk..kış günü,hava buz.. ..orda öyle,sıra numarası kapabilmek için,belki
saat 4'ten,5'ten itibaren gelip beklemek gerekiyor,en az 9'a kadar,muayeneler o saatlerde
başladığından..şimdi bu gayet normal bir görüntü,gayet güzel bir hizmet mi,yok..mutlaka daha az
eziyetli başka bi şekli vardır..hemen herkes bi yerlerinden şikayetçidir bunun,ama 'ne lan bu..!' gibi
bi toplu tepkimiz yoktur mesela,niye yoktur bilmiyom,niye gayet olağan gelir..
sonra mesela,bu dershaneler imparatorluğu görüntüsü..bir yanıyla,bir toplumun,okullarındaki
eğitimin yetersizliğinin ilanı sayılması lazım,mesela iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünü kazanmak
için,okullardaki lise eğitimi yeterli değil ki bunca dershane açılıyor ve insanlar bunlara mecbur
kılınıyor..çocuklarını göndermek için bişeylerden fedâkarlık yapmak zorunda kalan,veya gönderemeyen,
bu sefer de çocukları;az sayıdaki istisnalar hariç,ayazda kalan bi sürü aile var,ve de bu ayazda kalan
genç insanlar arasında kimbilir ne zekâlar var,harca gitsin,israfa bak.. ..bu hem de alenen bir
'eğitimde fırsat eşitsizliği' şeysidir,dershanelerde öğretebiliyorsan,öğretebiliyorsun demektir;niye
okullarda öğretmiyorsun o zaman,banane..
bunlar öyle,ilk ağızda..ama işte,garip bi biçimde alışılmış,sindirilmiş;sorun değilmiş gibi duruyor,gayet
olağan şeylermiş gibi,e;değil ki olağan yahu,adaletli değil..ama adaletli olmaması da sorun değil..normal
olmayan şeylere şerbetlenmemiz suretiyle onların normalleşmesi;gibi bi durumlar var ki işte,sanki mevzu
değil,sanki bunları merak ettiğin zaman bu,bir çocuğun çocukça merakı oluyor,büyüyünce anlıycak ki
bunlar olağan,ve de insana yaraşır ve de insanın layık olduğu şeylerdir,hatta çok bile belki,yuvarlanıp
gidiyosun işte;daha belanı mı istiyosun..yok..anlamıyorum,muhtemelen anlatamıyorum da..ama bazen
üstüme basıyor böyle..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#106
Gönderim zamanı 08.03.2010 - 01:21
öff..insanların bazı konuşmalarını izlemek insanı insanlarla konuşmaktan soğutabilir..
politikacıların istedikleri tiplemenin bir örneği olmaktan giderek daha fazla ödüm kopuyor,
gördükçe,okudukça,izledikçe,yaşadıkça..
bunlar insanı bitakım sıfatların içine oturtup hapsetmeye çalışıyorlar,'bizden değilsen onlardansındır..'^
şeysine kılıflamaya çalışıyorlar,sanki hayat bir maçmış ve bizler de belli takımların taraftarlarıymışız gibi
yaşansın istiyorlar,ayrılıklarımızdan besleniyorlar gibi geliyor,ayar oluyorum..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#107
Gönderim zamanı 08.03.2010 - 19:29
dondum geberdim iki gözüm önüme aksınki..
haydarpaşa rıhtımında anıtlaşıcam sandım,nasıl esiyor nasıl esiyor ,buz gibi de üstelik,heh;
dedim,uçucam bi yere konucam şimdi,orda ööle katılaşıp kalıcam..
