Sevgili Günsüz
#21
Gönderim zamanı 06.01.2010 - 22:40
İçinde biriktirdiğin göz yaşının önemi de.
Sen yine de geçersin kendinden.
O, kendini bilmez.
Çok uzaklarda bir yerde,sevgili senden habersizdir. Bahanesi hazır edilgen bir bakış ve heybesine doldurduğu umursamazlığıyla anlamsız rüyalara iter seni.
Yine de manası yoktur sözlerin.
Esas olan sahibinin,
içinde biriktirmeyi uzun zamandır unuttuğun sesli bekleyişidir.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#22
Gönderim zamanı 07.01.2010 - 19:12
Zamansız bir hayat
Zamansız bir kız
Geçmişi ile geleceği arasında sıkışıp kalmış,
Daha ne kadar esir olabilirim,
Şimdiki anlar bile bana ait değil
Ne kadar sevebilirim birini
Ne kadar güçlü olabilirim
Hayatı ne kadar anlayabilirim
Hayat herkezin anladığı kadar ...
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#23
Gönderim zamanı 08.01.2010 - 00:04
Yüzümdeki bu kırışıkların sahibi ben değilim.
Ne zaman ceketimi alıp gitmeye yeltendiğimde, arkamdan gitme der gibi bakıyorsun. Ve ben ne zaman gitmeye yeltensem bunu hep yapıyorsun.
Ölümden korktuğum için değil bu dahili sancım. Sana dokunamadan gitmek sensizliğe. İşte benim budur inancım.
Bugün ne olduğumu bilmem. Aslında yarın ne olacağım anlamına mı gelir(ler)lerlerlerler... ( bunu hep yapmak istemişimtim. )
Çok eski kişiliklerin,yitirilmesiyle zamana.
Yürüyen kelimelerin darağacına boğulması gibi,
içten ve samimi...
İşte burun kıvırdığın sevgili.
Bizim gibi sevemezdi.
( Bu anlamda sevgili,hiç bir sahifede ismini görmemeli,hissetmemeli. -ki bunu hissettirmek amacıyla yazılmış her dörtlük,tamamiyle sevgilinin esirindedir. Zaten amacımız bu değil mi? )
Fena tosladım biliyorum. Ama, ne yapayım seviyorum. ( anlatım bozukluğu diz boyu )
bak işte,anlaşılma hastalığına bir tutuldun mu. Böyle verem oluyorsun. Bir gün iyileşip,uzunca bir süre kanla besleniyorsun.
Bugün dikkatimi çekti,sigaraya zam gelmiş :=)
Artık zamanı geldi not : sevgili güsüz artık eski sen yok.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#24
Gönderim zamanı 08.01.2010 - 19:03
İliklerimize kadar ıslanmayıda
Çakmak çakmak gülümserdik gökyüzüne,
Anlayamadığımız hayatta,anlayamadığımız insanlardan eğlenceli gelirdi çocuk ruhumuza
Farklı olmak gayretide bir çeşit isyan değilmi?Zaten...
Bu mesaj kübra tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 08.01.2010 - 19:03
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#25
Gönderim zamanı 10.01.2010 - 13:09
Selim’in ünlü günlüğünden bazı alıntılar sunmak istiyorum:
Sezgilerini nasıl ispatlayabilir insan? Sonradan uydurdun derler. Bu ‘Diyenler’ olmasa belki bir şeyler yapabilirdim. Kulaklarımda sürekli uğultu yapan bu sesler, bu ‘Diyenler’ beni dermansız bırakıyorlar. Sözümü bitirmeme fırsat vermiyorlar.
“(...) Kafamda bir sürü süprüntü düşünce olmasaydı, bazen benim bile beğendiğim düşüncelerle dolu olsaydı beynim... kaybediyorum; düzensizlik ve duruma hakim olamamak yüzünden kaybediyorum (...)”
“(...) Hep birlikte tutunamamayı ne kadar isterdim.Herkes ayrı dalda kaldı. Tek başına bir tadı olmuyor başarısızlığın (...)”
“(...) onlar hesabına üzülüyordum. Yorulmuştum da. Adam olmadığı için, insanlığa vekalet ediyordum (...)”
“(...) Kafamda bir sürü süprüntü düşünce olmasaydı, bazen benim bile beğendiğim düşüncelerle dolu olsaydı beynim... kaybediyorum; düzensizlik ve duruma hakim olamamak yüzünden kaybediyorum (...)”
"...cennet muhallebiden duvarlar demek değildir sayın yetkili cennet insanların birbirlerini dinlemeleri demektir birbirlerine aldırmaları birbirlerinin farkında olmaları demektir..." (sayfa 519)
'Benim için bütün oyunlar, romanlar, hikayeler herkesin anladığından başka bir anlam taşıyor. Bütün hayat, bütün insanlık bu kitaplarda anlatıldı, bitirildi. Yeni bir şey yaşamak, yeni bir kitap tanımak oluyor benim için. Kitaplarla ve onların yazarlarıyla birlikte yaşıyorum. Önsözlerle yaşıyorum. Hiçbir yazar şaşırtmıyor beni: Çünkü hayatlarını sonuna kadar biliyorum. Gerçek dediğiniz dünyadaysa kimin ne yapacağı belli değil. Her gün şaşırtıyorlar beni. Yazarlarımla yaşamak daha kolay. 1886’da N. kasabasında doğdu. Babası, annesi, kardeşleri, çevresi, yaşarken kimsenin bilmediği ıstırapları, kuruntuları, arkadaşlarıyla kavgasının gerçek nedeni, hepsi hepsi satırların arasında. Tanımadığım yönlerini merak ediyorum ilk sayfalarda; fakat biliyorum hemen herşeyi öğreneceğimi.
'Bana kitap kurdu, boş hayaller kumkuması, hayatın cılız gövdesi gibi sıfatlar yakıştırılabilir. Şövalye romanları okuya okuya kendini şövalye sanan Don Kişot’a benzetebilirsiniz beni. Yalnız onunla bir fark var aramda: Ben kendimi Don Kişot sanıyorum.
'Kitaplardan, yaşantılarım için yararlanmadığımı ve kendimi bir biçime sokamadığımı da yüzüme vurabilirsiniz. Ne yapabilirim? Kitap okumakla, manavın beni aldatmasına engel olamıyorum bir türlü. Manava inanmadığım halde beni aldatıyor namussuz. Ya inandığım dostlarımın beni aldatmasını önlemek: Büsbütün imkansız bu. Dostlarım alay ediyor benimle. Bu çocuğun sonu ne olacak, diyorlar. Hiç olmazsa kitaplardan kitaplar çıkarmalıymışım. Bunu da yapamıyorum, yazamıyorum. Kitapları işimde kullanılacak bir mal gibi göremiyorum; kapılıyorum onlara. Belki kitaplar da onlara karşı gösterdiğim aşırı ciddiyetimle alay ediyordur. Biliyorum, kitaplar da beni adamdan saymıyorlar. Fahişelerin, onlara barlarda para yediren tüccarları küçümsemesi gibi hor görüyorlar beni...' (Sayfa 374-375)
"İzin ver Selim biraz,Hegel,Fichte diyelim,
Felsefeyle ilişkin bir de ekmek yiyelim."
Böyle buyurdu Kargı,thus spake King Solomon
Yerindedir bu yargı,evet haklı Platon,
Felsefeyi seviniz,fakat koparmayınız.
Demekle özetliyor:bu dünyada yalnızız.
Özür dilerim senden bu sütunda açıkça,
Çocukluk günlerine kapılmışım çocukça.
Ne, herkesi düşünmekten kendini; ne kendini düşünmekten herkesi unutmamalı! Bilmeli çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için...
Bu mesaj kübra tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 10.01.2010 - 13:11
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#26
Gönderim zamanı 10.01.2010 - 13:21
Kimse dinlemiyorsa beni -ya da istediğim gibi dinlemiyorsa- günlük tutmaktan başka çare kalmıyor. Canım İnsanlar! Sonunda, bana, bunu da yaptınız.
Oğuz Atay 25 Nisan 1970
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#27
Gönderim zamanı 10.01.2010 - 13:31
öyle değilmi olric?
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#28
Gönderim zamanı 14.01.2010 - 00:49
Gözlerinin önüne ansızın örtülen perdenin, hatrınadır bu suskunluk.
Yiğitlik var ya serde,ben de okurken mutlaka unuturum seni.
Ufacık birşeye sıkıştırılmış anıların acizliği, beni mest ediyor. Hem vallahi,hem billahi.
Niye hevesin kaçmayacağını,şimdi anladın mı desem? kalın bir romanın içinden çıkartılmış kelimelerde,ancak bir kişinin anlayacağı saçmalıklardan kaçılamayacağı gerçeği cevabı alabilsem. Değmeyin keyfime.
Bazen anlamak yerine,teslim olmak gerekir.
Bu mesaj Bulutsuzluk tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.01.2010 - 00:51
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#29
Gönderim zamanı 14.01.2010 - 19:29
Zaten her şey umut edilmekle başlamadımı?
Bu mesaj kübra tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.01.2010 - 20:03
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#30
Gönderim zamanı 16.01.2010 - 00:42
cemoşun dile getirdiklerini aynen aktarıyorum
Sevgili arkadaşlarım
Size bunu söylemek istemesemde
Beni illaki birşeyler zorlamaya itiyorlar.
