denizkızı
savaş
bilindiği üzere aklım bu imajdan son derece bıkık
konu hakkında kimseden duymak istemiyorum tek bi tık
hayaller ardından koşmak hayata bilinen bir şık
dolayısıyla burda anlatılan benim ve canım sıkık
duygusallık çöktüğünde oluşur gözde damla haznesi
bu son sayı atamazsan biter oyunun sonuncu perdesi
sabret gururum aklımın dibi de göğü de sensin
sonbaharda yaprakları dökülen ağaç boyun mu eğsin
oyuna sadık kalmalı her oyun ki denge kurulsun
kafamdaki bir ateşten dolayı hakkım yenilsin
yangın zihnimde varsa inan ellerim buna şahitsin
sözler deryasından gönüle akmak,büyük keyif.
deniz mehtabını saklar bizden en sığ koylarda
bu şehrin gençleri kaptırmış kendini bir denizkızına
onları aldatıp kaybolur deniz kızı aniden
gök feryada durur ve insan kaçar karadenizden
vuku bulur beden fakat çabucak kaybolur vakit
toprak üstü örtecek ve cepte kalmayacak nakit
herhanginiz hangi şeyi harbi yoldan yaptıysa
geride kalmasın gözünüz ruhunuz refahta
bir gün bekler mi bizi umut sahiden bu sahilde
gözlerim kapalı bir hediye gelecek mi bana aniden
sanat kor ateş harlarım onu közken acilen
beni mahrum etme sakın sıcaklığın çok sevecen
rüzgarın sesiyle beslenen bir çocuk bense yurdun
oğlum anlamazsın önde gider hep gururun
inat bir aşkın peşinden sürüklenir bu gövden
toprak seni içten içe, kendine çeker ya
leadri
şair diyor bırakıver gel ardına bir gün dön geri
yarını,geçmişi,öfkeni,sevgini sil her şeyi
sözler yalanmış insan kararmış rengi yokmuş
mutluluk sürgünmüş olsun gönlüm razı değil inan ki
gerçek şu ki gelen gider geri kalanla avunurum ben
oluru neyse olsun artık kader kısmet alışığım ben
vuslat haktır oku yazılmış ayrılık gibi
bakma yazmaz benim lügat, gitti gider dönmez geri
eğri doğru yürüdük oğlum vardık işte yolun yarısı
lakin bilmem bize kalan ne yalnızlık mı diğer yarısı
yarınla arası açık olan da insan göremez önünü
şayet bulunamaz ki gerçek çözülemezse hayat düğümü
gördüğüm dağlar çok engin ve de rengi karanlıktı
ışığa muhtaç bir yoldaydım güneş yatmış uykudaydı
sararmış cümlelerin yazarı meçhul aşıkları
kara kaplı bir romandım bu ilk sayfam ya sonrası..
ne umut var sarılacak bak ne de avutacak bir insan
ne kadar arif olsan yetmez kâr etmiyor hiç bir lisan
dokunsan çıldıracak feryat eder insanlığım
ancak yaşanacak bişey yok tozunu kaldır yalnızlığın
eriyen hüznün dökülür gözden boşalır sağanak sağanak
hasret sorma kurumuş bir yaprak
ömrüm geliyor geçiyor bitiyor
insan susamış arıyor
bulacak lakin çekiyor toprak
rüzgarın sesiyle beslenen bir çocuk bense yurdun
oğlum anlamazsın önde gider hep gururun
inat bir aşkın peşinden sürüklenir bu gövden
toprak seni içten içe, kendine çeker ya...
unut dedi hatıram
laedri
yokluğunda inşa ettiğim o hayali
bir anlık öfkeyle yerle bir ettim
ağır bir bilanço hayatta kalan yok
pişmanlık duygusu kendimi ihbar ettim
ifşa et! suçluyum saklamak sonuçsuz
yahut infaz et varlığım lüzumsuz
yaranmak imkansız ağzınla kus tut
altı yıl devamlı gittim kanat notum sorumsuz!
bir hayale adanmış yarim bir öyküyüz
arar ve sorarlar yokuz ki sürgünüz
hangimiz ters hangimiz düz hangimiz yaz hangimiz güz
meçhul bir dörtlüyüz
en değerli armağan aşk hayatta gördüğüm
garip bir hediye kurdelası kördüğüm
boğuştuğum ilmik çözülmez niyetli
bu boşluk yaşantıma ilk okuldan meyilli
benim samimi dostum kafamdaki duygularım
maalesef münferittim onlarında cani sıkkın
aşina değildim lüzumsuz kinaye
amiyane bi tabir hep ayni terane
bir birine sürtecek iki liram yok cebimde
hayatla inatlaştım hayalimin pesinde
o halde müsaade vakur bir ifade
laedriyi mahlas derviş-i virane
dayan bu badireler de geçici bak inan
uzatma git beni unut dedi hatıram
bak haline yerle bir oldun oyun değil yaşam
ne seyrine ne keyfine ve de rengine kan.
