İçerik değiştir



Siyasal İslam’ın Kalesi Olarak İmam Hatipler


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 162 yanıt verildi

#1 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 21.08.2009 - 13:33


Siyasal İslam'ın kalesi olarak imam hatipler (1)


SİYASAL İslamcı gazeteleri, AKP lejyonerlerini bir yana bırakalım. Sözüm öteki gazetelere ve köşe yazıcılarına.

Son İHL katsayı operasyonundan ve yönetmelik değişikliğinden sonra bir kez daha fark ettim ki bu konuda yazı yazanların, haber yapanların Tevhid-i Tedrisat Kanunu'ndan yani Öğrenim Birliği Yasası'ndan haberleri yok. Haberleri varsa bile, yazılarını döşenmeden önce söz konusu yasayı ve yasa gerekçesini okumayı akıllarına bile getirmiyorlar.

Bu ilgisizlik son derece yaygın zaten. Koalisyon ortağı MSP'nin tuzağına düşen Ecevit ve çevresindekiler Öğrenim Birliği Yasası'nı bilselerdi, kendilerine bu yasayı bir hatırlatan olsaydı, yaptıkları işin Cumhuriyet'in şahdamarını keseceğini mutlaka anlarlardı.

YASAYA RAÐMEN

On yıl önce Hürriyet gazetesinde yazmaya başladığım zaman, 3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Anayasa'nın İnkılap Kanunlarının Korunması'na dair 174 maddesi ile tozlu mevzuat raflarında unutulup gitmişti. Bulundukları yerden bulup çıkardım (aslında 1980'lerden itibaren edebiyat dergilerinde yazdığım yazılarda söz konusu yasayı referans vermekteydim) ve başta dönemin Cumhurbaşkanı olmak üzere kamunun dikkatine sundum. Daha sonra Prof. Dr. İsa Eşme, Dr. A. Vehbi Ecer ve adlarını anamadığım için eksikli kaldığım öteki bilim adamları bu konuda bana yardımcı oldular.

Bilelim ve unutmayalım ki Anayasa'nın 174. maddesinin koruması altında olan bütün devrim yasaları Anayasa'nın ilk dört maddesi gibi değişmezlik koruması altındadır. Demek ki 3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Öğrenim Birliği Yasası'na aykırı yasa çıkartılamaz, tüzük ve yönetmelik yapılamaz, genelge yayınlanamaz. Ama son yönetmelik değişikliğinde olduğu gibi bütün bunlar yapılıyor. Söz konusu yasanın ırzına geçercesine, 1950'den bu yana yüzlerce imam hatip okulu ve lisesi açıldı.

ONUR KIRICI


Türkiye Cumhuriyeti Anayasası madde 174: "Anayasa'nın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyeti'nin laiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılap kanunlarının, Anayasamızın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasa'ya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz."

Anayasanın 174 maddesi olmasaydı bile TBMM'nin çıkardığı ilk yasalardan olan devrim yasalarının devlet kurucu nitelikleri dikkate alınarak bir tek harfine bile dokunulmaması gerekirdi.

Hukukçuların, Anayasa hukukçularının bu cinayet karşısında suskun kalmaları kendileri açısından son derece onur kırıcıdır.

ŞİDDETLE KINIYORUM

Laf olsun torba dolsun niyetiyle kaleme sarılan gazete yazıcılarını da şiddetle kınıyorum. Elbette düşünceyi yazılı ve sözlü açıklama özgürlüğü vardır, ama düşüncesi olanlar için vardır. Son günlerde, televizyonların "Flaş... Flaş... Flaş... Meslek liseleri ve imam hatip liselerinin önü açıldı!" yağcılığı karşısında şaşkına döndüm. Yazılarına "Eyvah! İmam hatipliler geliyor!" diye başlık atanların cehaletleri karşısında ne diyeceğimi bilemedim.

Bu konuda yayınladığım eski yazıların, bu kez yayınlayacağım yedi yazının meslek içi gelişim dersi olarak kabul edilmesini temenni ediyorum. (Devam edeceğim.)
**************************************

Siyasal İslam'ın kalesi olarak imam hatipler (2)


7 ARALIK 2007 tarihinde yayınlanan "Bir Kez Daha Tevhid-i Tedrisat (1)" başlıklı yazımdan aktarıyorum:

Yasaların gerekçeleri onları anlamamız, yorumlamamız konusunda son derece önemlidir. 3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun gerekçesi şöyle:

"Yüksek Başkanlığa,

Bir devletin genel eğitim ve kültür politikasında, milletin duygu ve düşünce bakımından birliğini sağlamak için öğrenim birliği en doğru, en bilimsel, en çağdaş ve her yerde yararları ve güzellikleri görülmüş bir ilkedir. 1255 (1839) Gülhane Fermanı'ndan sonra açılan Tanzimat Dönemi'nde, yıkılmış Osmanlı Saltanatı[da] öğretim birliğine başlamak istemişse de bunu başaramamış ve aksine bu konuda bir ikilik bile meydana gelmiştir. Bu ikilik eğitim ve öğretim birliği açısından birçok zararlı sonuçlar doğurdu. Bir millet bireyleri ancak bir eğitim görebilir. İki türlü eğitim bir ülkede iki türlü insan yetiştirir. Bu ise, duygu ve düşünce birliği ile dayanışma amaçlarını tamamen yok eder.

Kanun teklifimizin kabulü durumunda Türkiye Cumhuriyeti'nde bütün bilim (irfan) kurumlarının bağlı olacakları tek makam Milli Eğitim Bakanlığı olacaktır. Böylece, bütün okullarda bundan böyle Cumhuriyetin irfan politikasından sorumlu ve öğretimimizi duygu ve düşünce birliği çerçevesinde ilerletmekle görevli olan Milli Eğitim Bakanlığı, olumlu ve birleşik bir eğitim politikası uygulayacaktır. Teklifimizin bugün hemen ve ivedilikle görüşülerek kanunlaşmasını yüksek heyetten rica ederiz. (2 Mart 1924. Manisa Milletvekili Vásıf Bey ve arkadaşları).

* * *

3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu:

Madde 1- Türkiye'deki bütün bilim ve öğretim kurumları Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlıdır.

Madde 2- Şer'iyye ve Evkaf Bakanlığı veya özel vakıflar tarafından idare edilen bütün medreseler ve okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na devredilmiş ve bağlanmıştır.

Madde 3- Şer'iyye ve Evkaf Bakanlığı bütçesine okullar ve medreseler için konulan ödenekler Milli Eğitim bütçesine aktarılacaktır.

