Jump to content



Ressam Nazım Hikmet


  • Please log in to reply
3 replies to this topic

#1 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2,849 posts
  • Cinsiyet:Bay

Posted 14.08.2009 - 02:53


Posted Image

Ressam Nazım Hikmet

".....
Nazım resim yapmaya annesine özenerek başlamış olmalı. Celile Hanımın ressamlığı varlıklı bir kadının oyalanmak için seçtiği bir hobi değil, bir tutkuydu. Kadiköy'de oturduğumuz yıllarda Nazım, annem, ben, arada bir ona giderdik. Odaları yaptığı tablolarla doluydu. Evi tam anlamıyla bir ressamın eviydi. Resimden başka bir sey düşünmediği açıktı.

Nazım'ın resim yaptığını ilk Mithat Paşa köşkünde oturduğumuz yıllarda görmüştüm. Ama bunlar yağlıboya ya da pastel resimler değildi. Karakalemle mi, ya da yumuşak bir kurşunkalemle mi, bilmiyorum, evdeki herkesin yandan kafalarını çizmişti." (Vala Nurettin)


*** Nazım Hikmet’in yaptığı resimlerden...


- Piraye'nin Portreleri:

Posted Image
'Zevcem, ruhurevanım Hatice Pirayende'
1940 Çankırı; kağıt üzerine pastel, 17 x 25 cm



Posted Image
1940 Çankırı; kağıt üzerine pastel, 25 x 36 cm


Posted Image
1940 Çankırı; kağıt üzerine pastel, 17 x 25 cm



Posted Image
1940 Çankırı; kağıt üzerine pastel, 11 x 16 cm


Posted Image
1941 Çankırı; tuval uzerine yağlıboya, 31 x 44 cm





- Otoportreleri:

Posted Image
Tuval uzerine yağlıboya, 18 x 22 cm


Posted Image
Kağıt üzerine kara kalem


Posted Image
1939 İstanbul,kağıt üzerine pastel, 30 x 38 cm





- Diğer resimlerinden:

Posted Image
1946 Bursa Cezaevi; kontrplak üzerine yağlıboya, 67 x 49 cm


Posted Image
1940 Çankırı Hapishanesi; karton üzerine pastel, 30 x 19 cm


Posted Image
1940 Kalaycı Dükkanı; karton üzerine pastel, 35 x 25 cm


Posted Image
1941 Bursa; tuval üzerine yağlıboya, 28 x 25 cm





- Sarı Seyfettin:

Posted Image


Posted Image

Nazım Hikmet'in 5 Aralık 1940 ile 8 Nisan 1950 günleri arasında kesintisiz olarak yaklaşık 10 yıl hapis yattığı Bursa Cezaevi’nde 1942 yılında yaptığı tuval uzerine bu yağlıboya tablonun diğerlerinden bir farkı var: Bu tablodaki portre, ozanın mahpus arkadaşı ve “Memleketimden İnsan Manzaraları”nda adı geçen o yılların İnegol Güneykestane (Çerkez) köyü muhtarı Sarı Seyfettin’e ait.


'.....

Eskişehirli arabacı Selim:
‘- Nafiledir Alaman’ın encamı’, diyordu,
‘nasıl olsa bir yerde devrilip kalacak.
Eli bıçaklı, vuran kıran adamın sonu
Ya köpek ölümüdür, ya pezevenklik
Yahut da mahalle bekçiligi’.
İtiraz etti Sarı Seyfettin
(Çerkez köyünün muhtarı) :
‘- Bilemem Alamanları
Ama vurucu olan pezevenk olmaz’.
Arabacı Selim haykırdı adeta:
‘- Beter olur’.

.....'

(derleme)

Edited by alsancakE24, 14.08.2009 - 02:55.


#2 Sultanım

Sultanım

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1,113 posts

Posted 14.08.2009 - 08:53

Nazım Hikmet Ran'ın Bilmediğim yönünü göstermiş oldunuz abi,
güzel paylaşımdı teşekkürler.

Sakına yanlış anlaşılmasın iyi niyetle soruyorum çünkü merak ediyorum.

Atatürk'ün KOMÜNİZM, GÖRÜLDÜÐÜ YERDE EZİLMELİDİR!' . sözüne karşı neler hissediyordu,

ya da Atatürk'e karşı ilgisi ne yöndeydi?

Edited by Sultanım, 14.08.2009 - 08:58.

SULAK TOPRAKLARDA ÜMİTLER YEŞERİR

KANIN DÖKÜLDÜÐÜ TOPRAKLARDA İNSANLIK ÖLÜR

YAŞANMAZ BİR DÜNYA İÇİN TÜM VAHŞİLİÐİNİ GÖSTEREN İSRAİL'İ KINIYOR VE LANETLİYORUM

KAHROLSUN İSRAİL!!


#3 alsancakE24

alsancakE24

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2,849 posts
  • Cinsiyet:Bay

Posted 14.08.2009 - 09:45

Mustafa Kemal Atatürk öyle bir söz söylemedi dost Sultanım...
Antikomünist bir kişi olarak söylüyorum bunu...

Aşağıdaki şiiri Nazım Hikmet yazmıştır..
Mustafa Kemal'i en iyi anlatan şiirlerden biridir..
Gayrı gerisini sen anla.

..........

Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.

Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle
ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini
bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu.

Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki
mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında O'nu
gördü.

Paşalar O'nun arkasındaydılar.

O, saati sordu.
Paşalar: ''Üç'' dediler.

Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.

Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.

...

Yüzbaşı sordu:
- Saat kaç?
- Beş.
- Yarım saat sonra demek...

...

Alaca karanlıkta, bir çınar dibinde,
beygirin yanında duran
sarkık, siyah bıyıklı süvari
kısa çizmeleriyle atladı atına.
Nurettin Eşfak baktı saatına:
- Beş otuz...

Ve başladı topçu ateşiyle
ve fecirle birlikte Büyük taarruz..


Nâzım Hikmet

#4 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13,198 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Posted 14.08.2009 - 10:21

on parmağında on marifet misali ,


bende bilmiyodum bu yönünü=)
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...





Similar Topics Collapse

  Topic Forum Started By Stats Last Post Info

3 user(s) are reading this topic

0 members, 3 guests, 0 anonymous users