Necati Doğru
Gazeteci arkadaşlar kalemlerinizin üstüne oturmayın!
“İstanbul’un göbeğinde, Tepebaşı’nda 10 bin metre kare, üç katlı bina. Bilgisayarlarla, şık, temiz çalışma masalarıyla, özenli dolaplarla donatılmış büyük geniş odalar. Pafta pafta, parsel parsel, ilçe ilçe uzaydan çekilmiş İstanbul fotoğrafları...
Duvarlara asılı haritalar.
Odalarda profesörler.
Uzmanlar, akademisyenler.
Profesör şehir plancıları.
Profesör bölge plancıları.
530 bilim insanı, 53 atölye oluşturmuş karıncalar gibi çalışıyorlar.
***
İsim de vereceğim.
İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi’nin kurucu başkanı ve proje yürütücüsü Prof. Hüseyin Kaptan, şehir plancısı Doç. Dr. Taylan Dericioğlu, bölge plancısı, sosyolog Prof. Dr. Gülden Erkut, ekolojist orman yüksek mühendisi Prof. Dr. Ahmet Cengiz Yıldızcı, Prof. Dr. Hasan Hayri Tok, Prof. Dr. Bülent Seçkin, Yerbilimleri Araştırma Atölyesi’nin Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Yüzer, Yeraltı Kaynakları Araştırma Atölyesi Başkanı Prof. Dr. Mahir Vardar, Çevre Sorunları Araştırma Başkanı Prof. Dr. Ahmet Demir, Demografi Grubu Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Aykut Toros, şehir ve bölge plancısı Prof. Dr. Hale Çıracı, kültürel endüstriler şehir plancıları Doç. Dr. Zeynep Enlil, Doç. Dr. İclal Dinçer, sanayi grubu şehir plancısı Prof. Dr. Cengiz Giritlioğlu, Konut ve Yaşam Kalitesi Grubu proje yöneticileri ve şehir plancıları Prof. Dr. Fulin Bölen, Prof. Dr. Handan Türkoğlu, ulaşım plancısı Yrd. Doç. Dr. Murat Çelik, lojistik işletmecisi Dr. Metin Çancı, bütün atölyelerin eşgüdümünü sağlamakla görevli şehir plancısı Dr. Polat Sökmen, kentsel tasarım ve yarışmalardan sorumlu şehir ve bölge plancıları Prof. Dr. Necati İnceoğlu, Prof. Dr. Aykut Karaman, Prof. Dr. Güzin Konuk, Y. Mimar Murat Vefkioğlu, Doç. Dr. Murat Soygeniş, Müze Kent Grubu proje yöneticileri Prof. Dr. Cengiz Eruzun, Doç. Dr. Rıfat Sağlam, Y. Mimar Ulvi Günpınar...
***
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, atölye atölye gezdirerek bilgi veriyor. Bu kişiler ‘Şu anda 12 milyon nüfusu barındıran ve 2045’te 20 milyon nüfusa ulaşacak İstanbul’un planlanmasında, defolarının, kusurlarının giderilmesinde ve İstanbul’un gelecek 30 yılının planlanmasında bilimsel bilgiyi kent yönetimiyle buluşturma çalışması’ yapıyorlar.”
Sevgili okurlar.
Bu yazı benimdir.
VATAN’da yayınlandı.
Tarih; 28 Eylül 2005’ti yani yaklaşık 5 yıl önce ve Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş içlerinde Nazlı Ilıcak, Fehmi Koru, Oral Çalışlar, Taha Akyol, Oktay Ekinci ve ben Necati Doğru’nun bulunduğu gazeteci grubuna bu merkezi gezdirip; “Gördüğünüz gibi artık şehir Başbakan’ın, herhangi bir bakanın Ankara’dan vereceği kararlarla değil İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi’nde çalışan 530 bilim insanın bilimsel bilgisiyle plananacak” dediği günün ertesinde yazılmıştı.
Çok net hatırlıyorum.
Ben de söz almıştım.
Başkan Kadir Topbaş’a; “Sayın Başkan herhalde siz bizimle kafa bulmuyorsunuz. Bu yaptığınız yürekli bir atılım, gerçek demokratik bir adım ve büyük bir devrimdir. Şehrin rantlarını Ankara’dakilerin iki dudağı arasından çıkartıyorsunuz, bunu başarabilecek misiniz, Başbakan’la konuştunuz mu, partiniz bu demokratik açılıma hazır mı?” diye sormuştum.
“Hazır, başaracağız” demişti.
5 yıl geçti.
Bugün şunu görüyorum.
Başkan bizimle kafa bulmuş!
5 yıl sonra bugün; “üçüncü köprünün güzergâhının Metropolitan Planlama tarafından değil helikoptere binecek Başbakan Tayyip Erdoğan ile Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım tarafından belirleneceğini” söylüyor.
***
Korkunç iki yüzlülük!
Halkı aldatma!
Demokrasi dışı tavır!
Nitekim; 530 bilim adamının çalıştığı Merkez’in kurucu başkanı Prof. Dr. Hüseyin Kaptan, 5 yıldır sustu fakat o da dayanamadı, şimdi; “İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda 3. Köprü’nün bulunmadığını ve hatta hazırladıkları planların da üçüncü köprüyü gerektirmeyecek önerilerle dolu olduğunu” söylüyor.
Öbür profesörler susuyor.
