Erg: Cgs dizgesinde (sisteminde) bir erke (enerji) birimidir. Yunanca ergon yani iş sözcüğünden türetilmiştir.
1 erg = 10-7 joule
1 joule = 107 ergs
e: alfabemizdeki altıncı harf
ne: Türkçede soru sözcüğü, Yunanca karşılığı evet
kon: bir kuşun damda, dalda vb durması dinlenmesi ya da kon işte kon her yere kon gibi...,
ergenekon: Ergenekon destanı, Göktürkler'in türeyişini anlatan bir Türk destanı.Genel olarak, düşman tarafından hile ile yenilgiye uğratılan Türklerin, Ergenekon Ovası'nda yeniden türeyip tekrar eski yurtlarına dönerek düşmanlarıyla çarpışmalarını anlatıldığı bir destan.
Varın ötesini siz değerlendirin ve deyin ki ; Allah encamımızı hayra getire.., ve bir fıkrayla bu encamı sağlam bir zemine oturtmadan olmazdı diyerek sözü bağlayalım.Usta Çetin Altan’ın yazısından bir fıkradır bu sizlerle paylaşmak istediğim:
Adamın biri, bir kahveye girmiş ve bir çay söyledikten sonra da gidip pencerenin dibine oturmuş.
Tüm dikkatiyle gözleri dışarıda, çaydan iki yudum ya içmiş ya içmemiş, birden kapının önüne fırlayarak:
- Yeşilli taraf yukarı, yeşilli taraf yukarı, diye bağırmaya başlamış.
Tekrar yerine dönen adam, önündeki çaydan iki yudum daha ya içmiş ya içmemiş ki, yine kapıya koşarak başlamış bağırmaya:
- Yeşilli taraf yukarı, yeşilli taraf yukarı.
Adam çayını bitirinceye kadar, en azından beş kez kapıya seyirtip devam etmiş bağırmaya:
- Yeşilli taraf yukarı, yeşilli taraf yukarı, diye.
Sonunda kahveci, merakla yanına gelmiş adamın ve sormuş:
- Neden öyle ikide bir kapıya koşarak, bağırıp duruyorsunuz “Yeşilli taraf yukarı, yeşilli taraf yukarı” diye?
Adam:
- Efendim, demiş; karşıdaki bahçeye ağaç diktiriyorum. Ancak bulduğum kişiler, daha önce sokak gösterilerindeki kutuplaşmalarda sürekli slogan attıkları için, kendilerine göre 'demokrasinin kökleri'ni göstermeye alışmışlar. Fidanların da köklerini havaya doğru kaldırıp, ağaçları tepetaklak dikmeye kalkıyorlar, onlara bağırıyorum.
***
Yaz mevsimi ne huzursuz bir süreçtir: Tatil planları, çelişkiler, gidilse de beraberinde götürülen içsel didişmeler… Sadece İstanbul’da yaşadıkları halde denizi hiç görmemiş iki buçuk milyon insan olduğu düşünülecek olursa, doğrusu insan bir tatili bile düşler ya da planlara dalarken, kendini suçlu hissedebiliyor. Ayrıca ‘her şey dâhil’ katliamı yapan ve güzelim beldelerimize hiç kaynak bırakılmamasına yol açan tatil köyleri de cabası.
Ben çocukluğumdaki dereleri,tabiatı, anlamlı paylaşımları, saygıyı ve de göründüğü gibi olabilen, olduğu gibi de görünebilen bireyleri özler oldum ya siz?...
Ufuk Özgül