savaş
öncelerden kararlıydım büyüyecektim çocuk yasta
hediye yaptım kendime ve postaladım yıllara
içini açtım baksın karşımdaydı siluetim
görülmez bir kaza dostum büyümüşüm galiba
birikimlerim yazdıklarımdan ibaret bilinmeli
sayfalarda mutluluk varsa yanlış silinmeli
biz hayatin işçisi dost elimizde emeklerle
arayarak bulursun elbet dürüstlüğü yüreklerde
kapkaranlık bir oda içinde loş lamba
kağıt üstünde kalem koltuğun üstünde ben
çocuklar yazıyorum ya kızarsanız yeniden
dostlar üzmeyin zaten gönülde var çilem
benim bildiğim her şey yanlış hayatta lakin
seninde gördüğün üzere bulmalıyız doğruyu canım bu yasamda
neydi doğru neydi yanlış? derken ellerimde kaldı çok soru
cevapları yok herşeye şaşkın
bak yakala beni ve cümlelerimi kat hayatına
derinlik uzmanından yazılmış bir not sana
görüyorum rüyalarımda tüm gerçek dostları
yitiriyorlar saygılarını ben şarkı yapmadıkça
dayan bu badireler de geçici bak inan
uzatma git beni unut dedi hatıram
bak haline yerle bir oldun oyun değil yaşam
ne seyrine ne keyfine ve de rengine kan.
sagopakajmer
kimisinin ne keyfine ne rengine kan delikanlı
ben de büyüdüm ve küçülmek istiyorum an be an
ah istemekle olsaydı her istek
ve yerine gelseydi içinden geçen dilek
tadından tuz biber çalınırdı hayatın koca bebek
gel geçelim konunun en hakiki merkezine
ve aşka dalalım raksa geçelim
kendimize güvenli bir yol seçelim
bulana kadar toprak eşelim bir gün sende ağlayacaksın be neşelim
senin baktıkların senin battıklarındır.
neye meyil ettiysen ona doğru yollanırsın.
gönül kuşunu hangi avcı vurduysa onun yanına uğurlanırsın.
herkes bir yolcudur yoluna kurban olduğum.
şimdi bana burayı tapulamış bir dünyalı gösterin
ve şimdi gösteremediklerinizle övünün.
ben en doğruya en yanlışlardan geçerek ulaştım
sizin bataklıklarınızdan gül bahçesine nihayet ulaştım.
bir sebep ve bir sonuç biri dipte biri en uç
her sorumun cevabı neredeyse korkunç
ayaklarına kapandığım halim ilginç
kabuğumdan taşırmak istemediğim içimdeki utanç!
dayan bu badireler de geçici bak inan
uzatma git beni unut dedi hatıram
bak haline yerle bir oldun oyun değil yaşam
kabul et ya da reddet
süratle koştum ayak seslerim kulakta bir tını,
yağdı yağmur öncesinde üstüm başım biraz yaşlı,
kafamı toplamam gerek ki konuyu çabuk bulmalı,
olayın evvel evvel sonrasında durum farklılaştı.
çetrefilli bir hayatın ortasından çıkıyorduk,
müslüman mahallesinde salyangoz mu satıyorduk ?
bilmedik ve bilemedik sanatı kıvama sokamadık,
en sonunda kısık ateşte yemeğimizi de yaktık.
nihayetinde vardı gerçeğim bu zamana yorgun,
yorgunluğum der bana ki; senin yolun çokça uzun.
sevilmez hayadan akan edepsizlik kuzum,
zarar vermemek adına hayatında yoksun.
atar zaman benle takla elindeki hakla.
hatta kırılmamak için duygularını sakla.
doğrular yanlışı yenecek dev bir farkla.
vakti gelir bekle can sabırla.
izah et bana şunun durumu ne ?
kaçırmış o aklını deli mi ne ?
bulacak halbuki arasa belki de,
çıkışı yok bunun sonu meçhul yine.
bedeline ne diye kapalı kapı ?
arala gir içeri sonunu tanı.
hadi, çözümü zor değil bir yolu yok değil,
inan olur birgün o kadar uzak değil.
kan döker elde batan bu diken,
sökemedin onu yine kılıcı diken,
sabrın sonu selamet, başı me-tanet,
bundan ibaret hayat kabul et.
şöyle bir gel yakında bir dur,
aynada yüzündeki iki farkı bul,
riya yok desen, bir fark yok desen,
ne dersen de de inanmam körüm desen.
ahh kendine gel haddini bil, liyakatin nedir ?
bence bir iç sarraf benim girdiğim kola ait ol.
hayat değil mi yavrum göster ölümü şovları,
zahmet etme bana bırak işte kapı bu da kol.
güle güle, hayatı bile bile, umudu yere yere git,
dün, bugün, yarın, ne var ne yok bırakma hiç,
bize reyi al susarsın elbet kim bilir ?
ahım dolu kadehler ister devir ister iç.
doğru ve yanlışların aynı kefedeler,
fazla-eksik mühim değildi devam et.
kavuşturur hayat zorda olsa sonlara,
geriye tek seçim kalır; ya kabul et ya reddet !
izah et bana şunun durumu ne ?
kaçırmış o aklını deli mi ne ?
bulacak halbuki arasa belki de,
çıkışı yok bunun sonu meçhul yine.
bedeline ne diye kapalı kapı ?
arala gir içeri sonunu tanı.
hadi, çözümü zor değil bir yolu yok değil,
inan olur birgün o kadar uzak değil.
kan döker elde batan bu diken,
sökemedin onu yine kılıcı diken,
sabrın sonu selamet, başı me-tanet,
bundan ibaret hayat kabul et.