Madde 4- Milli Eğitim Bakanlığı, dini bilgiler konusunda yüksek uzmanlar yetiştirmek üzere üniversitede bir İlahiyat Fakültesi kuracak ve [ayrıca] imamlık ve hatiplik gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli memurların yetişmesi için de ayrı okullar açılacaktır.

Madde 5- Bu kanunun yayımı tarihinden itibaren, genel eğitim ve öğretim hizmetleri vermekte olup, şimdiye kadar Milli Savunma Bakanlığı'na bağlı olan askeri rüşdiyeler ve idadilerle, Sağlık Bakanlığı'na bağlı Yetim Evleri, bütçeleri ve öğretim kadroları ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmıştır. Anılan rüşdiye ve idadilerde bulunan öğretim kadrolarının nereye bağlı olacakları, gelecekte ait olacakları Bakanlıklar arasında belirlenip düzenlenecek ve o zamana kadar orduya mensup olan öğretmenler bu statülerini koruyacaklardır."

* * *

Yukarıda aktardığım yasa gerekçesi ile yasanın özellikle 4. maddesini bilmeden imam hatipler üzerine yazı yazmak ayıptır, günahtır, hafifmeşrepliktir. (Devam edecek)
*******************************************

Siyasal İslam'ın kalesi olarak imam hatipler (3)


TEVHİD-İ Tedrisat Kanunu'nun ne anlama geldiğini Büyük Millet Meclisi üyeleri 1921 yılından itibaren bildikleri için söz konusu yasayı kolayca kabul ettiler.

Mustafa Kemal Paşa 16 Temmuz 1921 günü Ankara'da toplanan Maarif Kongresi'nin açış konuşmasında şöyle diyordu:

* * *

"Şimdiye kadar takip olunan tahsil ve terbiye usullerinin milletimizin tarihi gerilemesinde en mühim ámil olduğu kanaatindeyim. Onun için milli terbiye programından bahsederken, eski devrin hurafelerinden ve yaratılış niteliklerimizle hiç münasebeti olmayan yabancı fikirlerden, doğudan ve batıdan gelebilen bütün tesirlerden tamamen uzak, milli seciye ve tarihimizle uygun bir kültür kastediyorum. Çünkü milli dehamızın tam gelişmesi böyle bir kültür ile temin olunabilir. Gelişigüzel bir yabancı kültürü, şimdiye kadar takip olunan yabancı kültürlerin yıkıcı neticelerini tekrar ettirebilir. Kültür zeminle mütenasiptir. O zemin milletin seciyesidir." (Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, Ankara 1959, II, 16-17)

* * *

31 Ocak 1923 günü İzmir'de yaptığı bir konuşma sırasında medreselerin geleceğine değinen Mustafa Kemal Paşa şunları söylüyordu:

"Milletimizin, memleketimizin irfan yuvaları olmalıdır. Bu memleket evládı, kadın ve erkek aynı surette oradan çıkmalıdır." (Age. II,90)

(Bu alıntılar için Erciyes Üniversitesi emekli öğretim üyesi Dr. A. Vehbi Ecer'e teşekkür ederim.)

3 Mart 1924 tarihli ve 430 sayılı Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve Mustafa Kemal Paşa'dan yaptığım alıntılar, 14.06.1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun imam hatip liseleriyle ilgili 32. maddesinin bir dalavere olduğunu kanıtlamaktadır:

"İmam hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kuran kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı'nca açılan ortaöğretim sistemi içinde, hem mesleğe, hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır."

Peki değerli köşe yazıcıları Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun özgün metninde "Hem mesleğe, hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır" cümlesi var mı?

Yok! Peki nasıl oluyor?

* * *

Peki Milli Eğitim Temel Kanunu'nun Anayasa'nın laiklik ilkesine ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu'na aykırı 32. maddesinin iptali için yüksek mahkemelere neden başvuru yapılmadı? Başvuru yapılsaydı mutlaka iptal edilirdi. (Son yazımda açıklayacağım gibi, Anayasa Mahkemesi'nin AKP'nin kapatılması davasında aldığı 30.07.2008 tarihli kararı gereğince de imam hatipler tamamen kapatılabilir. Meraksız hukukçulara duyurulur!)

14.06.1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nu 12 Mart faşist askeri rejiminin Naim Talu hükümeti (15.04.1973-26.01.1974) çıkarmıştı.

Aynı askeri rejimin 20 Mayıs 1973'te Necmettin Erbakan'a Milli Selamet Partisi'ni yalvara yalvara kurdurduğunu da anımsayalım. (Devam edecek.)
********************************************

Siyasal İslam'ın kalesi olarak imam hatipler (4)

İMAM hatiplerin kısa tarihi:

1924- Okullarda laik eğitime geçiş kapsamında çıkarılan Tevhid-i Tedrisat Kanunu'yla (Eğitim-Öğretimin Birleştirilmesi) birlikte medreseler kapatıldı. Laikliği yeni benimseme aşamasında olan bir toplumda din eğitiminin gerekliliğine inanan Mustafa Kemal Atatürk, medreselerin yerine dört sınıflı 29 adet imam hatip okulu açtı. Bir yıl sonra imam hatip sayısı 26'ya, iki yıl sonra 20'ye, üç yıl sonra da ikiye düştü. 1929-30 öğretim yılında ise son kalan imam hatip okulları da kapatıldı.

1948- CHP, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından imam, hatip, vaiz ve yüksek din okulları açılması için Meclis'e kanun teklifi verdi. Teklif sonucu imam hatip okulları açılmadı ancak 10 ay süreli imam hatip kursları açıldı.

1949- Yıl başında dönemin iktidar partisi CHP Ankara ve İstanbul'da iki tane imam hatip kursu açtı. Bir süre sonra kurs sayısı sekize çıkartıldı. Din derslerinin eğitim-öğretim müfredatına konulması da bu döneme rastlar. Okulların dördüncü ve beşinci sınıflarında seçmeli olarak okutulmak üzere din eğitimi başladı. CHP'nin önerisi ile Ankara Üniversitesi bünyesinde ilk ilahiyat fakültesi açıldı.

1950- Demokrat Parti, iktidara gelmesinin ardından mevcut imam hatip kurslarının yetersiz olduğu kanısıyla imam hatip okullarının açılmasını kararlaştırdı. Adana, Ankara, Isparta, İstanbul, Kayseri, Konya ve Kahramanmaraş'ta ilk imam hatip okulları açıldı. 1958 yılında bu okulların sayısı 26'ya, 1969'da 71'e, 1997'de ise 600'e ulaştı.

