Kıssadan Hisseler
#21
Gönderim zamanı 27.08.2009 - 00:54
..........
Siz hiç bir sarrafin bağırdığını duydunuz mu?
Kıymetli malı olanlar bağırmaz.
Domatesçi, biberci bağırır da kuyumcu bagirmaz.
Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz.
İnsan bağırırken düşünemez.
Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir.
Popcular, folkcular boğazlarını patlatana kadar bağırıp duruyor.
Ama Dede Efendi'yi okuyanlar bağırmıyor.
İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkulur.
Necip Fazıl KISAKÜREK
#22
Gönderim zamanı 27.08.2009 - 01:06
Çok güzel...
#23
Gönderim zamanı 27.08.2009 - 01:58
#24
Gönderim zamanı 04.09.2009 - 09:41
#25
Gönderim zamanı 04.09.2009 - 10:39
#26
Gönderim zamanı 04.09.2009 - 10:58
Gözlerimi kapıyorum
#27
Gönderim zamanı 11.09.2009 - 10:08
"Kurtarıcı(!)
1979 yılında İran'da kadınlar, kurtarıcı(!) Humeyni’nin Fransa’dan gelmesi için
günlerce gösteri yapmış, yollara dökülmüştü.
Çoğunluğu kadın olan kalabalıklara el sallayarak uçaktan inen Humeyni ise,
altı yıl sonra Allah’ın "aziz yaratıkları"nı sıralarken hamamböceğini sekizinci sıraya ,
kadını ondördüncü sıraya yerleştiriyordu. (Ruhat MENGİ, vatan)
#28
Gönderim zamanı 11.09.2009 - 11:45
Ülkemizdeki dini vecibelerini yerine getirmek için örtünen kadınlarımızı hangi sıraya koyuyor çok merak ettim.
Bu soru sebepsiz değildir her daim programlarında hedef gösterdiği bir kitle var.
İnsanları sırf örtüldükleri için farklılarmış gibi göstererek rencide etmeyi bir bayan olarak kendisine yakıştırabiliyor mu?
SULAK TOPRAKLARDA ÜMİTLER YEŞERİR
KANIN DÖKÜLDÜÐÜ TOPRAKLARDA İNSANLIK ÖLÜR
YAŞANMAZ BİR DÜNYA İÇİN TÜM VAHŞİLİÐİNİ GÖSTEREN İSRAİL'İ KINIYOR VE LANETLİYORUM
KAHROLSUN İSRAİL!!
#29
Gönderim zamanı 11.09.2009 - 15:56
Burada konu, Humeyni'nin kadınları hangi gözle gördüğü..
O kadınlar ki öncelikle bizim anamız, sonra eşimiz, evladımız, bacımız, teyzemiz, halamız, yengemiz, komşumuz, arkadaşımız...
Ve, o Humeyni olacak din adamı kılıklı cellat açık açık kadınları böcekten daha değersiz gördüğünü söylüyor bir zamanlar.
Öyle din adamı olmaz olsun..Öteki dünyada bir yeri olduğunu hiç sanmıyorum.
Ben böyle düşünüyorrum.
Ve bu, son sözümdü...
Sevgi/selam.
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 11.09.2009 - 15:59
#30
Gönderim zamanı 19.09.2009 - 22:32
"..........
Melih Gökçek, Bahçelievler’de yapmayı düşündüğü ‘7’inci Cadde’de içki içilsin mi?’ referandumundan vazgeçmek zorunda kaldı.
İçki, fazla kaçırırsanız elbette hem bireysel, hem de toplumsal bir beladır.
Ama her alkol alan kişiyi alkolik yerine koymak da doğru değil.
Bakın bir şairimiz ne diyor:
“Mescide riya-pişeler itsün ko riyayı
Meyhaneye gel kim ne riya var ne mürayi!”
(Bırak riyayı huy edinenler mescidde riyayı sürdürsünler;
sen meyhaneye gel, orada ne riya var, ne de mürayi.)
Kim mi yazmış bu keskin ve kışkırtıcı sözleri?
Çeşitli yerlerde kadılık ve iki kez de şeyhülislamlık yapmış olan Şeyhülislam Yahya* yazmış.
Şimdiki Diyanet İşleri Başkanı’nın dengi olan kişi.
Diyanet İşleri Başkanı’nın şimdi böyle bir şey yazması mümkün müdür?
Yahya’ya gelince, bunları yazdığı için ne asılmış, ne kesilmiş..."(Türker ALKAN/radikal, 18/09/2009)
* Zekeriyazade Yahya Efendi (1553 - 1644) 16. yüzyılın son yarısında ve 17. yüzyılın ilk yarısında çok uzun yaşıyan, Sultan I. Mustafa, Sultan IV. Murat ve Sultan I.İbrahim devirlerinde üç defa Şeyhülislam olarak yüksek devlet görevi yapmış bir âlim ve ayni zamanda ünlü bir Türk divan şairidir.
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 19.09.2009 - 22:33
#31
Gönderim zamanı 23.09.2009 - 22:47
Atmasın seni.
Komşu seçerken dikkat et...
Kuşatmasın seni.
Dost seçerken dikkat et...
Satmasın seni.
Yar seçerken dikkat et...
Aldatmasın seni.
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 23.09.2009 - 22:53
#32
Gönderim zamanı 14.10.2009 - 21:09
Problemlere odaklanmak ile çözümlere odaklanmak arasındaki fark...
Problem: NASA uzaya astronot gönderdiğinde tükenmez kalemlerin yer çekimi olmayan ortamda çalışmadığını fark etti..Yerçekimi olmadığı için mürekkep kağıdın üzerine akmıyordu.
Çözüm 1: Bu problemin çözümü NASA'ya ilave 12 milyon dolara mal oldu. Öyle bir tükenmez kalem ürettiler ki bu kalem yerçekimsiz ortamda, yukarı yönde, suyun altında ve sıfırın altında 300 C 'ye kadar olan sıcaklıklarda yazı yazmaya olanak sağlıyordu.
Çözüm 2: Peki Ruslar ne yaptılar ?..
Kurşun kalem kullandılar..Sorun çözüldü.
Kıssadan hisse:
- Her zaman basit çözümler arayın
- Probleme değil, çözüme odaklanın.
#33
Gönderim zamanı 03.11.2009 - 15:43
Lavoisier'nin "Kellesi"
Kimya biliminin dehası Lavoisier'in, asıl eğitimi hukuk idi ve Paris Barosu'na kayıtlı bir avukattı.
Bilimsel gözlem ve yorum üzerine yaptığı konuşmaları ile ünü bütün dünyaya yayılmıştı.
Kimya bilimini reddeden yobazların kafasını gösterip "Bu kelleler hiçbir işe yaramaz" dediği için tutuklandı.
Aynı gün yargılanıp ölüme mahkum edildi.
Lavoisier, matematikçi Lagrange'ı çağırdı.
"Kellem giyotinden sepete düştüğünde gözlerime bak" dedi, "eğer iki kere kırpıyorsam bil ki, insan kafası kesildikten sonra beyninin bir süre daha düşünmekte olduğunu anlarız."
Lavoisier'in kafası kesildikten sonra sepete düştü ve gülerek iki kere göz kırptı.
Matematikçi Lagrange diyor ki;
"Lavoisier'in, yaşamının son saniyesinde bile ispat arayışı, bilimselliğin yüzyıllar boyunca yanacak meşalesidir.
Ama o yobaz kafalar ufunet(kokuşmuşluk) üretmek için asırlarca karanlıkta sürüneceklerdir..."
Kıssadan hisse: Gericilik sınır tanımaz !
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 03.11.2009 - 15:50
#34
Gönderim zamanı 14.11.2009 - 14:05
Bir varmış bir yokmuş, bir kadın varmış..