bir şans ver
leadri
darmadağın bir dünya, biz ki sahibi
düşe kalka yol aldık hayatın talimi
gel inatla gel yorulma bak inan değer
kararlı insan mutluluk talibi
düşün ne kaldı bir bak dünden armağan
hayıflan geçti zaman ve sendin mahvolan
toparlan vakit yok artık kurut şu buhranı
zordur yaşam yıkılma, mırıldan şarkını
hayat soyut kavramla tokatlar aklını
tek somut gözyaşı, insan ne oldum şaşkını
badireler var zamansız öldüğün
o badirelerden de söyle var mı birisi güldüğün
cevabı beklenen onca soru dururken içimde
bugün bir yenisi eklenir bak hayattı mahlası
hüda bir sayfa koydu önüme yazmam gerekti
bense münker nekirle uğurladım sayfayı
belki bir bakış veyahut bir gülüş bir haykırış
bir armağan bir imtihan belki aldanış
sahi neydi? unuttuk adını biz bu ömrün
belki bir yol gidemesekte bir karış..
çıkar ne varsa koy ardına bırak hadi gel
unutuver hadi kötüye bağlama bel
bir şans ver hadi gelen şu güne
güneş doğacak bakmasını bilene
leadri
kaldır arşa başını bak bu belki iyi gelir
gün gelir düşende kalkar kalbim iyi bilir
kirlenir herşey zamanla üzülme
çıkar yüzünden hüznü bu halde gözükme
kaybetmek için bahane arıyorsan haline
unutma en büyük bahane sensin kendine
yıkılmayı bekleme sabırla ve dik dur
yüzleş şaşırt hayatı, bu kez git tersine
ardıma gömdüm, hatırlamaktan artık usandım
yarına döndüm neyse payıma düşen kabuldum
anladım artık yaşam bir hengame.
yeterli tebessüm edebilirsen idame
uzaan..tutup kolundan çıkar şu derdi kafandan
sıkan ne canını? hayat mı yalandan
dünyadan geçmek zor, sıkıldık dönmekten?
nispetten, gafletten sil kurtul herşeyden
yüzünden düşen bir parça hüzün yüzünden
bozuldu tebessüm toparla haydi resmi tezelden
gönül gözüyle bakmak gerek esasen
devran kısır bi döngü gereksiz üzülmen
çıkar ne varsa koy ardına bırak hadi gel
unutuver hadi kötüye bağlama bel
bir şans ver hadi gelen şu güne
obsesif
kolera
zirveye hoşgeldin burda seni yalnızlık karşılar ve kaç derdin varsa unut buralara uğramaz bahar çocuk
ve lakin yağmur özledikçe biz yağar kar, sarılmak istersin yaza her yer buz kokar
sizin pisliğinizdi sizin muhalefetinizdi ihtilaflarınızla tanıdım artık sizi sevmem imkansız sizde sevmeyin beni
sesinizi uçurumdan attım ite ite,artık göstermiyorum dişlerimi kızdığım hiç bir ite
bu kızların pilleri bitiyor, yanıp sönmelerinden belli asılı kalmak onca yıl ve kraterlerin dibi
kuyruklu yıldızlar hava atar gibi gezerken sabit olanlar bi kuyruk için dilek dilerken
ben kelebeği aynı kavanoza aç bi örümcekle katil olacak birimiz geri kalansa mefta
iki kanat ne yapsın sekiz bacak varken onda süveyda fışkıracak kalbini sıksan süveyda
ben pelerinli cadı uyur cebimde kapının anahtarı hergün bahçedeki kör kuyuya atıyorum hayatımı
sevmeni istiyorum tabi ki kendi yaşamını ne yazıkki bilemiyorum ne yaşadıklarını...
hiç bişe unutmam obsesifim,delirir bir anda heyheyliyim,hemen bi küsüp konuşmayabilirim,alışın bana ben bir deliyim.
hiç bişe unutmam obsesifim,bir anda uyanıp gece gezerim,hem ağlayıp hem gülebilirim,alışın bana ben bir deliyim...
abluka alarm
günler gülleri büyütür,aşıklar aşkın rengine bürünür
sen gülleri boşver onlar senin aklını erken çürütür
bilemezsin dünya güzeli dünyanın çektiklerini
vitrindeki güzel elbisenin bir fakir kıza ettiklerini.
hadi ruhumu okşa sevdiğim şeylerden çal bana hadi durma
lakin vaktimi çaldı günler benden beni aldı
bir ben daha yoktu beni bunlar yanlışa soktu olan oldu
sinirlerim gerik dostum lakin bunun ilacı sizde yoktu.
dünya sövmüş bizlere ağlayacak sözüm hep aksine
bilebilecekmisin ki derdimi nafile gözlerin görmez gerçeği yok yaa bırak
benim bahçem kurak duygularımız batak
dostlarımız tatak akşamdır hadi yatak.
ben kafeslere mahkum bir kuş velhasıl dallara konamam
konsam daha özgür olamam özgürlüğü vermez hiç buhran
bana nispet oynar düşman cana minnet sallar sultan
yuvadan düşmüş bir yavruyum kaldıracak yok hiç bir insan.
küller küllere tozlar tozlara alışır dünya yapbozlara
siz kaldırın eli kop koplara bana verin akkor her daim nigga
bitmez yollarım hep çakıl aksak ritmin hep takıl
aklın yolu birdir sana kuvvetmiradan obsesif akıl.