1951-1959- Demokrat Parti lideri Adnan Menderes, 19 adet imam hatip okulu açtı. 1951 yılında imam hatip okullarının dört yıllık ortaokul ve üç yıllık lise bölümü olmak üzere yedi yıllık bir dönemi kapsaması kararlaştırıldı.

1962-1963- İsmet İnönü döneminde yedi adet imam hatip okulu açıldı.

1965-1971- Süleyman Demirel, 46 adet imam hatip okulu açtı.

1971- Askeri darbenin ardından Necmettin Erbakan başkanlığındaki Milli Selamet Partisi (MSP) ile Bülent Ecevit başkanlığındaki CHP koalisyon ortağı oldu. Ağustos ayında yeni bir düzenlemeyle, imam hatip okullarının dört yıllık orta kısımları kapatıldı. Lise süresi ise üç yıldan dört yıla çıkartılarak meslek lisesi haline dönüştürüldü.

1973-74 öğretim yılında CHP-MSP koalisyonu, imam hatip okullarının orta kısımlarını yeniden açtı ve imam hatip liselerine bütün üniversitelere giriş imkánı verdi. 1974 yılında 33 tane imam hatip okulu açıldı.

1974-1975- Bülent Ecevit, 29 adet imam hatip okulu açtı.

1975-1978- Süleyman Demirel, 233 adet imam hatip açtı.

1976- Kız öğrenciler de imam hatip okullarına alınmaya başlandı.

1978-1979- Bülent Ecevit, dört tane imam hatip açılmasını kararlaştırdı.

12 Eylül döneminde kız öğrencilerin başlarını örtüp örtmeyeceği tartışıldı. İmam hatip mezunlarına, üniversitelerin bütün bölümlerine girme hakkı tanındı.

1982 yılında ilahiyat fakültelerinde kız öğrencilerin sadece Kuran'ı Kerim derslerinde başlarını örtecekleri hüküm altına alındı. Böylece türban önce ilahiyat fakültelerine, daha sonra bütün fakültelere girdi.

(Devam edecek.)
************************************************
[b]Siyasal İslam'ın kalesi olarak imam hatipler (5)[/b]


YÖK eski üyesi Sayın Bülent Serim 14.06.1973 tarih ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu'nun 32. maddesiyle ilgili zihin açıcı bir uyarıda bulundu. 14.08.09 tarihli 3 numaralı yazımda söz konusu 32. maddeyi yazmıştım:

"İmam hatip liseleri, imamlık, hatiplik ve Kuran kursu öğreticiliği gibi dini hizmetlerin yerine getirilmesi ile görevli elemanları yetiştirmek üzere, Milli Eğitim Bakanlığı'nca açılan ortaöğretim sistemi içinde, hem mesleğe, hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır."

* * *

Aynı yazıda, Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nda "Hem mesleğe, hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan öğretim kurumlarıdır" açıklamasının bulunmadığını da yazmıştım.

Sayın Bülent Serim, "meslek"in imamlık ve hatiplik; "yükseköğrenim"in ise ilahiyat fakülteleri ya da benzeri okullar anlamına geldiğini düşünüyor. Doğrudur, haklıdır!

Ama 1739 sayılı yasayı çıkartanlar, 32. maddede, Tevhid-i Tedrisat'ın 4. maddesinde olduğu gibi İlahiyat Fakültesi'nin adını açıkça anmıyorlar. Demek ki bir hinoğluhinlik var işin içinde. Zaten bu bulanıklıktan yararlanarak çeşitli fakültelere yıllarca korsan öğrenci soktular.

Ancak bununla da yetinmediler: 31.07.2009 tarihli "Milli Eğitim Bakanlığı İmam Hatip Liseleri Yönetmeliği" ile 1739 sayılı kanunun 32. maddesine karşı yeni bir dolap çevirdiler:

"MADDE 5- (1) Milli Eğitim Bakanlığı'nca açılan ortaöğretim sistemi içinde hem mesleğe hem yükseköğrenime hazırlayıcı programlar uygulayan imam hatip liseleri, ilköğretimden sonra dört yıl öğretim veren, bölge şartlarına ve imkánlarına göre gündüzlü veya yatılı ve gündüzlü olarak karma eğitim ve öğretim yapan okullardır" tanımıyla hem Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu hem de 1739 sayılı yasanın 32. maddesini hamhumşaralop yaptılar. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile 1739 sayılı yasanın 32. maddesinde yer alan "dini hizmetler" deyişi nerede? Demek ki bu okul modacı yetiştirmek için kurulmuş. Ama çıkardıkları alt tarafı bir yönetmelik ve Anayasa'nın 174. maddesinin koruyucu kanatları altında aslanlar gibi ayakta duran Tevhid-i Tedrisat Kanunu var. Bu yönetmelik hemen iptal edilir. İyi bir hukukçu, Anayasa'nın 174. maddesine ve Anayasa Mahkemesi'nin 16.09.1998 günlü ve 1998/52 sayılı kararına dayanarak imam hatipleri asıl amaçlarına döndürtebilir. Böyle bir hukukçu aranıyor ama var mı? Biraz yekinin artık!

* * *

Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nun amaç ve kapsamı imam hatiplerle sınırlı değil. Bu yasa ile Türkiye'deki bütün okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmakta ve Şeriye ve Evkaf Vekáleti veyahut hususi vakıflar tarafından yönetilen bütün medrese ve mektepler MEB'e bağlanmaktadır ya da kapatılmaktadır.

Daha önceleri mektepli, medreseli, tarikatçı olmak yüzünden ortaya çıkan bölünmüşlük toplumun birliğini, toplumsal bütünleşmeyi ve çağdaşlaşmayı engelliyordu. Atatürk 1923 yılında yaptığı bir konuşmada bu noktaya işaret eder:

"Milletimizin ve memleketimizin irfan yuvaları bir olmalıdır. Bütün memleket evládı, kadın ve erkek, aynı şekilde, oradan çıkmalıdır."

O halde ya sadece klasik genel liseler ya da sadece imam hatip liseleri olacaktır. İkisi birlikte var olup üniversite ve yüksekokullara kaynaklık edemez. Siyasal İslam şimdilik bu ikiliğe razı. Asıl amaç ve hedef klasik genel liseleri ortadan kaldırıp tersine bir Tevhid-i Tedrisat yaratmak. (Devam edecek.)
*********************************************
Siyasal İslam'ın kalesi olarak imam hatipler (6)


İMAM hatip mezunlarına üniversiteye girme hakkının tanınması gayri meşru bir hak gaspıdır.