Bir sabah kalkmış, aynaya bakmış ve kafasında yalnız üç tel saç görmüş.
"Hımm" demiş, "galiba bugün saçımı örgü yapacağım.."
Öyle yapmış..
Ve günü harika geçmiş.
Ertesi gün kalkmış,aynaya bakmış,
Kafasında iki tel saç kalmışmış..
"Hmm," demiş,"Bugün saçımı ikiye ayıracağım.."
Dediğini yapmış..
Yine harika bir gün geçirmiş.
Bir ertesi gene kalkmış..
Aynaya bakmış ki, kafasında tek tel saç var.
"Tamam" demiş, "bugün artık at kuyruğu yaparım.."
Öyle de yapmış..
Ve çok çok güzel bir gün geçirmiş.
Daha bir ertesi gün aynaya baktığında ne görsün:
Kafasında bir tek tel saç bile kalmamışmış !..
"Oh be!" diye bağırmış,"Bugün saç derdim yok!"
Kıssadan hisse: Bakış açısı herşeydir...
#35
Gönderim zamanı 20.11.2009 - 16:14
"..........
1. Başarılı bir askeri darbe birkaç saat içinde yapılır. Askeri darbe bir med dalgasına (deniz yükselmesine) benzer, yükseliş dalgasının ardından geri çekilme (cezir) gelir.
2. İrtica askeri darbeye benzemez, birkaç saatte gelmez. Benzese benzese karbondioksit zehirlenmesine benzer. Örneğin: Tevhid-i Tedrisat Kanunu delinir, lokantalar içki vermez olur, okullarda din derslerine cami imamları girer, İslami sermaye güçlenir, sendikalar hadım edilir, kamusal alanın sterilitesi türbanla, çarşafla, sarıkla iğfal edilir, ramazan ayları terörizme dönüşür. Türkiye’de irtica kanseri 1946’da başlamıştır. Kanserli hücreler çoğalıyor. İrtica yavaş yavaş alıştıra alıştıra geliyor. Laiklikten bıkan madamaların gözü aydın!.." (Özdemir İNCE / Hürriyet, 20 Kasım 2009)
Bu mesaj alsancakE24 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 20.11.2009 - 16:15
#36
Gönderim zamanı 20.11.2009 - 22:59
♥
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
♥
#37
Gönderim zamanı 01.12.2009 - 22:02
#38
Gönderim zamanı 11.12.2009 - 22:41
#39
Gönderim zamanı 11.12.2009 - 22:53
Seni satın alamayacaklar.
Aptalların uydurduğu
Atasözlerine inanmayacaksın:
“Paranın satın alamayacağı şey yoktur.”
“Herkesin bir fiyatı vardır”
gibi sözlere kanmayacaksın.
Onurunla kimliğinle ve
beyninle akıllı yaşayacaksın.
Üreteceksin, seveceksin,
sevileceksin, inançların
arkasında duracaksın.
Sevgilerin karşılıksız,
yardımların gizli olacak.
Seni attan ottan ayıran
özelliğin farkına varacaksın.
Çünkü sen insansın
ve bunu yakaladığın gün,
bembeyaz yaşayacaksın.
Müjdat Gezen
Bir kez daha tekrarlayalım.Gerçekten güzel...
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
#40
Gönderim zamanı 30.05.2010 - 19:06
Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır.. Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir. Gelinciği ve kanlı ağzını görür. Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur. Anne odaya yönelir...
Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılanı görür...
Günümüzde biraz kalıplaşmış da olsa Einstein' ait güzel bir söz vardır:
"İnsanlardaki önyargıyı parçalamak benim atomu parçalamamdan çok daha zor..."
♥
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
♥
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Snapchat hisseleri diye yanlış hisse aldılar |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Öyküden Alınacak Kıssadan Hisse. |
Din & Ahlâk | halukgta |
|
|
|
Beşiktaş Hisseleri Ucuza sattı |
Ekonomi & Borsa | wildrose |
|
|
1 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli