Satanizm, her türlü dini ve ahlaki değeri reddeden, İlahi dinleri hatırlatacak her türlü olguya karşı çok büyük bir düşmanlık duyan, din ahlakında belirtilen her türlü güzel özelliğin tam tersini yapmayı kendine hedef edinen ve bunları yaparken de şeytana kulluk ettiğini iddia eden bir sapkın öğretidir.
Satanistler, İslam, Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi İlahi dinlerde emredilen sevgiye, şefkate, doğruluğa, dürüstlüğe, sevgiye dayanan; yalan söylemeyi, hırsızlığı, öldürmeyi, insanlara zarar vermeyi yasaklayan ahlaka tamamen karşıdırlar. Satanizm hak dinlerdeki tüm günahları işlemeyi sözde bir yücelik, bir tür üstünlük olarak görür, bu nedenle de taraftarlarını bu günahları işlemeye teşvik eder. Bu sapkın öğretiye göre asıl olan, kin, öfke, intikam gibi duygularda ve kötülükte sınır tanımaz olmaktır.
Kuran'da şeytanın peşinden giden kişilerin durumu "... şeytan onu peşine takmıştı. O da sonunda azgınlardan olmuştu." (Araf Suresi, 175) şeklinde bildirilir. Diğer bir deyişle bu kişiler, şeytanla birlik olmanın sonucunda nefislerinin esiri olmuşlardır ve yaşamları her türlü aşırılık ve azgınlıkla doludur. Ayetlerde şeytanla ilişki içine giren insanların özellikleri şu şekilde haber verilir:
Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? Onlar, 'gerçeği ters yüz eden,' günaha düşkün olan her yalancıya inerler. Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler. (Şuara Suresi, 221-223)
Sürekli şeytana kulak veren ve şeytanın ahlakını yaşayan satanistler, cehennem hayatını da bir tür ideal model olarak değerlendirmektedirler. Bu nedenle satanistlerin yaşadıkları yerler karanlık ve izbedir. Estetik anlayışları cehennemin vahşetini ve dehşetini andıracak şekilde, kan ve şiddetin görüntüsü üzerine kuruludur. Özlemini duydukları toplum yapısı da, bu ahlakın bir gereği olarak, cehennem halkının yaşayacağı bir yapıdır. Satanist ahlakın yaşanması durumunda kimsenin kimseyi gerçekten sevmediği, kimsenin kimseye güvenmediği, hayatın her alanında tedirginliğin ve dehşetin yaşandığı, ihanetin ve vefasızlığın hakim olduğu, fuhşun, hırsızlığın, adam öldürmenin, işkencenin, katliamların ve binbir türlü suçun yaygın olarak görüldüğü, mutsuzluğun ve ümitsizliğin tüm insanları kapladığı bir toplum ortaya çıkacaktır.
Bu noktada satanistlerin yanıldıkları önemli bir konu daha vardır. Satanistler cehennemi istediklerini söylediklerinde bu, onların cehennemin nasıl bir yer olduğunu bilmemelerinden, cehennemi zihinlerinde tam anlamı ile canlandıramıyor olmalarından kaynaklanır. Allah Kuran'da bize cehennemin nasıl korkunç ve dehşet verici bir yer olduğunu detayları ile bildirmiştir. Cehennem o kadar dehşetli bir yerdir ki, cehennemi gören, hatta uzaktan uğultusunu duyan insanlar ondan korunabilmek için yalvarıp yakarmaya başlarlar. Cehennem azabını tadan kimseler, Rabbimize, kendilerini cehennemden çıkarması için yalvarırlar. Eğer kendilerine imkan verilirse, dünya hayatında işledikleri suçları bir daha asla işlemeyeceklerine yemin ederler. Ancak o gün artık pişman olmak için çok geçtir. Ayetlerde şu şekilde buyrulmuştur:
(Ateş,) Onları uzak bir yerden gördüğünde, onlar bunun gazablı öfkesini ve uğultusunu işitirler. Elleri boyunlarına bağlı olarak, sıkışık bir yerine atıldıkları zaman, orada yok oluşu isteyip-çağırırlar. Bugün bir yok oluşu çağırmayın, birçok (kere) yok oluşu isteyip-çağırın. (Furkan Suresi, 12-14)
