24 replies to this topic

[ebarah]

Aman,aman umurlarında olmayayım eksik olsun,benden uzak dursun.

Soldakiyle alakalı olmak için sağdakine ihtiyacım,hiç mi hiç yok.

Projenin adı, ""Toplum Liderlerini Teşkilatlandırma Projesi-Afet Zararlarını Azaltma Programı." Kim düzenliyor,Kızılay.İyi,faydalı mı,evet.Peki kim bu toplum liderleri? Neyse fazla uzatmadan aşağıda alıntıda özetlenmiş,okuyalım,devam edelim...

********************************************************************************
************


TOPLUM LİDERLERİNİ TEŞKİLATLANDIRMA PROJESİ

http://www.tuzlakizi...hp?sf=hbr&id=25

Bütün İstanbul’da Projenin ilk eğitimleri son hızıyla başladı. Tuzla Şubesi olarak bizde ilçemizdeki Toplum Liderlerimizin eğitimlerine Kurumların bize sağladıkları desteklerle başladık. Her zaman olduğu gibi bu projede bizden desteğini esirgemeyen;
Kaymakamımız Sayın; Fahri KESER e
Eğitimlerimizi planlamada destek veren;
Müftümüz Sayın; Veysi PATIR a
İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Sayın; H.Nazmi YEKREK e çok teşekkür ediyoruz.
Biz Ne Yaptık? Kimlere Ulaştık?
15.01.2008
Müftülük binasındaki toplantı salonunda 55 Din görevlilerimize bu eğitimi verdik.
17.01.2008
İlçemizdeki 17 mahallerimizde görev yapan Muhtarlarımıza eğitim verdik.
18.01.2008
İlçemizdeki okullarda görev yapan Rehber Öğretmenlerimize eğitimimizi verdik.
22.01.2008
Bu eğitimde ilçemizde bulunan her okuldan 1 öğretmenin katıldığı eğitimide verdik.




BU PROJE NEDİR?
NEDEN TOPLUM LİDERLERİNE ULAŞILMIŞDIR?
NEDEN ÖNEMLİDİR?

PROJENİN AMACI
Olası afet zararlarını azaltmak için toplum liderleri aracılığıyla toplumda afetlere karşı hazırlıklı olma ve sosyal sorumluluk bilincini oluşturmak ve yerelde kurumlar arası işbirliğinin geliştirilmesini sağlamaktır.
PROJE,
Öncelikle İstanbul daha sonra Düzce ve her yıl 10 il eklenecek şekilde uygulanarak; tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılacaktır.
Kızılay Şubelerinin öncülüğünde paydaş kurum ve kuruluşların desteğiyle uygulanacaktır.
Projenin Hedef Kitlesi toplum liderleri olarak Muhtar, Din görevlisi ve öğretmenler yoluyla tüm Türk halkıdır.
Bu üçlü grup, Türkiye’de yaygın ağı olması; tüm coğrafik kesimlerde saygınlığı ve liderliği kabul edilmiş olması sebebiyle hedef grup olarak seçilmiştir.
Projenin Paydaşları:
Türk Kızılayı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, İç İşleri Bakanlı, ODTÜ Eğitim ve Psikoloji Fakülteleri, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi gibi çeşitli Üniversiteler ve alanıyla ilgili olarak ilgili STKlardır.
Projenin ana hedefleri:
1.Toplum liderleri aracılığıyla halkı yaşadıkları bölgedeki afet tehlikeleri ve riskler hakkında bilinçlendirmek ve bu yolla zarar azaltma kültürü oluşturmak.
2. Kızılay Şubelerinde afete hazırlık ve zarar azaltma konusunda toplumu harekete geçirme kapasitesini oluşturmaktır.
Neden Toplum Liderleri:
Doğal afetler büyük toplulukları etkilemekte ancak yerel düzeyde yürütülen afet öncesi zarar azaltma ve afet sırasında müdahale çalışmaları sayesinde olumlu sonuçlar alınabilmektedir.
Bu yaklaşımdan yola çıkarak yerel düzeyde afet bilincinin yaygınlaştırılması için öğretmenler, din görevlileri ve muhtarlarla ortak faaliyetler yürütmek en uygun yöntem olarak belirlenmiştir.