Tevhid-i Tedrisat Kanunu'ndan (3 Mart 1924) önceki durum ne idi, ne gibi öğretim kurumları vardı, isterseniz bir anımsayalım (Kaynak: Erciyes Üniversitesi emekli öğretim üyesi Dr. A. Vehbi Ecer):

ARAPÇA EÐİTİM

1. Medrese 1330 yılında Orhan Bey tarafından kuruldu. Eğitim ve öğretim dili Arapça idi. Sadece fıkıh, fıkıh usulü, tefsir, hadis, akaid, kelâm, mantık gibi İslami bilgiler öğretiliyordu.

Medreselerde fen bilimleri, Türk dili, Türk kültürü, Türk tarihi ve edebiyatı öğretilmiyordu. Bütün kitaplar Arapça idi.

Bu gayri milli okullarda, 16 ve 17. yüzyıllarda okuma yazma bilmeyen zevata hocalık verilmekteydi.

2. 1699 Karlofça barışından sonra eğitimde yenileşme düşüncesi gelişti. I. Mahmut, III. Mustafa, I. Abdülhamid, III. Selim, II. Mahmut dönemlerinde askeri eğitim yenileştirildi. II. Mahmut döneminde ilköğretim zorunlu hale getirildi. Ama medreselere el atmaya kimse cesaret edemedi.

3. 1839-1876 Tanzimat Dönemi'nde öğrenim kurumları iyice çeşitlendi: Tanzimat okulları, medreseler, askeri okullar, öğretmen okulları, azınlık okulları, yabancı okulları. Farklı kaynaklı, farklı programlı okullar farklı kültürde insanlar yetiştirmeye başladı.

4. 1908-1918 II. Meşrutiyet döneminde mesleki ve teknik öğretimle ilgili birçok okullar açıldı. Eğitim ve öğretim kurum ve yöntemleriyle ilgili tartışmalar yapıldı. Medreselerin ıslahı konusunda çalışmalar yapıldı ama kapatılamadı.

KADINLARA YASAK

Cumhuriyet kurulduğunda genel durum şöyleydi: Askeri okullarda, azınlık ve yabancı okullarında okuyanlar kendilerini bir türlü kurtarıyorlardı. Tanzimat ve Meşrutiyet tarafından açılan okullarda okuyanlar çağdaş bir şeyler öğrenebiliyordu. Ama çoğunluk medrese karanlığına hapsedilmişti. Ve asıl önemlisi medreseler Müslüman Türk kızlara kapalı idi.

Medreseler dışında tasavvuf ve tarikat eğitimi yaptıran ve medreselilerle sürekli çatışma halinde olan, çağdışı eğitim veren tekke ve zaviyeler vardı. Bu fesat yuvaları da kadın ve kızlara kapalı idi.

Tevhid-i Tedrisat Kanunu, Cumhuriyet'in din düşmanlığı nedeniyle değil, dine ve bilime saygısından, yurtseverliğinden dolayı çıktı. Ulusal devleti kurmak, kültür ve ülkü birliğini sağlamak için çıktı.

ATATÜRK NE DİYOR

Atatürk'ün Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile ilgili düşünceleri:

“Cihan medenî ailesinde sayılır bir mevki sahibi olmak isteyen Türk ulusu, evlatlarına vereceği eğitimi mektep ve medrese adında birbirinden büsbütün başka iki tür kuruma teslim etmeye hâlâ katlanabilir miydi? Eğitim ve öğretimi birleştirmedikçe aynı düşüncede, aynı anlayışta bireylerden oluşan bir ulus yapmaya olanak aramak, olmayacak bir şeyle uğraşmak olmaz mıydı?” (Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, III, 70) (Devam edecek.)
*****************************************************


Siyasal İslam'ın kalesi olarak imam hatipler (7)


İMAM hatipler konusunda ne ayrıntıları, ne de yalanları tartışırım. Yok efendim yoksul halk çocuklarının hakkı yenmiş, yok efendim Müslüman evlatları neden zabit olamıyormuş?!


İşin aslına dönelim: Tevhid-i Tedrisat Kanunu'nu yok saymak ve Milli Eğitim Temel Kanunu'nda bu yasaya aykırı değişiklik yapmak suretiyle, imam hatip mezunlarının üniversitelere alınması gayrimeşru bir girişimdir.

Bu işi yapanlar bir gün mutlaka yasa önünde hesap verirler ve laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmakla sabıkalı AKP hakkında Anayasa Mahkemesi'nde dava açılabilir.

SOL KARŞITLARI

İmam hatip okulları ve liseleri 1950'den bu yana, İslamcı hareketin iktidarı ele geçirme stratejisi bakımından önemli bir yere sahiptir. Ve on yıllardır ortalığı inleten curcuna da bu nedenle devam etmektedir. Bu konuda daha geniş bilgi sahibi olmak isteyenlerin Mustafa Peköz'ün “İslami Cumhuriyete Doğru Türkiye'de Siyasal İslamın Dünü, Bugünü ve Yarını” (Kalkedon Yayınları) adlı kitabını okumalarını salık veririm.

İmam hatipler, İslamcı hareketin Türkiye'nin eğitim sistemine yön veren Türk-İslam sentezi doğrultusunda, eğitim politikasında etkin olmasının en önemli oluşturucularından biridir.

Konuşmanın ve tartışmanın bu noktasında itiraz ederek sorarlar: “Bu okulları devlet kurmadı mı, MEB'in yaptığı müfredat programı uygulanmıyor mu, MEB'in müfettişleri teftiş etmiyor mu? Bu okullar nasıl olur da laiklik karşıtı ve Türk-İslam sentezinin kalesi olurlar?” Sonra çok bilmişçesine sırıtırlar.

Başta 12 Mart ve 12 Eylül hükümetleri olmak üzere 1950'den sonra iktidara gelen bütün hükümetler, (bu arada 28 Şubat hariç TSK), Türk-İslam sentezinin izinden gitmiştir. Bu bakımdan, İHO ve İHL, sadece eğitim veren kurumlar değil, gerçekte gençliği İslami ideoloji ile yetiştiren ve özellikle de antikomünist ve sol karşıtı militanlar haline getiren ocaklar durumundadır.