Ateşin üstünde durdurulduklarında onları bir görsen; derler ki: "Keşke (dünyaya bir daha) geri çevrilseydik de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık ve mü'minlerden olsaydık." (Enam Suresi, 27)
...şeytanın adımlarını izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır.O, size yalnızca, kötülüğü, çirkin-hayasızlığı ve Allah'a karşı bilmediğiniz şeyleri söylemenizi emreder. (Bakara 168-169)
Peki bir insan nasıl olur da böyle bir yaşamın ideal yaşam tarzı olduğuna inanır? Bu sorunun cevabı ise, satanistlerin hayata bakış açılarında saklıdır:
1. Satanistler hiçbir şeye ve hiç kimseye karşı sorumlu olmadıklarına inanırlar. Hiç kimsenin kendilerine doğruları gösteremeyeceğini, kendi doğrularına ancak kendilerinin karar verebileceklerini iddia ederler. (Oysa onlar da şeytanın ilhamıyla karar vermektedirler.) Bir satanist için tek sorumluluk kendi nefsine karşıdır. Bu nedenle de nefsinin her türlü saptırıcı emrini yerine getirir. Yalandan, kin tutmaktan, intikam almaktan, insanlara ve kendine zarar vermektan hoşlanır. Fiziksel olarak pis, izbe, cehennem benzeri ortamlardan zevk alır. Basına yansıyan satanist toplantı yerleri ve ayinler, satanist müzik yapan grupların fiziksel görünüşleri, satanist ahlakın önemli yansımalarındandır. Satanistlerin bu tarz bir hayattan zevk almaları, pisliği, vahşeti, şiddeti ve izbeliği tercih etmeleri de Allah'ın bir ayetidir. Allah Enam Suresi'nde "... şeytan onlara yapmakta olduklarını çekici (süslü) gösterdi." (Enam Suresi, 43) şeklinde buyurmaktadır. Yani şeytan onlara bu yaptıkları pislikleri güzel ve çekici göstererek, onları büyük bir yanılgıya düşürmekte, bu şekilde onları Allah'ın yolundan uzaklaştırmaktadır.2. Satanizm nefsin tatmini üzerine kuruludur. Zaten nefisten kasıt da şeytanın emirlerini yerine getirmek, bu şekilde onu razı etmektir. Sadece nefislerinin isteklerine göre yaşamak istediklerini ve bunu da 'bir özgürlük' olarak gördüklerini ifade eden satanistler için, uyuşturucu, alkol, fuhuş, hırsızlık gibi ahlaksızlıklar bir yaşam şekli halini almıştır. Basında yer alan haberlerde de gördüğümüz gibi bu ahlaksızlıklar çoğu zaman daha ileri boyutlarda da yaşanmaktadır. Örneğin satanistler tecavüz, küçük çocuklara yönelik cinsel tacizler, çeşitli hayvanların eziyet edilerek katledilmesi, kendi kanlarının ya da katlettikleri hayvanların kanlarının içilmesi gibi iğrençlikleri adeta gurur içinde açıklarlar. Aynı mantıkla cinayeti de meşru görürler. Allah'ın Bakara Suresi'nde bildirdiği gibi, şeytan onlara "... çirkin hayasızlığı..." (Bakara Suresi, 268) emretmekte, onlar da bu emri kayıtsızca yerine getirmektedirler. Allah insanları şeytanın kandırmacalarına karşı Nur Suresi'nde de şu şekilde uyarır:Ey iman edenler, şeytanın adımlarına uymayın. Kim şeytanın adımlarına uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (şeytan) çirkin utanmazlıkları ve kötülüğü emreder. Eğer Allah'ın üzerinizde fazlı ve rahmeti olmasaydı, sizden hiçbiri ebedi olarak temize çıkamazdı. Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Allah, işitendir, bilendir. (Nur Suresi, 21)
Satanistlerin cehennemi istediklerini söylemeleri, cehennemin nasıl dehşetli bir yer olduğunu gereği gibi düşünemiyor olmalarından kaynaklanmaktadır.