çok güzel kıvırcık saçları ve bayaa bi ağırlığı olan bi kız gördüm,o uçmaz gibi geldi;yere daha bi
sağlam tutunuyor gibi,arada,nerden baksan bi yirmi kilo vardır,ben kesin uçucam..
vapur bi gelse,binip eminönü'ne gidicem ama,gelmiyoki.. ..ille de sigara içeceğimden,
içerde de duramıyorum..bitakım deniz taşıtları gelip geçiyo,hiç biri benim beklediğim değil..öölece
gidiyolar,ulan bi dursana,insanlar bekliyo işte,n'olur yani bi,kuralları delsen,bi sürpriz yapsan,âhir
ömründe bi kerecik bi,başkaldırsan hayata,rutinine aykırı bişey yapsan,nerdeaa..
barış akarsu'nın az daha genç ve daha kısa saçlı hali olabilecek bi genç geçti,ama çok kısa saçlı
değil,omuzlarda falan,küpe takmış,gözlerin sürmeli havası da o şekil,deniz kenarına doğru
yürüyo..heh;dedim,gidip o efsanevi karikatür adamları gibi denize doğru bakarak acaip derin
şeyler düşünüyomuş gibi içecek sigarasını,ama aslında o kocatepe'de atatürk'vâri duruşla hiç
ilgisi olmayan gündelik bişeyler düşünüyor olacak,biterim o karikatürlere ben.. ..halbukisi
hiç insan o şekli yapıp da sıradan şeyler düşünür mü,ne kadar ayıp..hiiç,ne kadar ayıp olabilir
ki,laf işte..
sonracıma vapur geldi,gelişine kurban;iki kaşarlı tostla bi çayı bayaa bi saadet içerisinde götürdüm,
adama '1 lira fazla vereyim şunların içine iki lokma daha kaşar koy..' demedim,ne lüzumu var,ye
işte..bulmuşsun sıcacık vapuru,daha ne dırlanıyon..yine adama,borcumu söylediği zaman 'bana kaça
olur..?' da demedim,yabancı esnafla ne esprileşicem o kadar,anlamaz manlamaz;ama köşedeki
bakkala,sigarayla ekmek için 'bana kaça olur..?' yaptımdı bikaç kere,keyifli olduydu.. : )
sonra yol bitti tabii,eminönü oldu,inmek lazım..indim napiim..yine rüzgar,yine soğuk..
şimdi soğuk değil ama,doğalgazın ayarını yükselttim,evde bişey yok diye yoldan aldığım köfte
ekmeği ayranla yedim bitirdim,neskafem de var,oh canıma değsin.. ..olmadı baştan;şişeleeerr..
lingo lingo şişeler ,rakı da mı içtin sen bensiz ,çamura mı düştün dümensiz ,yar,yar,
yar,yar,yar yar aman..
öh..eve yerleştim,bi de ısındım ya,ondan oluyo böyle..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#108
Gönderim zamanı 08.03.2010 - 19:40
bi de,radyolardan birinde 'gönül dostu gökhan' diye bi arkadaş var,paso arabesk fantezi çalıyor,içime
baygınlık geldi..istasyondan eve taksiyle geldim,takside çaldı da ordan şeyyaptım ben..lise çağlarındaki
bir-iki yılım dışında bu tarz müzikle işim olmamıştır,taksi şoförü benden de büyüktü,kendimden ötürü
bu müziği bir 'dönem müziği' olarak kabul ettiğimden herhalde,adamın arabasında çalıp durması,ne
biliim..bana itici geldiğinden işte,herhalde..bi şarkı çaldı,adam içmeye karar veriyo falan;ben üşümüşüm,
açım,sosyal içici kontenjanından içebilen bi insanım ama o anda rakı koklatsan kusarım gibi..falan filan..
toparlıyom bi takka ,neticede bu tarz müzik fena bayıyor beni,bunu bi kere daha gerçeklemiş
oldum..gerçi gerçeklemesek de olurdu,ben zaten farkındayım..ama bunu böyle iki lafta ifade edersem
nolur,olmazz,zengin göstertmez..heralde..bilemiyom..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#109
Gönderim zamanı 09.03.2010 - 21:24
grip ve soğuk algınlığının semptomatik tedavisinde katarin forte,20 tablet.. ..her tablet;650 mg
parasetamol,200 mg oksolamin sitrat,60 mg psödoefedrin hcl ve 4 mg klorfeniramin maleat..ın
şahane bir bileşiminden oluşmuş bir hazinedir..
diagnostik test etkileşimlerini ,ben şahsen çok iyi anladım ,halk buna hazır değil diye şimdik
ifşa etmiyorum,başka zaman inşallah.. ..yalnız,hem parasetamol hem bentiromid arilamin
bileşiğine metabolize olarak bulunan p-aminobenzoik asit miktarını etkilediği için bendiromid testi
sonuçlarının geçersiz olacağını ifade etmek isterim,her eve lazım bi bilgi,bulunsun..
katarin forte.. ..içiniz,içtiriniz.. ..yalnız tableti elinize alıp 'nasıl yutucam ben bu öküz gibi
şeyi..?' diye kaygılanaraktan ağzınıza attıktan sonra ağzınızda iki tur çevirmeyiniz,iğrenç bi acı
tat bırakıyor,maneviyatı bu şekilde yıkıldıktan sonra da yutması zor oluyor insanın..
katarin forte..ruhsat tarih ve no: 02.04.2003-202/37;prospektüs onay tarihi:26.07.2006..
katarin forte..tablette tek adresiniz..
ka..ka..katarin,katarin,karinka..
reklamları izlediniz,şimdi yine reklamlar..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#110
Gönderim zamanı 12.03.2010 - 01:34
'ama öyle deme ama,ama dalga geçme ama,ben o bileklikleri üç gündür nerdeyse başka hiç bişey
yapmadan yaptım,birisi küt..! diye alıverince ööle,kendimi;saatlerce özene bezene uğraşıp yaptığı
spesyal bi yemeğin beş takkada tüketildiğine yanan bi evkadını gibi hissediyorum..' diye böğürdüm
arkadaşa sarılıp..
sonra da insanla,'malı satılınca üzülen bi seni gördüm..' diye dalga geçiyolar..
ondan da sonra,'allah'ım nolur yanlış anlama,satılmasınlar demek istemiyorum;valla o mânâda söylemedim,
iki gözüm önüme aksınki bak.. ' şeklinde dua seansları tertipliyorum..
yıllar geçtikçe daha da bir olgunlaşıyor kişiliğim yeminle,yani bu kadar olmaz..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#111
Gönderim zamanı 13.03.2010 - 12:28
hiç bişey oyalayamaz sıkı bi can sıkıntısını..yapacak bişeylerin vardır,görüşebileceğin kimseler,çaldığında
açılacak bikaç kapı,bir uğraş,hatta bir hedef..illaki vardır bişeyler de,bazen bir süre için hepsi anlamsız gelir
böyle,neyseki bir süre için,neyseki bir süre için,neyseki bir süre için.. : )
muhtelif kuşkularla muhtelif yerlere gidip geldikten sonra,herşeyden önce ve fazla kendi iç huzurum için,
asla anlayamayacağıma inandığım şeyleri bilen ve anlayan bir makam,bir üstün akıl,bir 'herşeyle ve herkesle
birlik,aynı zamanda herşeyden ve herkesten başka' varlığa inanmanın bana iyi geleceğine;ulaştım..bayaa
bir ihtiyaç olduğuna,kendi hesabıma..hiç bir insanoğluyla konuşmayacağım şeyler için,ayıpların,günahların,
densizliklerin muhtaç olduğu farklı bir anlayış için,insanların karşılayamayacağı sığınmalar,yakarmalar,
sitemler,şükranlar ve teşekkürler için..sitemler de,evet..bu bana acaip gelmiyor,üslup önemlidir,terbiyesizlik
etmeden de sitem edilebilir,teşekkürleri de ihmal etmemek kaydıyla,tek taraflı olmaz ööle.. : )
insanlar acımasızca ayıplar..yaradan,ezmeyen bir merhametle ayıplar;bunu güzel anlatamadım bence ama
böyle düşünüyorum,böyle inanmak istiyorum..aslında böylece,onun ayıplama şekli bir bakıma daha ezici,ve
daha iyi..acımasızca ayıplanmanın getirebileceği öfkeli savunma refleksi kendini ayıplamanı durdurabilir,
yavaşlatabilir,diğeri öyle değil..yahu,böyle şeyleri anlatabilmek zor oluyor,ki hesapta iki lafı bi araya
getirebilen biri sayılıyoruz,hiç alakası yok bazen valla..