hiç bişe unutmam obsesifim,delirir bir anda heyheyliyim,hemen bi küsüp konuşmayabilirim,alışın bana ben bir deliyim.
hiç bişe unutmam obsesifim,bir anda uyanıp gece gezerim,hem ağlayıp hem gülebilirim,alışın bana ben bir deliyim...
laedri
aşıklar mutfağından yalnızlık tarifi
tabiri caiz laedri meçhuller şairi
yolcuyum hasretim, varmalıyım bahtıma
bir tek şeyim var o da insanlık,yüklemişim sırtıma
boş satır kontenjanlarıma pişmanlıkları doldurdum
yetmedi gönder temiz sayfa bak seni nasılda unuttum
yanlış anlama benim değil bu geçmişimin soygusu
kapıya dayanmış tereciye mazi ödemeliyim borcumu
doğruyu bul yanlışa yol çok hadi yola çık aramana kul
isabet olur lazım olan tek şey evlat bence huzur
varsa gurur hadi katlet olmalısın katilin
içini ferah tut bulamazlar yakalanamaz failin
irfan maduru insanların insafına kalmış benim insanlığım
tamam herşey senin olsun ama paylaşılamıyor bak küstahlığın
zorbaların devranı, şu insanlık alemi
kalabalıklar ortasında yalnız, mahkumluk daimi
kör nimeti nankör nimeti vereni görmeyendir bunuda böyle bil
tadil gerekecek insanlığa malum bir yanımız hep katil
suçluyuz ve mahçubuz, alnımızda bulgular
yakama yapışmış adı pişmanlık vicdanımı sorgular...
hiç bişe unutmam obsesifim,delirir bir anda heyheyliyim,hemen bi küsüp konuşmayabilirim,alışın bana ben bir deliyim.
hiç bişe unutmam obsesifim,bir anda uyanıp gece gezerim,hem ağlayıp hem gülebilirim,alışın bana ben bir deliyim.
umudumu yitirdim
yalnızlığa teşebbüs ederken hayatım duyduğum şu uğultu yapma der gibi
gelir ve geçermiş umut kervanı,içimden diyor bi ses avutma kendini
faili meçhul değil hayattı katilim,çeksin istedim boynumdaki elleri
tevkif edilsin idamını beklerim suçluluk delili var çocukluğumda izleri
her şeyin biraz yalan biraz yarım biraz yılan sonunda suçsuz olduğun şu dünya
yok mu bi doğrun göster bi nebze sanırım ileri gittim bağışla o halde
kimsesiz meçhul bir uçurumun sahibiyim yanımda yalnızlık dilimde bi kaç cümle
feda ederken ömrüm bugün ve yarını yalvarır durur umut der ki heba etme
yüzümde yorgunluğu hayatı anlatan hüznüme dair büyük bi sergi var
haydi gel bugün ziyaret et beni içimde ressamın kırık bi kalbi var
hayat ağır ağır akar denizi arar belki kurur belki kavuşur bilirsin
beklemek yok eder bize ölüm gibi bulacağız mı be şansım ne dersin
ne de çok hayallerim ama yok sonları gidilemez bulunmadı yolları
kaybolur ziyan olur bilirim, yerine koyamam umudumu yitirdim
parçalanmış kalpler ortasında siyah nokta,takdim etmek isterim ki ismi süveyda
asırlardır gönül şahikasında bir benek, taşıyabilmek için onu yürek gerek
köhne umut altına girecek acı sancı duygu yoğunluğunu bastırır sohbet ilacı
platonikler saklanır zihnin en derin yerinde, sömürmek için gururu bekleyecek seyirde
der ustam bana ki evlat sende bir hal var neye üzüldüysen sil at göz lakin çağlar
ruh bedenden ayrılmasın daha yıllar var,seni üzen maymunlar bilirim temiz kalpliyim
şöyle bir düşün şimdi savaş niye böyle der, böyle derse savaş altında bir şey gizler
kelimeler çok küçük,manalarsa büyük,bazıları söylenmezse oluşur vücutta yük
sebeplerin sonuçları doğurduğu hayatlar,ayak üstü birçoğumuzu sürekli pataklar
karışmaz buna yaşam kaygısı olmayan kaypaklar,sen söyle bunu onlara; temiz kalpliyim...
hayat ağır ağır akar denizi arar belki kurur belki kavuşur bilirsin
beklemek yok eder bize ölüm gibi bulacağız mı be şansım ne dersin
ne de çok hayallerim ama yok sonları gidilemez bulunmadı yolları
kaybolur ziyan olur bilirim, yerine koyamam umudumu yitirdim
protesto
baş git çölde boş duran atları koştur,
trip atlayan rhymelara cümles sostur
kaynagı dille inceden ince işte
ölüme atma pençe.
gevşek civatam pit10du bak kafama at
konuşalım butona baskı bazen
sözleriniz yalan oldu talan yine,
benim hitlerim sözler number one.
malları küstah kızlara kılıçla saldır.
genelde saygıyı kaldır.
tokmağı vur la illet manşeti, şükret raplere güllet kakarayı.
yak bu sayfayı bana çok içimdeki yok
elimde kaldı tahtı dengi yaktı saftı savaşa baktı.
aşka farklı filme baktım sonuç aynı .