3. Satanistlerin en belirgin özelliklerinden biri de isyankar karakterleridir. Onlar başta din ahlakı olmak üzere, toplumun düzenini oluşturan her türlü kurala karşıdırlar. Zaten kuralların yıkılmak üzere yapıldığını birbirlerine telkin ederler. Bu isyanları aile içinde başlar, okulda, arkadaş çevrelerinde devam eder. Hiçbir kurala uymak istemez, her zaman sorun çıkaran, problemli kişiler olurlar. Şeytanın en önemli özelliğinin isyan olduğunu, kendilerinin de isyancı kimlikleriyle tanınmaları gerektiğini ifade ederler. Şeytan, insan nefsindeki nefret, intikam, hırs, öfke, şiddet ve şehvet gibi duyguları, bu insanlara kendi yolunda hizmet ettirmek için kullandırır. Allah Meryem Suresi'nde, "Görmedin mi, Biz gerçekten şeytanları, kafirlerin üzerine gönderdik, onları tahrik edip kışkırtıyorlar." (Meryem Suresi, 83) şeklinde bildirmekte, şeytanın Allah'ın zikrinden uzak olan inkarcıları 'sürekli kışkırtıp', kötülüğe sevk ettiğini haber vermektedir. Günümüz satanizminin kurucusu olarak kabul edilen Anton LaVey de, Satanic Bible (Şeytan İncili) adlı kitabında satanizmin temel prensiplerini aktarırken, takipçilerine kötülüğü diledikleri gibi yaşamaları ve yaymaları için telkinde bulunmaktadır. Hatta kendisi ile yapılan bir röportajda LaVey, "Kanunların kesin olarak çiğnenmek için yapıldığını hissediyorum... Sokakta birini soymakta hiçbir yanlışlık görmüyorum" demektedir.36 LaVey'in bu sözlerini, kitabın ilk bölümünde üzerinde durduğumuz Sosyal Darwinist yaklaşımla açıklamak mümkündür. Çünkü satanizm materyalist ve Darwinist bir öğretidir ve bu düşünceye göre şiddet, tabiatın kendisinde vardır, kaçınılmazdır. Bu saçma inanışa göre insanın doğasında zaten var olan şiddet, sınırsızca yaşanmalı, insan kendine hiçbir sınırlama getirmemelidir. Bu şiddeti engellemek ya da önlemeye çalışmak insanın doğasına aykırıdır ve bunu engellemek mümkün değildir. İşte bu nedenle de insan ve toplum düşmanı olan satanizm insanlığa büyük bir kaos ve sonucunda da şiddetli bir yıkım getirir.
Üstelik doğada satanistlerin öne sürdükleri gibi sürekli bir çatışma yoktur. Canlıların yavrularının hayatta kalmalarını sağlayabilmek veya kendi topluluklarının bireylerini koruyabilmek için gösterdikleri fedakarlıklar olağanüstüdür. Bu fedakarlıklar çoğu zaman satanistler ve Darwinistler tarafından göz ardı edilmektedir. Satanistlerin çatışmayı zaruretmiş gibi göstermeleri büyük bir yalandır. İnsanlar ve toplumlar varlıklarını çatışarak değil, dayanışma ile, hep birlikte davranarak sürdürürler. Çatışma ve şiddet ise o toplumun sonu demektir.
4. Satanizm, Sosyal Darwinist düşüncenin bir gereği olarak, zayıflara, ihtiyaç içinde olanlara ve yaşlılara saygı ve merhamet duymaz. Onları ortadan kaldırılması gereken 'parazitler' olarak değerlendirir. Sevgi, şefkat, merhamet ve fedakarlık gibi hasletleri bir zayıflık olarak nitelendirir. Bu güzel özelliklerin din ahlakını akla getirmesi satanistlerde çok büyük bir rahatsızlık meydana getirir. Satanistlere göre, insan yaşamını sürdürebilmek ve ayakta kalabilmek için her türlü kötülüğe başvurabilir. Satanizm tüm bunları meşru görür. Bunun gerekçesi, daha önce de üzerinde durduğumuz gibi, Darwinist görüşün bir neticesi olarak 'hayatın vahşi bir arena' olduğu ve sadece güçlü olanların yaşayabileceği yönündeki yanlış anlayıştır. Satanizmdeki saldırgan ve zalim karakterin özünde de bu anlayış yatmaktadır. Bu nedenle de satanizm toplum yararını ve insanlığın faydasını kesinlikle hesaplamaz, bireysellik üzerine kuruludur. "Eğer bir şey sana fayda sağlıyorsa bunu yap, eğer sana değil başkasına fayda sağlıyorsa bunun için çaba sarf etme" yaklaşımını savunur. Bu yaklaşımın sonucu ise bencil, insafsız, insaniyetsiz, zalim ve acımasız kişilerden oluşan bir toplumdur. Anton LaVey'in aşağıdaki sözlerle dile getirdiği ideal toplum düzeni, satanizmin savunduğu acımasızlığı vurgulaması açısından oldukça dikkat çekicidir: Şeytan insanları sürekli kötülüğe ve isyana sevk eder. Bu nedenle şeytanın etkisi altına giren insanlar, hiçbir kurala uymak istemez, her zaman sorun çıkaran, problemli kişiler olurlar.