(BAZILARI KENDİNİ BİLİYOR)
Çünkü neden mi
Bazıları gayet güzel bir şekilde saçmalıyorlar.
Benim yazdıklarım onda anlamlar taşıyor
Düşünme gereği bile duymuyorum
Bazı şeyler çok mantıksız çünkü
yazılarını okouyunca kendimi karamsar hissediyorum...
ve ben kendinimi pskiyatrisin karşısında buluyorum...
BU DEDİÐİM KİŞİ BENİ BENİ DUYUYORSA LÜTFEN!!!
KENDİ AYAK SESLERİNDEN GİTMESİN ARTIK...
(İÇTİÐİM KAHVEDEN İLHAM ALDIM GALİBA)
cemoş
Bu mesaj kübra tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.01.2010 - 00:43
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#31
Gönderim zamanı 17.01.2010 - 21:11
Küçücük odamda tek başıma oturup harıl harıl imtihanıma çalışıyorum.Bir kaç gün sonra sonuçlar asıldığında diğer nefislere rezil olmamak için.
Kitabımın üzerine yansıyan ışık,üzerindekileri ortaya çıkardığı gibi,beynime girecek bilgileride belirliyor.Kendi irademle soktuğum engeller gerçeğe perde oluyor.
Hayatımda nice karanlıklar ortasındaki ışıklara sarılmışım.Kendi elimle bir dokunuşla açtığım güneşciğim bana nice kitabı okutturmuş.Bir kaç gün sonrası için geçirdiğim uykusuz saatler,beynimi onca şeyle doldurmuş.Hayali güneşciğimin düğmesini kapattığımdaysa hep karanlıklar içinde kalıvermişim.Sonra korkup,ağlamışım.
İmtihanı unutup hayattan istifade etmek geliyor aklıma.Ama hangi şekilde?Hangi hayattan?
Bu mesaj kübra tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.01.2010 - 21:12
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#32
Gönderim zamanı 18.01.2010 - 00:00
Bak orda birileri var. Nasıl da koşuyorlar yer kapmak için.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#33
Gönderim zamanı 18.01.2010 - 19:39
uykulara sızıyorum deliksiz...
sonra sokaklara düşüyorum,her düşüş bir diğerinin temellerini atıyor.yükselen her ses; dışavurum.her düşüş bir "düş"...
oysa ki çığlık oluyor nefes alışım...beynimde koşusturan bir "ben" var.
beni unutmak mecburiyetindeyim ben bugün...
ama kafiye olsun diye değil...
Bu mesaj kübra tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 18.01.2010 - 19:52
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#34
Gönderim zamanı 23.01.2010 - 00:31
Ben yine de vazgeçemeyeceğim bir merak içerisindeyim. Tüm bu merakımı alt alta yazdığımda doğumuma şahit olabilirim. Çünki, ne kadar reziil yaşarsak o kadar iyiydi bizim için.
Yazmak ile yazamamak arasındaki dengesizlik,içinde bulunduğun belirsizliğin değil, hiçliğe bulanmış beyninin sana sunduğu değerdir aslında. Yani bunu görecek olan yine sensin.
Yok bu alemin bir ayarı. Kurcaladıkça hergün birşeyler anlıyor ve itiliyorsun gerçeklere.
Evet istediğimiz bu biliyorum.
Henüz hazır değilim.
Bu mesaj Bulutsuzluk tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 23.01.2010 - 00:32
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#35
Gönderim zamanı 25.01.2010 - 20:22
Gece çıldırtan boşluğunun aksine ağır hantal ve damla bile denmeyecek kadar küçük zerreler halinde
Şimdi oturduğum masada kül tabağının içinde unutulmuş bir sigara görünce kimden döndüğümü biliyorum. Benliğimin çatırdadığını duyar gibi oluyorum.
Ben böyle damla damla uzaklaşıyorum kendimden konuşmaya çalıştığım dudaklarıma ilişen sessizliğim içimde fırtınalara dönüşüyor.
BiR iÇ Dökümanın KırıntıLarı..
Kaybedilmiş öznesiyle zifiri gecelerden mor sabahlara gözlerim açıyor ve evet belki gün doğuyor ama ışığı göremeyecek kadar yorgun gecelere alışmış gözlerim...
Bir yanım matem siyahları içinde karalar bağlamış yüreğim bir damla ışığa yüzlerce yıllık mahkumiyetlerinde aç kalmış olsa da ne çare..
Açamıyorum ki ne gün görmemiş yüreğimi ne de ışığı bilmeyen gözlerimi güneşlere...
=)
Bu mesaj kübra tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 25.01.2010 - 20:31
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#36
Gönderim zamanı 26.01.2010 - 02:25
bak zor durumdayım. 50 tl ile eske geldim. 10 gün idare eder bir de dönüş parası yaparım diyor idim ki..
