İçerik değiştir



- - - - -

Minare Referandumu


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 12 yanıt verildi

#1 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 01.12.2009 - 16:22


İsviçre'de Göçmenlerin Sorunları Minarenin Gölgesinde Kaldı

Zürih Halkevi'nden İşbilir, minarelerin yasaklanması kararı çıkan referandumun göçmenlere yönelik artan baskı ve hak gasplarının üzerini örttüğünü söyledi. Ücret eşitsizliği, polis baskısı, sosyal hakların kısıtlanması İslamlaştırma tartışmasının arkasında kaldı.

Erhan ÜSTÜNDAÐ - BİA Haber Merkezi01 Aralık 2009, Salı




"Minarelerin yasaklanması üzerine süren tartışma, İsviçre'deki emekçi göçmenlerin gerçek dertlerinin üzerini örtmekten başka bir işe yaramıyor."

Zürih Halkevi üyesi ve göçmen hakları savunucusu Kerim İşbilir, bianet'e, sağcı partilerin girişimiyle yapılan referandumda minarelerin yasaklanması yönünde çıkan kararı bu şekilde değerlendirdi.

İşbilir'e göre göçmenlerin sosyal haklarının kısıtlanması, ücret eşitsizliği, polis baskısı gibi sorunların üzerini örten tartışmayı hükümet ve İslamcı göçmen örgütleri bilinçli bir şekilde yükseltiyor.

Pazar günü yapılan referanduma katılanların yüzde 57'si minarelerin yasaklanması yönünde oy kullandı. İsviçre Halk Partisi (SVP) ve Federal Demokratik Birliği (EDU) cami minarelerinin ülkenin İslamlaştırılması yönündeki çabaların güç gösterisi olduğunu savunarak referandum çağrısında bulundu. Referandum sonucu, hak savunucularının yanı sıra sol partiler ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Müslümanların yoğun olarak yaşadığı ülkelerin yöneticilerince tepkiyle karşılandı.

Haklar geri gidiyor
İşbilir'in verdiği bilgiye göre, İsviçre'de çoğu 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından giden 100 bin kadar Türkiye kökenli göçmen var. Sorunlardan en önemlisi göçmenlerin eşit işe eşit ücret alamaması.

Bir diğer sorun kazanılmış sosyal hakların geri alınması. Örneğin yıllık ücretli tatil 28'den 10 güne düşürüldü; göçmen çocukları ve göçmenlerin eğitim masrafları devlet tarafından karşılanmaz hale geldi. Aile birleşimlerinde Almanca bilme şartı getirildi. İşbilir, polisin şüpheli gördüğü göçmenleri soruşturma süresince uzun süre cezaevinde tutabildiğini de ekledi.

İsviçre

Toplam nüfusu 7,5 milyon olan İsviçre'de göçmenlerin oranı 1970'lerden bu yana devamlı artarak yüzde 21'e ulaştı. Almanlar, İtalyanlar ve Portekizlilerin ardından Yugoslavya'nın parçalanması sırasında ülkeye gelen Sırbistan ve Karadağlılarla, darbe sonrası ülkeyi terk etmek zorunda kalan Türkiyeliler göçmenlerin çoğunluğunu oluşturuyor. Sri Lanka'daki savaştan kaçan Tamiller de bir başka göçmen grubu.

2000 verilerine göre nüfusun yüzde 79'u Hıristiyan, yüzde 11'i dinsiz. Müslümanların oranı 1980'de yüzde 0,9'ken 2000'de yüzde 4,3'e yükseldi. 2005'te yapılan Eurobarometer araştırmasına göre de nüfusun yüzde 48'i teist, yüzde 9'u ateist, yüzde 39'u "bir çeşit yaşam gücüne inanıyorum" ve yüzde 4'ü de "bilmiyorum" diye cevap verenlerden oluştu.

"Geleneksel yapılar güçlenecek"

Federal bir ülke olan İsviçre'de yasalar halka referanduma giderek düzenleme yapma şansını veriyor. Öte yandan, düzenlemenin federal mahkeme ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden "inananların ibadet yerlerinin mimarisini belirleme hakkı olduğu" gerekçesiyle, ayrımcılığı yasaklayan düzenlemelere dayanarak bozulması mümkün.