İdeal olarak hiçbir kuralın ve düzenin olmaması lazım ki onun sayesinde av olanlar av olacaklarını bilecekler ve avcılar da avcı olacaklarını bilecekler. İşte tüm mesele bu. İnsanların, yani bu dünyanın insan hayvanlarının biraz daha fazla bilince sahip olmaları, insanlığın bir parça gelişebilmesinde ya da bir parça ilerlemesinde büyük bir rol oynayacağını düşünüyorum....37
LaVey'e göre bir tür hayvanlar güruhu olan toplumda, hiçbir kural ve hiçbir düzen olmamalıdır. Toplumu 'avlananlar' ve 'av olanlar' olarak iki sınıfa ayıran LaVey'in öngördüğü bu hayat stilinde, toplum içindeki her türlü ilişkiyi de avlanmak kavramı belirleyecektir, tıpkı vahşi bir arenada yaşanıyormuş gibi...
Hiçbir kuralın tanınmadığı bu toplumda düzenin nasıl sağlanacağı ise satanizmin vahşi yüzünü gösteren bir başka örnektir. Türkiye'de faaliyet gösteren satanist bir klan lideri, satanizmin bu konudaki yorumunu şöyle açıklamaktadır:
.. Bu kural (ne istiyorsan onu yap kuralı), 18. yüzyıl başından beri yavaşlamış olan insan evrimini hızlandırabilir. Çünkü tamamıyla özgür bırakılan insan acıyı tattığı takdirde, herhangi bir baskı olmadan kendi kendini kısıtlayacaktır.38
Aslında satanistlerin söz konusu kural ve kanun düşmanlıkları çok akılsızcadır, çünkü kuralsız ve kanunsuz bir toplum onların da aleyhine olacaktır. Toplumların varlığını devam ettirmeleri için zorunlu olan huzur ve istikrar devletin varlığı ve devletin koyduğu kanunların uygulanması ile sağlanır. Din ahlakı da devlete itaati gerektirir. İnsanların diğerlerine karşı acımaksızın suç işledikleri bir toplum yapısında, bu yapıyı akılsızca savunan satanistler de "av" haline gelecek ve acı çekeceklerdir.
Satanistlerin en büyük yanılgılarından biri de, sevgi, şefkat, merhamet ve fedakarlık gibi güzel özellikleri bir zayıflık olarak nitelendirmeleridir. Bu güzel özelliklerin din ahlakını akla getirmesi satanistlerde çok büyük bir rahatsızlık meydana getirir. Oysa Allah insan ruhunu bu güzelliklerden zevk alacak şekilde yaratmıştır.
Tarih bunun örnekleri ile doludur. Terörü ve kan dökmeyi savunan herkes, sonunda o terörün ve şiddetin hedefi haline gelir. Fransız Devrimi'nde on binlerce insanı giyotine gönderen Jakoben liderlerin hepsinin, sonunda kendi başlarını da giyotine teslim etmeleri gibi... Satanistler de, savundukları bu mantıksız görüşlerle, hem dünyaya hem de kendilerine yıkım getirecek bir felaketi körüklemektedirler.