daldır hükmüme yol ver soytarı ettin attın önüme hep bir neden
yaptığım işlere gelmedi faiz
yok kârım üstüne konmalı caiz
yattı kalktı önüme hep bir hayat ve
kalktı yattı doğuma hep bir çoğul ki
kanca attı canıma belki bir boğum
tatlı tanıma kaymak ile sonum.
poyrazım istifa etsin sonu sözlerimin
intibi saf kan elentürü lirik ve
gözlere yansıdı insanın ah vatı
kendime sordum ruhum gedik
damgalı benliğin işleri yok yere kavga çıkartırım bilgiye erdeve
ekle sonunda kazan puan artıya tuşla cebindeki halini harca.
ben kimim oyununu sor ki devrana
yapmayın oğlum çokça tantana
kızlara ver resmi yapsın yaygara
köz olur kalbim kanayan yara
bil bazın aşkına ver bir çare ok
zilleri tak oyna bayrama dili yok
tek bir mermi düşmesin ki akla
ruhuna fatiha okumuş hakla.
doğrularda aldı gitti başını şimdi yalnız kaldım ben daha dur
canıma minnet istemem ki ben kimseye zaten duygularım mağdur
ruhum girdaplara düşmüş söylentiler var elimde illegal
olmadı oluruna bırakamadık yalan her şeyi bizden protesto.
benim varım yoğum rapim
alın yazım nedir ki bak
topu topu bir sayfa
yalana müsaması yok hadi kır yine
gerçeği karalar kalemim nasılsa
ruhumun suretim gökyüzünden gözlerimden yağmur olda gel
biri güneş birisi ay biri yıldız anladık oğlum yok ki kalender
sendelesende yıkılma sen dik dur hadi koş ara bul yardım meleğini
kim ne derse desin aldırış etmeden durma hadi yaz anlat dileğini
maalesef malumum talibi yok alamete boşluk olacak oğlum öğren
önce bir kipriti çak ve de kalbini çıkar hadi harla bu ateşi
beni unutanı unutamam onu unut fuck edene kadar
eğlen hadi ben avutamam içimi cenazesi gömülecek merhumun
merhamet edin hadi gelin iki göbek atın evet hadi
tarifi yanlış yapılmış olan sinaslını sordum
kim bilirdi bulamadı bak gene bilemedim ama amaç yine beni ters yola saptıracak gibi
dilimi kılavuz edene kadar yolunu bulurum ama getiremem aşkın sonunu
yazık diye dövünerek katılacak iki adamın biri maalesef kasvet sonucu
metaneti tafruman edip ağlamanın anlamı yok kaldırın başınızı arca
azameti görüp aklını kullanan insanın işi olamaz aslen şansla.
tecahül-ü arif
savaş;
adaletsiz bir gece sızmış kalbime aşkın rengi,
soramadım rüyalarıma dün sabah kaçta gitti.
yakalayamadım hayatı neresinde lan bunun ipi ?
pek hüzündür sorma yahu ölümün ani gelişi.
kalabalığın tam ortasında eller uzanır boynuma,
bir suçlu kimi bulursa insan bayılır sorguya.
damla damla akan terdir giydiğimiz hüküm hayatta,
tek kalemde marifettir bir cümledeki çok mana.
sonunda hızla çekti mantık asi düşünen vizdan fişini,
çabuk topla toparlan ! yok bu yolun kıvanca gidişi.
deli etmeye yeter seni insanların diklenişi.
e hadi sil gözlerini ağlamak sayılmaz iyi.
siyah gitarla bir tarafta matem çalar periler,
onların hüznü dünyaki insandır denilen.
önce dinledim bu hüznü sonra kalemi kağıda aldım,
satır satır bir sayfada kendi cümlemi kazdım.
bitti, yaştı, yolumuz telaştı.
umut benden kaçtı zaten olamazdı aşkı,
karamsar bir adamın duygularıdır taciri,
sen bunu anlayamazsın ayrıca mantığın şaşı !
bariz dil, bu vaiz dil,
el-arif dil, e lazım bil.
ruhum bence tecahül-ü arif.
e lazım bil, el-arif dil.
bu vaiz dil, bariz dil.
ruhum bence tecahül-ü arif.
laedri;
devran dönen dönme dolabın içine binmiş insan denen,
ihsan da yok insanlıkta göçtü gitti sorma neden.
cevap bul, arar kul rüyada gayret bulur.
çaban boşa kalk uyan bak bence cevap para pul.
kurtar beni bu yükten yeter, usandım insanlardan.
gözümü oyan kargalar ve yediği kaba s*çanlardan.
katlanamam yeter artık ! dayanmaz sabır taşım.
çatlayacak birgün elbet kolla kafanı akar yaşın.
ayna ayna söyle şuna bir b*k sanmasın kendini.
elbet çalarlar kapını birgün alıverirler rengini.
yaylan geri, pek nadide benim neşem alıp gitme.
dolmaz yeri üsteleme, hayır olmaz vermem bişey.
hüznüm beni bir dağ yapar üzüldükçe yükselirim.
yalan yüzüme yandan bakar beni iyi bilir, tiksinirim.
vakit geç oldu sorma, nerde kaldı cümlelerim ?
tamam sorun yok hazırlan, kalk bir gece de biz gidelim.
ne erdem, ne ilim, ne irfan, ne vicdan gerekir oğlum,
kötüye birkaç kelam anlatmak için yetermiş kulum.
eşek hoşaftan ne anlar ? eşek oğlu eşek işte !
havada kan kokusu var lan ! ahada yumruk geliyor işte.
kalbini kolla, bu punchın benzeri yok iyice dinle,
yazdığın çöpü topla evlat, bu ryhmelerin çözümü bende.
a2 + kuvvetmira = melankolia nokta !
mf bayrağı salla !
