Necati Doğru
Belediye Başkanı’nın parasız pulsuz oğlu kulüp başkanı oldu!
Olabilir, yeteneği vardır, arzu etmiştir, “Baba bana kulüp al...” demiştir. Baba da Ankara kentinin 4 dönemdir (20 yıl eder) üst üste seçilen kesintisiz Belediye Başkanı ise; “Oğlan 32 yaşına geldi, belediye başkanı adayı yaptık sandıktan çıkamadı, kulüp alalım da işsiz kalmasın” diye düşünmüştür.
Başka türlü nasıl olur!
Gözlerimiz var.
Görüyoruz.
Kulaklarımız var.
Duyuyoruz.
Türkiye’de futbol kulübü başkanları; iş adamlığında, ticarette, “1’e aldım- 11’e sattım” becerisinde, devletten ihale almada, özelleştirmeden pay kapmada, ucuz şehir arsası toplayıp, 8 emsal imar izini çıkartmada yetenekleri olan insanlardan çıkıyor.
Kulüp başkanı, yırtıcı olacak.
Gözü kara, atılımcı olacak.
Parası-pulu bulunacak.
Küpünün tamamı dolu olmasa da olur, altlığı, birikimi olacak ki, renklerine âşık milyonlarca taraftarı bulunan bir kulübün başkanı olmanın sağlayacağı ilave sinerji ile küpün boş tarafını da doldursun. Dün gazetelerin spor sayfalarında vardı; Fenerbahçe’nin Başkanı Aziz Yıldırım’ın “Birinci devreyi önde bitirin 2.5 milyon dolar primi veriyorum, futbolcular aralarında paylaşsın” müjdesinin haberi manşete oturmuştu.
İşte başkan bu!
Parası var, veriyor.
***
Gerçi karşılıksız vermiyor.
Verdiklerini geri alıyorlar.
Ben bugüne kadar başkanların spor sayfalarına; “çok cömert, eli açık, gönlü gani başkanımız bütün varlığını kulübüne karşılıksız, çıkarsız, senetsiz harcıyor” havası veren yazılar yazdırdıklarını fakat aslında kulübün her türlü hasılatını, her çeşitten gelirini “temlik” ettirerek verdiklerini faizleriyle birlikte fazla fazla geri aldıklarını gördüm, duydum, okudum.
Futbolcu transfer ediliyor.
Milyon dolarlar konuşuluyor.
Milyon dolarların üçte biri ancak futbolcuya gidiyor, kalan büyük pastadan başkanlar da paylarını alıyorlar. Nitekim futbolun ordinaryüs otoritesi Erman Hoca’nın (Toroğlu) dünkü yazısında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e yönelttiği; “Kulüpler birbirlerine futbolcu sattıklarında bu paralar banka yoluyla mı, çekle mi, senetle mi geliyor, kimin üzerine kayıtlanıyor ve nasıl denetleniyor?” gibi acılı sorular vardı.
Küpün boş tarafı acılı doluyor.
***
İşte yukarıda iki-üç cümleyle anlatmaya çalıştığım; “meşin top yuvarlaktır ve fakat başkanımız da hem yırtıcı hem gözü karadır” futbol dünyasının renkli hayatına Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in 32 yaşındaki oğlu Ahmet Gökçek de “Kulüp başkanı olarak” girdi. Hürriyet’ten Özgür Şahiner’in yazdığı güzel habere göre, Belediye Başkanı’nın 32 yaşında olduğu için teorik olarak parasız, pulsuz, küpsüz oğlu; Milli Kurtuluş Savaşı’ında orduya silah üretmek için kurulan Makine Kimya Endüstrisi’nin (MKE’nin) 90 yıllık futbol takımı Ankaragücü’ne başkan oldu.
Nasıl oldu?
Neden oldu?
Ve jetleşmiş transfer de şöyle oldu: Onursal başkanlığını Baba Melih Gökçek’in yaptığı Ankaraspor, oğul Ahmet Gökçek’in başkanlığına geldiği ekonomik kriz içinde bunalan ve 17 milyon dolar borcu olduğu söylenen Ankaragücü’ne transferin son 3 gününde 5 oyuncu birden sattı. Oğul Gökçek, Baba Gökçek’in takımından 5 futbolcuyu, nasıl, hangi parayla transfer etti? Her şeyi bilen Erman Hoca bile hayret etti!
Anlayamamış, çözememiş.
Bakan’a soruyor!
*****************************************************************
Aile boyu hırsızlık genlerinde olan bir şey herhalde.Aileyi Kalkındırma Partisi.
Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 03.09.2009 - 12:46