5. Kibir ve büyüklenme satanizmde teşvik edilen ve mutlaka sahip olunması gereken özelliklerdir. Bu nedenle de satanistler kendileriyle aynı görüşü paylaşmayan tüm insanları saf ve aptal olarak nitelendirir, en zeki, en mantıklı, en uyanık ve en başarılı olarak kendilerini görürler. Halbuki arzu ettikleri bu büyüklük tutkusuna, "... onların göğüslerinde kendisine ulaşamayacakları bir büyüklük (isteğin)den başkası yoktur." (Mü'min Suresi, 56) ayetinde de buyurulduğu gibi, hiçbir zaman ulaşmaları mümkün değildir. Bu tip batıl akımlara uyarak büyüklüğe ulaşacaklarını sananlar daha en baştan kaybetmeyi ve hor kılınmayı kabul etmişlerdir. İzzeti, itibarı bu sapkın öğretide arayanlar çok büyük bir yanılgı içindedirler. Çünkü gerçek izzet ve onur ancak Allah katındadır. Allah'a samimi bir kalple kendilerini teslim eden, iman yolunun tek kurtuluş olduğunu bilen, hayatlarının her anını en güzel ahlakı göstererek geçirme konusunda kararlı olanlar bu izzet ve şerefe sahip olan müminlerdir. Allah iman edenleri Kuran'da şöyle müjdelemektedir:
İman edip salih amellerde bulunanlar ise; işte onlar da, yaratılmışların en hayırlılarıdır. Rableri katında onların ödülleri, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur, kendileri de O'ndan razı (hoşnut, memnun) kalmışlardır. İşte bu, Rabbinden 'içi titreyerek korku duyan kimse' içindir. (Beyyine Suresi, 7-8)
Satanizmin insanı götürdüğü korkunç sonSatanizm dendiği zaman insan aklına gelen şeyler, şeytani ayinler, şeytana adanan hayvanların katledildiği törenler, kara büyü ve kan içme gibi insan tahayyülünü zorlayan sapkınlıklardır. Şeytani ayinler satanizmin ayrılmaz bir parçasıdır. Her ne kadar şeytani ritüelleri belli başlı maddeler altında toplamak mümkünse de, her ülkedeki satanist gruplar kendi anlayışlarına göre farklı ayinler düzenlerler. Satanistlerin kendi kitaplarında, dergilerinde, internet sitelerinde, satanist müzik gruplarının şarkı sözlerinde bu ritüelleri tüm açıklığıyla görmek mümkündür.
Satanistlerin tüyler ürperten ayinlerinde hayvanlar hatta insanlar vahşice katledilir. Çünkü satanistler öldürmeyi şeytana bağlılığın şartı olarak görürler. Basına yansıyan haberler satanistlerin içinde bulundukları bu karanlık ruh halini açıkça yansıtmaktadır.
Yeni satanist olan bir kişiye bu törenler yavaş yavaş öğretilir. Tek başlarına iken dahi şeytanla bağlantıya geçmek için ayinler yapmaları tavsiye edilir. Satanist sitelerden birinde yeni satanist olan bir kişiye, "Karanlık güçlerin seninle bağlantıya geçtiklerini düşündüğün anda korkma ve paniğe kapılma... Karanlık güçlere onların hak ettikleri saygı ve dekor ile yaklaş, ayinler bunun içindir; onlarla bir ilişki kurabilmek için..." gibi insanları saptırmaya yönelik öğütlerde bulunulmaktadır. 39 Satanist ayin ise şu şekilde tarif edilmektedir:
Tüm bu haberler satanizmin insanları nasıl korkunç bir sona götürdüğünü göstermesi açısından ibret vericidir.
... Etkili bir ayin yapabilmek için LaVey'in kitabında belirtilen tüm malzemeleri bulman şart değil. Belki kılıçlar, ayin kadehleri, siyah ipler, gong gibi malzemeleri alacak paran olmayabilir veya bunları temin edebileceğin bir mağaza bulamayabilirsin. Ama yine de ayin yapabilirsin... (Siyah) mumu yak ve önüne otur... Mumun ışığına bakarak, "Hazırım Karanlıkların Efendisi, gücünü içimde hissediyorum ve hayatımı şereflendirmeni istiyorum. Ben şeytanın taraftarlarından biriyim. Yaşasın Şeytan", diye ona seslen... Bu şeytanı hayatına sokmanın basit bir yoludur.40
Satanistlerin ayinlerde kan dökmeye özel bir önem vermeleri ise, şeytanın insanlık üzerindeki planının sembolik bir ifadesidir. Şeytan, büyük bir nefretle baktığı insan soyuna elinden geldiğince acı çektirmek istemektedir. Bu nedenle dünyada kan dökülmesini kendisine bir amaç olarak belirlemiştir. Ve satanistler de şeytanın bu emrine uymakta, kan dökmeyi açık bir ritüel şeklinde uygulamaktadırlar.
