Bekir Coşkun en sevdiğim birkaç yazardan biridir.
Onun Duru Türkçe ile yazdığı şiirimsi akıp giden yazılarını özledim.
Tekrar ve yeniden Nerede kaldıysak Oradan DEVAM...
Üçüncü Sayfa.
KÖŞE yazarları, yazının konumuna göre de çeşit çeşittir; sağ köşe yazarı, sol köşe
yazarı, orta köşe yazarı, dik köşe yazarı, yan köşe yazarı.
Ben üçüncü sayfa yazarıyım...
Nitekim kimi meslektaşlarım “Sayfa kaç?” diye sorduklarında, sağ elimin üç parmağını havada sallayıp “Üç...” dediğimden, üç milyon dolar alarak transfer olduğuma karar verdiler.
O “eski patronu görülmemiş vergi cezasına çarptırılınca kaçtı” iddiası da, “Sayfa kaç”ın içindeki “kaç”tan ileri geliyordur.
Arbedenin ortasında kalmış futbolcu gibi, sahaya atılan yabancı cisimler başımda paralanırken, biraz şaşkın, biraz üzgün, bu saçağın altına attım kendimi.
Mesele, bir odadaki üç-beş kitabı toplayıp çekip gitmek kadar basit gözüküyor dışarıdan.
Ama 17 yıl soluduğum havadan, dostlarımdan, arkadaşlarımdan ve Hürriyet’ten ayrılmanın zorluğu canımı yeterince yakarken, kararlı suskunluğum birer yabancı cisme dönüşüp patladı başımda.
Oysa örtülü faşizmi görmezlikten gelenlere, hatta çanak tutanlara ben tam 6
yıldır (bakınız; Hürriyet arşivleri) işte bunu anlatmaya çalışıyordum: “Sıra size gelecek...”
Aynı şeyi şimdi de ve herkes için söylüyorum:
Cumhuriyetin kurumları, kavramları, devrimci ilkeleri, aydınlık yoludur bugünkü Türkiye’yi yaratan.
Onlar saldırıya uğradığında sinip sesinizi çıkartmazsanız, görmezlikten gelirseniz eğer...
Sıra size de gelecek...
Yine de başıma yabancı cisimler atılırken; ben yürekli meslektaşlarımın, dostlarımın ve okurlarımın beni korumaya çalışan manevi kalkanları altından üç parmağımı aradan sallayıp yanıtlıyordum sadece:
“Sayfa üç...”
Olsun...
17 yıl bana yazı yazma olanağı veren Hürriyet’e teşekkür ederim.
Artık HABERTÜRK’teyim...
Sayfa üç...
Şu elinizde tuttuğunuz gazetenin sevinçli, heyecanlı, umutlu çalışanlarından birisi olmaya çalışacağım.
HABERTÜRK yepyeni bir gazete.
Bu kadar kısa zamanda toplumun güvenini ve sevgisini kazanmış, kısa sürede medyanın önemli bir parçası olmuşsa...
Yürekten dua edin; yolu açık olsun...
Ben ise; dün yeni odamda eşyalarımı dolabıma yerleştirirken, burnumu çeke
çeke, sadece okurlarımın yüzüne sıkılmadan-utanmadan bakmayı diledim ve mırıldandım:
“Merhaba...”