Sonuç ne olursa olsun, İşbilir'e göre bu tartışma emekçi göçmenlerin "duygu ve düşünce dünyalarını etkileyerek, gündemlerini değiştirecek". Hali hazırda gündemi beliryebilecek etkin bir göçmen örgütlenmesi de bulunmuyor. Bu durumda, göçmenleri geleneksel bağlarını güçlendirmeye iten tartışma hak ve özgürlükler mücadelesini geri planda bırakabilir. (EÜ)
**********************************************


Görüldüğü üzere,her konuyu halkın onayına sunmak, "demokrasinin bir gereği" mantığına ters düşebiliyor.

 580023663830.jpg


#2 BucuK

BucuK

    : вєş’є вєş vαя :

  • Dokunulmazlar
  • 6.410 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:∆p.∆x>ħ/2
  • İlgi Alanları:* qαγєτ ίlqίsίz *

Gönderim zamanı 01.12.2009 - 22:12

diğer inançlara saygı sadece temeli olan inançlar ve o inanç mensupları için geçerli, bu da onun kanıtı olmuş. çok görmemek gerek.

demokrasiye gelince,
demokrasi dedimi bir sürü demokrasi var ebrah, bu çoğunlukçu demokrasinin örneği, yani çoğunluk ne derse o odur, diğerlerinin sadece "söz" hakkı vardır, sadece sözde kalan.
olması gereken ise çoğulcu demokrasidir(demokrasinin asıl gereği), halkın katılımını olabildiğince fazla tutmak olabildiğince çok görüşe saygı ve temsil hakkı vermek. ( kopyala-yapıştırdan arta kalan zamanda belki araştırırsın diye ufak bi giriş yaptım )

kaçıncı defa yazıyorum bilmiyorum ama yine de "dersine yine çalışmamışsın abi"

sevgiler sevgiler sevgilerrrr :)

#3 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 01.12.2009 - 23:26


Sevgili on3bucuk,


Türkiye'de yaşıyorsan,öyle kitaplara gömülmeye,tozlu raflar arasında öksürüp aksırmaya,monitör başında heykele dönüşmeye gerek kalmıyor.

Türkiye siyaseti,siyasetçisi başlıbaşına bir kitap.Tarihe gitmeye de gerek yok bu kitabı okumak için.Her gün,her an öyle kitaplar yazılıyor ki ülkemde... Okunası,okudukça afallanılası kitaplar.Değil iki sayfası,iki paragrafı dahi birbirini yalanlayan,birbirlerine karşı iki yüzlü,hilekar,üç kağıtçı,arsız,utanmaz satırlardır insanı abondone eden.

Türkiye'de de ikide bir demezler mi,halka gidelim,halka soralım? Kulağa hoş gelir böyle söylemler.Hitler döneminde de halka sorulsaydı,bu insan katili açık ara güven oyu alırdı "halktan." Demem o ki,her durumda halka gitmek,halka sormak,pek de yararlı sonuçlar doğurmuyor.

Bu halka sormayı da,öyle zamanlarda öyle olaylarda akıl ediyorlar ki,lehden gayri sonuç çıkması mümkün değil.

Açılımı sor,metrobüs zammını sor,alacağın yanıt bellidir "hayır."

Asgari ücrete %100 zam yapalım mı diye sor,dokunulmazlığı kaldıralım mı diye sor,türban yasağını kaldıralım mı diye sor,alacağın yanıt bellidir, "evet."

Siyasetçi,halka sormadan önce ne yanıt alacağını bilir,kamuoyu da şekillenmiş,ortam kıvama getirilmiştir zaten.Lehindeyse sorar,değilse sormaz.Bunun adı da halka sormak değil,halka yutturmaktır.

İsviçre'de de minareler,kılıfıyla halka yutturulmuştur.Yapılan oldu bittidir,halkın takdiridir .İşte kardeşim halka sorduk,halk böyle istedidir.

Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 02.12.2009 - 00:12

 580023663830.jpg


#4 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 02.12.2009 - 12:43

ama türkiye'de böyle halka soralım denmiyor ki.
olay tıkandığı zaman halka soralım deniliyor. mesela geçenlerde melih gökçek içki satılan yerler açılsın mı diye halka soralım mı dedi. tepki geldi mecburen geri çekmek zorunda kaldı.
hani duyan da ülkede hükümet bütün kararlarını referandumla alıyor sanacak.
7 senedir benim bildiğim bir kere referandum oldu. o da neden oldu?
sen kalkar cumhurbaşkanını seçtirmem diye 367 icat edersen, kalkar askere muhtıra yazdırırsan halka sorulur tabi.
bundan daha doğal bir şey yok.

bununla minare referandumu aynı şey değil.

#5 WaLe

WaLe

    Kimene!

  • Üyeler
  • 6.730 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Eskişehir

Gönderim zamanı 03.12.2009 - 01:20

Referandum demokrasinin bir gereği değil demokrasinin kullandığı bir araçtır.

13,5 un da değindiği gibi çoğunlukçu demokrasinin geçerli olduğu yerlerde sık kullanılan bir entstürmandır. AKP' de sık sık gündeme getirir.

Bence olması gereken ve herkezin istemesi gereken Liberal Demokrasidir.

Yani

Liberal demokrasi, toplumca kabul gören her türlü siyasi görüşün bir çatı altında uzlaşarak genel anlamda ulusun çıkarları için gereken her türlü yönde esneyebilen bir yönetim politikası modelidir.


"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
Gönderilen Resim



’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.

Paul Valéry


#6 pikaçu

pikaçu

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.230 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:gurup şurup
  • İlgi Alanları:bıdı bıdı

Gönderim zamanı 03.12.2009 - 01:25

koskaca patrikhaneyi barındırıyoruz istanbulda biz saygı duyuyoruz çan çan çan rahatsız olmuyoruz resmen aşağılıyolar vaftiz suyunda boğarım onları okadar kızdım yani!

bizim yurtta yazın türkçe öğrenmek için yabancı kızlar gelir ve hep onları ben gezdiririm hepte patrikhaneye götürürüm görsünler diye bikere rus arkadaşlarım bi kliseye girmek istemedi bende sordun niye diye ne güzel geziyoz dedim olmaz dedi bu katolik klisesi biz ortodoksuz katolik klisesine girmeyiz valla böle dedi :eyvah:

kendsi aralarında birbirlerinin inançlarına bu kadar saaygı duyuyo bunlar bizim inancımıza niye saygı duysunlar ki ;)

kınıyorum türkiyedeki kliselerin çan seslerinden rahatsız oluyoruz kapatılsınlar ozaman! gerçi bizim siyasetçilerimizin göööööööö..zü yemez :P

*Pika
SABIRRRR SABIRRR SABIR........

#7 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 03.12.2009 - 01:29

Halka soralım. Bakalım halk ne tür bir demokrasi istiyormuş. ;)

Klasik demokrasi

Eski Yunan şehir-devletlerine dayanır. En iyi uygulayıcısı ve o dönemde en güçlü şehir olan Atina’dan dolayı Atina demokrasisi olarak da adlandırılır. ’Belli başlı tüm kararlar, bütün vatandaşların üye olduğu meclis veya Eklesya tarafından alınıyordu. Bu meclis senede en az kırk defa toplanıyordu. Tam zamanlı çalışacak kamu görevlilerine ihtiyaç duyulduğunda, bütün vatandaşları temsil eden küçük bir örnek olmaları için kura usulü ile veya dönüşümlü olarak seçiliyorlardı ve mümkün olan en geniş katılımın sağlanması için görev süreleri kısa tutuluyorlardı. Meclisin yürütme komitesi olarak faaliyet gösteren ve beş yüz vatandaştan oluşan bir konseyi vardı ve elli kişilik bir komite de bu konseye teklifler hazırlardı. Komite başkanlığı görevi sadece bir günlüktü’[19]. Bunun tek istisnası askeri konularla ilgili on generalin tekrar seçilebilme imkânıydı.

Atina demokrasisinin özelliği vatandaşlarının siyasi sorumluluklara geniş çapta katılma isteğinin bulunmasıydı. Tabi bunun en önemli sebebi, demokrasiye zıt bir şekilde uygulanan kölelik sistemiydi. Böylelikle oy verme hakkına sahip Atina doğumlu yirmi yaş üstü tüm erkeklerin günlük hayattaki sorumluluklarının çok büyük bir kısmını kölelerin sırtına yüklemişlerdir. Bunun dışında Atina demokrasisinde kadınların, metiklerin (şehirli olmayanlar) ve kölelerin oy kullanma hakları yoktu.