10 tane enjeksiyon verdi diş doktoru. her enjeksiyonu tanesi 5 tl den sabah aksam olmak üzere 10 tane yicem afiyetle..
hiç gecmiş olsun deme. delik deşik olduktan sonra..
#37
Gönderim zamanı 26.01.2010 - 19:34
Vuslat yakındır Yaradan müsade ederse. Nur içinde yat ARTEMİS ELİT ....
(S.Ç.S)
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#38
Gönderim zamanı 26.01.2010 - 19:38
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#39
Gönderim zamanı 26.01.2010 - 20:04
Biraz mutluluk / biraz sevi
Kaçamak baktık hep o buğulu ufkumuza
Kapı aralıklarından seyrettik her baharı
Dilendik onca zaman
El açtık gelen - geçen yıllara
Avunamadık
Susturamadık bu çığlığı
Raflara kaldırdık derken hüzünleri
Ürperdik bir an
Korkularla yüzleşiverdik
Bürüdü içimize karasını yalnızlık
Düşürdük yüreğimizden
Damla damla çokluğumuzu
iç çektik gidenlerin ardından
nedense hiç bilemedik
dindiremedik bu ağrıyı
Hep bir medet umduk hayattan
Yarınlara erteledik el değmediklerimizi
Yürek sürtmediklerimizi
Yanaklarımızı ıslatırken gözyaşları
Boşaydı kurduğumuz hayâl köprüleri
Baş alamadık hüzünden
Mutluluk, gökte gülümseyen yıldız / uzaktı
Gölgesinde üşüdük yakamozların
Ellerimiz kan / ellerimiz buz
Güneş çoktan vazgeçti bizden
yaşadıkça terkedildik geçmişimize
ve
bir gün daha vuruldu ay ışığın da
paslı bir gökyüzü bırakıldı avuçlarımıza
ö z l e d i k
u n u t u l d u k
s u s t u r u l d u k
b ı r *gun ı l d ı k
kıyısız denizlerinde hayatın...
ARTEMİS ERKEN GİTMEDİN Mİ!
Bu mesaj kübra tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 26.01.2010 - 20:05
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
#40
Gönderim zamanı 28.01.2010 - 19:18
özgürlükle hareket edeyim.Kendimi sahilde bulayım.Ayaklarımı dalgaların
taşıdığı kumlar gıdıklarken ben ufka bakıp öylece kalayım.Derin derin
aldığım nefesler özlediğim birinin kokusunu getirsin beraberinde
mesela.Gözlerimi kapatayım.Açtığımda özlediğim biri yanımda olsa.
Müşfik bakışlarını hissetsem üzerimde."Herşey yoluna girecek,üzülme
artık!"diyen sesini duysam kulaklarıma inanamayarak.An uzasa...
Sonu gelmese...
Hep böyle zamanlarda mı gelir eski duyguları insanın aklına acaba?
Giden böyle zamanlarda mı anımsanır?Gitmeseydi nasıl bir yaşamımız
olurdu diye niçin düşünülür ki?Neden elindekilerin değerini bilemezsin?
Neden başka hayaller kuşatır seni gerçekler varken?Neden elini tutan eli
sımsıkı tutamazsın?
Neden yetmez verilen sevgi?
Ne istenir,senin mutluluğun için çabalayan insandan?
Ne istersin de alamazsın acaba?
Niye sadece yaşamın ilk yarısını paylaşırsın?
Ya paylaşılmayan ikinci yarısı ne olacak?
Neden istemediğin anlarda bu soruların yanıtlarını düşünür bulursun kendini?
Peki,yanıt bulabilir misin?
Bazen hayaller gerçek olsaydı diyorum.Yaşadığımız kötü anılar da sadece
uyandığımızda unuttuğumuz kabuslar olsaydı.Problemlerin çözümleri kolay
bulunabilseydi.Çocukluğumuzdaki gibi sorumsuz gülebilseydik yaşama.Var
olan mutsuzluğun,çözümsüzlüğün sebebi çocukluktaki mutluluk mu acaba?
Çocukluğunu mutlu yaşayanlar hep o mutluluğumu özlerler mi acaba?Yoksa
yaşamayı mı beceremiyoruz?
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Murat Boz / Öldür Beni Sevgilim |
Yerli Videolar | hüfyaa |
|
|
|
2019 Sevgili Saati Modelleri |
Çeşitli Videolar | hüfyaa |
|
|
|
Terk Eden Sevgili Destanı |
Geyik | hüfyaa |
|
|
|
Sevgili bulamayınca robotla evlendi |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Sevgililer Günü'nde Sürpriz Evlilik Teklifi |
Çeşitli Videolar | hüfyaa |
|
|
13 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 13 ziyaretçi, 0 gizli