TARİKAT TORNASI

Türkiye kentlerinin dış çevre kuşakları; gençlik ve kadınların önemli bir bölümü; sınıfsal niteliğini yitirmiş emekçi kitlesi tarikat ve cemaatlerin etkisi altında. 7-15 yaş arasında Kuran kurslarına giden çocuklar da İslamcı olarak yetişmekte. Anaokuldan başlayarak ilk ve ortaöğretimde çocuklarımız tarikat ve cemaat sermayesinin kurduğu özel vakıf okulları tornadan geçirilmekte. Sadece özel okullarda değil devlet okullarında da tarikat ve cemaatlerin siyasal İslamcı ideolojisi kendilerine bağlı militanlar üretiyor. İslamileşen sermaye artık eksiksiz bir iktidar istiyor.

Bu gelişmeleri yasal olarak engellemenin bir yolu ve yöntemi yok. Demokrasiye inanmayan İslami kesim demokrasiyi kullanarak rejimi İslamileştirme operasyonunu sürdürüyor.

Elimizde sadece imam hatip okullarının konum ve işlevleriyle ilgili anayasal ve yasal tutamaklar var. Bu dayanakları ülkenin ve cumhuriyetin geleceği için kullanmak zorundayız.

Bizim kaygılarımızla dalga geçenler her şey olup bittiği zaman içinde bulundukları aymazlıktan muhtemelen utanmak fırsatı bulamayacaklar.

PARANOYA DEÐİL

Sonuç olarak Türkiye toplumunun İslamileşmesinden kaygılanmak sanıldığı gibi bir paranoya değil. Zira tamamen ya da kısmen İslamileşmiş bir toplumda artık ne demokrasi ne de özgürlükler vardır. Tek İslami partiyi bir yana bırakalım, birbirine alternatif olan İslami partiler özgürlükleri ve demokrasiyi boğar. Böylesine bir toplumsal yapıda insan haklarından söz etmek tatlı bir budalalıktan başka bir şey değildir. (Devam edecek.)
************************************************

Siyasal İslam’ın kalesi olarak imam hatipler(8)


ANAYASA Mahkemesi’nin AKP (Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kapatılmasıyla ilgili 30.7.2008 tarih, 2008/1 esas sayılı ve 2008/2 karar sayılı kararının 96’ncı sayfasında yer alan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinden bir bölümü birlikte okuyalım:


“İmam hatip lisesi mezunlarına üniversiteye girişte uygulanan katsayı sistemi bir hak ihlali algısıyla sürekli eleştirilerek Tevhid-i Tedrisat Yasası’na ve eşitlik ilkesine aykırı olarak Cumhuriyet öncesi gibi ikili bir öğretimin özendirilmesi ve bu okulları meslek okulu hüviyetinden çıkararak ortaöğretimin asıl unsurları haline getirecek sosyal ve mali desteklerin sağlanması suretiyle laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline geldiğini ortaya koymaktadır.”

YARDIMDAN YOKSUN

“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin temelli kapatılmasına karar verilmesi istemini içeren 14.3.2008 günlü, SP.Hz.2008/1 sayılı iddianamesi ve ekleri, konuya ilişkin rapor, ilgili Anayasa ve yasa kuralları okundu, gereği görüşülüp düşünüldü:

A. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kapatılma davasında yapılan oylamada, Anayasa’nın 68. maddesinin dördüncü fıkrasındaki demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odağı haline gelmesi nedeniyle Osman Ali Feyyaz Paksüt, Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, A. Necmi Özler, Şevket Abalak ve Zehra Ayşe Perktaş’ın ‘Parti’nin kapatılması’, Sacit Adalı, Ahmet Akyalçın, Serdar Özgüldür ve Ferruh Kaleli’nin ‘Parti’nin kapatılması yerine Devlet yardımından yarı oranında yoksun bırakılması’; Haşim Kılıç’ın ise ‘davanın reddi’ gerektiği oyu sonucunda, Anayasa’nın 149. maddesinin birinci fıkrasında siyasi partilerin kapatılması için öngörülen nitelikli çoğunluğun sağlanamaması nedeniyle, 2949 sayılı Yasanın 33. maddesinin göndermesiyle 5271 sayılı Yasanın 229. maddesinin üçüncü fıkrası gereğinde, en aleyhte oyların daha yakın oylara katılmasıyla, Anayasa’nın 69. maddesinin ikinci fıkrası ve 22.4.1983 günlü, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 101. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca Adalet ve Kalkınma Partisi’nin 2008 yılında aldığı (son yıllık) DEVLET YARDIMI MİKTARININ YARISINDAN YOKSUN BIRAKILMASINA 30.7.2008 gününde karar verildi.”

YENİ NEDEN


Yukarıda birlikte okuduğumuz Anayasa Mahkemesi kararına göre, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Başsavcılığı’nın Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun ihlaliyle ilgili iddiasını yerinde bulmuş. Bu, bu müdahalenin AKP’yi demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı eylemlerin odağı haline getirdiğinin de bir kanıtıdır.

Demek oluyor ki: YÖK’ün yükseköğretime giriş sınav yönetmeliğinde yaptığı son değişiklikler ile ortaöğretim yönetmeliğinde yaptığı son değişiklikler AKP için yeni bir kapatılma davasına neden olabilir.

UYUMA, UYAN

Anayasa’nın başlangıcı, 2, 24, 42 ve 174. maddeleri, Milli Eğitim Bakanlığı Temel Yasası, Anayasa Mahkemesi’nin 30.7.2008 tarihli kararı ve Danıştay 8. Dairesi’nin kararı imam hatip mezunlarının bütün lisans programlarında yükseköğrenim görmelerini engellemektedir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi’nin 30.7.2008 tarihli kararına göre bütün imam hatip okulları kuruluş amaçlarına uygun hale getirilebilir. Aynı Yüce Mahkeme’nin 30.7.2008 tarihli kararına göre YÖK’ün imam hatip mezunları yararına aldığı bütün kararlar tamamen geçersizdir. Ey ahali, uyuma uyan! (Son)

Özdemir İNCE

 580023663830.jpg


#2 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 21.08.2009 - 15:11

Sen çok yaşa Özdemir Abi; Millet KOYUN mu? Kİ UYUSUN!!
Son Padişah Vahteddin de Türk halkı Raiye (hayvan sürüsü) bu sürüyüde ben yönetirim demişti. Bir bildiği varmış demek ki.

ALLAH İLE ALDATMAYA VE ALDATILMAYA DEVAM.
Kim tutar seni KOÇUM!!!