Günümüzde İsviçre’nin küçük kantonlarında halk meclisleriyle varlığını sürdürebilen klasik demokrasinin, daha büyük ülkelerde uygulanması teknik nedenlerden ötürü tercih edilmez.

Koruyucu demokrasi

Orta Çağ yönetimlerinden çıkmaya çalışan Avrupalılar, 18. ve 19. yüzyılda demokrasiyi daha çok kendilerini hükümetin zorbalıklarından korumanın bir yolu olarak görmekteydiler.

‘Korumacı demokrasi sınırlı ve dolaylı bir demokrasi modeli sunar. Pratikte, yönetilenlerin rızası düzenli ve rekabetçi seçimlerle sağlanır. Siyasi eşitlik böylelikle eşit oy hakkını ifade eden teknik bir kavrama dönüşür. Dahası, oy hakkı gerçek bir demokrasi için yeterli değildir. Bireysel özgürlükleri korumak için yasama, yürütme ve yargı üzerinden güçler ayrılığına dayalı bir sistemin tesisi şarttır. [20]

Kalkınmacı demokrasi

Bireyin ve toplumun gelişimini esas saymıştır. Bu tip demokrasilerin en radikal olanı Jean-Jacques Rousseau tarafından dile getirilmiştir. Ona göre bireyler ancak içinde bulundukları toplumun kararlarını şekillendirebilmesine doğrudan ve sürekli olarak katılımları halinde 'özgür' olabilirler. Bu açıdan bakıldığında, doğrudan demokrasiyi tanımlamakla birlikte bu şekilde oluşturulacak genel iradeye vatandaşların itaat etmesi durumunda özgürlüğe kavuşacakları savıyla ayrılır.

Kalkınmacı demokrasinin, liberal demokrasiye daha ılımlı hali ise John Stuart Mill tarafından dile getirilmiştir. Mill’e göre demokrasinin en büyük yararı, vatandaşların siyasi hayata katılımlarını sağlayarak, onların anlayışlarını ve duyarlılıklarını güçlendirmesidir. Bu yüzden kadın olsun fakir olsun herkesin oy verme hakkının olması gerektiğini savunur. Fakat bu oy hakkını ‘eşit’ olarak savunmamıştır. Örneğin vasıfsız işçinin bir oy vasıflı işçinin iki oy, donanımlı meslek sahiplerinin ise beş oy hakkına sahip olması gerektiğini, böylelikle demokraside “çoğunluğun tiranlığı” korkusundan kurtulabilineceğini savunuyordu. Basitçe herkesin oy hakkının olmasını savunurken çoğunluğun verdiği kararların her zaman doğru olmayabileceğini belirtiyordu.

Liberal demokrasi

Demokraside önceliğin özgürlüğe mi yoksa eşitliğe mi verilmesi gerektiği tarih boyunca tartışılmış ve tarih, bu ikisini bir arada tutacak sistem teorisini üretme çabalarıyla sıklıkla karşılaşmıştır. Liberal demokrasi sistemi de bunlardan biridir. İçinde barındırdığı liberal kelimesiyle özgürlüğü, demokrasideki siyasi eşitlik kavramıyla da eşitliği temsil etmektedir. Bunu düşünürken ekonomi disiplinindeki liberalizm ile siyaset disiplinindeki liberalizmin birbirinden ayırmamız gerekir.

Basit olarak liberal demokrasi; iktidarı halkın belirlediğini ancak bu iktidarın bireysel özgürlüklerle sınırlandığı bir siyasal sistem olarak belirtebiliriz.

Hoşgörü ve tüm fikirlerin var olabildiği bir rekabet ve siyasi eşitlik prensiplerinde gerçekleştirilen seçimlerle iktidara temsili bireylerin getirilmesi liberal demokrasilerin temel nitelikleridir.

Sosyal demokrasi

Bu kavram komünist rejimlerde gelişmiş demokrasi çeşitlerini kapsamaktadır. Kendi aralarında farklar bulunmasına rağmen liberal demokrasi sistemleriyle kesin olarak karşıt bir çizgidedir. Genel olarak siyasi eşitliğin yanında sosyal demokrasi ile ekonomik eşitliğinde sağlanması gerekliliğini savunmuşlardır.

Karl Marx, kapitalizmin yıkılmasından sonra geçici bir proletaryanın devrimci diktatörlüğü'nün olacağını sonradan ise proleter demokrasi sistemiyle komünist bir toplumun oluşacağını savunmuştur.[21] Komünist devletlerde görülen demokrasi sisteminin fikir yapısı Marx’tan çok Lenin’e aittir.

Bu ülkelerde, partilerin denetimsiz gücünün demokrasiyi gölgede bıraktığı eleştirisi yaygın olarak yapılmaktadır.[22]

#8 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 03.12.2009 - 10:27

ayasofya için referandum yapalım diyodu dün bi gazete :)
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#9 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 04.12.2009 - 10:52

İsviçre'ye de "van münit" bekliyoruz,anlaşmasız tarafından olsun.

 580023663830.jpg


#10 waranko

waranko

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 760 Mesaj

Gönderim zamanı 08.12.2009 - 10:54

Sevgili eberah

Zaten bu gelinen noktayı fitilleyen de ''van münit Tayyip olmadımı?
İsviçre’deki camilere yeni minare yapılmasının yasaklanmasının nedeni, Başbakanın 6 Aralık 1997 tarihinde Siirt’te yaptığı konuşma imiş!
Sen her vesileyle “Minareler süngümüz” diye uluorta şiir söylersen, elin adamı da kendi ülkesinde giderek çoğalan minareleri, “Müslümanlara ‘Süngü tak’ emri” gibi algılar.
Sen “camileri kışla, müminleri asker” olarak gösterirsen, onlar da kışlana saldırır.
“Asker”ini düşman görür; süngü taarruzunu, süngüyle püskürtür.
Avrupa Suyumuzu sıktı. Şimdi posamızla bizi baş başa bırakma hazırlığında.
Avrupa Şimdi Türkiyeye kapılarını daha sıkı kapatacak.
Aslında gerçek olan asıl mesele şu;
Avrupa, Hıristiyan kökenleri ve işsizlik soslu yabancı korkusu nedeniyle dünya ile arasındaki sınır duvarlarını habire yükseltiyor.
İçerdekileri de kapının önüne koymak için bahane üretiyor.

Orada yaşayan Türkleri de çok zor günler bekliyor.

Bu mesaj shy tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 08.12.2009 - 17:28
bir üstteki mesajın tamamını alıntılamıyoruz (shy)


#11 atlantisli

atlantisli

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.241 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atlantis

Gönderim zamanı 08.12.2009 - 17:34

Ayasofya'yı ibadete açarız restinde bulunmak uygundur ama malum bu daha büyük olaylar için saklanan bir koz.Zaten de bakanlar kurulu kararnamesiyle şu anki konumunda.Bi bakanlar kurulu kararına bakar.Olay genişlerse diğerleri de örnek alırsa devreye sokulabilecek bir koz...
Kiliselerin çanlarını yasaklayıp patriği laikliğe aykırı kıyafet ve tutumlarından dolayı tutuklayalım,anayasa mahkemesi patrikhaneyi kapatsın.Bu batılılarda zerre kadar zeka varsa...

#12 matahari

matahari

    ...Ney Neva Eyler...

  • Muhabirler
  • 2.440 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Gurup Şurup
  • İlgi Alanları:Kitap,müzik,spor ,kelime ve zeka oyunları...Genel kültür yarışmaları...

Gönderim zamanı 12.12.2009 - 00:49

Gönderilen Resim
BİZ ÜÇ KİŞİ YAŞIYORUZ..BEN,KENDİM VE ŞAHSIM..

#13 pikaçu

pikaçu

    Onun için takıntı haline geldik

  • Üyeler
  • 2.230 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:gurup şurup
  • İlgi Alanları:bıdı bıdı

Gönderim zamanı 12.12.2009 - 00:52

gerçekten bişe diyemiyorum daha fazla merak ediyorum ne olucak bide bişeyi daha merak ediyorum kınayı onlarmı alıyo yoksa biz mi yolluyoruz evet kına kına ::
SABIRRRR SABIRRR SABIR........





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

9 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 9 ziyaretçi, 0 gizli