530 bilim insanı niçin biraraya gelip toplu olarak gerçeği bağırmıyorlar. Protesto etmiyorlar. O gün benimle birlikte basın toplantısına katılıp “Kadir Topbaş’ın anlattıklarıyla çok heyecanlandıklarını” söyleyen gazeteciler niçin kalemlerinin üstüne oturuyorlar (Oktay Ekinci hariç) ve “bu korkunç yalanı” Belediye Başkanı’na hatırlatmıyorlar?
Ben devam edeceğim.
*****************************************************************
Necati Doğru
Eşekleştirilen helikopter!
İşte dönüşüm bu! Değişim, gelişim, ilerleme ve “şehir demokrasisine büyük açılım” işte bu! 100 yıl öncesinden kalma “eşekle güzergâh tespiti” yöntemini çağa uydurmak işte bu!
Dünya bizi “tiye” almasın!
Dünya bizi alkışlasın!
Başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş olmak üzere Başbakan Tayyip Erdoğan ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, “helikopteri eşekleştirme buluşu” yaptı.
Bana Tuğrul Erkin anlattı.
İstanbul’u gerçekten düşünen, şehrin üstüne titreyen, kente sayısız hizmeti olmuş, İTÜ mezunu mühendistir. Mühendislik fakültelerinde okutulan kitaplarda güzergâhların bundan 100 yıl önce “eşekle tespit edildiği” bir yöntem olarak yazılıyormuş.
Köprü mü yapılacak!.
Yol mu geçecek!
Bir boz eşek bulunuyor.
Başıboş bıraklıyor.
Boz eşeğin arkasında da ellerinde uçları sivriltilmiş kazıklarla işçiler yürüyor. Başıboş boz eşek, doğal olarak kendisi için en kolay, en faydalı, en keyfli bulduğu yolu izliyor. İşçiler elerindeki kazıkları boz eşeğin arka ayağının bastığı ize çakıp işaretiyorlar. Güzergâh belirleniyor.
Boz eşek yöntemini çağa uyduracaklar. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, açıkladı ki; İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi’nde 530 profesör, doçent, yardımcı doçent, akademisyen, uzman 4 yıl gece gündüz çalıştılar, trilyonlarca lira maaş aldılar, harcama yaptılar ve “İstanbul’un Çevre Düzeni Planını” bitirdiler. Bu planda; ormanları yok eder, su havzalarını bitirir diye üçüncü köprü yapılmasına yer vermediler. Üçüncü köprü yerine daha fazla metro, tramvay, raylı sistem ve boğaza tüp geçit önerdiler. Fakat Ankara’dan Başbakan üçüncü köprünün yapılmasına karar verdi. 5 milyar dolar harcanacak, yeni köprü yapılacak ve bağlantı yollarının geçeceği güzergâhı ise “helikoptere binmiş Başbakan, Ulaştırma Bakanı, Belediye Başkanı’nın kendisi havadan bakarak” tespit edecek.
Bak... Bak... Bak!
Kadir Başkanım, uyuma bak!
Şu ağacı görüyor musun?
Yol oradan geçsin!
Bak... Bak... Bak!
Tayyip Başbakanım, iyi bak!
Şu böğürtleni gördün mü?
Otoyol oradan devam etsin!
Bak... Bak... Bak!
Binali Bakanım gözünü aç!
Sincap sıçradı, fark ettin mi?
Güzergâh oradan yürüsün.
Benim kulağıma geldi, halk konuşmaya başlamış; “helikopterin eşekleştirilmesi çağdaş yöntemiyle” tespit edilecek yeni köprü bağlantı yolları güzergâhının sağında-solundaki arsalar; AKP iktidarı döneminde palazlanmış yandaş iş adamları, tüccarlar, Arap şeyhleri bağlantılı yerli Müslüman yeni sermayedarlar tarafından kapatılmış.
Rantlar patlayacak.
İstanbul Metropolitan Planlama Merkezi’inde 4 yıldan beri 530 profesör, doçent uzman, ayda ortalama en düşüğü 3 milyar lira (3 bin YTL) ile en yükseği 6 milyar lira (6 bin YTL) arasında maaşla çalıştırıldı. Bilim insanlarının altına otomobiller, yanlarına işçiler, memurlar, teknisyenler, ellerine sınırsız konuşma imkânlı telefonlar verildi.
Kaç trilyon lira gitti?
Hocalara maaşlarını ve plan için tüm harcamaları belediye şirketi BİMTAŞ ödedi. BİMTAŞ Genel Müdürü Ahmet Ağırman’a dün “Bu harcamaların tutarı kaç trilyon liradır, İstanbul halkının parasıdır, söyleyin yazacağım; halk öğrensin...” diye haber bıraktım.
Söylerse, size yazarım.
Söylemezse!
Tahmin eder yine yazarım.
Yüksek harcamayla İstanbul Çevre Düzeni Planı’nı bitiren 530 uzman; “Üçüncü köprüyü yapmak İstanbul şehrine karşı cinayet işlemektir” kararı alıyor. Fakat Ankara’dan Başbakan, “bu köprü yapılacak” emri veriyor.
530 profesör, doçent susuyor.
Onların amirleri susuyor.
Başbakan ile Belediye Başkanı, İstanbul halkını (ve dolasıyla Türkiye halkını) eşek yerine koydular.
Ben susmayacağım!
Daha neler yazacağım!
************************************************
Har vurulup harman savrulan halkın paraları,verilen sözlerde durmamalar,halkı keriz yerine koymalar,başkanının yok böyle bir şey dediğine,başbakanının var demesi...
İşte bir ülke sözde böyle yönetiliyor,gerçekte soyuluyor,satılıyor,sömürülüyor,sömürtülüyor.Plakalılar da el veriyor,yol veriyor,sonra da belalarını buluyor.