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 21.08.2009 - 15:13


#3 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 21.08.2009 - 17:39

yazara baktım okumaya gerek duymadım *zong
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#4 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 12:10

Allah ile Aldatarak Hükümranlığını sürdürmeyi başaran Osmanlı Batıya Hizmetçiliği Atatürkle son bulmuştu. Atatürk'den sonra, Atatürk, Türkiyesinde ABD'ye hizmetçilik eden bir İslamcı zihniyet yaratılmaya başlandı. İkibinli yıllara gelinceye kadar küçük fakat emin adımlarla bunu başardılar.
İkibinli yılların Türkiyesini yöneten AKP ise bu ikinci dönem batı hizmetçiliği sürecini kendisi lehine tam bir saltanat sürecine dönüştürmeyi başardı.

1947'de Yayımlanmaya başlanan ''serdengeçti'' dergisi Mart 1956'da yayınlanan 21. Sayısında ABD Dış işleri bakanı Dulles'in Türkiyeyi Bilimgüder laik yönetim ilkesini terk edip din devleti kurmaya çağıran şu demecini yayınlıyordu.

''Din ve siyaset birbirinden ayrılamaz. Dünya meselelerini halletmek hususunda seçeceğimiz yol dini görüştür.''
Bu demeç 6 yıldır iktidarda olduğu halde devleti din devletine dönüştürmeyi gerçekleştirememiş Menderesin Demokrat partisine bir uyarıydı.
Menderes bu uyarıyı buyruk olarak algılamış olup, hemen Anayasadan Laiklik İlkesinin Kaldırılması için Çalışmalara başlamıştı.
Türkiye ABD'nin isteğiyle Laik yönetim bırakacak ve din devletine dönüşecek.
Türkiye; Dünya İslam birliğini ABD'nin desteğiyle kuracak ve yine ABD desteğiyle başına geçeceği bu birliği Sovyetleri Yıkma Yönünde çalıştıracaktı.
Daha sonra bu çalışmalar doğrultusunda 1951 Yılında ABD'ci dincileri yetiştirecek İlim Yayma Cemiyeti Kuruldu. ve ABD'nin ''himaya'' Kollarında Palazlandı. Özallar dan Bülent Arınçlara kadar birçok dinci Siyasetçi Bu cemiyetlerde yetişti.
İŞTE İMAM HATİP OKULLARININ ABD GÜDÜMÜNE ALINMASI DA BU İLİM YAYMA CEMİYETİ ARACILIÐIYLA SAÐLANMIŞTIR.
O Günki ABD büyük elçisi McGhee İlim yayma cemiyetiyle çok sıkı fıkı bir çalımaya başlamış İmam Hatip Okullarının açılmasında çok emeği geçmiş garetleri olmuştur.
O günlerden sonra İLİM YAYMA cemiyetin'i de tutan olamamış dı . Bu Cemiyet ABD yanlısı Siyasal İslamcı POLİTİKACILAR yetiştirmeye devam etti.
İLİM YAYMA cemiyeti ABD Büyük elçiliği desteğiyle İmam hatip okulları açmaya devam ederken bir taraftan da geleceğin AMERİKANSEVER Siyasal İslamcı Politikacılar yetiştirmeye başladı.

Bu olay ; Türkiyedeki Amerikan okullarının 1930 yıllarında Atatürk tarafından kapatılmasının İntikamını, 1950'li yıllarda Atatürke SÖVEN İmamlar yetiştirilmesini destekleyen politikacıların üremesini sağladı.
Bu günlere gelirken çok sıkı bir çalışmayla geldiler. Bu UZUN bölüm konumuz dışı olduğu için kestirmeden gider bu güne gelirsek.

2002 İtibariyle AKP denilen dinci mütakereci takım iş başıana getirildi.
Şimdi İmam hatipli Başbakanımız var. İmam hat. Politikacılarımız Bürokratlarımız var. Devletin zirvesinde cirit oynyyorlar. Ey ahali uyuma uyan desek de!

Tekrar sölemeden geçemiyeceğim.
Son Padişah Vahteddin de Türk halkı Raiye'dir (hayvan sürüsü) bu sürüyüde ben yönetirim demişti. Bir bildiği varmış demek ki.
Sürü olmaya ADETA CAN atıyoruz.
DURMAK YOK SÜRÜLEŞMEYE DEVAM.

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.08.2009 - 12:27


#5 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 14:50

Siyasal İslam'ın kalesi olarak imam hatipler (4) ' te İMAM hatiplerin tarihçesi verilmiş, Siyasal islam ideolojini güden bir parti var o da MSP

"1973-74 öğretim yılında CHP-MSP koalisyonu, imam hatip okullarının orta kısımlarını yeniden açtı ve imam hatip liselerine bütün üniversitelere giriş imkánı verdi. 1974 yılında 33 tane imam hatip okulu açıldı."

ve Başbakan ise Ecevit.

sadece 33 tane. yani şimdi 600 tane olan okulların sadece 33 tanesi Siyasal İslam ideolojisini güden bir tarafından açılmış peki geri kalan 567 tanesi ?

300' e yakını Demirel açmış okuduğum kadarıyla..

Neyse konunun özü bu değil. Özdemir amca hedef saptırmış.

Sen devlet olarak okul açıyorsun, öğrenci alıyorsun sonra mezun ediyorsun bu öğrenci eğitiminde kariyere yönelip yüksek okul okumak istediğinden hooooop, bürssss, yavaşşş deyip onun orta öğretim senin neyine yetmio haddini bil diyerek Üniveristelere almıyor veya almamak için koca devlet olarak alavereli oyunlara giriyorsun. (Katsayı) Bunu da çağdaşlık, laiklik, Cumhuriyetçilik, Atatürkçülük olarak halka yutturmaya çalışıyorsun, tabii yerlerse.

Maçası yiyen ( bunu ikinci kez kullanıyorum) bir parti çıksın iktidar olunca İHL leri kapatıcam diyerek vaatlerde bulunsun da görelim bakalım.