ışığım nerede?
tahammülüm yok metakatim yenik yüzümde eskilik bir iz çıkarmayın.henüz temiz dokunma.avutma beni bırak.ömür yakın vedaya.unutma!unutma kaybeder herkes bulutta.yolundan ediverir hayat huzura vardığında. hazırlan yeni bi sayfa aç karala başında.zaman inanki katleder içinde saklı meleği sonra banada der ve şöyle der:"yalandı gerçeğin"heralde göremedim sorun yok ölmedim.ne bugünümün içinde varsın ne yarının ne hayrı dokunacakki söyle şimdi adını umut koymanın ? hayali bir kadın içimde sakladım.inanki cümlelerimin içine adını zorla davet ettim.istemezken adımı adın ayaklarınla lanet etti.zorun ne derdin bırak be derdin.pranga sendin anlaman gerekti. bir kilitten ibarettim.bense ışığa muhtaç halde sen karanlık hayalettin.yerle bir tenim.gözlerin bi şahidim.geçer bu günler eser bi rüzgar düşer bi yaprak unutmak en büyük zafer gereksiz alınmak.anlamak zor oldu lakin yoruldum inan bak.ne şimdi mutsuz ve çokta üzgün birazcık mağrur hayat akıp giden nehir vardım farkına.eğdim önüme başımı razı geldim hakkıma..
payıma düşen ne elini verme
tutan bileklerim kırılır düşer yere sere serpe
bana kalan ne ? hadi söyle..
yüzünü gömme içini çıkar hadi inan ki kapalı yine bu perde.
ışığım nerde ?
savaş verse
koş bilekte kan var.alın yazımda acil ihtiyaç gerekli biri müdahale etmeli.bundan ölmek istemem fakat mağduriyetimi anlayın.sap o yoldan aşağı dönme.gözlerinde var kıvılcım biraz hızlı biraz körpe.yok olma dönmek istemezsin sevinç tarlasında hüzüne.gafil avlanır sözüm ve açıklayıcı olmamız gerek bi çok şey ihtilalde yapılabilir dilime.yaşam kervanında her dilaver aşka bir üre.güzel mehtabıyla yüreğim sanata elçi.sen özünde dur ben sözümdeyim.velhasılki terliyim.hünerliyim umutlarımda başka aşka.yalpalar durur zaman ve zifir karanlıkta keyfim şov yaparki derdim ... dolayısıyla yaşamı çokça yerdim ve göğüs gerdim bendime.sonbaharda başlar yaprak hazin dansı yapmaya bir ağaç ile sarmaşık sarılmışlar sonsuza.ben onları izler iken mest oluyorum adeta.
payıma düşen ne elini verme
tutan bileklerim kırılır düşer yere sere serpe
bana kalan ne ? hadi söyle..
yüzünü gömme içini çıkar hadi inan ki kapalı yine bu perde.
ışığım nerde ?
geçmişi yok say
laedri mahlas, her şeyden biraz
yaklaş dinle ses ver, maruzat sürüyle..
hangi birine elimi atsam, kararsızım.
sorunda çok sorunda neyse başla nükte dar bir dille.
neyle yaşar söyle insan, hayal mi umut mu ?
unuttuk hazin yolunu varsa yoksa avuntu
ve kim sorunlu orda dur bak, sor bir kendine
seslenir uzaktan biri evlat dengi dengine.
yaşanmamışlık adına söyle ne varsa aklımızda,
inan ki bizde yaşamak isteriz veda ekiyle
huzur ki kendini katletti mahkum edasıyla,
lanet olsun bir kez göremedik dünya gözüyle.
içten içe bir serzeniş hep,
hayata dikleniş rap,
ya fazla tatlı kalsın ya hüznü olmamış denk,
umudu mahlası fake, vaatler hep boşa.
gök kuşağıma ihtiyaç var hiçbir şeyde kalmamış renk.
kader mi çaldı bizden ki yoksa biz mi aldık ondan,
anlaşılmayan ne karmaşık bir ilişki
bir küsüp barıştık hatta ağlayıp gülüştük amma,
muamma değil de nedir bu çelişki ?.
dünün yarına köprü fakat yok mu bir hükmü ?
günün, bak geçer zaman tamam yeter biraz düşün
ömrün, yol ki yolcusun baki değil ki sonlusun
hayata sorgusun cevaplarınla doğrusun.
hayat, oyun zaten ve de şansa bakar
beni gelir elden ama insan umar,
hayat ki sorar, cevaplar arar,
bulur bulamaz bilemem bir tek şans var.
ve vakit çok dar, ne kadar uzaksın.
bir cevap bulsam, zaman ki susar
bak elde ne var, hayal meyal hatırlarız bırak geçmişi yok say.
yazıyorum bu kez açık seçik hayli argosu bol
başka bir yol var mı söyle, köle yahut özgür ol
seçim senin bak, ya sineye çek ki anlat
durumsa hayat memat, ya katlan ya kaldır at.