Neden Zarar Azaltma:
Afet risklerinin belirlenmesi, mümkünse önlenmesi veya doğuracağı hasarın en az düzeye indirgenmesi için alınması gereken önlemler zarar azaltma çalışmaları olarak kabul edilmektedir.
Bu yaklaşım toplumun afet riskleri konusunda bilgilendirilmesi, bilinçlendirilmesi ve baş edebilme kapasitesinin geliştirilmesi, afet öncesi ve sonrasında uygulanan mevzuat ve kurumsal yapılanmanın geliştirilmesi gibi faklı faaliyetleri çalışma kapsamına almaktadır.
Bir afeti izleyen ilk 72 saat içerisinde yardımın çoğunu o anda etrafımızdaki yakınlarımızdan veya çevremizdeki diğer kişilerden alırız. Bu nedenle olası afetlere karşı hazırlıklı olma, bilgi, beceri ve donanımımızı artırma son derece önem kazanmaktadır.
Topluluklarla işbirliği içinde ve katılımcı bir şekilde çalışma, gereği gibi gerçekleştirildiğinde, afetlerin insanlar üzerindeki etkisinin azaltılabileceği asla unutulmamalıdır.
Unutmayalım ki, afetin etkisine göre devletlerin müdahale kapasiteleri değişmekte, hatta büyük afetlerde çoğu zaman devletler tek başına tüm ihtiyaçları karşılayamamaktadır.
Genel olarak vatandaşlar afet öncesi, sırası ve sonrasında alınacak önlemlerin çoğunu resmi yetkililerden yani devletten beklemektedir. Toplumda yaygın olan bu beklenti ve tutumlar, mahalli örgütlenmeler ve sivil toplum kuruluşlarına olan katılımın düşük olmasına sebep olmaktadır.
Oysa ki
afet zararlarının azaltılması çalışmalarında hepimize önemli görevler düşmektedir. Afete hazırlık bireyden başlar gerçeğini unutmadan, öncelikle bireyler ve kurumlar afet zararlarının azaltılması konusunda kendilerine düşen bu görevleri çok iyi bilmeli ve yerine getirmelidirler.
Toplum liderleri, afet öncesinde toplumun afete hazırlanmasına öncülük eden; afet sonrasında yardım ekiplerinin afet alanında yürütecekleri çalışmalarda önemli kolaylıklar sağlayan ve afet sonrası iyileştirme döneminde de tüm afet çalışmalarının izleme ve değerlendirmesinde destek olan kişilerdir.
Afetlere dirençli bir toplum ancak 3 hazırlığın toplamıyla sağlanabilir biri eksikse toplum afetlere karşı dirençsiz demektir. Bunlar bireysel hazırlık, kurumsal hazırlık ve ulusal hazırlık.
********************************************************************************
*****






Madem böyle bir bakanlık var,bu bakanlığın,deprem öncesi,deprem sırası ve deprem sonrasında insanlara söyleyeceği söz,vereceği bilgi,kuruluş amacı göz önüne alındığında,ne olabilir? Ben söyleyeyim,koskoca bir hiç veya seminere katılan Diyanet İşleri Başkanlığı İç Denetçisi Doç.Dr. İsmail Karagöz'ün yaptığı gibi bir kısım zırvalama.


İlla ki eğitim verilecekse,öğretmenler bu işte en başta geleceklerdir.Çünkü çocuklar,doğal afetlerde ne yapılacağını bilemeyenlerin başında geliyor.Emniyet mensupları,sağlıkçılar,itfaiye,sivil savunma,yerel yöneticiler...


Buna rağmen çağrılmış madem,ilahiyatçı dahi olsa daha usturuplu konuşabilirdi. "Depremi,kaderimiz olarak algılayıp,tedbirsizlik etmeyelim,önlemlerimizi alalım,önlem alacak olanlarla irtibata geçelim onlara görevlerini yapmalarında hatırlatıcı ve yardımcı olalım sonra Allahtan yardım dileyelim." diyeceğine,tamamen kaderci,teslimiyetçi,aciz,söylemlerde bulunmuştur.Zararı,yararını aşmıştır. "Olağanüstü hallerde insani boyut değil ilahi boyut ön planda tutulmalı." diyerek görevini tamamlamıştır.



Hal böyleyken sizler,benim adıma saptamada bulunup,halk düşmanı,islam düşmanı,diyanet düşmanı yargısına vardınız.Bir kişiyi,kurumu,kuruluşu onaylamadığını söylemekle,eleştirmekle,kin ve nefret duymak,kötülüğünü istemek ve zarar vermekle eş anlamlı olan "düşmanlığı" aynı kefeye koymayı kendinize yakıştırıyorsanız buyrun yakıştırın.

[pac]

yazıda anormal bi durum yokki ya buluttan nem kapıyonuz sayın ebarah abi

[ebarah]

Sevgili PACMAN,



Diyanet İşleri Başkanlığı İç Denetçisi Doç.Dr. İsmail Karagöz'ün,Afet Zararlarını Azaltma Programı konulu seminerde,doğal afetlerdeki zararları azaltma adına söylediği bir cümleyi bulup gösterin,ben yazdığım yorumlardan dolayı herkesten özür dileyeceğim.Hadi bundan da vazgeçtim,misyonu gereği söylediği düşüncelerden,insanı olumlu,doğal afetlere karşı cesaretlendirici,önlem alıcı anlamındaki yönlendirici bir cümlesini gösterin.

Bir doğal afette,ya yara bere alıp kurtulursun,ya da ölürsün.Bu durumda,ilahi boyutta yapılacak tek şey dua etmektir.O da,gerekli tedbirleri aldıktan sonra işe yarayacaktır sanırım.

[turu]

(De ki: O Kur’an, inananlar için doğru yolu gösteren bir rehber ve şifadır. İnanmayanların ise, kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kur'an onlara kapalıdır. Sanki onlara uzak mesafeden bağırılıyor da Kur'anın ne söylediğini anlamıyorlar.) [Fussilet 44]

boşuna uğraşmayınız,tarif burda

[kılıç]

Keşke amaç üzüm yemek olsaydı, ama bağcıyı dövmek olunca?Eeee artık bağcıda dayak yiye yiye usandı o da sopayla dolaşıyor,sorunda burdan çıkıyor..."Tedbir kuldan takdir Allah dan " Bunu islamla alakası olub da bilmeyen yoktur,tedbir alma kısmını ışıkkara geri kalanıda bu işten sorumlu kurumun temsilcisi anlatmış.Tabi her zaman olduğu gibi nasıl istiyorsak öyle anlıyoruz...Bir de kominizmin dine bakışını düşünürsek,yadırgamamak lazım...