Bu resimlerde bir satanist ayinin ön hazırlıkları ve daha sonra da ayin sırasında yaşanan vahşet görülmektedir. Kendilerini asıp, çeşitli yerlerini kesen tarikat üyeleri daha sonra da acımasızca katlettikleri keçinin kanını üzerlerine döküp içmektedirler.
Satanist ayinlerin ana malzemeleri baltalar, kılıçlar, iplerdir. Kan rengi olan kırmızı ve karanlık güçleri sembolize eden siyah renkleri ise bu ayinlerin ayrılmaz birer parçasıdırlar. Satanistlerin tüyler ürperten ayinlerinden biri de hayvanların ve daha ileri aşamada insanların öldürülerek, şeytana adanmalarıdır. Satanist ayinlerde kedi, keçi gibi hayvanların katledilmesi çok alışıldık bir olaydır. Daha sonra bu hayvanların kanı kadehlere doldurulup içilir. Çünkü satanistler, bu kanla elde edilen enerjinin ritüelleri yöneten ve bu ritüellere katılan kişilerin gücünü artıracağını düşünürler. Kimin katledileceğine nasıl karar verileceği ise oldukça 'basit'tir: Herhangi bir sataniste karşı onun hoşlanmayacağı bir şey yapmış, onu rahatsız etmiş olan kimse bu ritüellerde katledilmek için idealdir.41
Öldürmeyi ve katletmeyi şeytana bağlılığın şartı olarak gören bir satanistin yaptığı açıklamalar ise, satanizmin insanları nasıl bir ahlakın içine sürüklediğini açıkça göstermektedir:
... Şeytana olan bağlılığımız için 4-5 kere keçi öldürdüm... İnsan öldürmeye gelince, öncelikle öldürülecek insanın bizzat şeytan adına kendinin kurban edilmesini istemesi lazımdır. Ancak bu şartlar altında ben birisini öldürürüm.42
Satanist ayinlerin en dehşet verici yönlerinden biri de, bu ayinlerde yalnız hayvanların değil insanların da canlarına kastedilmesidir. Bu törenler sırasında tecavüze uğrayan genç kızlar olduğu, ritüeller için gerekli kanın bulunması amacıyla insanların dahi öldürüldüğü bilinen olaylardandır.
Çoğu zaman da satanizmin vahşeti kişinin kendi canına kıymasına kadar ileri bir safhaya varabilmektedir. Satanizmin insanlar üzerinde oluşturduğu manevi boşluk ve ruhsal dengesizlikler, kişinin bu akıl dışı öğretiler uğruna intihar etmesine sebebiyet vermektedir.
Nasıl ki satanistler yaşam hakkında pek çok yanılgıya sahiplerse, ölüme ve ölümden sonrasına dair görüşleri de pek çok sapkınlık içermektedir. Kimi satanistlere göre intihar, dünyada özlemini duydukları cehennem hayatına bir an önce kavuşmadır, kimilerine göre ise sözde cesaretlerini ve başkaldırılarını ispatladıkları bir tür 'gövde gösterisi'. Oysa ölüm, bazı satanistlerin sandığı gibi, inkar edenler için bir kurtuluş değil, çok daha zorlu ve sıkıntılı, üstelik sonsuz bir yaşamın başlangıcıdır. Aynı şekilde intiharı bir tür 'başkaldırı' olarak görenler de büyük bir hataya düşmüşlerdir. Üstelik Allah bir insanın kendi canına kıymaya kalkışmasını kesinlikle yasaklamıştır.