Hangi meslek dalı ile eğitilir ise eğitilsin herkesin yüksek eğitim hakkı eşit olmalı, aksini söyleyen Atatürkçüyü, öteki dünyada Atatürk kovalar söyleyim. demedi demeyin. : )

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#6 attalia

attalia

    zurnanın son deliği

  • Dokunulmazlar
  • 5.671 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:ovaya indim. beni tel'den ara :P
  • İlgi Alanları:öküzler :D

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 15:18

imam-hatipleri siyasal islamın kalesi olarak görmek zaten başlı başına bir saptırmadır, paranoyadır. imam-hatipler bu gün laik cumhuriyetin bir sigortasıdır. tersini söyleyen beri gelsin hele. :knife: espri bir tarafa, din olgusunu toplumun vicdanında yok sayamazsınız, olduğu müddetçe de toplumun dini bilgi ihtiyacını gidermek zorundasınız. yoksa o bilgiyi gider, amerikancı amcalardan, suudçu amcalardan, aczimendi sürüsünden, müslüm gündüzcü aptallarından alır. 30-40 yıllık bir süreç sonrasında hala toplumdan şeriat talepleri gelmiyorsa, demekki imam hatipler belli kesimlerce yükletilmeye çalışan misyonun gereğini yerine getirmiyor demektir. imam hatipler fabrikasyon şeriatçı üretim tesisleri değildir. kanımca, tam tersine bu okullar siyasal islama karşı bir denge, bir sübap görevi görmektedir.
aabi okuma yazmam yoh. barnak bassam olur mu?

#7 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 15:19


Bu daha iyi günlerimiz.Sizler,bu allahsızlara gülücük dağıtmaya,demokrasi gülleri atmaya devam ediniz.O gün geldiğinde sığınacak yer onların yanı olmayacak emin olun.

 580023663830.jpg


#8 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 15:30

Allahla aldatmak ne demek?Sen insanların dini hakkıyla öğrenmelerine izin vermezsen ancak bu olabilir.Allahı ve peygamberini hakkıyla ögrenmiyen topluluklar ancak bu degerlerle aldatılır.Sakın ha siz Osmanlının Allahla aldattığını söyliyerek halkı aldatmış olmayın...Son zamanlarda bütün dini değerlere karşı çıkan inananları çağ dışı olarak gören , içinde bulunduğu toplumu ve onun inanışlarını yok sayan ve siyaseti sadece kutsallarla mucadele zanneden,İktidar partisinin yanlışlarını gözler önüne sereyim derken işe Allahı ve islamı ve ona inananları aşağılamaya çalışan ancak halk gözünde sadece kendilerini aşağılayan tipler türedi...
Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#9 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 15:58

Fatır 5. Ayet:

"Ey insanlar! Hiç şüphesiz, Allah’ın vaadi gerçektir. Onun için bu basit yaşam sizi aldatmasın. Ve sakın o aldatıcı, sizi, Allah ile aldatmasın."




"Kur’an, “Allah ile aldatılmayın!” ihtarında bulunmasına rağmen Türk halkı, dinine olan derin saygısı yüzünden Allah ile aldatılıyor.

Allah ile aldatmanın rantından en büyük terör örgütleri bile yararlanıyor. PKK’nın başı, yandaşlarına şu talimatı veriyor:

”Peygamberler şehri Urfa’ya ilahiyat akademisi kurun!”.

Allah ile aldatmak; dini; çıkar, koltuk, baskı, egemenlik aracı yapan bir sanayi koludur. İşin esası bakımından ne dini vardır ne de imanı. Onun dini-imanı, Tanrısı, ibadeti hep çıkarı ve hesabıdır.

Allah ile aldatanlar dokunulmaz, eleştirilmez bir ‘tahakküm teolojisi’ oluşturmuşlardır. Türkiye’de bu teolojiyi egemen kılmak istiyorlar ve bunda büyük ölçüde başarılı olmuşlardır. Bu bir Haçlı-İngiliz siyasetidir. Atatürk bu şeytanî siyaseti, ta 1920’de Müslüman dünyaya tanıtıyor; İngilizlerin siyasetinin ‘İslam’ı İslam’la yok etme siyaseti’ olduğunu ilan ediyor. Allah ile aldatma zulmünün en ağırları kadın ve kadın hakları konusunda işlenmektedir. Türkiye’de bugün kadın, özellikle örtünme meselesinin istismarı aracılığıyla, Allah ile aldatan zümrelerin temel sömürü aracı olarak öne çıkarılmaktadır.

Türkiye’de sosyal devleti çöküşün eşiğine getiren sebeplerin başında Allah ile aldatanların yarattığı ‘sadaka kültürü’ ve bu kültürün yarattığı ‘sömürü merhametçiliği’ gelmektedir. AKP iktidarı bu yıkıcı sebebin saltanat dönemini temsil etmektedir. Allah ile aldatanlar, iane çadırlarıyla yetinecek bir toplum özlemektedirler.

BOP’un temel hedefi, Ortadoğu’da İsrail’den daha büyük devlet bırakmamaktır. Yaşadığımız günlerin ABD ve AB’sinde, Türkiye ile ilgili ilk hedef Türk Ordusu’nu etkisizleştirmek olarak dikkat çekiyor.

Laikliğe saldırıyı emperyalizmin Haçlı kurmayları kotarıyor. Müslümanlar burada sadece taşeronluk yapmaktadır.

Türkiye’yi Allah ile aldatma zehrinin panzehiri ancak İslam’ın gerçeği içinden çıkarılabilir." ALINTI

 580023663830.jpg


#10 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 16:35

Bu aldatma işi yukarıda sizinde dediğiniz gibi dinine derin saygısı olan ,fakat dinini ögrenmesi engellenmiş toplumlarda oluyor...Aldatma işine hayır dediğiniz gibi,dinini öğrenme işinede hayır diyorsunuz ve aldatma işine en büyük desteği veriyorsunuz...Dinimizi doğru öğrenelim derken bazılarıda ben gerçek İslamı öğretiyorum diyerek Peyganmerlik taslıyorlar, bu tehlikeleride göz önünde bulundurmak lazım...İslamın gerçeği diyerek nefislere uygun bir İslam da halka dayatılmak isteniyor....

Bu mesaj kılıç tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.08.2009 - 16:43

Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#11 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 17:00

Kollektif olarak gerçekleştirilen her türlü dini faaliyet yasaklanmalı ve din kişinin kendi vicdanına bırakılmalıdır.

#12 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 18:20

Kollektif olarak gerçekleştirilen her türlü dini faaliyet yasaklanmalı ve din kişinin kendi vicdanına bırakılmalıdır.


Oldu Camilere kilit vurup, her evden bir kişi oruç tutabilir gibi yasaklar getirelim : )

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#13 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 19:25

Çok iyi olurdu vallahi..

#14 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 20:38


Bugün,İmam hatipler gerçek amacından saptırılmış,tamamen siyasi partilerin (gelmiş geçmiş hepsi) amacına giden yolda uğrak yeri olmuştur.