kapat içinde boktan başka bir şey yok ki şu televizyonu,
öküz tren muhabbeti bu kapitalizmin ilizyonu,
varlığın yokluğunda hayat kimin topu,
bak ne güzel sömürüyorlar bize kalansa adisyonu.
kimin kiminle oyunu bu he, kiminle yarışı ?.
kol kanat verildi savaşa ve çektik barışı,
hayata karşı işlenen suç yığınla,
insan oğlu savaşa, yüresey özgürlüğümüze ben yüresey duvara karşı.
bir elde kızgınlık yüreğimde ateş var.
karşımda düşman bir hedef diğer elimde bir taş var.
fırlat, hayata vursun dağıtsın korkuyu
azim gerekli biraz, cesaret sağ duyu.
yazık şu insan oğlu nedense bulamamış ki bir doğru
aramamış ve yahut haymaz olmuş görememiş hududu
bırak gururu, gerek yok nafile
zaman kapattı kapıyı dönüş yok maziye.
ne kalmış elde, bir varmış bir yokmuş her halde
masal mı sandın bu dünya günaydın rasgele,
dön de bak haline, dönmeden tersine
bir kere geldik unutma, dönüş yok meskene.
'büyümez ölü çocuklar'
leadri
umudunu ekmiş yarını bekler
gözünde damlalar hayalini pisler
bu suret benim değil der hayat taktı maskemi
eli silahlı bu katiller haram etti gülmeyi
ya doğmadan ölmek ya yarına varmak
ya da savaşlar ortasında savunmasız çocuk olmak...
hangisi kâr cevap verin şu ufaklığa
henüz 1 yaşında ışık tutun karanlığına
aydınlığa kanat çırpan beyaz bi güvercinin
körler aleminde dağladılar gözlerini
umulmadık savaşlar ortasında kaldı umut
masum diye gözetmeden yok ettiler düşlerini
yüzündeki matemini göz yaşıyla silen çocuk
boş yere bekleme adresi yok yarınların
reva görüldü ölüm soğuk bir yatakta
hiç tereddüt etme hadi tükür yüzüne insanlığın.
inandı çocuklar,avundu çocuklar
güzel günler masallarda inanmayın çocuklar
insan olma erdeminden uzak bu adamlar
ruhun şad olsun be nazım �büyümez ölü çocuklar�
hiroşimada öleli
oluyor bir on yıl kadar.
yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
savaş
güneş doğmadan önce doğuda uyanır askerler
simada aynı endişeyle cenkte ölümü bekler
geceyi pervazında izleyen ufak bir yüz
mermi ışıklarını havai fişek zanneder.
bak bugün de analar ağlamış be pirim
tek taraflı bir gemi dönmez askerler birim
kapaklar açıldığında şans sizinle olsun
biz dua ederiz candan yeter ki bunu bilin
neden çocukları ceset torbalarına tıktınız
onlar yaramazdı da ondan mı bıktınız
yarının ki umutlarını alimlerini çaldınız
güneş doğuda doğmaz artık farkında mısınız ?
şimdi güler yüzler görmek zor şırnakta
şimdi güler yüzler görmek zor hakkaride
şimdi güler yüzler görmek zor filistinde
hudut
zaman çemberinde vakit, dilimle has haydi kullan
tavır takındığımı görsün, hayat kursakta lokmam
ödün verdiğimi bildiğim taviz, ellerimde aciz
fakat yaşam güzel bence nefessiz kalamam derim.
doğruluğu benimser özüm, benliğimin eli belinde
hesap sorarcasına hırsım ula yolu derinde
daim sonuçlar var takip ettiğim belki zihnimde
insana oyun oynandığının farkına varıyor insan..
gerginlik hat safhada, hatalar yapılmış belikli
ataklarda yüreğim sen koş, zihnim onu bir yakala bana getir
derim ona senin derdin nedir?
hıyarcasına peşinden koştuğun aşk seni delirtir.
ıslah ol, hayvan olma, toplumumda örnek ol
lakin yollarımda eşitlik adalet bozulmasın
kaynar kazan içlerinde masumlar yanmasın
aydınlansın herkes özgürlüğüne sahip çıksın bre..
savaş yine vazgeçer mi tarzından ki ahali
illaki daldan sarkacak papan misali
dilim sürtünür, yakar yavrum cehennem ateşi
bu sıcaklıkla kavrulur dünyanın bela iblisi..
çek çek beni çek,
hepiniz bu fotoğrafa gülecek,
kakarası kikirisi bitecek,
savaş gülecekleri canım tek tek silecek..
için için heyecanlı bir manzaradır cinayet,
ruh yerini teslim eder, beden toprağa emanet
ansızın gelir melekler, sorgudan ibaret
cehenneme yolcuyum dost, hakkını helal et.
