İçerik değiştir



- - - - -

Nasa İçin Üretilen Daha Sonra Seri Üretime Geçilen


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 1 yanıt verildi

#1 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 18.08.2009 - 18:28


1. ŞARJLI EL ALETLERİ

Uzay araştırmalarında kullanılmak üzere akıl edilen ve geliştirilen ürün ve teknolojilerin çoğu bugün hemen hepimizin hayatını kolaylaştırıyor. Örneğin bugün elinizdeki ‘şarjlı’ marangoz aletlerinin atası, bir zamanlar Nasa için icat edilmişti.

Apollo uzay aracını Ay’a yollama hazırlığındaki Nasa, astronotların Ay yüzeyinden kaya örnekleri toplarken zaman kaybetmesini istemiyordu. Az zamanda ne kadar çok örnek toplanırsa o kadar iyiydi elbette. Ama uzay aracında priz olmadığı gibi 385,000 kilometre uzunluğunda ‘uzatma kablosu’ kullanmak da elbette söz konusu değildi.

Nasa bunun üzerine Amerikan elektrikli el aleti üreticisi Black&Decker ile işbirliğine gitti. Firma, Nasa’nın finansmanı ve teknik desteğiyle şarj edilebilir pille çalışan ve az enerji tüketen motorlar geliştirdi. Bugün şarj edilebilir el ve mutfak aletlerinin hemen hepsi, işte o zamanki mesainin meyveleri.

2. DUMAN DEDEKTÖRÜ

Artık neredeyse tüm binalarda kullanılan yangın alarm sistemleri, esas itibarıyla zararlı duman ve gazların dedektörler vasıtasıyla hızlı olarak tespit edilip alarmın harekete geçirilmesiyle çalışıyor. Bu sistemlerin atası ise uzay üssü Skylab’te kullanılmıştı.

ABD’nin uzaydaki ilk istasyonu olacak Skylab’in hazırlıklarını sürdüren Nasa, Honeywell Corp. firmasına duman ve zehirli gazları tespit edecek dedektörler geliştirmesi için sipariş verdi. Sonuçta dünyanın ilk iyonizasyonlu duman dedektörü icate dilmiş oldu. Sistem çok az miktarda Amerikyum-241 radyoaktif izotoptan faydalanıyordu.

Bu icadı 1979’da daha ucuz ve hassas fotoelektrik dedektörler izledi. Bunlar havadaki dumanı ‘görerek’ harekete geçiyordu. Yangın dedektörleri bugüne kadar belki yüz binlerce hayat kurtarmıştır. Ama özellikle itfaiye çağırmak gibi bir lüksü bulunmayan Uzay İstasyonu’ndakilerin.

3. TAKVİYELİ BEBEK MAMASI

Aklınız hemen dondurulmuş gıdalara gitmesin. Bahsettiğimiz ürünler, bugün pek çok bebeğe nasip olan bol mineralli, vitaminli, güçlendirilmiş bebek mamalarından başkası değil.

Nasa, uzun süren uzay yolculuklarında astronotları çabuk ve yeterli şekilde besleyebilecek, ama fazla yer de kaplamayan çözümler üzerinde çalışmaya 1950’lerde başlamıştı. Bazı alg (yosun) türlerinin kullanımından olumlu sonuçlar elde edildi.

Maryland’teki bir biyokimya firması, anne sütündeki yağlara benzeyen iki besleyici asit taşıyan bir yosun türü keşfetti. Buradan yola çıkılarak geliştirilen Formulaid, bugün bebeklerin görme ve zeka kabiliyetlerini geliştirmek için verilen mamalarda hala kullanılıyor.

4. GERİ DÖNÜŞÜMLÜ LASTİK

Otomobilinize yeni bir takım lastik aldığınızda eskiler ne olur? Yakın zamana kadar hurda lastik sahalarında dağlar oluşturur, arada bir çıkan yangınlarda her biri çeyrek litre petrol bileşeni taşıyan yüz binlerce lastik simsiyah ve zehirli duman yayarak yanıp atmosferi kirletirdi.