Bu okullar adam gibi din eğitimi verecekse eyvallah.Yok bu okullar,adından da anlaşılacağı gibi imam yetiştirir.Kadın imam gördünüz mü çevreniz de?

Klasik okullarda din kültürü dersi,dinin öğretileri zaten veriliyor.Buna rağmen imam hatip lisesine giden biri,tamamen bu okulun amacına yönelik olarak imam olmayı amaçlamış demektir.Efendim olur mu hiç,istediği mesleği seçsin.Olmaz efendim.O halde klasik liselere gitseydi,orada da din kültürü,dinin öğretileri veriliyor.




 580023663830.jpg


#15 kılıç

kılıç

    Sadece KILIÇ...

  • Üyeler
  • 11.484 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:BAŞIMIZ DİK

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 21:08

İslam ve islamın öğretilmesinden ne kadar üzüntü duyarsanız duyun.Sizin istediğiniz gibi inanmayan insanların önünü ne kadar kesmeye çalışırsanız çalışın,olmuyor değil mi?İşte hayıflanmalar onun için,düz liseymiş meslek lisesiymiş bunlar işin bahanesi,bilgisi olan kazanacak ve istediği yere gelecek...Bundan evvel nasıl düz liselerden ilahiyat fakultelerine giriliyorsa,başarılı olan meslek liselilerde istedikleri branşlarda okuyacak...

Bu mesaj kılıç tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.08.2009 - 21:11

Bir gün daha geçti ve biz biraz daha yaklaştık;Bizden hiç uzak olmayan ölüme...

#16 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 22.08.2009 - 21:46

İmam Hatip Liseleri gerçek amacından sapmış ve kapatılması gereklidir desin bir parti ve bunu programına alsın. Anlayışla karşılar ve desteklerim.

Ancak bunu siyaset ile değil gündem oluşturup başka kurumlar üzerinden yapma uğraşısı gözden kaçıyor sanıyorsanız kocaman yanılıyorsunuz.

Ayrıca

İHL leri üniversitelere almazsanız, sanki rejim düşmanı, toplum zararlısı (bi terörist demediğiniz kaldı bunu da bekliyorum.) olarak nitelerseniz siyasileşmelesini kendi elinizle sağlarsınız. Sonra da ağlarsınız.

Velevki siyasallaşmış öğrenciler mezun ediyor İHL leri

Üniversiteler de siyaset yapmak yasak mı ki siyasallaşmış birinin Üniversiteye girmesi engellensin.

"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#17 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 24.08.2009 - 09:38

Allahla aldatmak ne demek?Sen insanların dini hakkıyla öğrenmelerine izin vermezsen ancak bu olabilir.Allahı ve peygamberini hakkıyla ögrenmiyen topluluklar ancak bu degerlerle aldatılır.Sakın ha siz Osmanlının Allahla aldattığını söyliyerek halkı aldatmış olmayın...Son zamanlarda bütün dini değerlere karşı çıkan inananları çağ dışı olarak gören , içinde bulunduğu toplumu ve onun inanışlarını yok sayan ve siyaseti sadece kutsallarla mucadele zanneden,İktidar partisinin yanlışlarını gözler önüne sereyim derken işe Allahı ve islamı ve ona inananları aşağılamaya çalışan ancak halk gözünde sadece kendilerini aşağılayan tipler türedi...


Kim ve kimler Türk halkının hakkıyla dinini öğrenmesine izin vermemiş?

Osmanlı; Türk halkını ALLAH İLE ALDATMAMIŞ mı? Da Kim ALDATMIŞ??

Laik Türkiye Cumhuriyetinde ALLAHI SERMAYE yapıp iktidar olanlar devletin zirvesine oturanlar dincilik yaparak siyaset yapıyorlarsa ister istemez bu girdabın içine düşersiniz.Daha açık bir ifadeyle, Zehire karşı Panzehir hesabı.
Atlantiğin öbür yakasından Gelen ve Dinle hiçbir Alakası olmayan Hıristiyan adamlar senin 1400 yıllık dininin adını değiştirecek Senin dinin bundan sonra ILIMLI İSLAM olacak diyecek bizler ses çıkarmayacağız öylemi !!??

#18 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 24.08.2009 - 09:59

[(bi terörist demediğiniz kaldı bunu da bekliyorum.)


özdemir ince onu da dedi valla.bir ay filan oluyor yazdı böyle. imam haitplilerin yaptığı cumhuriyet'e terör saldırısıdır gibi bir şey yazmıştı.

#19 Sultanım

Sultanım

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.113 Mesaj

Gönderim zamanı 24.08.2009 - 11:17

Yasalara bağlılığımız fikriyatımız ölçüsünde oluyor gelişi güzel yasa çıkaran bunu destekleyen kişiler acaba halkı hiç düşünmüşler mi? onun bunun özgürlüğünü düşünürken neden çoğunluğunun müslüman olan memleketimde inanç bir kenara atılıyor,

Okullar, dershaneler, güzel sanatlara dair okullar, internet cafe disko-barlar oteller (hatta gaylara hususi Antalya'da otel açılmıştı) açılırken hiçbir sorun yokken İmam-Hatiplere bu düşmanca tavır neden sergileniyor anlamış değilim.

Çifte standartlıkdır bu, yasalarca eşit haklara sahip değilmiyiz

Cumhuriyeti telaffuz ederken neden halkı gözardı ediyorsunuz.

Bırakın artık bu palavra riya kokan sözleri inandırıcı olun artık.

Bu mesaj Sultanım tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 24.08.2009 - 11:20

SULAK TOPRAKLARDA ÜMİTLER YEŞERİR

KANIN DÖKÜLDÜÐÜ TOPRAKLARDA İNSANLIK ÖLÜR

YAŞANMAZ BİR DÜNYA İÇİN TÜM VAHŞİLİÐİNİ GÖSTEREN İSRAİL'İ KINIYOR VE LANETLİYORUM

KAHROLSUN İSRAİL!!


#20 REBEL

REBEL

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Üyeler
  • 6.906 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 24.08.2009 - 12:35

Kollektif olarak gerçekleştirilen her türlü dini faaliyet yasaklanmalı ve din kişinin kendi vicdanına bırakılmalıdır.




Oldu forumun 'Yaşar Nuri'si.. Yeni yeni adetler çıkarmaya din konusunda germeye ne kadar meraklısınız ya. Niye sen peygamber misin hemen de karar verdin bazı şeylere?
Sen kendi vicdanında yaşa dinini, millet camiye gitsin İmam hatipe gitsin niye bu kadar rahatsız ediyor ki seni?

...






Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli