Avcılar
Vatandaş ‘Türkiye’de sistem böyle’ diyerek kaçak bina dikti, CHP'li belediye hizmet götürdü, ortaya 50 bin nüfuslu dev bir mahalle çıktı.
“Sekiz yıl önce İmar’a gidip arsamın durumunu sordum. İmarı yokmuş. Bana ‘Bu bir kumar, ya kazanırsın ya kaybedersin’ dediler, ben de inşaata başladım...” Milyon dolarlık villalarla dolu Bahçeşehir ve Başakşehir’in yanı başında bir ‘kaçak’ mahalle, 20 yıldır kesintisiz sürdürdüğü büyümesini, yerel seçim öncesi daha da hızlandırmış durumda. Avcılar’ın, imar izni olmayan 50 bin nüfuslu Yeşilkent Mahallesi’nde hemen her sokakta inşaat var. ‘Ya yıkılırsa’ sorusuna mahalle sakinleri aynı yanıtı veriyor: ‘Burası Türkiye... Hem İstanbul’un yarısı kaçak.” Haklılıklarını, imarda daha önhce ‘tarla’ şimdi fuar alanı görünmesine rağmen bölgeye götürülen yol, doğalgaz, elektrik, su gibi hizmetler kanıtlıyor.
Avcılar Yeşilkent Mahallesi’ne girişte sıvasız, demir filizleri her an yükselmeye hazır binaları muhtar adaylarının ‘Çağdaş Yeşilkent’ vaat eden afişleri süslüyor. Çamurdan geçilmeyen, tümseklerle dolu sokaklarında tuğlalar, kumlar yığılı. İki üç katlı sıvasız apartmanların üstünde turuncu tuğla sıraları yükseliyor. Kimi sokaklarda inşaat yeni başlıyor. Bazıları ise katlarını yükseltme peşinde. Her seçim öncesi aşina olunan bu manzara 20 yıl içinde 650’yi bulan sokak sayısı ve 50 bin nüfusuyla devasa bir mahalle doğurmuş.
Cezası beş yıl hapis
Mahallede elektrik, su var, 2006’da doğalgaz da gelmiş. Mahalle sakinlerine göre birkaç kişi toplanıp başvuru yapıldığında doğalgaz bağlanıyor. Altyapı olmasa da marketlerden mağazalara, sağlık ocağından okula kadar her şey var. 2004 yılında çıkan, kaçak yapı yapan ve yaptıran ve su, elektrik gibi hizmetleri götürene beş yıla kadar hapis cezası öngören yasa da hiçbir şeyi değiştirmemiş. İmar izni olmadığını bilmesine rağmen hisseli tapusu olan arazilerine ev yapan mahalle sakinleri, bölgelerinin kaçak olmasını hiç garipsemiyor. 15 senedir Yeşikent’te oturan market sahibi, evlerini imar izini olmadığını göze alarak yaptıklarını anlatıyor:
“İstanbul’un göbeğinde imar izni olmayan başka yer yok mu? Türkiye’nin sistemi böyle. Önce yerleşim olacak sonra imar izni, elektriği, suyu olacak. Adam boş araziye niye hizmet getirsin? Arsa aldıysam burada ekin ekecek halim yok ya, tabii ev yapacağım. O zaman buraları satmayacaktı. Her şeyi tam olacaktı, imar izni olacaktı, altyapısı olacaktı.” 18 senedir mahallede oturan bir başka kişi de Zeytinburnu’ndan gelmiş, 10 kişilik ailesiyle kendi yaptıkları apartmanda yaşıyor. İnşaatların seçim zamanları daha da arttığını söylüyor:
“Yerleşim yüzde 80’i geçti. Yıkılma korkusu yok. Ben arsa alıp ev yapacağım zaman 1991 yılında İmar’a gittim sordum. ‘İmar izni yok’ dediler. Oradakiler de ‘Bir kumar oynayacaksın, ya kazanacaksın ya kaybedeceksin’ dediler.“ Kendi yaptıkları apartmanda yaşayan 13 kişilik Altunay ailesi Sefaköy’den, başlarının üzerinde bir evleri olsun diye gelmiş. Ali Altunay’ın anlattıkları kaçak yapılaşmayı yapan kadar göz yumanların zihniyetini de gözler önüne seriyor:
“Her şey eksik mahallede. Altyapı yok. Kaldırım yeni yapıldı ama yol yok. Kaçak ev yapıyorsun. Polis, zabıta geliyor üç beş kuruş verip yolluyorsun. Kaçak elektrik kullananlar var, göz yumuluyor. Sayaç görevlisine para sıkıştırılıyor. İşyerlerinin işletme ruhsatı yok. Kontrole geliyorlar, para veriyorsun ya da mühürleyip gidiyorlar. Burası artık yıkılmaz. Sonra ev yaparken her kat başı belediyeye para veriyorsun. Bu düzen sürer.” Mahalleye 18 yıl önce yerleşen kuyumcu da ‘ya yıkılırsa’ korkuları olmadığını söylüyor: “İmar eninde sonunda gelir, bazı göz yummalar oldukça diye düşünüyor herkes. Altyapısını hepimiz kendi imkânlarımızla yaptık. Ama burası İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile aynı parti olsaydı böyle olmazdı.”
Belediye: Trajikomik durum
CHP'li Avcılar Belediyesi’nin Yeşilkent’le ilgili yanıtı da ilginç:
“‘Fuar Alanı’ olarak planlanan Yeşilkent Mahallemiz, 1995 yılında dönemin Belediye Başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘Olur’uyla bölgede 1000’lik plan yapılmasına karar verilmesine rağmen bugüne kadar hiçbir şey yapılmamıştır. 2001’de İstanbul Valiliği’nin onayıyla kurulan mahallede ‘trajikomik olaylar’ yaşanıyor. İSKİ’nin su verdiği, BEDAŞ’ın elektrik, Telekom’un telefon bağladığı, Sağlık Ocağı’nın yapılıp Sağlık Bakanlığı’na devredildiği, Milli Eğitim Bakanlığı’nın okul yaptığı mahalle fuar alanı olarak görünüyor. Şahsi arazisi üzerinde yaptığı evlerde yaşayan neredeyse 56 bin yurttaş, plansızlıktan kaçak durumdadır. Üç kez giriştiğimiz yıkım planları hep sonuçsuz kalmıştır.” Haber: Umay Aktaş Salman / Radikal