Bugün ise bu lastikler geri dönüştürülebiliyor. Petrol bazlı kriyojeni alanında yüksek bilgi birikimine sahip Nasa, lastikleri -130 santigrad derecede dondurarak zerrelerine kadar ufalamayı başardı. Böylece lastiği oluşturan bileşenler kolayca birbirinden ayrılabildi. Buradan elde edilen petrol bazlı kimyasallar daha sonra başka ürünlerin üretiminde hammadde olarak işe yaradı. Bugün asfaltlarda kullanılan pek çok malzemede işte bu geri kazanılmış kimyasallardan yararlanılıyor. Yani pek ala yeni lastiklerinizle eski lastiklerinizin üzerinde geziniyor olabilirsiniz.

5. KULAK İÇİ TERMOMETRE

Bebeğinin ateşini ölçmek isteyen ebeveynin dereceyi bebeğin ağzına ya da koltuk altına koyması imkansız ve tehlikelidir. Eh sindirim sisteminin öbür ucunu kullanmak da sevimsizdir, zira hoşnutsuzluğunu sözcüklere dökecek beceriye sahip değildir yavrucak.

İşte bu tür tehlikeleri bertaraf edecek, gerek bebeklerin gerekse yetişkinlerin ateşini daha rahat ve çabuk şekilde ölçecek bir cihaz üstünde çalışan Diatek Corp. firması, Nasa’ya başvurdu. Uzay ajansı, kızılötesi sensörler kullanarak uzaktaki yıldızların incelenmesi konusunda 30 yıllık deneyime sahipti.

İki kurum, kızılötesi ışınları tespit ederek bedenin ısısını ölçen ilk kulak termometresini üretti. Bir çeşit ‘termal kamera’ gibi çalışan cihaz, her kullanımda değişen plastik kulak yuvası içinden kulak kanalındaki kızılötesi ışınları ‘görüyor’, belirli ısı aralıklarında değişen ışınları analiz ederek hızlı ve doğru şekilde bedenin ısısını sahibine gösteriyordu. Hem de iki saniyeden az bir sürede.

6. DİŞ TELİ (KELEPÇESİ)

Bir zamanlar sıkça gördüğünüz, belki de kullandığınız, diş tellerini hatırlıyor musunuz? İşte o günler geride kaldı artık. Bugün çoğu ortodontist, dişe iliştirilen seramik kelepçeler ve bunları birbirine bağlayan özel teller kullanıyor. NiTinol (nikel-titanyum) adı verilen alaşımdan mamul bu teller, bize Nasa’nın hediyesi.

İlk verildiği şekli sonradan kolay kolay kaybetmeyen bu alaşım, daracık bir füzenin içinde kompakt şekilde uzaya yollanan uyduların füzeden uzaya bırakıldığında yaylı bir çiçek çanağı gibi açılıp asıl şeklini almasını sağlıyordu. Sanayide NiTi adıyla anılan alaşım, daha sonra ortodontide kullanılmaya başlandı.

Eski tip diş düzeltici kelepçelerde belirli periyotlarda vidaları sıkıp dişe baskıyı sürdürmek gerekiyor, bu da hastaya ciddi ıstırap veriyordu. Yeni NiTi alaşımlı kelepçelerde ise baştan şekli verilen kelepçe dişe sürekli aynı baskıyı uyguluyor ve diş düzelinceye kadar da hastaya ıstırap vermiyordu.

7. KORUYUCU BOYA

ABD’deki Özgürlük Heykeli, Hong Kong’taki dev Buda heykeli ve Golden Gate köprüsünün ortak özellikleri nedir sizce? Cevap, Nasa uzay programı sayesinde korunuyor olmaları.. yani öyle sayılır.

Nasa’ya bağlı Goddard Space Flight Center, 1980’lerin sonlarında bir araştırma programı başlattı. Hedef, Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’nde bulunan fırlatma rampalarını ve diğer gereçleri tuzlu su buharından, roketlerin egzos gazından ve aşırı ısınmadan koruyacak bir boya kaplama maddesi geliştirmekti.

Sonuçta ortaya çıkan madde o kadar başarılı oldu ki hemen tüm köprülerde, uydu çanaklarında, televizyon aktarma antenlerinde ve dev heykellerde kullanılmaya başlandı.