İşte tüm bunlar şeytanın insanı ulaştırmak istediği korkunç sonun örneklerindendir. Satanizme kendini kaptıran insan, aynen şeytanın istediği gibi, her türlü insani meziyetini kaybetmiş, vahşi, saldırgan, hayvan benzeri bir hal almıştır. Dünya hayatındaki tüm geçici süslerin, şeytanın vaatlerinin bir deneme olduğunu fark edememiş ve bu yanlış zanlarının karşılığını en fazlasıyla almışlardır. Allah Sebe Suresi'nde bu durumu bizlere şöyle açıklar:
Andolsun, İblis, kendileri hakkında zannını doğrulamış oldu, böylelikle iman eden bir grup dışında, ona uymuş oldular. Oysa onun, kendilerine karşı hiçbir zorlayıcı-gücü yoktu; ancak Biz ahirete iman edeni, ondan kuşku içinde olandan ayırt etmek için (ona bu imkanı verdik). Senin Rabbin, herşeyin üzerinde gözetici-koruyucudur. (Sebe Suresi, 20-21)
Üstelik bu sadece dünya hayatındaki sonlarıdır. Allah'ın zikrinden yüz çevirmeleri, İlahi dinlere karşı savaş açmaları, insanları şeytana kulluk etmeye çağırmalarının karşılığını Rabbimizin katında acıklı bir azapla alacaklardır. Allah Kuran'da bu konuyla ilgili olarak şu şekilde bildirir:
Gerçek şu ki, şeytan sizin düşmanınızdır, öyleyse siz de onu düşman edinin. O, kendi grubunu, ancak çılgınca yanan ateşin halkından olmağa çağırır. (Fatır Suresi, 6)
Andolsun Allah'a, senden önceki ümmetlere de (elçiler) gönderdik, fakat şeytan onlara yapıp ettiklerini süslü göstermiştir; bugün de onların velisi odur ve onlar için acı bir azab vardır. (Nahl Suresi, 63)
Onlara; "Allah'ın indirdiklerine uyun" denildiğinde, derler ki; "Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız." Şayet şeytan, onları çılgınca yanan ateşin azabına çağırmışsa da mı (buna uyacaklar)? (Lokman Suresi, 21)
İnsanlardan kimi, Allah hakkında bilgisi olmaksızın tartışır durur ve her azgın-kaypak şeytanının peşine düşer. Ona yazılmıştır: "Kim onu veli edinirse, şüphesiz o (şeytan) onu şaşırtıp-saptırır ve onu çılgın ateşin azabına yöneltir." (Hac Suresi, 3-4)
Ancak cehennem azabıyla karşılaştıklarında satanistler bir şaşkınlık daha yaşayacaklardır. Dünya hayatında peşinden gittikleri, telkinlerine kulak verip emirlerine itaat ettikleri, kendilerine bir veli ve dost olarak gördükleri şeytan onlardan uzaklaşmış ve onları yapayalnız bırakmıştır. Şeytanın bu tavrına şahit olan inkarcılar çok büyük bir pişmanlık yaşayacak, ancak onlar için artık bir dönüş olmayacaktır. O gün onların tevbeleri kabul edilmeyecek, tüm yapıp ettiklerinin karşılığını eksiksiz olarak alacaklardır. Allah bu insanların durumunu ayetlerde şu şekilde bildirir:
O gün, zulmeden, ellerini (hınçla) ısırarak (şöyle) der: "Ah keşke, elçiyle birlikte bir yol edinmiş olsaydım, vah yazıklar bana, ne olurdu da filanı dost edinmeseydim. Çünkü o, gerçekten bana geldikten sonra beni zikirden (Kuran'dan) saptırmış oldu. Şeytan da insanı 'yapayalnız ve yardımsız" bırakandır." (Furkan Suresi, 27-29)
36- Birth of Tragedy, Issue No. 4, November '86 - January '87
37- Birth of Tragedy, Issue No. 4, November '86 - January '87
38- Tempo, 14-20 Şubat 2002, Sayı 7/740
39-
http://www.churchofsatan.com/ Pages/Youthletter.html
40-
http://www.churchofsatan.com/ Pages/Youthletter.html
41- Diyanet Avrupa, 15 Ocak-15 Şubat, 2002, Sayı 34, sf. 33
42- Tempo, 14-20 Şubat 2002, Sayı 7/740