çatışmalar var, zihinlerde çözmek istediğimiz
çocuklarımız var, bizim yetiştirmek istediğimiz
hayallerimiz var, fakat umutlarımız kâr
maalesef ki anlattıklarımın bir çoğu sanal.
yo, sen bilirsin ben ekmeğimin peşindeyim
yo, sen bilirsin ben hedefe kilitliyim
sözlerimde karanlık dipsiz bir şehirdeyim
güçüm yettiği kadar varım, öyleyse susmalıyım.
kirletilmiş günlerin eşiğindeyiz biz belki derim,
onurunu kaybetmiş insanların beyni felçli derim,
karanlığa düşmüş gencin elinde var her yol
kötülük bağıbın da hiçbir şey istemiyoruz anla yoo.
kırılmasın kanatlar
gözümde adı yasal denen bir perde var açılmıyor,
ne fayda..
adalet adına, takıldı bak bir çift pranga
düşünme boşuna, sonunda kırılacaksın anla !
ifade suçsa güvenme yarına..
kelam, hayatımın evveli sonrası
doğruyu göstermez aynalar içimde başkası
hadi ifade et anlat ne varsa bildiğin
hayatım kirletilmiş sayfa yazıp yazıp sildiğim.
dahası var, kafamda darp edilmiş onca fikrin,
izahı olmayan idamlarında yarası var
komik masallar, yasal diyorlar, ufak oyunlar
sonuçsa yerden göğe illegal.
sağlı sollu darbelerle sendeler yarınım,
konuşma sus denildi mahcup oldu insanlığım.
hali hazırda var içimde bir umut,
öyle bir yarın düşündüm utanmış karanlığım..
kurallar, hep fikirlere yön verdi yanlışa kaydık,
özgür ifade adına ne yollara saptık,
bataklık ortasında kalmış insanlarla biz
kalabalık bir ülkeydik geçmişiyle karanlık.
yol ayrımında kalmış insan düşünce körlüğü
küçük bir ışıktık karanlığın gömdüğü,
belki bir yol var belki de bir son,
bilmem ne der kader bekledik son sözü..
elimde kağıttan yapılma beyaz bir kuş var,
uçur diyor umut kırılmasın bu kanatlar,
bir hayli yorgunuz uzak mesafeler,
hazırla kendini bekleyen bir yarın var.
bass bu rıytme dibinde bir tortuyum,
ekselans, canımı dişime taktım yazdıkça ben suçluyum
inatla yürüdüm karanlığa doğru meşalem elimde,
hayatım bölük pörçük amma hislerim benimle..
ikinci faz, insan dürüstlüğünün esnek boşluğu
bu yaşamın bize verdiği düdükleme hoşluğu,
yarına çıkmaz ömrüm fakat kararsız tepemde
giyeceğin kefeninin cebi lan acaba nerende ?.
kalır mı sandın dünya içlerinde çokça mutluluk,
elinde bir silahla bana ateş eden küçük çocuk
huzur ki veremeyen bir toplum içine bense sokulurum
kol kola girdiğim yaşam uğruna soyunurum.
kepazelikten öteye geçmek ister insan ayrımı,
bir tarafta sadist, bir tarafta kapitaliz,
ortada büyüyen ergenler yazık ki anarşist
yardım etmek isteyen azınlık bir tek idealist.
memlekette yazmak, okumak, düşünmek suç.
ucubelerle aynı yerde tıkalı kaldı şairim,
nacizane vatanı adına umuttu kendisi..
lakin ısrar edemem affet ellerim kelepçeli
bir fiyonk atalım
az gelir,azsa tonların savaş birazcık bas verir.
insan kalbi kırmak için doğmuş bir efektti.
bir gün zamana yoksun ömrün.
bir sebepten sonra tabutta yan gelir.
aydınlık bir yolda yürümem,gerekli ey güneş ki aydınlat beni bu şehre doğmayan kibir ışıkla.
günah ölüm ki bindi omzuma ve zordu hayat denen zırvalıkta yaşamak ölmeden.
tutsak olduğum ifade müzikte saklı kaygı.
ne varsa boyutlarda aşkım rhymelara,umurumda olmaz saçmalıklar trendler tantana.
anlamsız anların peşinden sürüklendiği her showa.
toplu yüz savaşta birlik olmanın zamanı artık,anlayın bu mektubum ki şimdi çok barışçıl,bazen anlatmak gerekli bilgi insana.
kitapta vardı kaynak okumadan yazma.
hoşgörü hayatta her zaman erdemdir bilesin,kötü fikirleri kafanda bir bir silesin.
sinir harbi vicdanını su içerek mi geçireceksin.
o zaman dişini sık,hazmet,kazan.
kim verebilir sözünün hakkını
kim bilebilir hayat şansını
kim diyebilir,yoluma çık benim
kim güdebilir sonuç bize bazen
sana ne sövüp sayandan
bana ne yakıp yıkandan
kime ne bunu yazandan
bir fiyonk atalım biz barışığın üstüne
varlığım,yokluğum,özgürlüğüm bir de esaretim.
ne hale geldi cennet vatan,aziz memleketim.
yarınların ipotekli,bilinmez akıbetin
netice pek güzel,bu şaheser hepimizin
adım başında kavga var,gözüm kör olsa keşke
herkes ayrı söyler,hayat garip bir lehçe
ve bence,durup düşünsen önce bulursun
yolun uzak değil,bırak kalan yol olsun
ahh..evvel kuruldu tezgah,boyattı sonra gözü
damgalandık birer birer,biz der iyi onlar kötü
didiştik birden hemen,masum gitti giden
işin rengi kaçtı sonra olduk mu lan renk körü
salla zarları salla,hayat bir entrika
bazen neşe bazen acı orta bir yol bulunamaz ya
avundu bak bu günde yalancı bu pollyanna
huzur baki olmaz bebek yok böyle bir ütopya
politik söylemle kesme sözümü
pireye deve dersin al kışı basar hödüğü
üzer öküzün biri masum iki gözü
tükür yüzüne şükür çeker sözün özü