8. KARDİYAK DÜZENLEYİCİ (KALP PİLİ)

Kalp ritmini düzenleyen cihazlar, ya da bilinen adıyla kalp pili, 1950’de icat edildi. Elbette harici kullanılan, büyük ve ağır ilk örneklerinden bu yana çok şekil değiştirdiler. Artık bedenin içinde çalışan, duruma göre kendini ve hızını ayarlayan, otomatik çalışmaya başlayıp kapanan akıllı piller var.

İşte bu gelişim sürecindeki en büyük kilometre taşı, Nasa’nın geliştirdiği iki-yönlü telemetrik iletişim teknolojisiydi. 1970’lerde geliştirilen bu teknoloji esasen uydularla iletişim için kullanılıyordu. Siemens-Pacesetter Inc. firması 1970 yılında Nasa’yı işbirliğine ikna etti ve benzeri bir telemetri sistemini beraberce kalp düzenleyici sistemlere uyarladılar. Sonuçta ortaya çıkan cihaz doktora hastanın durumuna göre cihazı ayarlama imkanı vermekle kalmıyor, aynı zamanda hastanın durumunu kendi taşip edip kendi kendini ayarlayabiliyordu.

9. ÇİZİLİMEZ GÖZLÜK CAMI

Nasa sayesinde kolay kolay çizilmeyen plastik gözlük camlarına, otomobil pencerelerine, televizyon ekranlarına sahibiz. Bu rahatlığı borçlu olduğumuz ticari kurum ise Ames Research Center.

Araştırma firması, uzay araçlarının görev esnasında çizilme ve kırılmasını asgariye indirecek bir kaplama malzemesine ihtiyaç duyan Nasa’ya olumlu cevap vermiş ve altı ay gibi kısa sürede ürünü geliştirmişti.

Daha sonra lisansı Foster Grant Corp. tarafından satın alınan bu çizilmez (yani çok sert) kaplama teknolojisi, ilk olarak güneş gözlüğü camlarında kullanılmaya başlandı. Böylece gerçek camlar kadar sert olabilen plastik camlar, onlardan daha hafif ve dayanıklı hale geldi.

10. RAHAT LASTİK AYAKKABILAR

Bir kilometre bile koşamıyor musunuz? Suçu ayakkabılarınıza atmayın hemen. Çünkü ayağı rahat tutan, şokları absorbe eden, terletmeyen lastik spor ayakkabılar yaklaşık 40 yıldır yapılıyor, Nasa sağolsun.

1970’lerden itibaren bütün spor ayakkabısı üreticilerinin kullanmaya başladığı özel plastik alaşımı ve inşa teknolojiasi, fırlatma esnasında astronotları koltuklarında rahat ettirmek isteyen Nasa’nın fikriydi. Yastık görevi gören bu plastik malzeme, ayağı saran ‘viskoelastik’ hava baloncuklarının darbeleri emip hızla eski şeklini alabilmesini sağlıyordu.

Sadece ayakkabı firmaları değil pek çok tüketici ürün üreten firma bu teknolojiyi Nasa’dan aldı ve hemen her alana uyarladı. Bugün ayağınızdaki yürüyüş ayakkabısından yattığınız ‘ortopedik’ yatağa kadar pek çok üründe hala bu teknoloji baz olarak kullanılıyor.


NTV
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#2 LiQusha

LiQusha

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 405 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:2wsx
  • İlgi Alanları:yazilim muhendisligi (domain driven design, extreme programming, java EE), muzik(jazz-rock[fusion]), basketbol(oynamayi izlemeye tercih ederim, nba)

Gönderim zamanı 18.08.2009 - 22:24

"Teflon" için de benzeri bir şehir efsanesi mevcuttur. Ancak teflon Nasa'da (ve ya Nasa için) üretilen bir ürün değildir.
Bununla beraber NASA uzay kıyafeti yapımı gibi bazı işler için teflon kullanmış ve bu da teflonun ünlenmesinde önemli rol oynamıştır.





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

3 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 3 ziyaretçi, 0 gizli