daha darmadağın bişeyler sallayıp durasım var ama çıkmak gerekti..amann..tembel tembel oturup sağa
sola karalıycaktım halbukisi..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#112
Gönderim zamanı 13.03.2010 - 15:01
olmanın,kendi ayıplarını yok saymanın,hatta kendi onursuzluklarını yok saymanın ,görmezden
gelebilmenin,bilmem;belki insanı serin tutan,rahat tutan bi tarafı vardır da..sanki başka tarafları da var..
bi kere,bi parça utanma duygusu,bi parça mahçubiyet insanın üstünde güzel duruyor,mutlaka lazım..
asla kadın-erkek meselesi değil bu,insana lazım..bu bağlamda,'yolları bilirim,her yola gelmem..' bakışını
severim ben,onu da şurdan şeyyaptım,başıbozuk;diyelim,öyle bi bayan tanıyom..şu,bana göre utanmasız
olanlardan..kendine dair,başkalarına dair bitakım dejenere iletişimler,dejenere yaşantılar hakkında anlatır
durur..kendine dair pek anlatmaz aslında da,ben,başkalarına dair anlattıklarının bi kısmının aslında kendine
dair olduğunun gayet farkındayım,fakat kendisi,ya benden daha salak olduğundan bunun farkında değil,
ya da benden çok daha akıllı olduğundan farkında değilmiş gibi yapıyor,ki ikinci olasılığa pek ihtimal
vermiyorum açıkçası.. : )..
neyse işte,carcarcar bişeyler anlatır bu bazen..anlattığı bişey değil,eşşek kadar kadının bunları büyük bir
huşu veya ona benzer bişey içerisinde dinleyip ayrıntılar hakkında da sorular sormasını,irdelemesini falan
bekliyor,bu kısmı bişey.. ..ulan,çoluk çocuğun bile,maalesef,en azından teorik olarak bildiği
standart dejenerasyon hikayeleri anlatıyosun,nesi enteresan,nesine şaşırıcam..ayrıca da neresini
ayıplıycam,her yeri ayrı dökülüyor hadisenin..bu modeller var ya,sanıyorlar ki,başkaları böyle hayatlardaki
şahane ekşınların ne kadar şahane olduğunun farkında olmadıklarından talip olmuyolar aynı oyunlardan
oynamaya,bunları bi;uyandırmak lazım.. ..senin,her haltın farkında,ama tercihan uzak..olduğunu
anlamaları da,algıları belli bir yön dışında her yöne kapalı olduğundan,bayaa zaman alıyor.. : p
tenezzül edip kınamam bile,fayda etmez;bi kere..ben sadece utanıyorum,utanmasız insanlar adına.. : )
geçende kimle,bişey konuşuyoruz,unuttum..bana göre insanlar,onlar için uydurulan kılıflara sığmaz,
ille bi yerleri ya eksik gelir;ya fazla,ama yine de bazı tanımlamalar için bu kılıfları kullanmak gerekiyor
bazen..de,ben sevmiyom pek..düşünce yapısı itibariyle benden farklı biriyle;diyelim,konuşuyoruz..hakkaten
benzemeyiz, ama birbirimize de hakkaten belli bi saygımız vardır..ben mesela,fazla bi baskı görmeden
yaşamışım,belli bir yapıya fazlaca 'geniş görüşlü' diyelim;gelmem olası..bazı açılardan öyledir de,özellikle
bitakım bişeylerin erkeğe ayıp değil;kadına ayıp..olması şeylerinde falan öyle radikal bişeyler attığım olur
ki ortaya,kaldıramıycak bünyeler vardır,sorun değil,ben de onları anlamıyom.. : p..bi parça saygı ve
özenle,pekala da hep beraber yaşanır,gidilir..hayır;gidilecek yani,kaçış yok;o yüzden birbirini fazla
yemenin,'en haklı' olmak için debelenmenin,son sözü söylemenin çok yüceltici bi halt olduğunu sanmanın
falan da pek bi anlamı yok,biraz saygı..o kaa..: )..
hüff..ne biçim karıştırdıysam,düzenlenmiyo da..
konuştuğumuz şey,insanlar adına,toplum adına,hayat adına istenecek bazı şeylerin insanın nasıl
yetiştiğiyle,hayata bakışı bakımından verdiği görüntüyle çok da ilgisi olmayabileceğiydi,mesela;senden
daha muhafazakar duran birinin talepleriyle senin taleplerin,bir noktada ortak olabiliyor bu noktada..
ne o,kendi kılıfının ima ediyor olabileceği ahlak abidesi,ne de sen,senin kılıfının ima ediyor olabileceği;
haddinden fazla hürriyet;insanısın..hayatı çirkinleştiren bazı dejenerasyonlara,ortak olarak,kuşkuyla
bakıyosunuz,olmasınlar istiyorsunuz..
bir gün bi kadın bana dediydi ki,'ben yeter ki eve para getireyim,ailem;nerden geliyor değirmenin suyu;
diye sormaz..'
kötü bişey de mi,ne ayıp..ne fena..bi tarafıyla,ne acıklı bi yalnızlık gibi;ne acıklı bi, kendisine boşverilmiş,
gözden çıkarılmış kişi hali..
memlekete bak,haberlere bak,şöyle bi..ne kadar çok;suyunun nerden geldiği belli olmayan değirmen
dönüyor,çatır çatır..
aynı şey gibi duruyor,vallahi şimdi,kaptırmış yazarken farkettim;aynı şey gibi duruyor..
ayh..kafam döndü..
Bu mesaj hüfyaa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.03.2010 - 15:35
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#113
Gönderim zamanı 16.03.2010 - 15:44
#114
Gönderim zamanı 17.03.2010 - 01:07
rica ederim üzme kendini yahu,sen de bir nevi iltifat olup olmadığı belli olmayan metinler konusunda
bayaa bi usta sayılırsın..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#115
Gönderim zamanı 17.03.2010 - 01:12
#116
Gönderim zamanı 22.03.2010 - 20:52
- başkalarının hayalleriyle dalda deçmek,başkalarının fikirlerine saygı göstertmemek,soru cümlelerinin sonuna
ünlem işareti koymak,'meğer' kelimesini 'meyer' şeklinde yazmak,'dahi anlamındaki 'de,da' eklerini hem
'he,ha' şeklinde kullanıp hem de bitişik yazmak,özel isimlerin ilk harfini büyük yazmamak,küçük de yazmamak;
aslında hiç yazmamak ve buna benzer bişeyler istiyorum,o derece yani,noluyo bana yahu..
- bir dert yanma programında babasıyla ilgili bitakım efkârlarını anlatırken sahiciden ya da mahsusçuktan;
bilemiyom,pek emin değilim o şeylerden,bayaa kederlenen birine 'az ara verelim de dinlenin,kendinize gelin
sayın konuğumuz' denilmesinden sonra stüdyodaki türkü çığıran insan tiplemesinin,insanın babasıyla ilgili
bi derdi olmasa da varmış kadar hislenebileceği damar bir parça çığırmasını esefle kınadım,saçmalığa bak..
- insan,kendisini pek de ve/veya hiç de iyi hissetmediği zamanlarda iyiymiş gibi yapmasını ilgiyle izlediği
zamanlarda,aynı anda başka ne kadar çok insanın da bunu yapıyor olabileceğini düşünerekten kendini
büyük bi hareketin parçası gibi his..setmiyor aslında yaa,ama hissetse iyi olurdu,yükü hafiflerdi belki biraz..
yazarın burda ne demek istediği çok da önemli değil,zırvalıyor işte kendi çapında..sanırsam..
- limonata..cappy'den buzz gibi,annem yapmış gibi,limonata.. ..ahanda yazar sıyırdı,belliydi
zaten..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#117
Gönderim zamanı 28.03.2010 - 03:49
'üzülme anne,herkesin çocuğu normal olacak diye bişey yok.. ' cümlesini bir teselli cümlesi
zanneden bir genç kızın annesiyim,çok seviyom kendisini ,bi de dökülüyorum
yorgunluktan,acaip uykum var ,bi de kimbilir tee ne zaman aldığım ama içinden sadece
bikaç tanesini,o da düzensiz olarak içtiğim vitaminleri içmek konusunda tahminen yirmibeş no.lu
kararımı aldım ama şimdi yatıcam,kalkınca başlarım içmeye artık,bi de,insan aslında vitamin almak
yerine adam gibi beslense bu daha iyi bişey galiba ama adam gibi besleyen besin maddelerine
dönük derin ve gönülden bir antipatim var gibi ama niye bilmiyorum ,bi de yorgunum,bi de
uykum var,bi de;bu ikisini daha önce de yazmıştım galiba ama olsun,yine olsa yine yazarım..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#118
Gönderim zamanı 28.03.2010 - 18:36
kılıflar insanlara bir nevi eziyet aslında..
ve haksızlık da,zira bazen fazlaca bir sorumluluk yüklüyor,kendisine biçilen kılıfa uygun davranmak
için doğasına aykırı davranmak durumunda bırakabiliyor insanları..
çok iddialı duruşları ve pozisyonları olanlar,bu duruşların hakkını vermelidir evet,veremeyecekse de
o havayı atmamalıdır..'çok dindarım..on numara muhafazakârım..acaip laikim..öyle de bi demokratım
ki o kadar olur..milliyetçilik benden sorulur..' havasına giriyosan,evet,hakkını vereceksin bi zahmet,
vermezsen komik oluyor..ya da,bu tarz bir iddiası olan bir pozisyonu üstlendiysen toplumda,öyle bir
iddiası olmayan insanlara kıyasla,işine gelse de gelmese de,daha dikkatli davranacaksın..
bunun dışında,kılıflar insanlara eziyettir;tekrar..bi de şu yanı var ki,kılıflara gözü kapalı itibar edip
kişileri ve kişilikleri ıskalayan insanların gözünde hak etmediğin yerleri alabilirsin,onları kullanabilirsin,
bu uyuz bişey..beni uyuz ediyor en azından..
sözgelişi,özel bir iddiası olmayan muhafazakâr kılıflı bir insandan,başkalarına kıyasla daha az ayıp
beklemek mantıklı bişey değil..ama bunu kılıftan,maskeden dolayı varsaymak biraz dangalakça da..
tutucu,ahlaklı kılıflara bürünmüş insanlardan on numara ahlaksızlar çıkabilir..çıkar..yersen..bu böyledir..
görmezden gelebilirsin,red ve/veya inkâr edebilirsin ama değiştiremezsin..
kralı gelsin isterse,kendisiyle,maskesiyle çelişmeyecek insan azdır,çok azdır,çok çok azdır,hatta
belki de yoktur..
büyük iddiaları,büyük artistlikleri,belli misyonlara talipleri olanlar hariç,insanlardan bunu beklemenin
çok lüzumu da yoktur..
büyük iddiaları,büyük artistlikleri olanların çoğu komik insanlardır..fazla itibar edip burunlarını veya
arka taraflarını büyütmek,'şeyhi şeyh eden müritler'in meselesidir aslında biraz da,sırf onların
şeysi değil..halt yemesi..veya da her neyse..
bişey okuduktan sonra düşündüm bunları,ama ney okuduktan sonra;hatırlamıyom..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#119
Gönderim zamanı 29.03.2010 - 01:07
yahu,kimin elinin kimin şeyinde olduğunun belli olmadığı dizilerden muzdarip olunmasını anlıycam,
ahlakçı,ahlaken daha bir doğru yönde eğitici olması amacıyla yapılanlardan da muzdarip olunsa..
bunlarda kötüleri öyle bi,paso kötü;yapıyorlar ki sinderella'nın üvey annesi falan halt etmiş..olumsuz
insan tiplemeleri insanın içine baygınlık verecek kadar abartılı,iyiler,işi sürekli allah'a havale edenler
inanılmaz iticilikteki bir boyun büküklüğü içinde,bu da iyi bir şekil değilki,inandırıcı da değil..nasıl
boynu bükükler,nasıl sessizler,isyanları nasıl kişiliksiz,sabırları nasıl evliyasal boyutlarda, anlatılabilemez
yahu..
bi tanesi denk geldiydi hele,hiç unutmadım,kadına,eşi ve ailesi acaip ızdırap çektiriyorlar,evde yaşatmayıp
ahıra kapatmaya varana dek..kadını sahiplenecek hiç kimse olmasa,aşırı kaderciliğini,isyansızlığını bi yere
kadar anlıycam,fakat babası gayet de tatlı bir yaşlı adam,yanına dönüş kapısını açıyor buna,arkadaş hâlâ
'yok baba,gelmiyim ben,sizi ele güne rezil etmiyim..' derdinde,aloo,adamlar ahırda yaşamayı uygun
görüyorlar senin için kadın,hasta mısın,nedir bu kadar..
sen,bu kadar yoğun bir;her türlü görüntü kirliliği,tüketim malzemesi bolluğu falan filan bombardımanı
altında zaten nevri dönen insanlara bu şekilde bir nevi manevi terbiye verebileceğini hakkaten sanıyor
musun,ancak bir çocuk kaale alır bunları,o da belki,valla belki..biraz akıl fikir yahu,keşke bu derece
dejenerasyon olmasa,ah keşke,keşke olmasa,ama bu şekille bunu sağlamak için doğru dürüst bişey
yapmış olmuyosunki ,bu sadece şekil..
her şey ne kadar ticari..yazık yahu..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
#120
Gönderim zamanı 31.03.2010 - 15:29
yahu,insan hayatta bişeye de bi;güler..
hayatında hakkaten katlanılması zor bişeyler olabilir..eziyet çekebilir,sağlığı bozuk olabilir,aşk acısı
çekebilir,başka bişey acısı çekebilir,bilir,lir..neyse işte..ama mesela,birisi bir fıkra anlatır,bir espri yapar
da,ona güler..dışardayken giyimi,hali tavrı kendisine komik gelen birine denk gelir,ayıp olmasın diye yere
bakaraktan falan,bi sırıtır..bir tabelada bir yazı hatası görür,güler;geçen bir arabada bir çocuk yüzü görür,
güler;içinden hareketli bir şarkı geçer,bir keyif gelir,bir an için,tek bir salise için;bi güler..
içinden gülünecek bişeyler geçmeyen bir hayat olamazki,yoktur..yaşayan insanın içinden,gülme geçiyor
bir kere,biri bi espri patlatır,kederden geberiyorken yerlere yatarsın,olur böyle şeyler..efkârın yine efkâr,
derdin yine dert,ama gülersin..
bu vesileyle,'unutulmaz' diye bir diziye tosladım bir-iki,burdan selam etmek isterim,hakkaten olağanüstü
bir dizi,zira nerdeyse hiç gülmüyor insanlar,yok böyle bişey..
hayır öyle ki,bunların dertlerine bakıp da kendi üzülünesi hallerin için 'çok şükür allaam beterin beteri
var..' falan da diyemezsin,o derece,şey duruyor..ahanda laf bulamıyom,tıkandım..o derece yani..biri bir
gülsün,samimiyetle gülsün ama,dişimi kırıcam yahu..
ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Twitter kendini test etti |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
I Am Mother (Ben Anneyim) Fragman |
Sinema | hüfyaa |
|
|
|
Ben Yaptım, Güzel Oldu: Boncuklu Ayak Şahmeranı |
Çeşitli Videolar | hüfyaa |
|
|
|
Ben Armudu Dişlerim (Kadıköy Sokaklarından) |
Çeşitli Videolar | hüfyaa |
|
|
|
Murat Boz / Öldür Beni Sevgilim |
Yerli Videolar | hüfyaa |
|
|
5 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 5 ziyaretçi, 0 gizli